Bu Blogda Ara

Facebok etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Facebok etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Temmuz 2025

Ayrılıklar Sevdaya Dâhildir

 Hayat her zaman mutlulukla geçmiyor, zorlu yollarında birçok engel de çıkartıyor.
Özellikle ikili ilişkilerde anlaşamamazlık oranları son zamanlarda ziyadesiyle arttı.
Ancak bazı ayrılıklar vardır ki aradan Onyedibuçuk kocaman yıl geçse dâhi gitmesi gereken kişinin görevini büyük bir başarıyla becerebilmesine rağmen kalan kişi için atlatılabilmesi çok zor olmuştur.
Üstelik bir arada olmaması gerektiği her iki kahraman tarafından bilinmesine ve bazı değerlere uygun olmamasına rağmen.


Merak etmeyin bu ilişkiden sonra unutmağı başaramayan kişinin hayatına başkaca karşı cinsten insanlar da girdiler, ancak her biri bir öncekinden daha büyük hasarlar bırakarak gittiler.
Elimizde ise insanlara güveni iyice sarsılmış ve yeni ilişkilere gönlünü kapatmış bir Türk Vatandaşı Kişi kaldı.
Bunca yıldan beridir kırıntılarla kendini doyurabilmeğe çalışıyor.
Giden kişi ne yapıyor derseniz oynadığı sahte sevdalı rolünden sonra hayatını çok mutlu şekillerde yaşıyor olması gerekiyor.

10 Ağustos 2023

Paşabahçe Hâliç'te

Facebok olmasaydı acaba bu güzel resm-i şerifi nereden bulabilecekti acaba ben?
Hani geçen hafta Büyükada'ya azimet ederken Hâliç Tershânesi'nde bakımda tedavide falan olduğundan bahsetmişti ben.
İmdı işbu resm-i şerifte de temaşa ettiğimiz gibi zat-ı âlileri Altın Boynuz Hâlicinde yüzme idmanları yapmakta.


Esas olarak Biz Üç Muz sıfatlarımızla Paşabahçe Vaporumuzu Büyükada hattında yeniden binmeği çok özledik.
İmdı önümüzde tek bir engel kaldı, Galata Köprüsü'nün güçlendirilme tamiratı.
Bildiğim kadarıyla tamirat bitince köprünün kanatları açılacak ve Paşabahçe Vaporumuz birkaç haftadan beridir sıkıştığı Hâliç'ten çıkarak Beşiktaş-1 ve Sami Akbulut'a vekâleten devrettği sefer saatine geri dönecek.
Dahası yeniden Büyükada'da akşamları Vapur Cafe olarak vazifesine devam edecek.

14 Şubat 2023

Ondört Şubat'taki Hepten Unutulmuşluk

 Birkaç zamandan beridir sizlere bir öykü anlatablmeğe çalışıyorum ama ne kadar başarılı olup olmadığımı ben de açıkçası bilmiyorum.
Hayatta birini ister sevin isterseniz sevdiğinizi sanın ya da artıkım nefret edin, hiç kimsenin duygularıyla oynamağa hakkınız bulunmuyor.
Ancak öykümüzdeki kadın kahramanın en büyük tutkusu kendisini seven erkeklerin duygularıyla oyuncak top gibi oynamaktan ibaret.
Bizim delikanlınınsa en azından birkaç gün için bile olsa sevgilisi olan veya olduğunu sandığı kadına arkadaş gibi de olsa sevgililer gününü kutlamaktı niyeti.
Ancak o günü akşamleyin kızın Facebok'taki saçma sapan gönderisini görünce kel kafasından aşağı doksan derecede kaynayan sudan bir büyük kova dolusu boşalıverdi.


Çünkü kadın resmen bütün arkadaşlarıyla hem dalga hem de taşşak geçmişti o günü.
Hade cevap vermemesi bir şey değildi ama bizim delikanlı paylaşımı görünce İnternet Kafe'deki bilgisayarın başında bir süre hareket edemeden kaldı.
Sessizliği bozan birkaç dakika sonra Msn Messenger'deki bir arkadaşı oldu.


