Bu Blogda Ara

Kış etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kış etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

09 Şubat 2025

Kabak + Ceviz

 Eğer siz de Gece Atıştırmalarını seviyorsanız Biz Üç Muz ile aynı kefede tartılıyorsunuz demektir.
Özellikle de atıştırmalar Dondurma ise Kış ortasında nasıl olacağını sormayın çünkü Zemheri ayının ortasında Dondurma norminâl şeraitte yummilenilmez.


Bu akşam canım şöyle bir Dondurma çekti, soluğu aldığım Hacı Bozan'da yeni ürün Kabak + Ceviz mideme indirdim.
Ancak şunu unutmayın ki Yeşilköy semtinde bulunan Hacı Bozan ile Levend semtinde ya da Lâleli semtinde bulunan Hacı Bozan'lar ailedeki farklı kardeşler tarafından yönetilmekteler, mutfakları ve menüleri farklıdır, dolayısıyla tadları da farklıdır, dahası ücretleri de farklıdır.

11 Ocak 2025

Yağmurun Yağmur Hâli

 Eski şarkılarda Şehr-İstanbul'un havasına güvenilemeyeceğine dair bir beyit mevcuttu.
Bugün bir kez daha Yağmur boşanma davası açtı, Bardakla olan evliliği her türlü sallantılar altında ve üstünde.


Resm-i şerifimizde de temaşa ettiğimiz üzere Çağdaş Tramvay bile Yağmur'un etkileşimi altında ilerleyebilmekte zorluk çekiyor.
İki saatçik önce gömlekle çıkmaktan kaçınmadığımız sokaklara imdı ve bundan sonraki Zemheri-i Şerif Ayı boyunca kazak palto ile çıkabileceğiz.
Tabi havamıza Rüzgâr eşlik etmezse Şemsiye de şart, çünkü Yağmur altında ıslanmak hastalık getirebilir.

21 Ekim 2024

Yatsı Çok Erken

 Erke yatıp erken kalkmak her ne kadar güzel dâhi olsa Ondokuzu Kırküç geçe gibi erken bir saatta Yatsı ezanının okunuyor ollması Kış mevsiminin Şehr-İstanbul'a iki kocaman ay öncesinden avdet eylediğinin en güzel kanıtı.


Daha şimdiden millet Facebok'ta yazmağa başlamış ki Kış mevsimi çabuk gelsin, ama Kış geldiği zaman yakılan Sobanın veya Kâloriferin yapay sıcaklıkları bir yana yakarken kullanılan Doğalgazın fatura ücretlerinin kol gibi gireceğini ve zaten alınan tüm önlemlere rağmen ısrarla tıkırında olmağa devam etmekte olan Ekomoniyi daha da çıkmaza sürükleyeceği gerçeğini sanırım nazar-ı itibariyeye ahz-u kabz eyleyemiyorlar.


Kar belki çok güzel olabilir, manzarası da güzeldir ama kar her zaman soğuk getirir.
Soğuk havalarda insanlar üşürler ki bu yüzden kalın giyinirler.
Ayılar ise biraz az üşümek ve kışın soğuklarını hissetmemek için kış uykusuna yatarlar.

05 Eylül 2024

Eylül Hayatı

 Bütün zamanlar Biz Üç Muz olarak beğzı şeyhlerde kendimize hakim olabilmeği başaramıyoruz ama çevrelerimizi kontorol edebilmekten de geri kalamıyoruz.
Hayat ne yazık ki her zaman güzel şeylere hâmile kalamıyor, çünkü hayatın içine bir âletle girip de hayatın gönlünü becerebilmeği başaran birtakım güçler bizlere de bir türlü göz açtırmıyorlar.


Yoksa hiçbirimiz bu kadar çok yemeğe yüklenmeyiz ve kendimizi bu kadar şişmanlatmayız.
Şaka falan değil çevremizdeki birçok vatandaşımız hayatlarını fazla kilo sorunlarıyla karşı karşıya yaşıyorlar.
Hele ki artıkım Eylül-ü Şerif Ayı hayatlarımızın ortasına lök diye gelip izin bile almadan oturdu ki bize önce sararan yapraklar sonra serinleyen bir hava getirecek, dahası Güneşi erken bir saatta Homuna gönderecek ve her gün biriki dakika daha erkene gelecek.
Tabi sabahları işe gelmesi de biriki dakika kadar gecikmeğe de başlayacağını söylemeği unuttu ben.


