Bu Blogda Ara

14 Şubat 2023

Ondört Şubat'taki Hepten Unutulmuşluk

 Birkaç zamandan beridir sizlere bir öykü anlatablmeğe çalışıyorum ama ne kadar başarılı olup olmadığımı ben de açıkçası bilmiyorum.
Hayatta birini ister sevin isterseniz sevdiğinizi sanın ya da artıkım nefret edin, hiç kimsenin duygularıyla oynamağa hakkınız bulunmuyor.
Ancak öykümüzdeki kadın kahramanın en büyük tutkusu kendisini seven erkeklerin duygularıyla oyuncak top gibi oynamaktan ibaret.
Bizim delikanlınınsa en azından birkaç gün için bile olsa sevgilisi olan veya olduğunu sandığı kadına arkadaş gibi de olsa sevgililer gününü kutlamaktı niyeti.
Ancak o günü akşamleyin kızın Facebok'taki saçma sapan gönderisini görünce kel kafasından aşağı doksan derecede kaynayan sudan bir büyük kova dolusu boşalıverdi.


Çünkü kadın resmen bütün arkadaşlarıyla hem dalga hem de taşşak geçmişti o günü.
Hade cevap vermemesi bir şey değildi ama bizim delikanlı paylaşımı görünce İnternet Kafe'deki bilgisayarın başında bir süre hareket edemeden kaldı.
Sessizliği bozan birkaç dakika sonra Msn Messenger'deki bir arkadaşı oldu.


Arkadaşının bizim delikanlıya yazdığı şeyler esasında yenilir yutulur şeyler değildi ama gerçeklerin tokadı Osmanlı İmparatorluğu Tokadından daha ağır gelmişti.
Dünyada biten ilk ilişki onlarınki değildi, sonuncusu da olmayacaktı.
Kim bilir her ikisinin de başlarından ne ilişkiler gelmişti ve ne ilişkiler gelecekti?
Ancak birine karşı olan sevgisi her zaman hor görülen hep bizim delikanlınınki oluyordu.


O gece her geçen dakika bizim delikanlıya çok ağır gelmeğe başlamıştı, ama kadın kahramanın o günü neler hissettiğini bizler arsla bilemeyeceğiz, çünkü kendisi kanalımıza hiçbir zaman konuşmadı.
Kadının tek yaptığı delikanlının mesajını cevapsız bırakmak ve ikindi vakti bilgisayar bulduğunda Facebok'ta kırıcı bir resim paylaşmaktan ibaretti.


Bunun için bu dünyada giden her zaman kârlı olur, sadece üç hafta önce aşkım sevgilim diyen ve oğlanın üzerine titreyen kadın bir anda değişip taş kâlpli bir motor olmuştu.
Nerede kalmıştı birbirlerine yazdıkları şiirler?
Nerede kalmıştı birbirlerine verdikleri aşk sözleri?
Nerede kalmıştı sabahlara kadar birbirleriyle yazıştıkları telefonlar?
Kısacası bu kadın bizim delikanlının hayatından şöyle bir pencereye bakıp geçmiş gitmişti, üstelik arkasında neleri bıraktığını asla bilmeden ve hiçbir zaman da bilmeyecek olan.


Başlamıştı acının yan etkisi bir de soruyordu aha bitti mi?
Oğlanın hayâlleri Eyfel Kulesi hayatları Süphân Dağı olarak kalmaktaydı.
Onu unutmaktan başka hiçbir çaresi yoktu, üstelik işi gücü kendisini beklerdi.
Kadınlar için unutmak çok kolaydı, ama erkeklerin zayıf noktaları vardı.
Böylelikle bundan onbeş yıl önce yaşanmış olan bir sevda hikâyesinin sonu gelmişti, gerçekte sonu gelmişti ama uygulamada gerçekten sonu gelip gelmediği biraz meçhûl.
Çünkü gerçekten bitmiş olsaydı o delikanlı bana gelmez ve hikâyesini yazmamı istemezdi benden.


Bitmiş ilişkilerin bulunduğu mezarlıkta varsın bir sevda hikâyesi daha olsundu, nasıl olsa bu dünyada sekizmilyar insan yaşıyordu ve daha şimdiden ellimilyar adet kırık kâlp hikâyesi mevcuttu, bu yüzden ha bir adet eksik ha bir adet fazla olması hiçbir şey fark ettirmez.