Arkadaşının bizim delikanlıya yazdığı şeyler esasında yenilir yutulur şeyler değildi ama gerçeklerin tokadı Osmanlı İmparatorluğu Tokadından daha ağır gelmişti.
Dünyada biten ilk ilişki onlarınki değildi, sonuncusu da olmayacaktı.
Kim bilir her ikisinin de başlarından ne ilişkiler gelmişti ve ne ilişkiler gelecekti?
Ancak birine karşı olan sevgisi her zaman hor görülen hep bizim delikanlınınki oluyordu.


O gece her geçen dakika bizim delikanlıya çok ağır gelmeğe başlamıştı, ama kadın kahramanın o günü neler hissettiğini bizler arsla bilemeyeceğiz, çünkü kendisi kanalımıza hiçbir zaman konuşmadı.
Kadının tek yaptığı delikanlının mesajını cevapsız bırakmak ve ikindi vakti bilgisayar bulduğunda Facebok'ta kırıcı bir resim paylaşmaktan ibaretti.


Bunun için bu dünyada giden her zaman kârlı olur, sadece üç hafta önce aşkım sevgilim diyen ve oğlanın üzerine titreyen kadın bir anda değişip taş kâlpli bir motor olmuştu.
Nerede kalmıştı birbirlerine yazdıkları şiirler?
Nerede kalmıştı birbirlerine verdikleri aşk sözleri?
Nerede kalmıştı sabahlara kadar birbirleriyle yazıştıkları telefonlar?
Kısacası bu kadın bizim delikanlının hayatından şöyle bir pencereye bakıp geçmiş gitmişti, üstelik arkasında neleri bıraktığını asla bilmeden ve hiçbir zaman da bilmeyecek olan.


Başlamıştı acının yan etkisi bir de soruyordu aha bitti mi?
Oğlanın hayâlleri Eyfel Kulesi hayatları Süphân Dağı olarak kalmaktaydı.
Onu unutmaktan başka hiçbir çaresi yoktu, üstelik işi gücü kendisini beklerdi.
Kadınlar için unutmak çok kolaydı, ama erkeklerin zayıf noktaları vardı.
Böylelikle bundan onbeş yıl önce yaşanmış olan bir sevda hikâyesinin sonu gelmişti, gerçekte sonu gelmişti ama uygulamada gerçekten sonu gelip gelmediği biraz meçhûl.
Çünkü gerçekten bitmiş olsaydı o delikanlı bana gelmez ve hikâyesini yazmamı istemezdi benden.


Bitmiş ilişkilerin bulunduğu mezarlıkta varsın bir sevda hikâyesi daha olsundu, nasıl olsa bu dünyada sekizmilyar insan yaşıyordu ve daha şimdiden ellimilyar adet kırık kâlp hikâyesi mevcuttu, bu yüzden ha bir adet eksik ha bir adet fazla olması hiçbir şey fark ettirmez.

06 Şubat 2023

Deprem

Daha önceki yazdıklarımda sizlere Dünya'nın canlı bir varlık olduğunu yazmıştım hatırlarsanız.
İşte o canlı varlığımız ve üzerinde yaşadığımız Koca Dünya'nın yeniden kımıldayacağı tuttu.
Bu sabahleyin kara bir haberle uyandık: Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinin merkez üssü olduğu çok şiddetli bir depremle. Öyle bir deprem ki ta Mısır'dan bile hissedilmiş.
Önce sabahın Dört saatinde Gaziantep'in Şehitkâmil İlçesinin Sofalaca Köyü'nün merkez olduğu Yedi Nokta Sekiz (7.8) şiddetindeki depremle güne uyanmak zorunda kaldık, arada sürekli daha küçük depremler de oldu, asıl şok ise Onüç-Yirmidört saatinde Kahramanmaraş'ın Ekinözü ilçesinde Yedi Nokta Beş (7.5) şiddetindeki ikinci büyük artçı deprem her şeyin üzerine tuz biber ekti. Bölgede depremlerin hâlâ devam etmekte olduğunu belirtmek zorundayım.
Merak eden Kandilli Rasathanesi'nin deprem sayfasına bakabilir, adresi ahanda burada, ilk kez açık seçik belirtiyorum:


Sizlere uzun uzadıya yazarak interneti fazlama meşgul etmek istemiyorum.
Tek dileğim Allah-u Te'âlâ'dan böyle acıları biz insanoğlundan ve diğer yaşayan canlılardan uzakta tutması.
Sizler zaten İnstegram'da Facebok'ta Twitter'de ve tabi ki Televizyonlarda bu sahneleri görmektesiniz, ben de iki saat bu görüntüleri arayıp sizlerle paylaşmak gibi bir hata yaparak daha fazla üzmek istemiyorum.
Ancak tek bir şey söyleyebilirim ki o da telefonu ve interneti fazlama meşgûl etmeyelim ki herhangi bir haber ulaşması gereken yere çabucak ulaşabilsin.

27 Temmuz 2021

Facebok'ta Bir Gruptan Haksız Yere Atıldım

Ben hayatımda böyle saçma şey görmedim.
Birini rahatsız etmiyoruz, yazdıklarımız paylaşımlarımız gayet saygılı, hiç kimseye takıntımız yok.
Ama bir grup yöneticisi kalkmış bizi önce kısıtlıyor, nedenini sorduğumuzda da gruptan atıyor.


Bu grubun adı Boğaz Çocukları, görmek için Boğaz Çocukları yazısını tıklayınız.
Ben de Facebok'ta grup yönetiyorum ama hiç kimseye taciz yapmayan birini grubumdan atmıyorum, ama Boğaz Çocukları adlı grubun yöneticisi kalkmış beni şutluyor.
Ben de Facebok'ta grup yönetiyorum ama uslu duran ve her gönderiye ısrarla gif gibi emoji gibi asla tasvip etmediğim bir şekilde yorum yapan birini de gruptan atmıyorum, ama Boğaz Çocukları adlı grubun yöneticisi bunları ben de yapmadığım hâlde kalkmış beni şutluyor.


Hani birini taciz ederim anlarım, hani istem dışı kötü bir söz yazarım anlarım, ama bu şekilde suçsuz yere atmak şerefsizlik değilse nedir diye de sormak lâzım.

11 Temmuz 2021

Mesene Messenger

 Bir zamanlar çok eskiden bundan uzun uzun yıllar önce belki de benim bu okuduğunuz blogu yayınlamağa başlamadan da önceleri hayat güzelken ve maske mesafe temizlik gibi tantanalar hayatlarımızda yokken dünyayı sallayan bir haberleşme aracı çıkmıştı meydana.
Ancak işbu yeni haberleşme aracını ortaya çıkartanın yıllar sonra korona morona adlı uydurma bir hastalık ve insanoğlunun sonunu getirecek olan sahte bir aşıyı da bize dayatacağını nereden bilebilirdik?
Üstelik işbu aşıyı öyle bir pazarlıyor ki Bill Gates denilen şereften yoksun şahsiyet, sizler hastalığa yakalanmamak düşüncesiyle masumanece tıpış tıpış kendi ayaklarınızla gidip aşıyı oluyorsunuz ama o aşının içerisindeki maddeler bir süre sonra başka hastalıkları sizlerin vücûduna yerleştireceğinden hiçbirinizin haberi yok.
Neyse şimdilik bu konuyu kapatalım çünkü bu şerefsizlikleri başka zaman toplayarak anlatacağım, tabi eğer ömrüm yeter ve küresel güçler tarafından öldürülmezsem.
Hadis-i Şeriferden birinde bir zulme engel olamıyorsak bari o zulmü duyurmamız buyurulmuştur.


