Bu Blogda Ara

Sevgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sevgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

01 Eylül 2024

Cemre Paraya Düştü

 Çoğumuzca mâlumdur ki bizim Cemre adını verdiğimiz kadınsı bir kavram mevcuttur. Her yıl Sevgililer Gününden sonra eğer sevgilisi olduğunu sandığı ama kendisini arsla sevmeyen Berke'den güzel bir hedâye almışsa önce havaya sonra suya en son da toprağa düşer. Yok eğer hedâyesini beğenmemişse düşüş sıralaması değişebilir veya zamanı gecikebilir, daha da tuhafı gidişini ve hareket zamanını kafasına göre değiştirme becerisine sahiptir.


Ancak içinde bulunduğumuz İkibinyirmidört Yılı'nda bir ilk oldu, hepimizin sevgilisi Cemre gidiş zamanına yakın Sipâli'ye ya da herkesin anlayacağı lisân-ı münâsipten yazayım Paranın içine düşeceği tuttu.


Paranın içine düştükten sonra Cemre'nin sıcaklığına ve ateşine daha fazlama karşı koymağı başaramayan Para cayır cayır yanmağa ve elini süren herkesin elini yakmağa başladı.
İşbu ateşin iyiye işaret olduğunu düşünen ve Kışın ortasında doğal olarak Şehr-İstanbul'da lâpa lâpa kar yağmasını isteyen bazı okuyucularımız olabilir ama Kış kapumuza avdet eyleyip de işbu açın hâlinden anlamayan bağzı tok zümrenin sürekli istediği Kar yağmağa başladığı zamanlar Sonbahar döneminde Cemre'nin yakmağa başladığı Sipâliler yüzünden Kışın binalarımıza tahakkuk ettirilecek Doğalgaz Fatura Ücretlerine bütçelerimiz yetmediği zaman nasıl bir çözüm bulunabileceğini Biz Üç Muz olarak hiç bilemiyoruz ve daha da ilgi çekmesi için bilmek ve öğrenmek bile istemiyoruz.


İmdı aklımıza zurnanın zırt dediği soru lâk diye önümüze düştüğüne göre sorabilir ben, korkmayın cevabı da var:
Her yıl Yazın müjdecisi sayılan Cemre adlı dişi varlığımız Sipâli içine düştükten sonra neler yapıyor?


Ne yapacak? İsm-i şerifinin Berke olduğunu henüz öğrenebilmeğe muvaffak olmağı başarabildiğimiz ve Cemre'nin tek taraflı olarak bağımlı olduğu sefkilısıyla gezip tozuyor ve Para'nın içine düştüğü günün güzel anılarıyla avunarak gününü gün edip Kutsal Şarap'ı gummileniyor.

05 Haziran 2024

Difficult Life

Sleeping is very important.


Some works are boring me, lots of problems are coming to me, all of them are tiring me. I mean all of negative things totally makes me nervous these hot days.
I prefer and choose hot weather but if they will be like this I'm begining to hate.


Life is too difficult, not easy to stay safe and healthy also happy.
We have only hope for being better than these.

22 Nisan 2023

Çöpe Atılmış Gül

 Hayatın güzel bir yanı da sevdiğiniz birine çiçek almak ve armağan etmektir.
Ancak her zaman çiçekler yeni sahiplerine bağzı şeyhler söyleseler bile çiçeği alan şahsın işine gelmediği ve götü kalktığı için o çiçeği çöpe de atabilir.
Bazen çiçeği getirenin gözü önünde, bazen de buluştuktan sonra, ama ne olursa olsun çiçeği verenin gözü önünde çöp kutusuna atmak çok büyük bir saygısızlıktır.


Ya da birine arkadaşları kankileri tarafından sırf duygularıyla taşak geçmek için bir karşı cinsin kâleminden bir mektup yazılır ve kurbana verilir.
Kurban da zavallım güzelce süsünü verir, çiçeğini alır, buluşma yerine gider.
Ancak karşı cinsteki insanın bu buluşmadan haberi bile olmadığı gibi sonradan kurbanla taşak bile geçmişliği vardır.
Yine de delikanlıya buluşma mektubunu yazan arkadaşları buluşma saatından bir yarım saat kadar sonra buluşma yerine gelirler ve bir adet İnek'i de birlikte getirirler.
Tabi oyuna geldiğini anlayan kahramanımız arkadaşlarını hemen kovalamağa başlar, çiçek de bu arada çöpe gider.


