Bu Blogda Ara

Sayfalar

19 Haziran 2010

Evlilik Mi?

Evlilik ... Çok kişi için olmazsa olmazlardan ... Benim de başımın etini yemeleri yetmezmiş gibi sanki kendileri evlenmişler de başları göklere erişmiş :-)
Ben hayatımı bekarlık üzerine kurmuşum, kolay mı beni evlendirebilmek?
İşte gerekçelerim:
 
1. Eskiden insanlar en fazla kırk yaşına kadar yaşıyordu. O yüzden de herkesin yirmibeş yaşından önce evlenmesine sıcak bakılıyordu.
Ama günümüzde ise, teknolojinin bize sunduğu sonsuz imkanlar sayesinde seksen yaşına kadar yaşayabiliyoruz.
Dolayısıyla kırk yaşımızda evlensek bile, eşimizle en az otuz veya kırk yıl birlite olabiliriz. Görüyorsunuz ki şu vaziyet-i umumiyede evlenmek için aceleye hiç gerek yok.

2. Eşleri tarafından seçilmiş olmak, evli insanları iyi birer av yapmıyor. Yani Adolf Hitler, Saddam Hüseyin ve Frankenstein de evliydiler. Evli olmak insanları diğer insanlardan üstün kılan bir özellik değildir.

3. Bütün süper kahramanlar bekardır. Örnek mi? Kedi Kadın, Buddha, Afrodit, Superman, Red Kit, Buggs Bunny.

4. Tüm bunların ötesinde Tanrı'nın da bir eşi olmadığının da altını çizmek lazım.

5. Evlenmek çok kolay bir iş. Öyle olmasaydı, her yıl ikimilyon insan evlenmezdi.
Hem illa ki bir işe zorlayacaksanız, daha ilginç bir şey yaptırabilirsiniz.

Bundan bir süre önce de demiştim, isteyenler yandaki linkimi tıklayıp görebilirler. Burdaki de o günkü yazıma eklemedir:
Evlilik bir anda alınabilicek bir karar değildir.
Sadece bir kere evlenilebilinir.
Bunun için de çok ince eleyip çok sıkı dokumalıdır.
Çünkü evlendiğiniz kişiyle kocaman bir ömrü paylaşacaksınız, ne istediğinizi dikkatli düşünün, benden size bir arkadaş veya öğretmen tavsiyesi.

17 Haziran 2010

Trafik

Trenlerdeki tehirler bitti sıra artıkım trafiğin sıkışmasına geldi :-( Sabahları dükkana ulaşabilmek için henüz Devletin Trenleri çalışıyorken dahi çok büyük bir işkence halini aldı. Çünkü on dakkada gelebildiğimiz Yenikapu'dan Cağaloğlu'ya yirmisekiz dakkada gelebiliyoruz.
Sebep malum: Sağlık Müdürlüğü önündeki park eden araçlar, daracık sokaklara sokulan kocaman otobüsler, sırf bu köşelerdeki ve sokaklar boyuncaki park eden ya da ettirilen arabalar yüzünden dönemeçlerdeki dönüşleri yapmayı becerememeleri.
-Kocaman otobüslerin şu daracık sokaklarda ne işleri varsa artık?-

Bunun çözümü şöyle olur:
Öncelikle büyük otobüs yerine midibüs kullanılır. En azından sıkışıklık yaratmaz, kapasite olarak düşüktür belki ama oturamayan yolcular ayakta seyahat edebilirler, çünkü Turistik Bölge Rıhtıma fazlama uzakta değil.
-Turistler sanki kendi memleketlerinde hiç mi kendi belediyelerinin otobüslerine binmemiş?-
İkinci olarak illa ki büyük otobüslerle taşıma yapılıcaksa bir sabit güzergah belirlenir, bu güzergah boyunca da arabaların park etmeleri yasaklanır. Otobüsler de güzergah dışına çıkmazlar. Bir kaç adet durak konulur, bu durak yerlerinde turistleri indirir, indirdikten sorna da yoluna devam edip Depo'ya gider. Yolcu alma saatinde de gelir, yolcuları alıp gidecekleri yere kadar götürür.
Üçüncü olarak Rıhtımdan gelen otobüs eski Cankurtaran Stadı'nın olduğu yerdeki Park'a gelir ve turistleri orda indirir, turistler Çarşı'ya ve Sultanahmed'e yürüyerek giderler.
Dördüncü olarak Taksilere birer çekidüzen verilir, yolcu getirmediği takdirde Duraksız Taksiler Turistik Bölge'ye sokulmaz.

Ben İstabnul'da çok görmüşümdür, trafiğin tıkanmasının nedenlerinden birinin Taksiler, diğerinin de kocaman Turist Otobüsleri olduğunu.
Fakat bunlara birer düzen verilirse yüzde kırkını çözebilirler.
"Yetkililer Uyuyor Mu?"
Uyusunlar da büyüsünler, biz burdan hep birlikte zat-ı şahanelerine birer ninni söyliyelim :-)