Ne yapalım ki Sonbaharın sonunda başka Bahar yok, araya Yazdan çok daha uzun sürecek bir Kış girecek.
Dahası bazı millet Kar yağsın istiyor, ama Kar yağarsa soğuk olur ve Doğalgaz faturalarımız bu yıl çok daha fazla şişecek.
Faturaları zamanında ödeyemeyince de bir sürü icra davası ile karşı karşıya kalacağımızın resm-i şerifidir bu Kar yağmasını isteyenlerin duvasının tutması.

01 Eylül 2024

Cemre Paraya Düştü

 Çoğumuzca mâlumdur ki bizim Cemre adını verdiğimiz kadınsı bir kavram mevcuttur. Her yıl Sevgililer Gününden sonra eğer sevgilisi olduğunu sandığı ama kendisini arsla sevmeyen Berke'den güzel bir hedâye almışsa önce havaya sonra suya en son da toprağa düşer. Yok eğer hedâyesini beğenmemişse düşüş sıralaması değişebilir veya zamanı gecikebilir, daha da tuhafı gidişini ve hareket zamanını kafasına göre değiştirme becerisine sahiptir.


Ancak içinde bulunduğumuz İkibinyirmidört Yılı'nda bir ilk oldu, hepimizin sevgilisi Cemre gidiş zamanına yakın Sipâli'ye ya da herkesin anlayacağı lisân-ı münâsipten yazayım Paranın içine düşeceği tuttu.


Paranın içine düştükten sonra Cemre'nin sıcaklığına ve ateşine daha fazlama karşı koymağı başaramayan Para cayır cayır yanmağa ve elini süren herkesin elini yakmağa başladı.
İşbu ateşin iyiye işaret olduğunu düşünen ve Kışın ortasında doğal olarak Şehr-İstanbul'da lâpa lâpa kar yağmasını isteyen bazı okuyucularımız olabilir ama Kış kapumuza avdet eyleyip de işbu açın hâlinden anlamayan bağzı tok zümrenin sürekli istediği Kar yağmağa başladığı zamanlar Sonbahar döneminde Cemre'nin yakmağa başladığı Sipâliler yüzünden Kışın binalarımıza tahakkuk ettirilecek Doğalgaz Fatura Ücretlerine bütçelerimiz yetmediği zaman nasıl bir çözüm bulunabileceğini Biz Üç Muz olarak hiç bilemiyoruz ve daha da ilgi çekmesi için bilmek ve öğrenmek bile istemiyoruz.


İmdı aklımıza zurnanın zırt dediği soru lâk diye önümüze düştüğüne göre sorabilir ben, korkmayın cevabı da var:
Her yıl Yazın müjdecisi sayılan Cemre adlı dişi varlığımız Sipâli içine düştükten sonra neler yapıyor?


Ne yapacak? İsm-i şerifinin Berke olduğunu henüz öğrenebilmeğe muvaffak olmağı başarabildiğimiz ve Cemre'nin tek taraflı olarak bağımlı olduğu sefkilısıyla gezip tozuyor ve Para'nın içine düştüğü günün güzel anılarıyla avunarak gününü gün edip Kutsal Şarap'ı gummileniyor.

02 Aralık 2023

Ada Lodosu

 Mâlum-u âliniz mevsim biraz Kış'a doğru yaklaşmakta, her ne kadar Kocakarı Takvimi henüz tam olarak sokmasa bile bugün Biz Üç Muz olarak birlkte gördüğümüz ve sizin de biraz sonra temaşa edeceğiniz resm-i şerifte vaporumuz denizdeki dalgaların içinde gidebilmeğe çalışıyor.


Kim bilir vaporun içindekilerin mideleri nasıl da bulanıyordur?
Eğer aşağıdaki kısacık videoyu izlerseniz ne demek istediğimizi daha iyi anlayabilirsiniz.


Ben sizlere bir zamanlar Marmara Okyanusu diye bir tabiri boşu boşuna kullanmamıştım, yıllar sonra bile olsa resimli videolu ispatını da getirdim.
İsteyenler onüç yıl önceki yazımı bulup okuyabilirler ki bağlantısı bir önceki cümlede mevcut.
Madem buraya Lodos geldi ve görüntüsünü de kaydettirdi, bizlere de izlemesi düştü. İyi seyirler canlarım.

05 Mart 2023

Yağmurda Kahve Dünyası

 Hafta sonumuz için güzel bir haberim var çünkü Yağmurlu geçiyor, hem de bardaktan boşanırcasına.
Böyle yağarsa barajlarımız dolacak ve bizler Yaz sıçaklarında susuzluk çekmeyeceğiz.


Bugün akşam vakti bizim Kahve Dünyasında birkaç adet Lâvi Çikolatasından yummilenirken hava birdenbire yağmura çevirdi yönünü ve sanki bir zamanlar bardakla evliymiş de boşanma davaları görülmekteymiş gibi hızla yağmağa başladı.