Menekşeler mavidir Güller kırmızı derlerdi bir zamanlar.
Bugünkü kırık kâlplerimizi bu yukarıda bahsettiğim hadiselere borçluyuz.
Bahsettiğim davranışlardan hangisinin onurlu olduğunu sorarsanız esasında hiçbiri, ama yine de ucu açık bir konu.

01 Mart 2023

Mart Kedileri

Sonunda beklenen dönem geldi çattı, bugün Mart-ı Şerif Ayı'na girmiş bulunmaktayız.
Mâlum-u âliniz Mart geldi miydi Kediler bir anda hiç kimseye aldırmaksızın çiftleşmeğe başlarlar.
Bu ay boyunca günün her saati kedilerin sürekli miyavlamalarını ve hırlamalarını duyabilir ve birbirleriyle yaptıkları kavgaları temaşa eyleyebilirsiniz.


Bu dünyada kedi olmak hiç kolay değildir, uzun uzadıya anlatamaz ben şimdi.
Ancak şunu bilin ki eğer kedinin insanı sağlam bir karaktere sahipse zaten kedi bütün özgürlüğüne rağmen insanını bırakıp gitmez.


Ben yıllardan beridir söylerim ki insanların kedileri yoktur, kedilerin insanları vardır.
Kısaca bu dünya kedilerin hatırlarına dönmeğe devam etmekte.
Ne demek istediğimi biraz düşünürseniz anlayabilirsiniz.

14 Şubat 2023

Sevgililer Günü Hakkında

Yine bir Sevgililer Günü Geyiklerinin boynuzları dolanmağa başladı çevrede.
Bu yıl içimden hiç gelemiyor böyle saçma günleri kutlamak, özellikle de Küresel Kâpitalist Dünyanın bizlere zorla dayattığı düşünceler bizim düzenlerimize bile ters düşüyor.


Daha şurada sadece birkaç gün önce memleketimize ağır hasar veren bir deprem olduğunu sanırım biliyorsunuzdur. Orada en az yüzbin vatandaşımızın hayatları erkenden sonlandırılmışken sanırım hiçbirimizin içinden geleceğini sanmam böyle saçma bir günde yummilenip gummilenip haşna fişne olmak.
İmdı burada o mıntıkanın fotoğraflarını paylaşarak sizlerin de midelerinizi kaldırmayayım, gerçi sizler sosyâl mediada hepsini görmektesiniz. Ancak bir konuyu önemle belirtmek isterim sizlere, bunu görün düşünün sonra karar verin.


Ha eğer merak ediyorsanız söyleyeyim, ben bu yıl da sevgilisizim ve sevgilisiz olmaktan son derece memnunum. Çünkü eğer bir sevgilim olsa bugün kol yetmeyecek bacak gibi bir fatura girecekti. Mâlum-u âliniz her şey çok pahlı olmağa başladı ve daha önümüzde Ramézân-ı Şerif Ayı mevcut ki Şehr-İstanbul'a avdet eylediği gün bütün esnaf sanki sözleşmiş gibi iğneden ipliğe kadar her bir şeye kallâvi birer zamcık yapacaklar ki geçen yıl da kâleme aldığım gibi farz olacak. 

24 Şubat 2022

Kedi İmanı

Ben bugün kesinlikle ama kesinlikle bir kez daha iman ettim ki bir kahve dükkânının olmazsa olmazı kedidir diye.
İşbu resm-i şerifi çekip Kahve Dünyası'nın güzel kedilerinin bu güzel pozunu ölümsüzleştirdiğimde kediler henüz meşhur olacaklarını tabi ki bilmiyorlardı.


Tabi bir de kedilerden korkan Üçhârfliler vardır, üç adımlık yola bile hususi araba veya ticari taksi isterler ki yeni doğmuş zürafa yavruları gibi paytak paytak yürümeğe çalışırlarken otuz santimlik topuklu ayakkapları dengelerini bozmasın, çünkü mâlum-u âliniz zat-ı şahanelerinin boy gompilekısleri mevcuttur fıtrat hamurlarında.


