Bu Blogda Ara

Çay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Kasım 2024

Çay + Simit = 120

 Biz her ne kadar buralardan göklerimize kadar bağıralım çağıralım ama Ekomonimizin Tıkırı ısrarla devam ediyor.
Günümüzün en ucuz yummisi Simit ve Çay kaç Yeni Türk Lirasıdır sizce?


Eğer işbu Simit ve Çay adlı gıdaları Sabiha Gökçen Havalimanı'da yummilenmek gibi bir hata yapıyorsanız Yüzyirmimilyon Türk Lirasıcıklık ücreti cüzdanlarınızdan çıkartmak zorundasınız.
Bu sayede Onmilyondokuzyüzonbin Türk Lirasıcıklık kısmının Katma Değer Vergisi olarak ödenmesine katkıya gittiğini de belirtmemiz gerekiyor.

30 Eylül 2024

Sonbahar Zamanları

Her yıl bu zamanlarda mevsim geçişleri yaşanır ancak arsla Mart'taki gibi neşeli olmaz.
Artık yavaş yavaş Deniz girmeği ve Dondurma yummilenmeği unutmağa başlamamız gerekiyor, çünkü Karpuz kabuğu bizim Deniz kıyılarından çok uzaklara gitmeğe hazırlanıyor.


Her ne kadar Güneş hâlâ her sabah ışıyorsa bile bizleri ısıtabilmeği başaramıyor, Gündüz vakti bir parça ancak etki edebiliyor ama tepkiyi göremiyor.
Birkaç gün sonra son bir kez birazcık sıcaklık üfleyecek ama işbu havanın vaziyet-i umumiyesi arsla bizlerin Deniz girip serinleyebildiği günler gibi olamayacak.
Artıkım gardolaplardaki kalınca giysileri ortaya çıkartmanın ve gitmeğe başlamanın zamanlaru yaklaşıyor.


Gidişler acıklıdır ama yeniden dönebilmek için zaman geldiğinde gitmenin gücünü kendinde bulabilmek gerekir.
Yoksa böyle nefis bir Denizi kim bırakıp da gitmek ister?
Leylekler bir süre önce paydos edip gittiler, sırada Kırlangıçlar var. Hepsi de yepisyeni birer başlangıç ve daha güzel birer patlangıç yaşayabilmek istiyorlar.


Bizler ise bulunduğumuz yerlerde kalarak serinlemeğe başlayan havalarla nasıl mücadele edebileceğimizin düşüncelerini aklıllarımıza getirebilmeğe çalışacağız.
Artıkım bizleri kapalı mekânlarda Türk Kahvemsi ya da Filitre Kahve gummilenmek paklayacak.


Tabi bu mevsimde gummilenebileceğimiz kahveler helbette ki sıçak kahveler olacaktır, yanındaki dondurma yummilenmeği Yaz'a kadar ertelememiz gerekmekte.


Birkaç haftadan beidir ağaçlarımız yapraklarını döküyorlar, hani havanın serinlemeyeceğini Biz Üç Muz olarak tayin edebilseydik manzara-i nefaset görüntüler elde edebileceğiz.
Yine de henüz her şey bitmedi, öyle ya da böyle Güneş'in varlığını bilmemiz şimdilik yeterli.

23 Eylül 2024

Bozuk Mod

 Sonbahar hayatımıza geldi biraz önce, hava tam bir hastalık havası. Ne serin ne de sıçak, sadece gündüz güzel akşam serin, sabah da buzlu.
Havanın vaziyeti de artıkım serinlemeğe başladı, Güneş'in mesaisinin erken sonlandığını ve Homuna her gün birer ikişer dakika erken gitmeğe başladığını zaten gözlerimiz görüyor ve Diyanet Holdink'in takvimlerinde de açıkça belli olduğu göz önünde bulundurulmalı.


Esasında yapılacak en iyi şey Mélisà Çayı gummilenmek ama her yerde Bitki Çayı bulunmuyor.
Varsa yoksa Çaykur Rize Çayı veya Lipton Demlik Poşeti gibi içecek sıcak şeyler.
Tabi buna karşılık bir yerde de Çay bulunmuyor, orası da Kahve Dünyası ki ism-i şerifine göre Kahve ve Çikolata üzerine uzmanlaşması son derece norminâl bir olgu.