Benim üzerime vazife olarak da işbu iki resm-i şerifi çekip paylaşmak kaldı.
Güle güle seyredin, Yağmuru iliklerinize kadar içinizde hissedin.

26 Aralık 2022

Hava Çok Sıçak

 Hava çok sıçak bugün, bir aralık sokağa çıktım ve terden sırılsıklam oldum.
Yok artık demeyin Yukarıdaki de artık havaya nasıl bir yön çizdireceğini ve ayarları ne yapacağını sanki şaşırdı.
Bugün tarihlerden Yirmialtı Aralık İkibinyirmiiki ve norminâl şeraitte kar yağması gereken bir zamanda biz sıcaklıktan pişiyoruz.


Her ne kadar ben Yukarıdakinin işine karışmağı kendime yakıştıramıyorsam bile İnistegiram'dan gördüğüm ve okuduğum kadarıyla şimdiye dek on santimetre kar tutmuş olmalıydı.
Kışın ortasında bu ne perhiz bu ne lâhana turşusu diye sormazlar mı adama?

10 Mart 2022

Kar Geldi

Sizler birçoğunuz sabahın ahanda işbu saatinde sıcacık yataklarınızda kim bilir kaçıncı uykunuzun kaçıncı evresindesiniz bilmiyor ben ama artıkım bende kıronikleşen uykusuzlukta sabaha kadarki tuttuğum nöbet esnasında bana tepemizin d'amına yağmakta olan Mart Karı'nı temaşa eylettirdi çok şükür.


Sabah vakti bilmiyor ben acaba nasıl bir manzaraya uyanacağız?
İstanbul Belediyesi bakalım nasıl önlem alacak?
Marmaray kaç saat çalışacak?
Elektrik kesintisi olacak mı?
Tüm bu soruların cevaplarını kar kalktığında yaşarsak göreceğiz.

09 Mart 2022

Kar Geliyor

 Dokuz günden beridir içinde bulunduğumuz Mart-ı Şerif Ayı mâlum-u âliniz önce kapıdan baktırır sonra da kazma kürek yaktırır.
Mart belki İlkbahar ayıdır ama Mart'ın baharlığı yalancı bahardır. Mart'ın baharının yalancılığına aldanan ve çatılarda sabahlara kadar miyavlayarak çiftleşmeğe çalışan kedileri bir başka yazımızda işleyeceğiz.


Mart'ın en önemli özelliği sürekli düşen Cemre'lerin tepelerinin d'amına kar yağdırmaktır.
Biraz önce tarafıma arz edilen habere göre İstanbul'un Beylikdüzü İlçesinde lâpa lâpa kar yağmağa başlamış olduğundan her an İstanbul Valiliği okulları tatil edebilme ihtimâli doğdu.

10 Ocak 2022

İnsansız Bir Dünya

İnsanoğlu belki de dünyaya ve doğaya en fazla zarar veren varlığıdır, ama insanlar aynı zamanda dünyanın dengesini de sağlamaktadırlar. Kısacası ilişkilerin konusu olduğu gibi insanların toplu olarak dünyadaki varlığı bir dert, yokluğu bambaşka bir dert.
İşbu yazımda sizlere insan ırkının dünya üzerinden tamamen silindiği zaman olacaklardan biraz bahsetmek istiyor ben.


Öncelikle elektrik ve diğer saklı güçleri işleyecek bir canlı olmadığı için çok ama çok kısa bir zaman zarfında karanlığa ve soğuklara teslim olacak bir dünya. Her ne kadar gökyüzünde Güneş de olsa Güneşin varlığı mâlesef günlerin en fazla yarısında etkili olabiliyor, üstelik Yaz ve Kış dönemlerinde bu süre biraz uzayıp kısalabilse bile etkisiz kaldığı zaman zarfı mevcut.
Biz insanların dünyadan neslimiz tükendikten tam bir yıl sonrasında tüm uydular ve uzay istasyonları Dünyaya geri düşer ve atmosferde büyük delikler oluştururdu.