Üçhârflilik kurallarının en önemlilerinden biri de Türk Kahvemsiyi sevmemeleridir.
Ben belki değil ama kedi taifesi işbu Üçhârflileri benden çok ama çok daha iyi tanırlar ve sevdiklerini ellerinden geldikleri kadar korurlar.


Bir zamanlar bir filmde görmüştü ben ki insanlar birbirlerini gerçekten seviyorlardı, ama dediğim ve yazdığım gibi gerçek sevgi sadece filmlerde kaldı.


Size tavsiyem eğer insanların sevgisizliğinden gına geldiyse ya da sahte geliyorsa benim gibi kedi sevin, hiç olmazsa kedilerin ve köpeklerin sevgileri gerçektir.

01 Ocak 2022

Hoş Geldin İkibinyirmiiki

Türkiye Cümhûriyeti yeni gelen İkibinyirmiiki Yılına gireli bir saat kadar oldu ben bu satırları yazarken.
Kimimiz üzgün kimimiz yalnız kimimiz görevde de olsak Allah-u Te'âlâ bizlere yeni bir yıla erişmemizi nasip etti çok şükür.
Hani derler ya her yeni gün yeni birer umuttur diye, siz siz olun her şeye rağmen umutlarınızı kaybetmemeğe çalışın.


Bu yıl biliyorum içimden de geliyor bağzı şeyhler düzelmeğe doğru yol almağa başlayacak, başlangıcından sonuna kadar da hep birlikte izleyeceğiz.
Tekrardan yeni yılınız kutlu mutlu uğurlu sağlıklı ve şanslı olsun, çevrenizden sevgi saygı başarı eksik olmasın.

15 Haziran 2021

Angut'un Sadakâti

 Herkesin haksız bir şekilde kullandığı bir ifadedir "Angut" kelime-i şerifi.
Biri lâftan anlamayınca boş boş bakınca ya da aptallık edince hemen "Angut musun?" der günümüzün insanı. Angut’un aslında bir kuş olduğunu bilmeyen bir sürü insan var ülkemizde.
Peki ya özelliği nedir bilir misiniz?


Angut kuşunun eşi öldüğü zaman yanına o anda başka bir yırtıcı hayvan veya bir insan gelse dâhi gözlerini bir dakika bile eşinin ölüsünün üstünden ayırmadan o da ölene kadar onun başucunda bekler.
İşte bu canlının yaptığı en büyük "Angut"luk budur.
Ayrıca bu olay bütün Angut kuşları için geçerlidir, arada bir görülen bir şey değildir. Kadın olsun erkek olsun bütün Angut kuşlarının çok ürkek bir hayvan olmalarına rağmen eşlerinin ölüsünün başlarında bekleyen Angut kuşuna elinizi uzatsanız dâhi oradan kaçmaz.
Hani derler ya "Angut gibi bakmasana" diye, keşke herkes Angut gibi bakabilse değer verdiklerine.
Bir "Angut" bile olamayan o kadar çok insan var ki artık günümüzde.

28 Mayıs 2021

Happy Birthday Kylie

Dünyada bazı insanlar bazı insanlara iyi gelirler. Hele de o kişi özel biriyse.
Herkesin hayran olduğu birileri vardır, herkes herkesi sevmek zorunda olmadığı gibi de doğal bir süreçtir.
Bugün bir Doğum Günü Çocuğumuz var sayfamda konuk olarak gelen.


Buralardan çok ama çok uzaklardan geldi, neredeyse dünyanın öteki ucu denilen Avustralya'dan ki henüz Türkiye'den kalkan herhangi bir uçağın menzili Avustralya'ya yetmiyor, yolda muhakkak bir yerde yakıt ikmâli yapması şart oğlu şart.


Günümüze kadar gerek şarkıları gerekse candanlığı ve hiçbir zaman solmayan gülümsemesiyle birçok kişinin gönlünü çalan ve haklı bir ödülü hak eden Kylie Hanımın aynı zamanda şövâlye olduğunu da biliyor muydunuz?