05 Eylül 2024

Akşam Çayı Mutlulukları

Çay adlı sıcak içecek milletimizin genel ve ulusal içeceğidir.
Her dost meclisinde veya yabancısı olduğunuz herhangi bir hanede ilk önce muhakkak sur'ette Çay ikram edilir.
Çayla başlayan muhabbet ilerledikçe ikinci üçüncü bardağı da bulabilir, sonrasında başka içecekler de sıraya girebilir.
Ne olursa olsun Çaykur Rize Çayı veya Lipton Demlik Poşeti ya da Doğuş Çay olmadan arsla olmaz bizlerin meclisleri.


Kış yakın zaman zarfında gelecek, soğuk havalarda insanların canları duygusal sebeplerden üzüntüler değil Çay çekecek.
Hele bir de sevgili Ajda Pekkan ablamızın icadı ve Paşabahçe'ye ve de bizlere armağanı olan Ajda Bardak'ta gummilenilen Herhangi Çay'ın tadı daha bir başka olmak vardır.
Hemen belirteyim Ajda Bardak bizim bildiğimiz kılâsik boydaki ince belli Çay Bardaklarının bir boy büyüğüdür, her yerde bulunmaz özellikle aramak gerekir.
İnce belli bizim bildiğimiz Çay Bardağı ile Ajda’nın tasarladığı Çay Bardağı arasındaki tek fark bpyutudur, işlevi ise aynıdır.


Burası dünya üzerinde gördüğüm ve gittiğim en peçete fakiri mekân olan Şehr-İstanbul'un Bostancı semtindeki İstasyon Çay Bahçesi olmak var.
Her ne kadar mekânın sahipleri ve çalışanları benim gibi Sivaslı olsalar bile peçetenin eksiklikleri hemen öze çarpmadan geri duramıyor.
Sizin de eğer yolunuz buraya düşerse yanınızda peçeteniz olmadan gitmek gibi bir hata yapmayın sakın.

22 Temmuz 2023

Paşabahçe Vaporumuzun Yeni İşlevi

 Bu akşam hiç ummayacağınız şekilde Paşabahçe vaporumuzun yepisyeni işlevini öğrendi ve denemeğe gitti ben.
Sefere döndü döneli geceleri Büyükada'da pinekleyen Paşabahçe vaporumuz sadece pineklemekle kalmayarak Yirmi saatinden Yirmidört saatine kadar Büyükada İskelesi'nin sol tarafında ya da daha açık olarak belirteyim Heybeliada tarafına bakan yanaşma bölgesinde Vapur Cafe olarak ziyaretçilerini bekliyor.


Bu haberi de birkaç gün önce Facebok'ta bir grupta bir başka grup üyesi söylemişti de inanmamıştım ancak bu hafta doğru olduğunu gördüm ve tecrübe ettim.
Sağ olsun gece vakti telefonumu şarz edebilmemi ve işbu haberi size ulaştırabilmemin resimlerini çekebilmemi de sağladı.


Akşam vakitlerinde eğer Büyükada'daysanız hafta içi veya hafta sonu olsun fark etmez, Büyükada İskelesi'nin sol tarafındaki yolcu çıkış kapusundan iskeleye girebilir ve Heybeliada tarafında uzunlamasına pinekleyen Paşabahçe Vaporunu ziyaret edebilir ve Vapur Cafe'sindeki gıdalardan herhangi istediğiniz ürünleri vaporun arzu ettiğiniz kısmında yummilenebilirsiniz.
İşbu güzel düşünceyi hayata geçiren Şehir Hatları ve Vapur Cafe'ye ne kadar teşekkür etsek azdır.

15 Nisan 2023

Kedi Kahvesi

 Hayat esasında gerçek anlamda Miyav Şey'lere çok güzel.
Ne yaparlarsa yapsınlar "Kedidir Kedi" deyip geçiştiririz genel olarak.
Ancak kazın ayakları hiç de sanıldığı gibi değildir.


Kediler de tıpkı İnsanlar gibi bir Çayhane veya Kahvehanedeki bir masanın sandalyesine kurulabilir ve oturabilip Çay ya da Kahve gummilenebilir.


Ben boşu boşuna Dünya dönüyorsa Kedilerin hatırlarına döndüğünü söylemiyorum.
Güvenlik nedeniyle buranın neresi olduğunu sizlere söylemem yasak, çünkü Dünya üzerinde ne yazık ki kedi düşmanı insanlar da var ve daha da kötüsü işbu kedi düşmanlarına hiçbir şey yapamıyoruz.