Sadece bir hafta içinde milyarlarca ev ve çiftlik hayvanı açlık ve susuzluktan Hakk'ın rahmetine kavuşurlardı. Ne de olsa artık onlar evcil hayvan, her ne kadar fıtratlarında avcılık gibi hamurlar katılmış bile olsa o hamurun miktarı sanıldığı kadar çok değil, üstelik aradan geçen yıllar boyunca o hamurun varlığı bile tartışma konusu olmuştur.
Evcilleştirilmiş atlar tekrardan özgürlüklerine kavuşur ve doğada dörtnala koşmağa başlarlardı.
Nesilleri tükenmek üzere olan hayvanlar yavaş yavaş tekrardan çiftleşerek çoğalmağa başlarlardı.
Yaşamak için insan vücûduna ihtiyacı olan birçok parazit de yok olurdu. Mâlum-u âliniz ki insan vücûdunda önemli bir oranda gözle görülmeyen varlıklar da yaşıyorlar.
Evlerdeki haşeratın da soyları tükenmeğe başlardı.


Barajlar yıkılıp dev sel felâketlerine sebep olurdu. Sonradan tüm bu alanlar bataklığa dönüşürdü.
Büyükşehirlerde bugüne kadar yapılmış ve işletilmekte olan Metro hatlarını koruyan su pompaları çalışmayacağı için her tarafı sel götürürdü.
Soğutma sistemleri durduktan sonra bazı nükleer santrâller patlarlardı.
Sanayi bölgelerindeki emisyonlar sıfıra ineceği için hava sadece bir ay gibi kısacık bir sürede tertemiz olurdu.
Bakım falan yapan birileri olmayınca tüm metâl binalar çürüyüp yıkılırlardı.
Şehir parkları giderek büyür ve şehirleri ele geçirirdi, sadece yirmibeş yıl içerisinde dünyadaki tüm kaldırımlar ve yollar yemyeşil olur ve Doğa kendine ait olan her yeri tekrar geri alırdı. Altıyüz yıl kadar sonrası tüm dünya dev bir ormanlığa dönüşür ve her yerde farklı hayvan nüfûsu oluşurdu.
Okyanuslar eski temizliğine geri döner ve tüm balıklar huzur içinde yaşardı. Tek dertleri artık birbirleri kalırdı, çünkü büyük balıklar her zaman küçük balıkları yerler.
Yüzbin yıl sonra yıl içerisinde havadaki karbondioksit seviyeleri insan ırkının dünyaya ilk ayak bastığı seviyelere dönerdi.


Yazımı ahanda burada sonlandırırken tek bir cümle eklemek istiyorum:
Her ne kadar Dünyanın insanlara ihtiyacı olmasa dâhi İnsanların dünyaya ihtiyaçları vardır.
Her ne kadar insanlara hayvan lâkapları takılıyor bile olsa, ne olduğu konusunda fikir almak için üstteki resm-i şerifi inceleyiniz.

14 Temmuz 2021

Pirâmitler Hakkında Bilgiler

 Kahire'de bulunan Keops Piramidinin oniki ton ağırlığında ikibuçukmilyon bloktan oluştuğunu,
Günde on blok yerleştirilmesi hâlinde yapımının altıyüzaltmışdört yıl süreceğini
Piramidin üstünden geçen meridyenin karaları ve denizleri tam eşit iki parçaya böldüğünü ve piramidin dünyanın ağırlık merkezinin tam ortasında bulunduğunu
Yüksekliğinin bir milyarla çarpımının güneşle dünyamız arasındaki uzaklığını verdiğini
Taban alanının yüksekliğin iki katına bölünmesinin Pi Sayısını verdiğini


Piramitlerin içerisinde ultrases radar sonar gibi cihazların çalışmadığını
Kirletilmiş suyun birkaç gün piramidin içinde bırakıldığında arıtılmış olarak bulunduğunu
Piramidin içerisinde sütün birkaç gün süreyle taze kaldığını ve sonunda bozulmadan yoğurt hâline geldiğini
Bitkilerin piramit içerisinde daha hızlı büyüdüklerini
Çöp bidonu içindeki yemek artıklarının hiç koku yaymadan mumyalaştığını
Kesik yanık sıyrık ve yaraların piramidin içinde daha çabuk iyileştiğini
Piramidin içinin yazın soğuk kışın sıcak olduğunu
Piramit kimin adına yapıldıysa onun bulunduğu odaya yılda iki kez güneş girdiğini ve bu günlerin doğduğu ve tahta çıktığı günler olduğunu
Şimdiye kadar biliyor muydunuz?

01 Haziran 2021

Kutsal Üç Aylar Geldi

Sabah sabah başlıyoruz yeni bir aya, aslında bu kadar zamandan beridir bunalımdayken azıcık olsun ferahlamayalım mı sizce de?
Başlıkta bahsettiğim Recep-i Şerif Şaban-ı Şerif Ramezân-ı Şerif ayları değil, Haziran Temmuz Ağustos aylarıdır. Çünkü ne de olsa ilk üç günü Ramezân Bayramı olan Şevvâl-i Şerif ayı da neredeyse bitiyor.