İzleyenler bilirler, hani müzik dünyasına ilk girdiği klipte eline aldığı kamerayı ve mükemmeliyetçi tavrını hâlâ koruyor.
Aradan otuzdört yıl geçmesine rağmen hâlâ ilk günkü kadar kıpır kıpır ve neşeli, Allah bozmasın.


Kapitâlist düzen bisikletten hoşlanmaz çünkü bisiklet insanın ve ekomoninin dostudur, bisiklet benzine ihtiyaç duymaz, benzin satılmayınca küresel güçler para kazanamazlar.
Aslında bu resm-i şerifi bisiklet reklâmında kullanmam lâzım ama bu da araya kaynamış olsun.


Yarım yüzyılı deviren Kylie birçoklarımızın düşüşe geçtiği korona morona günlerinde bile yaşama sevinciyle bizlere umut oldu.
Kendisinin yıllardan beridir hayranıyımdır ama ben şimdiye kadar böyle güç görmedi ben.


Bugüne kadar sadece müzik değil, gözlük şarap ve parfüm olmak üzere bazı başka konularda da yatırımları var kendisinin, üstelik son zamanlarda şaraplarını kendisi tanıtıyor.
Türkiye'ye henüz gelmedi ama geldiğinde paraya kıyıp bir şişe muhakkak alacak ben. Tadının nasıl olduğunu da o zaman söylerim, ancak bizim şaraplarımız kadar olacağını sanmam.


Sahiden hanginiz istemezsiniz bir ürünü üreticinin kendi elinden almağı veya size kendisinin servis etmesini?


İşte böyle, insan ister müzik yapsın isterse sabahtan akşama kadar köle gibi çalışsın, insan mutlu olmadığı bir işi yapmasın.
Bunca yıldan beridir Kylie'nin bana öğrettiği buydu.


Doğum günün kutlu olsun sevgili Kylie. Allah seni başımızdan eksik etmesin.
Aslına bakarsanız işbu yazıyı İngilizce yazmam lâzım, çünkü Kylie Minogue Hanım dilimizi bilmiyor.

14 Mart 2021

Aşk Mı? Yok Kalsın

Sevgililer Gününden beri kocaman bir ay geçti ama bazı şeyler nedense değişmedi. 
Aşkım diyorlar. Flört ettiklerine aşkım, eşlerine aşkım, kediye aşkım, köpeğe aşkım, oğluna aşkım, kızına aşkım.
Bilmiyorlar ki aşk geçici bir duygudur. Aşık maşuğuna kavuşunca aşk biter.
Çabuk biten yitip giden geçici aldatıcı bir histir aşk dedikleri.


 “Evlilikleri ayakta tutan aşk değildir”
Aşkla evliliğini devam ettirmeye çalışanlar asla başarılı olamazlar.
Evlilikleri diri tutan muhabbettir. Muhabbet ise içinde sevgiyi saygıyı anlayışı ve sabrı barındırır.
Muhabbet bazen susmaktır, bazen göğüs germektir. Muhabbet menfaatsiz sevmektir.
Kelimelerimizi kavramlarımızı harcadılar, yerine silik kelâmlar bıraktılar. Aşk dediler, Flört dediler, değerlerimizi değersizleştirdiler.


Bu yüzden kediye de yâre de aşkım diyecek kadar hissizleşti hislerimiz.
Şimdilerde genç nesil ilk günkü geçici duygunun devamını öğrenemedikleri için renkli ekranların arkasındaki yalan hayatları gerçek sandıkları için gerçek hayata uyum sağlayamıyorlar.


Bu yüzden anlayamıyorlar elli yıl süren evlilikleri.
Buruşsa da şişmanlasa da nasıl aynı muhabbetle sevilir yâr?
Anlayamıyorlar.

14 Şubat 2021

Sevgililer Günü Falan Mı Dediniz?

 Bugün aslında özel ve güzel bir gün. Şarkıda dediği gibi hava bile aşk kokuyor. Birbirini seven (!) çiftlerin en mutlu günü.
Hediyeler sürprizler yemekler kulaklara fısıldanan güzel aşk sözcükleri falan filân feşmekân başta olmak üzere bütün güzel duygular saklı kaldıkları yerlerden ortaya çıkmak için can atıyordu bugünlerde.
Çünkü bugün özel bir gün, mâlum tek başına geçirilemeyecek kadar da güzel bir gün.