Bizler yine o güzel mutlu günlerimize geri dönelim.
O zamanlar akşamları evlerimize giderdik, bilgisayarlarımızı açardık, Msn Messenger'i kurardık, karşımızda çevrimiçi arkadaşlarımız vardı.
Yeri gelir sabaha kadar yazışırdık, üstelik internet bağlantı ücretinden başka hiçbir ücret ödemeden.
Daha da üstelik yurt içi veya yurt dışı hiç fark etmezdi, çünkü cihazımız telefon değildi, ama o zamanki telefonlar konuşmaktan başka hiçbir işe yaramazdı.
Cep telefonları da yeni yeni çıkmıştı, çıkan telefonlar da sadece sesli konuşmamıza ve yazılı mesaj çekmemize yarardı.
Resim çekemezdi, internete giremezdi, hâttâ kontörlü hatlar ilk başlarda mesaj bile çekemezlerdi.
İşbu ahvâl ve şerait dâhilinde bilgisayarlar imdadımıza yetişmişlerdi, gerçi o zamanlar arkadaşlarmızla bir şekilde haberleşebilir ve sokağa istediğimiz gibi çıkabilirdik, gidilebilecek yer çoktu ama konuşulacak konular da çoktu.
Şimdiki gibi gittiğimiz yerlerde telefonlarımızla değil birbirlerimizle ilgilenirdik.


Herkeste değil ama önemli bir bölüm insanların bilgisayarında Yahoo'nun da Messenger programı vardı, her ne kadar birbirlerine raakip de olsalar her iki program birbirleriyle uyumlu olarak da çalışırlardı.
Ancak günümüzde her iki programın da tarihin tozlu sergenlerinde yerlerini aldırdılar bazı küresel güçler.
Bu iki uygulama gitti, yerine önce Facebok sonra Twiter daha sonra da sadece internetli akıllı telefonlara yüklenebilen Whatsap geldi.
En sonda da aptal telefonları kaldırdılar, Erikson Nokia Motorola gibi zamanın devleri Ayfon ve Android telefonlara mağlûp oldular.
Ancak tüm bu teknolojik gelişmelere rağmen o günler yine de güzeldi, ilişkiler henüz bozulmamıştı ama çatlamağa da başlamıştı.
Mâlum-u âliniz doğada ve yaşamda hiçbir şey kaybolmaz, sadece şekil değiştirirler, tarih de tekerrürden ibarettir, değişen sadece şahısların ism-i şerifleridir ama hadiseler aynıdır.
Evet bir yazımızın daha sonuna geldik, eğer bu yazdıklarımdan dolayı öldürülürsem sakın arkamdan yas tutmayın anlaştık mı?

10 Temmuz 2021

Karınca Kavanoz Sallama

 Gidin bir çölden yüz tane kırmızı ateş karıncası yakalayın. Daha sonra bir başka topraktan yüz tane bildiğimiz siyah karıncayı alın ve bunların hepsini bir kavanozun içine koyun.
İlk başta hiçbir şey olmayacaktır.
Daha sonra kavanozu elinize alın ve oldukça şiddetli bir şekilde sallayın ve tekrar yerine koyun.
Kavanozun içinde bir anda karıncaların birbirlerini öldürmek için savaştığı bir kaos ortamı göreceksiniz.
Tıpkı küresel kapitâlist güçlerin şimdilerde korona morona sayesinde insanoğlunu salladığı gibi.


Kırmızı karıncalar bunu yapanın aşıyı reddeden siyah karıncalar olduğunu düşünürken siyah karıncalar bu kaosun nedeni olarak aşı olmak için koşturan kırmızı karıncaları görmektedir. Oysa çok iyi bildiğiniz üzere kaosun asıl nedeni sizin ellerinizdir.
O nedenle günümüzde gerek sosyal medya aracılığıyla gerekse de başka ortamlarda normâlde hiç tanımadığınız insanlarla tartışacak ya da kavga edecek bir duruma geldiğinizde kendinize hep şu soruyu sorun lütfen:
Kavanozu sallayan kim?