Kısacası sizin anlayacağınız lisandan yazarsam Yaz Mevsimi biraz önce fiilen avdet eyledi ama gerçek avdeti yirmi kocaman günden sonra meydana gelecek.
İlkokulda bile öğrendiğiniz bilgilere göre Yaz mevsimi girişi Yirmibir Haziran çıkışı da Yirmiiki Eylül günleridir.


Bizler bugünlük Haziran-ı Şerif Ayı'nın hayatlarımıza girişini idrak etmeğe çalışacağız.
Ne yazık ki zaman da çok hızlı geçtiği için yetişebilmek ne mümkün?
Önemli olan yaşanılan zamanın tadını çıkartmak deil midir?

31 Mart 2021

Mart'ı Yolluyoruz

 Evet sevgililer.
Kedilerin gelmesini iple çektikleri ve bazen gelmden de mercimeği fırına verdikleri içinde bulunduğumuz İkibinyirmibir yılına ait Mart-ı Şerif Ayı bir zaman sonra sona erecek.
Eskiden atalarımız Mart'ın kapıdan baktırdığını ve kazma ile kürek yaktırdığından bahsederlerdi.
Derken günümüze geldiğimizde Türkiye Cümhûriyetinden bir evde işbu sahne hakikât-i şerif vukua avdet eyledi.


Atalarımız asıl bir Türk'e bir şeyin imkânsız olduğunu söylememizi ve sonra da kenara çekilerek olanları izlememizi de söylemişlerdi bir zamanlar, yoksa bizler onaltı kez devlet yıkıp onyedi kez devleti nasıl tekrardan kurabilirdik?
Kaldı ki terlikle tank durduran Türk milletine korona morona bakara makara hiçbir hâlt yiyemez.
Tıpkı sobaya kazma kürek atmak ve saplarını yakmak gibi bir resm-i şerifi paylaşan her kimse teşekkür ediyor ben.

21 Şubat 2021

İmranlı Soğuğu

 Dünya üzerinde aynı anda dört mevsimi birden yaşayabilen bir ülke varsa emin olun Türkiye Cümhûriyeti en önde gelen yerdir.
Bu seferki yazım Sivas ilinin İmranlı ilçesinden geliyor.


İmranlı ilçemiz Sivas il sınırını Erzincan il sınırına bağlayan yolun üzerinde şirin mi şirin bir ilçemiz, Erzincan tarafındaki komşusu ise Refahiye ilçesi olmakta ama işbu mevzuat-ı umumiye konumuzla fazlama alâkalı değil.


Haber aldığımıza göre dün gece İmranlı ilçesinde hava soğukluğu Yirmiyedi Nokta Bir Derece kadar olmuş, yani sizlerin anlayacağı dilden söylersem sıfırın altında yirmiyedi derece olarak gerçekleşip Türkiye'nin en soğuk yerleşim yeri olarak kaydedildi.
İkinci en soğuk yer ise yine Sivas ilimizin köpekleriyle meşhur Kangal ilçesi olmuş ki soğukluk derecesi Yirmialtı Nokta Sekiz Derece yani rakamla yazarsak -26.8 ve yazıyla sıfırın altında yirmialtı nokta sekiz derece.


Bu soğukluk değerlerine göre Türkiye Cümhûriyeti'nin en uzun nehri olan ve İmranlı'dan doğup bütün Anadolu'da çok geniş bir kavis çizerek Karadeniz'e dökülen Kızılırmak da yer yer buz tutup dondu.
Burada bir parentez açayım ve hava sıcaklığının Bolu'da -26.4, Erzurum Yakutiye'de -25.3, Sivas Altınyayla ve Ardahan Göle'de -25 derece olarak kaydedildiğini de ekleyeyim.


Kardeşler Mahallesi'nde bulunan tarihi Eğri Köprü'nün çevresindeki ağaçların kırağı tutması ise güzel görüntü oluşturdu.
Aynı gece Sivas il merkezinde hava sıfırın altında Onsekiz derece olarak ölçüldüğünü de yazımın sonuna eklemeliyim.
Çünkü ne olursa olsun her ne kadar İstanbul'da yaşasam da ben de bir Sivaslıyım ve İstanbul'daki Sivaslıların sayısının Sivas'ta yaşayan Sivaslılardan daha fazla olduğunu hepimiz biliyoruz ama ben de bu sayıya katkıda bulunmaktan honör işitmekteyim.