Peki sevgili gençler bu kadar tozpembe mi her şey?
Ya da kendinizi ne kadar inandırabildiniz sahte duygularınızın gerçekliğine?
Hiç kuşkusuz bu konuda çok başarılı olan insanlar vardır etrafta ama dönüp kendinize sordunuz mu hiç kendi gerçeğinizi?
Neden hep insanlar yalnız olmaktan şikâyet ederler? Neden hayatlarında illâ biri olsun diye akla hayale gelmeyecek dolaplar çevirerek belki de sırf başkalarına inat olsun diye birini isterler? Hep böyledir demiyorum ama gerçekten bu kadar basit midir aşk?
Ya da hiç mi saygıyı hak etmez aşk?
Ya da nedir ki bu aşk?
Herkesin dilinde olan ama bir türlü tarif edilemeyen.
Edilse bile hep bir şeylerin eksik anlatıldığı ancak yaşayarak anlayabilirsin denen.
Ne elle tutulabilen ne gözle görülebilen.
Belki de bu karmaşıklık cazip geliyor insanlara, bu gizem bu heyecan.
Kim ya da nasıl olduğu önemli değil.
Onu karşında gördüğünde heyecanını bastırmak için dudaklarını kanatacak kadar ısırmak değil.
Saçmasapan hareketler yapıp sonra da bu ben miydim deyip kızarmak da değil.
Bir bahane olsa da onu görsem sesini duysam demek hiç değil.


Aslında ne biliyor musunuz?
Yanımda olsun istediklerimi yapsın, birlikte gezip eğleneyim beraber fotoğraf çektireyim, sonra mutluluğumuza imrenerek şahit olsun diye herkesin görebileceği şekilde paylaşayım ve en nihayetinde ne kadar yakışan bir çift olduğumuz konuşulsun, insanlar imrenerek baksın, ruhum okşansın.
Olan bu işte.
Günümüz aşkları bu, daha doğrusu adına aşk deniyorsa tabi.
Bir kitapta okumuştum yazar şöyle diyordu:
"Aşk, birdenbire gelir çalar kapını, zamanı yoktur. Aynı ölüm gibi."


Ona karşı koyamıyorsan
Vakitsiz gelişine ses edemiyorsan
Yanındayken maskelerini atıp en saf halini alabiliyorsan
Gecen gündüzüne karışıyor ve buna engel olamıyorsan
Tam uyuyacakken onla ilgili hayallere dalıyor, uyumamak için kendini zorlasan da sonunda uyuyakalıyorsan
Uyusan bile rüyalarında hala onla beraber olabiliyorsan
İşte bunun adı aşktır.


Fakat günümüzde sahte duygular yaşamanın adı olmuş aşk. Sevsen de sevmesen de fark etmiyor nasıl olsa. O zaman hiç bitmeyecek aşklara ve aşıklara içelim bu gece.
Gününüz kutlu olsun Ey Aşıklar.

14 Şubat 2020

Sevgililer Günü

Ay inanmıyorum sevgili Gök Tanrım Tengri, yine ne yaptın ettin getirdin o uyuz olduğum bunalımlı günlerimi. Söylesene bana ey Tanrım ben sana ne yaptım ve ne günâh işledim?
Biliyorum merak ediyorsunuz ama söyleyeyim, İkibinyirmi yılında da tek başımayım. Üstelik bu yıl tek başıma olmaktan ziyadesiyle mutluyum.
Çünkü bana artık gına geldi çift olanların gözlerimize soktukları resimleri.
Tamam kardeşim anladık sevgiliniz var, nişanlısınız, evlisiniz, her akşam çiçek böcek pompa muhabbeti.
Ya biz ne yapalım yani ölelim mi?
Biraz medeniyet yahu.


