Hayat müziksiz çekilmiyor, özellikle de can sıkıntısı ve duygusal günler yaşarken hiç çekilmiyor.
Bağzı araştırmalar müziğin bazı duygulara iyi geldiğini ve aynı araştırmalarda her çeşit rahatsızlıkların tedavileri için başka müzik mevcut olduğunu ve de çoğunluğunun da Türk Kılâsik Müziğinin içinde saklı olduğunu göstermiştir.
Örnek olarak İneklere bile süt verirken başka otlarken başka dinelirken başka müzik dinletilir.
Kimine güzel gelen bir tarz müzik başka birisi tarafından hiç sevilmeyebilir.
Başlangıçtan günümüze kadar milyarlarca şarkı bestelenmiştir, hepsini teker teker dinlemeğe kalksak ömürler yetmez, en az üçyüz kocaman yıl gerekir ve bu zaman zarfında yeni şarkılar da çıkacaktır.
Bağzı araştırmalar müziğin bazı duygulara iyi geldiğini ve aynı araştırmalarda her çeşit rahatsızlıkların tedavileri için başka müzik mevcut olduğunu ve de çoğunluğunun da Türk Kılâsik Müziğinin içinde saklı olduğunu göstermiştir.
Örnek olarak İneklere bile süt verirken başka otlarken başka dinelirken başka müzik dinletilir.
Kimine güzel gelen bir tarz müzik başka birisi tarafından hiç sevilmeyebilir.
Başlangıçtan günümüze kadar milyarlarca şarkı bestelenmiştir, hepsini teker teker dinlemeğe kalksak ömürler yetmez, en az üçyüz kocaman yıl gerekir ve bu zaman zarfında yeni şarkılar da çıkacaktır.
Bu akşam Biz Üç Muz olarak şu şarkı güzel bu şarkı değil gibi bir tavsiyede bulunmağa her ne kadar kendimizde bir hak görmüyorsak bile rahmetli Abdurrahman Amrani veya bildiğiniz sahne adıyla Dahmane El Harrachi'nin Cezayir'den Fransa'ya göçenler için yazdığı ve plâğa okuduğu, ondan yirmiküsür yıl sonra yine rahmetli Raşit Taha'nın yeniden ortaya çıkarttığı sözleri Arapça olan bir şarkı vardır, güftesinde pişmanlığı ve vedayı anlatır.
İşbu kıraat etmekte olduğunuz satırları yazanların hiçbiri Arapça bilmese bile bizler için tercüme edilmiş güftesiyle birlikte yeniden bir "Günün Şarkısı" nostâljisi yaşatmak istiyoruz.
İşbu kıraat etmekte olduğunuz satırları yazanların hiçbiri Arapça bilmese bile bizler için tercüme edilmiş güftesiyle birlikte yeniden bir "Günün Şarkısı" nostâljisi yaşatmak istiyoruz.
Tabi bizim yaşatmak istediğimiz nostâlji öyle boku çıkartılarak her yere yapılmak istenen Çakma Tramvaylar gibi olmamakta, Cadde-i İstiklâl'de işlemekte olan gerçek nostâljiyi yaşatmak istiyoruz, gerçi bu bahsettiğimiz gerçek Tramvaylarımıza bir süre Beyoğlu Belediyesinin bina dış cephe temizliği buyurduğu cihetle katenerin vinçlere engel olacağı için sözüm ona geçici olarak söküleceğinden biraz pillisiyle idare edilecek ya neyse.
Günün Şarkısı
(Dinlemek için yukarıdaki yazıyı tıklayın)
Ey yolcu hey nereye gidiyorsun
Eninde sonunda bana geri döneceksin
Kaç insan bunu reddetiğine pişman oldu ki
Senden ve benden önce
Ne kadar kalabalık ülkeler ve ne kadar boş şehirler gördün
Ne kadar zaman harcadın
Hâlâ ne kadar kaybediyorsun
Ah bir diyardan bir diyara göçen
Ne yaptığını hiç biliyor musun
Kader zamana yön veriyor ve takip ediyor ama sen bunu kabul etmiyorsun
Ey yolcu hey nereye gidiyorsun
Eninde sonunda bana geri döneceksin
Kaç insan bunu reddetiğine pişman oldu ki
Senden ve benden önce
Kâlbin neden bu kadar üzgün
Neden oralarda böyle perişan kalıyorsun
Zorluklar sona erecektir göreceksin ki hiçbir şeyi öğrenmek ya da yapmak uzun sürmez
Günler bitmez senin ve benim gençliğimizde olduğu gibi
Ey yolcu hey nereye gidiyorsun
Eninde sonunda bana geri döneceksin
Kaç insan bunu reddetiğine pişman oldu ki
Senden ve benden önce
Ah fakir ahbab ben de şansını kaybedenlerdenim
Ey yolcu sana doğru yolu takip etmeni öneriyorum
Bir şeyi almadan ya da satmadan evvel ne istediğini bil
Ah uykucu haberlerin bana ulaştı
Sana da bana da ne oldu böyle
Kâlp en sonunda yine yaratıcısına en yükseğe dönecektir