18 Şubat 2021

Kar Alibeyköy Barajı'na Dolduruluyor

 İşin aslı işbu haber-i şerifi yazmakta biraz geç kaldı ben.
Kar yavaş yavaş erimeğe başladı, eriyen karların da temizlenmesi gerek ki caddelerimiz sokaklaımız çamur deryasına bürünmesin ve yağan kar bize biraz faydası olsun.
İşte böyle düşünceyle Sultangazi Belediyesi sorumluluk alanındaki sokaklar ve caddelereki karları toplayarak günde yaklaşık yüzelli kamyon karı doğruca Alibeyköy Barajı'na yollayıp dolduruyor.


Sultangazi ve çevresi oldukça kar yağan bir mıntıkada kurulmuş olduğundan yağan kar eğer küreklerle buldozerlerle toplanmasaydı belki de lağım suyuna karışarak zayi olacaktı ve barajlarımıza gelmeyerek seviyenin daha az artmasına sebep olacaktı.
Aslına bakarsanız İstanbul vilâyet sınırları içerisinde kar yağan birçok bölge mevcut, ama bugüne kadar hiçbir kimse Sultangazi Belediyesi'nin yaptığını yapmağı akıl edemedi.
Çalışkan belediye böyle olur işte, tembel tembel yatmakla saygınlık kazanılmıyor.


Sultangazi Belediye Başkanı Av. Abdurrahman Dursun basına verdiği demecinde "Yoğun kar yağışı öncesi ekiplerimizi ve araç filomuzu hazır hâle getirmiştik. Ekiplerimiz özellikle araç ve insan sirkülasyonun yoğun olduğu noktalarda da kar küreme ve tuzlama çalışmaları gerçekleştirdi, gün içerisinde de bu çalışmalar devam ediyor. Su sıkıntısı yaşadığımız günlerde yoğunlaşan kar yağışının yalnızca barajlara düşen miktarı bizlere su olarak dönüyor. Bu noktada arkadaşlarımız ile sokaklarımızda kürediğimiz karları ilçemizdeki Alibey Barajı bölgesine boşaltıyoruz. Suyumuza hep birlikte sahip çıkalım" diye konuştu.


Ekiplerin kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız yaptığını söyleyen Sultangazi Belediyesi Fen İşleri Müdür Vekili Murat Özgür ise "Yollarda biriken kar suları yağmur suyu sistemiyle boşa gitmesin istedik. İlçemiz çok yoğun kar alıyor. Sokak ve caddelerden toplanan karları Alibeyköy Barajı bölgesine getirip İstanbul’un susuzluk problemine bir nebze de olsa katkı sağlamak istiyoruz. Böylece yazın daha rahat etmeyi umuyoruz. Karları baraja yakın olan Habipler Yayla Eski Habipler mahâllelerinden topluyoruz. Günde yüz ilâ yüzelli kamyon dolusu kar getiriyoruz" demiştir.


Bu arada aldığımız son haberlere göre İstanbul'da günlerdir devam kar yağışının ardından barajlardaki su seviyesi artmaya devam ediyor.
İski'den son yapılan açıklamada barajlarda su seviyesinin yüzde 47.82'ye yükseldiği ifade edildi.
İnşallah yaz geldiğinde suyumuz aktıkça sizler minetle anılacaksınız.

Kar İstanbul'a Yaradı

Uzun zamandan beridir adam gibi yağış almıyorduk biliyorsunuz.
 Her yıl kar yağması için istekte bulunurduk, ama kar bize bu yıl yani İkibinyirmibir Yılında yağdı.
Bu yağan kar ne yaptı etti barajlarımızı biraz olsun doldurdu, sanırım Yaz boyunca yağmur duasına çıkmamıza gerek kalmadı.


Sabah da belirttiğim üzere kar yerini bugün yağmura bırakacak ama İstanbul Belediyesi'nin kar toplama çalışmaları devam etmekte, toplanan kar da barajlara yollanmakta.
Yetkililerin dediklerine göre İstanbul'a su en az dokuz ay yetececk miktara ulaşmış vaziyette, ama biz yine de suyu dikkâtlı ve tasarruflu kullanırsak bu süreyi daha da uzatabiliriz.

17 Şubat 2021

Bursa Karı İkinci Yazı

 Bir önceki Bursa konulu kar resimleri yazım yarım kalmıştı ya da resm-i şerifler zamanında gelmemişti, imdı sizler için kalan resm-i şerifleri paylaşacak ben.


