Bu Blogda Ara

15 Nisan 2023

Kedi Kahvesi

 Hayat esasında gerçek anlamda Miyav Şey'lere çok güzel.
Ne yaparlarsa yapsınlar "Kedidir Kedi" deyip geçiştiririz genel olarak.
Ancak kazın ayakları hiç de sanıldığı gibi değildir.


Kediler de tıpkı İnsanlar gibi bir Çayhane veya Kahvehanedeki bir masanın sandalyesine kurulabilir ve oturabilip Çay ya da Kahve gummilenebilir.


Ben boşu boşuna Dünya dönüyorsa Kedilerin hatırlarına döndüğünü söylemiyorum.
Güvenlik nedeniyle buranın neresi olduğunu sizlere söylemem yasak, çünkü Dünya üzerinde ne yazık ki kedi düşmanı insanlar da var ve daha da kötüsü işbu kedi düşmanlarına hiçbir şey yapamıyoruz.

10 Nisan 2023

Çeşme Kahve Ve Pendik Marina

 Pendik semti genel olarak Uçak Avı Yummi için güzel sahneler ortaya çıkarsa dâhi akşam olunca biraz demlenmek ve yeni bir Türk Kahvemsi gummilenmek için uzun zamandan beridir Swarm listemde olan Pendik Marina'yı gözüme kestirdi ben.
Her ne kadar çok yakınında İett 226831 numaralı bir adet durak komuş olsa bile 16D ya da düz 16 veya 17 numaralar Marina'nın önünden geçmezler.
Arslinda en hızlı ulaşım Devletimin Marmaray Trenlerinin Pendik istasyonudur, ancak istasyonla liman arasında onbeş dakika kadarcık bir yürüme zamanı bulunmaktadır.


Genel olarak birçok hatıraya ev sahipliği yapan bu güzel ve şirin mıntakanın girişinde herhangi bir güvenlik önlemi bulunmamakta olduğunu söylemek istiyorum.
En azından benim içeri girdiğim kapuda hiçbir sorgu suâl edilmeden sanki köyün kahvehanesine girer gibi içeri girmeğe muvaffak oldu ben.


İçerisinde dolanırken gördüğüm Douwe Egberts adlı Hollanda menşeili kahve dükkânı bana sanki Amisteridam havası vermekte, hadi Ajax olmasa bile Roterdam ya da Feyenoord gibi diyebilirim.
Mekânın içerisi eskiden de Hollanda gibiydi hâlâ Hollanda gibi.


Ben ise tercihimi nispeten yeni bir mekân olan Çeşme Kahve'den yana kullandım, ne de olsa burada da İzmir'in Çeşme ilçesiyle yakından bir ilgisi mevcut.
İşin tuhafı ben Çeşme'yi Bodrum'dan daha çok seviyorum, her iki ilçemizde de bulundum ama Bodrum bir büyükşehir Çeşme ise o büyükşehirin bir ilçesi sanki.


Dahası kapusunun karşısında gerçekten bir çeşme mevcut, hem de havuz tiplisinden.
Bu resmi de sadece sizler için yakınlardan çektim, buradaki Fışkiye belediyenin önünde olmadığı için kırılma sorunu yok.


Benim her zamanki tercihim Türk Kahvemsidir elbette, çünkü diğer kahvelerin tadı ne kadar güzel olurlarsa olsunlar arsla bir Türk Kahvemsi kadar olamıyorlar.


Solda gördüğünüze de Tiramisu adını vermişler, her ne kadar ses ve sözcük hiç benzemese bile kendileri bir İtalyan tatlısı olmak var.


Bugün hava yağmurlu ve kasvetli olduğu için ve her şeyden önemlisi Ramézân-ı Şerif Ayı dâhilinde olduğumuz için hazır iftar zamanı da yakın olduğu cihetle içeride fazlama müşteri yok.
Burası essahtan bir Ege sahil kasabasını andırmakta, hani böyle Çeşme gibi Urla gibi Dikili gibi ya da Ayvalık gibi veya Kuşadası gibi kalburüstü bir yermiş gibi.