08 Nisan 2023

Kuğu

Hani bütün hafta yoğurulur ve çok çalışmaktan bitap düşmüş olabilirsiniz. 


Burası benim Yılbaşı gününden keşfim olan Kuğu Pastahanesi olmakta, yalnız dikkâtli okuyanlar pastane değil kelime-i şerifin gerçek anlamlısı olan pastaHAne olarak kullandığımı hemen fark edeceklerdir.
Çünkü çok şükür Türkçe'yi adam gibi doğru kullanabilmeğe de kudretim mevcut.


Buranın ism-i şerifine aldanarak sadece tatlı bulunacağını düşünmekteyseniz çok büyük bir yanılgı içerisinde kalırsınız, çünkü tatlıya ilâve olarak tuzlu çeşitleri ve norminâl yummi tarzı şeyler de menülerinde bulunmakta.


Sıcak yemeklerinin bir harika olduğunu söylemeli ben, kendinizi bir Papermoon'da hissedebilirsiniz, olmaz pahlı gelirse Da Mario da olabilir, daha da ucuzunu isterseniz İl Padrino verelim, İtalyan yemeklerini sevmezseniz Bedri Usta ya da Develi de olur.
Şunu da ekleyeyim ki Kuğu'nun liginde Hacı Bozan veya Görgülü ya da Baylan olmalı derim ben.


Bana kahve mi çay mı diye sorsanız elbette Türk Kahvemsiyi uzak ara seçerim, çünkü yemekten sonra içilen Çay insanın demir ihtiyacını öldürür.


Ancak bu seferki gummilenmem gereken Çay müessesenin ikramı, gerçi biriki yudum sonra istediğim Türk Kahvemsiyi de hesaba yazmamışlar ama olsun.


Üzerine de Ramézân-ı Şerif Ayı'nın olmazsa olmazlarından Güllâç yummilenildiginde keyifler daha da bir kendine avdet eyliyor.
Bir güzel Cumartesi akşamında sizlerle birlikte deneyimlerimden bahsetti ben sizlere, okuduğunuz için teşekkür eder ben.

10 Haziran 2021

Five O'clock Coffee

 Benim bu sayfalarda gezdiğim gördüğüm yerleri anlatmak kapsamımda pek yoktur ama bugün Türkiye Cümhûriyeti hududları dâhilinde yummilendiğim en pahalı Türk Kahvemsiyi tanıtacak ben sizlere.


Fincanı sadece ve sadece Yirmibeş Türk Lirasılık kahve böyle bir şey işte.
Nerede olduğunu merak edenler için Zorlu Alışveriş Merkezi içerisinde bulunan Five O'clock adlı nispeten güzel bir mekân burası Cnmcm.


İngiliz milletinin anlamı "Saat Beş Çayı" olan bir meşhur "Five O'clock Tea" faslı vardır, kral veya kraliçe fark etmeksizin tahtta kim olursa olsun kendileri de günün 17:00 saatinde Çay içmemezlik etmezler, ama onların içtikleri çay bizim Çaykur Rize çayı değildir, Sri Lanka'dan getirttikleri çaydır çünkü İngiltere'de çay çok fazla yetişmez.

01 Nisan 2021

Çay Çarşısı

 Bu dünyada yaşayan herkes Çay adlı hemen her yerde bulunabilen ve olmazsa olmazımız içeceği İngilizlere mâl ederler, oysa Çay'ın anavatanı Türkiye Cümhûiiyeti'nin Rize vilâyeti olduğunu çok az kişi bilir.
İmdı sıra geldi dünyaca yanlış bilinen bir algıyı düzeltmeğe.
İnanmayacaksınız ama Rize'de dünyanın en büyük çay bardağı inşa edilmekte bu aralar.
Üstelik bugünün Bir Nisan olmasına bakmayın çünkü şaka falan yapmıyor ben. Yani desteksiz sallamayarak resm-i şeriflerle de süsleyecek yazımı ben.



Rize'de Çay Çarşısı projesi kapsamında otuz metre yüksekliğinde çay bardağı anıtı inşa ediliyor. Dünyanın en büyük çay bardağı olacağı belirtilen anıt için Guinness Rekorlar Kitabı'na başvurulacak.
Çarşıda ayrıca her çeşit çayın tadımının yapılacağı çay evleri, satış reyonları ile birlikte Rize bezi, bakır işlemeciliği, yöresel yemekler, taş değirmen, kemer köprü gibi kültürel öğelerin yanı sıra yedi katlı olarak inşa edilecek çay bardağı anıtının içerisinde çay müzesi, çayın topraktan bardağa serüvenini anlatan 13D çay sineması ve seyir terası yer alacak.