Zaten bana markalardan ve ünlü mağazalardan gelen sevgililer günü bildirimleri iyice dellendiriyor, bir de insanlara he yok diyecek hâlimiz de yok.
Gerçekten sıradan olan böyle bir günü anlamlandırmak ne manaya geldiğini biri bana anlatsın. çünkü gerçekten bunu öğrenmeye ihtiyacım var.
Hayır yani bugün ben doğmadım, İstanbul bugün kurtulmadı, Zafer bugün kazanılmadı, Lozan bugün imzalanmadı, Cümhûriyet bugün ilân edilmedi, Çanakkâle'de bugün destan yazılmadı, Millet Meclisi bugün açılmadı, Atatürk Samsun'a bugün çıkmadı.
Alt tarafı sıradan olması gereken bir gün, dünya kutluyorsa kutluyor, bana ne yani?


Bugün alt tarafı sevgilimizle geçirilecek bir gün sonuçta, günün sonunda pompalama olması gerekebilecek türden alt tarafı bir yemek yummilenilecek.
Erkek milleti eve giderken Kadın milletine çiçek alacak, bu çiçeklerin en fazla satılanı da Gül olacak.
Tabi bir kadın bir gülle yetinir mi? Yetinmez, en azından bir çift ayakkabı olması da şart. Hadi ayakkabı olmadı, o zaman bir elbise, üstelik ikisi bir arada olursa şahane olur.


Tabi millet de sevgilisine nedense adıyla hitap etmez, bunlardan benim en uyuz olduğum ise "Aşkım" sözcüğüdür.
Yahu aşkın ömrü sadece üç yıl sürer, hâttâ çoğu zaman üç yılı bile bulmaz.
Üç yılcık sonra siyasetteki çoğalisyon gibi bir devre getirir: İlk başlarda Yan yana, zaman geçer Can cana, günü gelir Göt göte, üç yılın sonunda Git öte.


Buradaki günde iki kez doğruyu gösteren bozuk saatin 15:00 veya 3:00'ı saatte de bu tarz hitaplarla dolu.
Yahu sizin sevgilinizin hiç mi adı soyadı yok?
Bizim güzel ism-i şeriflerimize ne oldu?


Hadi ben size biraz iyilik yapayım da bazı basit ve fasit hediye önerilerinden bahsedeyim.
Şöyle üzerinde sevdiğiniz kişinin adının yazılı olduğu bir bardak.
Ama adı yazılacak, öyle günde iki kez doğruyu gösteren bozuk saatin üzerindeki sözcükler değil.


Şöyle güzel bir kâlpli koliye veya oyuncak ayı, ne de olsa kadınlar ayıları çok severler.
O kadar çok severler ki gerçek ayılara hakaret olabilecek kadar maço tipleri kendilerine sevgili olarak seçerler, gerçekten sevenleri ise terk ederler.
Çünkü günümüzde gerçekten sevmek çok geçmişlerde kaldı, sevgi tek başına karın doyurmuyor, üstelik sevgi tek başına pompayı işletmeye de yetmiyor.
Bu yüzden de Kadın milleti cebinde parası altında otomobili lüküs bir yerde evi sosyetik bir sahilde yazlığı olan ama iki lâfı bir araya getiremeyen Erkek milletine kendilerini ne kadar umursamasa bile kul köle olur, ama ahım şahım parası olmayan ve orta hâlli seven erkeği yerden yere vurur.
Bu arada kadının peşinden koştuğu erkek de başka kadınların peşinden koşmaya bakar, peşinden koşanı da görmez, görse de işine gelmez.
Kadın ise seven erkeği kullanılmış Selpak gibi bir çöp tenekesine fırlatır atar.
Üstelik fırlatıp atmakla da kalmaz, şöyle kallâvi bir tacizden dava da açar, her türlü haltı kendisi yediği hâlde mağduru o kadar güzel oynar ki dışarıdan bakan ilgisiz biri kadının hâline acır.
Acıdığı için de kadını haklı bulur, mahkeme de görenler de duyanlar da.


Oysa sevgi ve aşk dünyada özel duygulardır, hiçbir zaman irdelenmemesi gereken ve zorlanmaması gereken.
Bu yüzden tek güne sığdırılamaz, hani Üçyüzaltmışdört gün beni sevme ama bir gün beni sev.
Bir insan bir başkasını elbette sever, sevdikçe sayar ve gün gelir sağlam bir birlik olur, birlikten de kuvvet doğar, kuvvet de evliliği getirir.
Kısacası sevgililik gerçekten zor zanaat.