Bursa'nın içinde küçük bir tur atan İpekböceği Çağdaş Tramvayını hepimiz biliriz, uzasa ve dallanarak budaklansa daha çok işe yarayacak ama Bursa'nın ufak tefek taşları ve daracık yolları Çekirge tarafına gitmesine pek müsaade etmiyor.
Müsade etmediği için de Heykel - Santral Garaj - Atatürk Stadı arasında tek yönlü gidiyor ve gerçek anlamda bir son durağı olmamasına rağmen sabah ilk seferine Santral Garaj'dan (Ki garaj taşınınca Kent Meydanı oldu) çıkıp akşam son seferinde kadar saat yönünün tersinde gidiyor ve son seferin son durağı yine Kent Meydanı olarak bitiriyor.
Heykel civarında görüntülenen Çağdaş Tramvayımz kar altında kalmış.


Bursa'nın ara mahâllelerinin birinde kar nispeten biraz daha usturuplu yağmış ya da mahâllenin vatandaşları çok çalışkan oldukları için kar biraz temizlenmiş.


Bursa'nın yüksek kesimlerinden ele geçirdiğimiz işbu resm-i şerifte görmekte olduğunuz Karsan Jest markalı minibüs bizim İstanbul'da biildiğimiz dolmuş usülü çalışan minibüs değil, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin İett'si olan Burulaş bünyesinde çalışıyor, yani kısaca Belediye Minibüsü.


Kar aslında Ulucami'ye çok güzel bir giysi olmuş ve çok da yakışmış. Bütün heybetiyle bir Ulucami manzarası huzurlarınızda.


Bursa'dan Uludağ'a tırmanmanın en kısa yolu aslında Teleferik'tir, ama birkaç yıl önce vagonları değiştirilerek küçültüldü ve sayıları arttırıldı.
Bu yıl Teferrüç semtinde böyle bir manzara arz etti.


Hadi sizlere bir sürprüz yapayım ve eski teleferiğin de resm-i şerifini paylaşayım, hem de Uludağ'ı Bursa'nın dağı ve markası yapan Uludağ'ın üzerindeyken.
Eski Teleferik bilmeyenler için söyleyeyim Teferrüç'ten çıkar, Kadıyayla durağında diğer teleferiğe aktarma verir, yaklaşık yirmibeş dakika falan sürer.
Kadıyayla'da diğer teleferiği beklerken biraz oyalanabilirsiniz.
Değitirdiğiniz teleferik de sizi Sarıalan durağına çıkartır, zirve sayılmaz ama Hotellerin olduğu bölgeye biraz uzaktır. Buraya kadar olan ikinci teleferik yolculuğu da yirmi dakika falan sürer.
Eskiden teleferik eğer tam olarak dolmazsa saatli kalkardı, dolarsa da dolduğu anda kalkardı.
Şimdiki düzenini bilmiyorum.


Şimdiki resmimiz ise Şehreküstü semtindeki Osman Gazi heykeli, ki kendileri Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusudur.
Kar buraya da tam kartpostallık bir görünüm sunmuş bizlere.


Tabi eğer Osman Gazi'yi paylaştıysak Atatürk Heykeli'ni paylaşmadan asla olmaz.
Ne yazık ki resmi çeken şahıs heykelin önünü değil arkasından çekmiş, yoksa benim de yapacak bir şeyim yok, arkadan paylaşmak istemezdim.


Sanırım burası Muradiye Külliyesi olmalı, eğer yanılmaktaysam beni ikaz edin düzelteyim.
Ama neresi olursa olsun harika bir kar manzarası oluşmuş.


Burada ise Koza Han'ı görmektesiniz, sanırım iki farklı resm-i şerifi birleştirerek gece ve gündüz ayırımı yapıp güzellemişler.
Böyle güzel bir açıyı tutturabilmek de gerçekten maharet ister.


Günümüzde her ne kadar artık ism-i şerifi Kent Meydanı da olsa ve aynı ism-i şerife haiz bir alışveriş merkezi de olsa birçok Bursalı için Santral Garaj yani Otogar kar altında böyle bir görüntü vermiş.
Sanırım öndeki "Fışkiye"den fışkıran su bile bu soğukluğa dayanamayarak donmuş.


Bursa'nın bu güzel semtinde örtülen beyaz örtü ve gerek otobüslerin gerekse taksilerin sarı sarı ortada dolaşmaları güzel bir renk cümbüşüne davet etmiş bizleri.


Bursa'nın tepelerinde aslında İstanbul'da da adaşı bulunan Tophane semt-i şerifinde yer alan saat kulesi ve altındaki topların beyaz örtü altındaki görünümleri.
Bundan sonraki resm-i şerifimiz gece çekilmiş. Buyurun:


Aslında sizlere bu güzel galeriyi olduğu gibi paylaşmak isterdim ama buna ne zamanım ne de yerim var, yine de tıpkı Koza Han gibi gündüz gece birleşmesini Tophane için de ekliyorum.