İnşaat aşamasında bile ilgi gören anıtı görmeye gelenler selfiye yaparak hatıra fotoğrafı çektiriyor. Bu arada dünyada sadece İran´da dokuz metre yüksekliğinde bir çay bardağı anıtının bulunduğu ifade edildi.
Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, Çay Çarşısı projesinde daha şimdiden çay bardağı şeklindeki binanın dikkat çektiğini söyleyerek "Tamamlandığında dünyanın en büyük çay bardağı olacak. Yaklaşık otuz metre yüksekliğindeki yapı için Guinness Rekorlar Kitabı´na başvurumuzu yapacağız. Her şehir her ülke ürünleri ile beraber belli sembollerle ortaya çıkar. Biz bundan esinlendik. Öz değerimiz Türk çay kültürünün sembolü olan ince belli bardağımızı burada işlevsel bir duruma getirdik" dedi.

 
Çay Çarşısı Projesi ile Karadeniz Bölgesi'nin ekmek teknesi olan çaya turizm değeri katacaklarını belirterek "Turistler buraya geldiğinde Rize ile ilgili her şeyi görebilecekler. Rize çayından feretiko bezine atmacasından simidine kadar burada tanıtılacak. Rize´ye ait tüm ürünlerin de satışı yapılacak. Şu anda yüzde seksen seviyesini geçmiş durumdayız. Ağustos'un başında hizmete açmayı planlıyoruz. İnce belli bardağımızı burada işlevsel bir duruma getirdik. Bardağın içerisinde birinci katta çayın bütün aşamalarını yaşattıracak 13D sinema sistemi olacak. Kokusu ile tadıyla topraktan bardağa gelinceye kadar olan süreci yaşayarak görecekler. Çay Müzesi seyir terası olacak. Rize'yi anlatan kemer köprü, taş değirmen gibi öğelerle alan işlenecek. Altı tane kafeterya olacak, her biri o bölgenin çayını o bölgenin suyu ile demleyip ikram edecek. Rize'nin yöresel yemekleri ikram edilecek. Bu bölgede üretilen her çeşit çayın satışı yapılacak" diye konuştu.



Kent sakini Halilcan Ocak "İnce belli bardağımızın inşasını biz de ilgiyle izliyoruz. Otuz metre çay bardağı devasa bir şey. Yapım aşamasında bu kadar ilgi çektiyse bittiğinde çok daha dikkât çekecektir" dedi.
Mert Kaçar da "Çay Rize´nin sembolü, çay bardağı şeklindeki bu yapı Rize´nin simgesi olacak. Biz çaysız yaşayamayız. İnce belli çay bardağımızla dikkât çekerek çay içirmeye devam edeceğiz. Daha şimdiden sosyal medyada oldukça dikkât çekti. Bu devasa bardak Guinness Rekorlar Kitabı'na girer diye düşünüyorum" diye konuştu.
 

 Ben kendim Divriğiliyim ama Rize de benim memleketimde güzel bir vilâyetimiz olduğundan ve Türk'ün gücünü bütün dünyaya ispatladığı için bu anıttan çayı pek sevmememe rağmen gurur duydum.
İnşaat resimlerini paylaştığım yazımda inşallah gidip görmeği de çok isterim ve tabi ki güzel resm-i şeriflerini de çekip paylaşmağı da isterim.
Yine de eğer yolum Rize'ye düşerse o konudaki yazım Tatil Blogumda olacağını şimdiden söylemeliyim, ama buraya da birkaç resm-i şerifini kaydetmemek olmaz.