Sevgili Yıldız Ablamız (Tilbe) kısacık bir şarkıyla vaziyet-i umumiyeyi çok ama çok güzel özetlemiş.
Dinlemesi bedava, üstelik en sevdiğim şarkısı.

01 Şubat 2020

Şubat Geldi

Bağırta bağırta, kanırta kanırta, çığlık çığlığa içinde bulunduğumuz İkibinyirmi yılına ait olan Şubat Ayı'nı getirdik takvimimize.
Geçen ay neler neler yaşadık imdı anlatamaz ben sizlere ama şu kadarını söyleyeyim ki pek güzel bir Ocak Ayı geçmedi.
Deprem, zam, dedikodular, hastalıklar, soğuk savaş.
Hangi birini sayayım ki siz de okuyasınız? Baksanıza ben bunları henüz kayıt altına bile almadım, daha doğrusu alamadım.


Şubat'ın şöyle bir artısı vardır ki havalar yavaş yavaş ısınmaya daha doğrusu ılıklaşmaya başlar, ancak önümüzde kocaman ve diğer Kış aylarından daha tehlikeli olabilecek kazma kürek yaktıran Mart mevcut, ancak bu aya henüz var ve her Mart ayı kazma kürek yaktırmamıştır.


Yine bizim meşhur Kocakarı Takvimi'nden biraz önce içine girdiğimiz Şubat Ayı'nın önemli günlerini paylaşıyor ben sizlere:

Bir Şubat : Hamsin'in Başlangıcı
Dört Şubat : Üç Günlük Fırtına
Altı Şubat : Şiddetli Soğukların Sonu
Yedi Şubat : Ağaç Dikme Mevsimi
On Şubat : İki Günlük Fırtına
Ondört Şubat : Sevgililer Günü
Onbeş Şubat : Hayvanların Çiftleşme Zamanı
Onaltı Şubat : Üç Günlük Fırtına
Onyedi Şubat : Dünya Kedi Günü
Onsekiz Şubat : Kuşların Çiftleşme Zamanı
Yirmi Şubat : Havaya Cemre Düşmesi
Yirmi Şubat : Balık Burcu
Yirmibeş Şubat : Recep-i Şerif Ayı
Yirmialtı Şubat : Leyleklerin Gelmesi
Yirmiyedi Şubat : Suya Cemre Düşmesi
Yirmiyedi Şubat : Regaip Kândili
Yirmidokuz Şubat : Dört Yılda Bir Gelen Artan Gün

Yukarıdaki bilgiler Kocakarı Takviminden alınmıştır, her birinin açıklaması günü geldiğinde bulunabilir.
Üstelik eskilerin kullandığı Kocakarı Takviminin bugüne kadar yanıldığı görülmemiştir.

25 Eylül 2019

Sahiplerini Seviyormuş

Günümüze dek her önüne gelen kediler hakkında yazdı çizdi ama doğrusunu bir türlü bulamadı.
Herkes kediler hakkında bağımsızlığından tutun da nankörlüğüne kadar neler neler yazdı çizdiler?
Evet kedilerin bağımsız ve özgür ruhlu oldukları doğrudur, ama kendi özgür iradeleriyle bir insana bağlanırlarsa da onların bağını koparmak hiç de o kadar kolay değildir.


Geçenlerde sıradan bir gün boyunca çalışkan Amerikalı bilim adamları sırf boş durmamak için araştırma yapmışlar, sonucunda da kedilerin de en az köpekler kadar sahipleriyle duygusal bağlar kurabildiklerini ortaya çıkartmışlar.
İnşallah işbu araştırma bazı kedi hakkında konuşan insancıklara karşı bir kapak olur.