Ah bir de bu mıntıkaya gelmek için merdiven mevcut olmasa da tam bir düz ayak olsa o zaman tadından gerçekten yenmez.
Ya da şöyle düzelteyim:
O vakit lezzet-i şerifinden essahtan yummilenilmez.

Uçak Avı Yummi - Yıllar Sonra

 Bizler vazife uğruna gerekirse üşürüz gerekirse donarız.
Eski zamanlarda bambaşka yerde Kırmızı Kuyruk peşindeydik, imdı Atatürk Havalimanı kapatılınca elimizdeki tek seçenek Sabiha Gökçen Havalimanı kaldı.
Ancak ben Sabiha Gökçen'i daha fazla seviyorum nedense, çünkü kendisi bir butik havalimanı olmak var.
Ama önce Uçak Avı Yummi için müsait bir yere oturmamız gerekiyor.


Bulduğum yerin adı Çınaraltı Közde Kahve, Pendik eski sahil şeridinde iki adet olan bir Kahve Gummilenebilme mekânı.
Diğer kahve gummilendiğim yerlere bakılırsa Türk Kahvemsinin ücreti yine insaflı, çünkü sadece Otuzmilyon Türk Lirasıcık olduğunu söylesem şaşırmayın sakın.


Bugün size uzuzun uçak resimleriyle gözlerinizi yoracak değilim, tek güzel tarafı bugün uçaklar tam Çarşı içinden geçiyor, bana da düğmeye basıp kamerama kaydetmek kalıyor.
Ancak tek farkla, Kırmızı Kuyruk burada bulunmuyor.


Tabi burası bir Fly İnn olmadığı cihetle gelen uçakların plâkalarını okuyabilme şansım yok, uçaklar da yerden en az üçyüz metre yüksekten geçebiliyorlar.
Bu mıntıka Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı'na son yaklaşma ve konma hazırlığı yaptıkları yer olduğunu da ekleyeyim sizlere.


Karşımdaki yolun hemen karşı kaldırımı benim çocukluğumda ve ergenliğimde denizdi, ben buranın doldurulduğu dönemi hatırlıyorum desem şaşırmayın.
Bu konuyu bir başka yazımda anlatacak ben, zira konu şimdilik fazla dağılmamalı.
Haftaya bir Zamanda Yolculuk Dizisinde Pendik semtini anlatabilirim kâlemim döndüğünce.


Benim imdı Çağla Şikel gibi Tostumu yummilenmem gerekiyor, bir zamanlar beni ve birçok kişiye mâlzeme vermişti bu espiri ama fazla derine girmemeliyim.

Vapor Grafitisi

 Uzun zamandan beridir benim yazılarımı okuyan bir kitlem olduğuna çok eminim.
En kızdığım konulardan biri Marmaray trenlerinin üzerlerindeki saçma sapan grafitilerdir ki bir örneği yazımın aşağı kısımlarında olacak.
Bugün beni Eminönü'den Kadıköy'e götüren eski adı Caddebostan yeni adı Fuat Sezgin olan Bindokuzyüzseksenaltı model vaporumuzun merdiveninde ahanda sizlerle paylaştığım resm-i şerifi gördü ben.


Görselimizde açıkça görülen yer Haydarpaşa Garı ve İskelesi olmakta, biraz fazla fentezi olmuş ama Şirket-i Hayriye döneminden kalmış uzun bacalı bile mevcut ki en sonuncusu Bindokuzyüzseksenaltı yılında Boğaz ve Marmara sahnelerinden sonsuzluklara doğru silindi gitti.
İnsan gibi kurallara uygun ve göze gerçekten hoş gelen resmi çizdiniz de biz mi hayır dedik?


Ben buradan sevgili grafitici arkadaşlara seslenmek istiyorum:
Konu sizin resim çizmeniz değil, konu sizin böyle anlamlı ve mantıklı güzel birer eser ortaya çıkartıp hep birlikte gözlerimize hoş gelecek şekilde mutlu mesut olmamız.
Trenlerin üzerlerindekiler zaten birer fecaat ve anlamsız, üstelik pencerelere de tecâvüz etmektesiniz ve kamu malına zarar veriyorsunuz.