Tıpkı bir zamanlar Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi:
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda.
Canı cananı varımı alsın da Hüda
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Evet belki İngilizin çayı vardır ve çok güzel pazarladıkları için ünlüdür ama İngilizler çayı kendi memleketlerinde yetiştirmezler. Genel olarak Çay üreticileri her konuda olduğu gibi Çin Hâlk Cümhûriyeti ilk sırada yer almakta, Hindistan Kenya Srilanka bizim üstümüzde, beşinci sırada biz varız, bizden sonra Vietnam Endonezya Japonya Arjantin İran Bangladeş Malavi ve Uganda sıralanmışlar, ancak bazı yıllar işbu sıralama değişebilmekte.
Geri kalan üretim ise diğer adları kaydedilmeyen ülkelere ait.
Biraz da Çay hakkında mâlumatfuruş ekleyeyim.
Bitki biliminde adı Camellia sinensis olarak çaygiller (Theaceae) familyasından olan nemli iklimlerde yetişen yaprak ve tomurcukları içecek maddesi üretmekte kullanılan bir tarım bitkisidir. Yeşilçay Siyah çay ve Oolong çayı farklı oksidasyon seviyelerinden geçirilerek üretilir. Diğer yandan Kukicha çayı yani sürgün çayı yapraklardan ziyade sürgün ve gövdeden elde edilir.
Asıl anavatanı Güney ve Güneydoğu Asya olmasına karşın dünya üzerinde tropikâl bölgelerde de yetiştirilmektedir. Tarım amaçlı yetiştirilenler iki metrenin altında küçük ağaç görünümünde herdem yeşil bitkilerdir. Serbest bırakıldığında dokuz metre boyunda bir ağaç formunu kazanır. Kuvvetli ana köke sahiptir.
İçen herkese afiyet olsun.

02 Mart 2021

Sarı Ekin'de Resmi Oturma Açılışı

 Sonunda padişah efendi hazretlerimiz müsadeyi onaylayarak irade buyurdu ki artık gündüz 19:00 saatine kadar dışarıda oturmağa çıkabilirmişiz çünkü Turuncuya kadar işaretlenen vilâyetlerimizde bazı hususlar serbestleşerek gevşetilmeğe başlandı.
Benim yolum da özellikle geçen yıl kötü günlerimde bana her zaman destek olan ve gerektiğinde beleş simit bile ikram etmekten çekinmeyen Sarı Ekin Simit Evi'ye yolum düşmüştür.
Eskisi de güzeldi ama geçenlerde yeni taşındığı dükkânı eskisinden çok ama çok daha güzel olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.



İstanbul'un çeşitli semtlerinde böyle İkiz Evler çok vardır, birkaç adedi de Yeşilköy semtindedir. Ancak ben bu yazımda Sarı Ekin'in güzel ürünlerinden bahsedecektim, konu fazlama dağılmasın isterim.
İkiz Evler'e ait yazım bir başka gün sizlerle birlikte olacak.


Bir de bugün bir acıkmışım bir acıkmışım ki sormayın. Padişah efendi hazretlerimizden müsademizi alır almaz hemen içeri girdi ve bir adet Pizza ile biraz da Börek ısmarladı ben kendıme.


Tabi o kadar yumminin yanında bir de kahve mutlaka olması gerek, lâf aramızda Sarı Ekin'in kahvesi de harikadır. Hele yanındaki kurabiyesinin tadına doyum olmaz.
Belki bazılarınız işbu yummilendiğim menü ile Çay daha iyi gittiğini iddia edebilir, haksız da sayılmazlar. Ancak bilmedikleri bir şey varsa benim Çay'a karşı alerjim olduğudur. Ne zaman Çay içsem midem bulanır, hani mecburiyetten içeyim dedim bir daha Çay içmek ancak kırk yıl sonra aklıma gelir.
Hani bundan yıllar önce Sovyetler Birliği'nde bir Çernobil vardı, Bindokuzyüzseksenaltı yılında patladı ve ne kadar kanser yapan madde varsa ortalığa yayıldı ve aradan Otuzbeş yıl geçmesine rağmen hâlâ temizlenemedi, sanırım tam anlamıyla temizlenebilmesi için Altmışbeş yıla daha ihtiyaç var.
Ama buna karşılık Ihlamur olsun Yeşılçay olsun Melisa olsun bunlar başka oldukları için afiyetle içerim.
Afiyet şeker bal eçel lokum olsun bana, sizi de Sarı Ekin'e beklerim. Nerede olduğunu merak ediyorsanız Sarı Ekin yazılarına tıklayın.

23 Eylül 2018

Sonbahar Gündönümü

Hoşça kal sevgili Yaz.
Bugün biraz önceki mevsimimiz olan İkibinonsekiz Yılına ait Yaz'ı tarihin tozlu sergenlerine ekleyeceğiz, tıpkı her geçen günümüzü eklediğimiz gibi.
Bu yıl benim için Yaz biraz kötü geçti, koskocaman üç ay boyunca tek büyük zevkim uçakların arkalarından bakakalmak olduğunu söylemeliyim.