28 Mayıs 2018

Happy Birthday Kylie

Aslında işbu yazımda nereden başlamam gerektiğini bile bilmiyor ben.
Her geçen gün biraz daha yaşlandığımızdan mı yoksa geçen zamanın bizden götürdüklerinden mi bahsetmeliyim sizce?
Belki bunlar değil de her geçen günün bizlere yeni bir başlangıç yapmamız gerektiğinden mi?
İnanın bana içimde gerçek anlamda bir tuhaflık oluştu bu sabah.
Çünkü oturup kahve içtiğim veya yemek yediğim birçok mekânda ister istemez müzik de çalıyor, bu çalan müzik ise resmen kulaklarımın zarını patlatıyor.
Günümüzün müziği genelde eski şarkılarla kendisini tekrar edip duruyor ama işbu eski şarkıların eski zamanlarındaki tadları ve hissettirdikleri duygular artık çok ama çok değişti.
Çünkü günümüzün müziği o eski şarkıların bildiğimiz melodilerini aldı ve içlerine çıstak çıstak bazı safsatalarla doldurdu.
Yeni yapılan şarkılar derseniz içlerinde birkaç adedi hâriç genelde aynı fabrikadan çıkmış gibi birer "Bakkal Müziği" ki bunların muhteviyatında güfte bile diyemeyeceğimiz üçbeş adet cümle ve bol bol şıkıdım şıkıdım nesne-i ucubeler.
Ancak bu kadar dinlediğim müziklerin ve müzisyenlerin içinde birkaç tanesi hâriç ki onlardan birinin bugün doğum günü.


Ben onu tanıdığım zamanlar ufacıktım, hani kısa pantolonlu yumurcaklar vardır ya genellikle sümüklü olarak adlandırılan cinsten tıfıl mı desem yoksa büyümüş de küçülmüş mü desem bilemedim şimdi.


Daha öncesi de var ama kendi şahsımın hayatına girdiğinde nefis bir keman eşliğinde seslendirdiği şarkısında "Güven Bana" diyordu.
Ben de ilk dinlediğimde her kim olursa olsun onun sesine ve sevecenliğine tutulmuştum.


O kadar ki yavaş yavaş dünya üzerinde şarkılar bozulmaya her ne kadar henüz başlamamış dâhi olsa ufak ufak bozulmaların haberini diğer şarkılar veriyordu.
Aynı yıllarda katıldığı bir liste programında sunucunun dediği söz aklıma takıldı:
"Kulaklarımızın pasını silmek için şimdi mikrofona geliyor kendisi"


Ve o mikrofondan hiçbir zaman inmedi ve gitmedi.
Okuduğu güzel şarkıları birçok listelerde genellikle ilk üçe girdi.
Gerek sahnedeki hâkimiyeti, gerekse bir tanesi hâriç bütün konserinde şarkılarını tamamen canlı okuması, gerekse de müziğin dışındaki yine kendi adını verdiği gözlük firmasının başarısı onun bütün dünyada milyonlarca hayranı olmasını sağladı.
Demin bir tanesi hâriç dedimse onun da nedeni konserinin akşamı yüksek ateşle televizyona çıkmasıydı.


O kadar kusur kadı kızında da olur dedik, işte en sonunda şövâlye de oldu.
Gerek müzikteki başarısı, gerek mücâdeleciliği, gerek inatçılığı, gerekse de hanımefendiliği.
Kendisinin hakkında daha birçok şey yazmak isterdim ama hem kafanızı şişirmek hem de gözlerinizi fazla yormak istemiyorum.


İşte bu temaşa eylediğimiz boyu kısacık da olsa gönlü kocaman hanımefendi sanatçımız sevgili Kylie Ann Minogue bugün ellinci yaşına bastı.


Kendisinin müzik dünyasına merhaba dediği klibindeki resim çekme sahnesini izleyen okuyucularım bilirler, ahanda bu resmini görünce aklıma nedense o geliverdi.


Ahanda bu da kendisinin ellinci yaşı için hepimizle paylaştığı resmi.
Kim der ki bu kadın elli yaşında diye?
Zaten kendisinin son çıkarttığı şarkısında da söylüyor:
Ben de ahanda işbu yazımın nihâyetinde Kylie Hanım'ın doğum gününü kutlarken nice senelere diyor ve bizleri onsuz bırakmamasını Allah'tan niyâz ediyorum.


Ne kadar şanslıyız ki kendisiyle aynı dönemde yaşıyoruz.
Teşekkür ederim.