Bursa'nın ikinci kar yazısını Cümhûriyet Caddesi Tramvayıyla bitirmek istiyorum, çünkü ne de olsa tramvayla başladım yine tramvayla bitireyim en iyisi.

16 Şubat 2021

Tekirdağ Karı

Bir önceki yazımda Bursa'dan kar bildirmişti ben, imdı sırada söz verdiğim üzere Tekirdağ var.
Tekirdağ da aynı Bursa gibi dağ eteklerine kurulmuş olduğu ve yine çevresinde Bursa gibi yeşillik kalmış olduğu için kar yağarsa bir şekilde tutar.
Ancak burası dağ başında değil sahilde olduğu için kar tutmakta biraz zorlanıverir çünkü sahil ve deniz havası kara karşı dağ havalarından daha etkili bir direnç gösterir.


Bu sefer Yeşilvadi tantanası yapmayacağım çünkü bir kez yaptım, İrem Hanım bana bu yazımda kahve getiremeyeceğini söyledi bir kere.
Görünümlere dilerseniz sahilden başlayalım.


Ben kendim şahsen görmedim ama burası Süleyman Paşa İlçesinin sahiliymiş, kaldırımları güzelcenem bir kara tutuvermiş, tıpkı İstanbul'a benzermiiş gibi.
Günlerden beridir İnokta Basın da kar konusunda sürekli yayın yaparak İnoktalığını gizlemeği başardı bu kez, ancak Basının İnokta olduğunu gerek tribünlerde gerekse başka yerlerde vazife gören herkes bilir.


Tekirdağ'da güzel bir parkta çok güzel bir kar tutmuş, tam böyle kartopu oynamalık.
Aslında ne kadar çoluk çocuk varsa toplanıp parka giderek güzel bir kartopu şenliği yapılabilir, tabi yirmi yaş altı vatandaşlarımızın sokağa çıkabilme saati olan 13:00 ilâ 16:00 saatleri arasında.
Çünkü aynasızlardan ceza yemek istemeyiz.


Mâlesef ben Tekirdağlı olmadığım için Tekirdağ'da hangi semtler olduğunu bilemeyeceğim, ama kar resimlerini buldukça paylaşıyorum.
Sizler de inşatanrı işbu kusuruma bakmayıverin artıkım.


Keşke bizim İstanbul'da da böyle bir kar yağsa diye düşündüğünüzü, düşünmediyseniz bile içinizden geçirdiğinizi işitir gibi ben.
Ama bu kadar kar İstanbul'da yağarsa zaten felç olan ortalık iyice felce bulaşır, iyisi mi az yağsın öz yağsın, ki zaten Gök Tanrı Tengri ne kadar yağdıracağını biz kullardan daha iyi bilir.


Burası da Tekirdağ'ın şehir içindeki bir caddesi, arka plânda bir Belediye veya Özel Hâlk Otobüsü geçiyor, ancak nereden gelip nereye gittiği hiç görünmüyor, ama eğer sizler biliyorsanız yorumlama kısmına yazabilirsiniz.


Tekirdağ'ın içlerinden başka bir cadde veya sokak, artık tanımlamalara ve kısıtlamalara hangisi uyuyorsa, çünkü geçenlerde yolların adlarının ne konacaklarına dair bir mâlumatfuruş ele geçirdi ben.
Tabi ki buranın hangi yol veya mevki ya da mahâlle olduğunu bilmiyor ben.


Biraz olsun Tekirdağ'dan dışarı çıkalım ve Anayola kadar uzanalım, eğer koskoca otoyol bile kar tutmuşsa ki ıssız bölgeler daha fazla kar tutar, gidip gelirken daha da dikkâtlı olmak icap eder.


Sanırım aynı yolun üzerinde bir kar küreme mâkinesi yoldaki karları temizleme vazifesini ifa ediyor ki sağ olsun Devlet Meteororloji İşleri Genel Müdürlüğü bu seferki karın daha uzun süre yağacağını haber vermiş bize, İnokta Basın da bu konuyu diline güzel dolamış ve felâket tellâllığına başlamış.


Biz iyisi mi işbu yazımızı biraz fazla resm-i şerif yükledik ama Malkara'da bitirelim ve tekrar Tekirdağ'a dönmeyelim, her ne kadar Tekirdağ'ımızın başkaca güzel ilçeleri de mevcut olsa bile bazı resimleri başka bir başlıkta biriktirelim.


Yazıyı bitirmeden önce işbu resm-i şerifi de paylaşmak istedi ben.
Başka bir yazıda buluşmak üzere şen kalın esen kalın giyinin kalın.