Bugüne dek binlerce uçak resmi çektim, bunların arasından mülkiyeti her ne kadar şahsıma ait olmasa bile en çok beğendiğim Törkiş Eyirlayns'ın TC-JRG plâkalı olan ve Antalya'nın portakallarıyla ünlenmiş olan Finike ilçesinin adını taşıyan uçağını sizlere takdim etmek istiyorum.
Ancak bu konu biraz hususiye giriyor, ben kendi sıkıntılarımla sizi bunaltmamalıyım.

İmdı portakallardan bahsetti ya ben, portakal mevsimi de geldi geliyor, hani neredeyse kapumuzda sayılır.
Demin eklediğim TC-JRG sağ olsun bizlere Finike Portakallarının hem tanıtımını hem de nakliyesini sağlamakta, yeter ki bir gün Antalya Havalimanında veya İstanbul'dan Antalya alakalı bir uçuşunda yakalayayım bana daha fazla yeter.
Sonbahar tek başına portakal demek değil tabi ki.


Bu harita biraz erken bir paylaşım oldu ama şurada birkaç gün içinde doğalgaz da beş aylık bir aralıktan sonra yeniden hayatımıza dühûl eyleyecek.
Gerek Rusya'dan gerekse İran'dan bizim kapumuza gelen doğalgaz aşağıdaki sayaç sayesinde evlerimize giriyor.


Bu yılki ısrarla tıkırında olan ekomonimiz sayesinde güzel bir kazıkla bizi ısıtacağını şimdiden müjdelemeliyim.


Bugün bu konuları şimdilik bir kenara bırakalım ve şimdilik Sonbahar'ın tadını çıkartmaya bakalım.
Bugün gündüz ve gece aynen İlkbahar Gündönümü gibi onikişer saatlik eşitlenmiş bir gündür.


Sonbaharın en güzel taraflarından biri de Ihlamur'dur. Bazıları pek sevmese bile Ihlamur oldukça yararlı ve besin değeri yüksek bir içecektir.
Güzelce demlenmiş bir ıhlamura her kim hayır diyorsa kesin tadını bilmiyordur ya da midesi istemiyordur.


Ben kendim Çay sevmesem bile çay içenlere saygım sonsuzdur.
Hele de o Çay "Ajda Bardak" içinde olursa değmeyin keyfine.
Ajda Bardakları tasarlayan ise hepimizin tanıdığı gerek müziğimizde gerekse Yeşilçam'da "Süperstar" olan sayın Ajda Pekkan'dan başkası değil.
Madem konu açıldı ben de biraz eskilere gidip Ajda Bardak'ın öyküsünü sizlere anlatayım.


Yıl 1984 - 1985 falan. O dönemler Ajda Hanım Çengelköy'de ikâmet eder, haftada iki gün de Beykoz Korusu'nda yürüyüşe gider.
Yürüyüş dönüşü Paşabahçe Şişe Cam Fabrikasına uğrar, orada hem dinlenir hem de ara sıra eve alışveriş de yapar.
Ancak o dönemlerde sadece küçük boy olan ince belli çay bardakları vardır, gerek üretimde gerekse piyasada, ki aradan bunca zaman geçmesine rağmen hâlâ da böyledir.
Bu küçük boyutlu olanları Ajda Hanım'ı kesmez, bir gün Paşabahçe'nin müdürüne gidip ince belli bardakların daha büyüğünün mevcut olup olmadığını sorar.
Müdür de bulunmadığını söyler, Ajda Hanım da üretme imkânı olup olmadığını sorar tabi.
Müdür kaç adet istediğini sorar, on oniki tane cevabını alınca önce reddeder, en az beş koli yani yüz adet üretebileceklerini söyler.
Gerçekten de üretirler ve bir gün Ajda Pekkan'ın evine yollarlar bunları.
Ajda Hanım ise bulardan arkadaşlarına dağıtır, ama baştan düşünemediği bir şey vardır, bu bardaklar arkadaşlarının sayelerinde "Ajda Bardak" olarak adlandırılır ve Paşabahçe Fabrikası yeni bir model kazanır.
Bir zaman sonra Paşabahçe bunun adını "Aida" olarak değiştirmek zorunda kalır.


Ajda Hanım bu konuyu Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde de belirtmiştir, ben sadece mevzuat-ı umumiyenin özetini dilimin döndüğü kadarıyla anlatmaya çalıştım.
Herkese mutlu sağlıklı nevazilsiz güzel Sonbaharlar dilerim.