Sevgililer Günü Hakkında

Yine bir Sevgililer Günü Geyiklerinin boynuzları dolanmağa başladı çevrede.
Bu yıl içimden hiç gelemiyor böyle saçma günleri kutlamak, özellikle de Küresel Kâpitalist Dünyanın bizlere zorla dayattığı düşünceler bizim düzenlerimize bile ters düşüyor.


Daha şurada sadece birkaç gün önce memleketimize ağır hasar veren bir deprem olduğunu sanırım biliyorsunuzdur. Orada en az yüzbin vatandaşımızın hayatları erkenden sonlandırılmışken sanırım hiçbirimizin içinden geleceğini sanmam böyle saçma bir günde yummilenip gummilenip haşna fişne olmak.
İmdı burada o mıntıkanın fotoğraflarını paylaşarak sizlerin de midelerinizi kaldırmayayım, gerçi sizler sosyâl mediada hepsini görmektesiniz. Ancak bir konuyu önemle belirtmek isterim sizlere, bunu görün düşünün sonra karar verin.


Ha eğer merak ediyorsanız söyleyeyim, ben bu yıl da sevgilisizim ve sevgilisiz olmaktan son derece memnunum. Çünkü eğer bir sevgilim olsa bugün kol yetmeyecek bacak gibi bir fatura girecekti. Mâlum-u âliniz her şey çok pahlı olmağa başladı ve daha önümüzde Ramézân-ı Şerif Ayı mevcut ki Şehr-İstanbul'a avdet eylediği gün bütün esnaf sanki sözleşmiş gibi iğneden ipliğe kadar her bir şeye kallâvi birer zamcık yapacaklar ki geçen yıl da kâleme aldığım gibi farz olacak. 

13 Şubat 2023

Dünya Radio Günü

 Bugün yine geldik bir Sevgililer Günü öncesinde kutladığımız Radio Günü tantanalarına.
Esasında şıkâyet etmiyorum çünkü Radio benim için oldukça önemli bir âlet sayılır.
Vakt-i zamanında bana müzükleriyle uzun uzun yürüyüşlerime eşlik eden bir kurumu ben nasıl olur da unutabilirim ki?
Bu yürüyüşlerimin güzergâhı azbuz bir mesâfe falan değil: Levend Metro - Akmerkez Akatlar (Mola ve Yummi noktası) - Arnavutköy - Bebek - Rumeli Hisar - Balta Limanı (Çiş Molası) - Boyacıköy - Emirgân - İstinye - Yeniköy, bazen bu hızımı alamayarak Tarabya'yı bulabilirdim, ancak her şey İkibinüç Yılında kaldı, çünkü hayattaki bazı sorumluluklarım arttı.


Eski zamanlarda Radioda haber ve müzükten başka eğitici ve bilgilendirici yayınlar olurdu, hiç unutamadığımız Radio Tiyatrosu olurdu ve bizler bunları zevkle dinlerdik.
Hele bir de Türkiye Birinci Fotbol Ligi müsabakalarının canlı anlatıldığı ve aynı anda oynanmakta olan müsabakaların önemli dakikalarında ikide bir diğer stadlara bağlandığı günleri arsla unutamaz ben.


Tabi zaman değiştiğinden dolayı günümüz gençliği Radiodan anlamaz, istediği şarkıyı istediği anda dinleyebilir çünkü İnternet adı verilen bir nesne-i şerif mevcut.
Bizler ise sevdiğimiz sanatçının sevdiğimiz bir şarkısı Radioda çalsın diye başında az beklemedik tabi.
Tabi bir de Radioda dinlediğimiz seslerin sahipleri hakkında fikir beyan etmekten geri durmayan bir nesiliz biz.


Tabi bir de kâsetçalarlı radiolarda karışık kaset doldurmak da ayrı bir zevkimizdi, bu sayede o zamanlar çok pahlı olan kaset ücretlerinden biraz tasarruf sağlayabiliyorduk.
Her ne kadar sanatçıların emeklerine girmiş bile olsak sonuçta bizimkisi sadece kişisel kullanımdan ibâretti.


Bugün Dünya Radio Günü.
Ben de imdı pek hatırlamasam dâhi sevgili eski dostumu anmadan geçemedim.
Kısaca benim için Radio vazgeçilmez bir tutkudur, eğer kekeme olmasaydım Radiocu olmağı isterdim açıkçası.