18 Haziran 2021

Facebok'a İkinci Defa Kapak Oldu Ben

 Ben resim çekmeğe aşırı derecede bayılırım ve yeri geldiğinde de her zaman söylemişimdir:
Her bir resm-i şerif günü gelir değerini bulur.
Tıpkı berveçh-i atide temaşa eylediğiniz ve altındaki yazıyı okuyacağınız gibi:


Görmüş olduğunuz işbu resm-i şerifi bundan yaklaşık olarak üç aycık kadar önce Marmaray'ın ikinci yaş gününde Feneryolu İstasyonu'nda çekmişti ben.
İmdı ise ne kadar mutlu ki Facebok'taki gruplardan birine kapak resmi olarak ikinci sefer benim resmim seçildi.
Bana ve diğer herkese işbu imkân-ı şerifleri bahşedenlere sonsuz teşekkürlerimi arz eder ben.
Saygılarımla Canlarım Ciğerlerim.

15 Mayıs 2021

Yaman Çelişkiler

 Hâkiki bir yaman çelişki bizimkisi, üstelik bu ne perhiz bu ne lâhana turşusu?
Kaç zamandan beridir gerek burada gerekse Facebok'ta bazı eski zaman paylaşımlarına ilgi duyarım ve ben de buralarda eski zamanlar konusunda ahkâm keserim, genel kanı hakkında bazı düşüncelerimi arz etmek istiyorum bu yazımda şahsen.


Teknolojiyi sonuna kadar kullanıp löküs lâmbasıyla aydınlandığımız günleri geri istemek.
Hazır gıda tüketip ev yapımı tarhanaya aşermek.
Son derece konforlu binalarda yaşayıp kerpiç sıvalı evlere hasretlenmek.
İnternet televizyon derken kendimizi yalnızlaştırıp konu komşu eş dost bir arada olduğumuz o sıcacık muhabbetleri özlemek.
Her şey elimizin altındayken ve ulaşım bu kadar kolayken eski zamanların imkânsızlıklarını sevmek.
Sanırım varlıklarla kaybettiğimiz mutlulukları arıyoruz biz.
O yüzdendir yokluklara bu kadar susamışlığımız.

16 Nisan 2021

İett'den Ramézân-ı Şerif Ayı Kutlaması

 Bu sabah Ramézân-ı Şerif Ayı'nın üçüncü sabahı olmakta.
Her önüne gelen kurum Ramézân-ı Şerif Ayı'mızı kutladı, tabi bizim İett durur mu hiç?
Geçen gün baktım birçok otobüsüne camilerdeki mahyalar gibi kutlama ve hoş gelme iletileri yazılmış.
Resm-i şeriflerinden çekmeğe çıktığımda ben bir adetinden bile yakalayamadım ama Facebok'tan bir adet alıntısını buldum.


İmdı kâni oldu ben Ramézân-ı Şerif Ayı'nın İstanbul'a teşrif buyurmasına, hoş geldi safa getirdi.
Ama gelirken sokağa çıkma yasağı ve iftar yapma yasağı da getirdi.
Eski eğlenceleri ve güzel âdetlerimizi yerine getirme yasağını da getirdi.
Kısacası evlerimizde hapisiz, üstelik herhangi bir suçumuz olmadığı hâlde.
Evlerimizde hapisken oruç tutulabilinir mi?

10 Mart 2021

İnek Öküz Gözüyle

 Akşam vakti aslında bazı konularda helâlleşme isteği işitti ben. Örneğin bizler için etlerini sütlerini derilerini bir avuç saman karşılığında seve seve feda eden Öküzler ve İnekler hakkında onların gözünden dünya konusu karikâtürlerle işlenecek.
Yazıma tam manâsıyla başlamadan önce hatırlatmak istediğim bir konu var ki bir İnsan'a Öküz veya İnek diyerek aslında İnek ve Öküz'e hakaret etmekteyiz ve hakaret etmek kul hakkına girer.
Allah-u Te'âlâ'nın asla ve asla bağışlamayacağı tek günâh kul hakkı yemektir, meğer ki hak sahibi bağışlarsa ancak o zaman bağışlar.
Üstelik kul hakkı konusunda İnekler ve Öküzler de dâhildir, çünkü İnekler ve Öküzler de Allah-u Te'âlâ'nın kuludur.


Her şey aslında Buzağı ve Dana iken Boğaziçi kenarındaki tepelerde otlamağa gittiklerinde başlar, otladıkça Tosun ve İnek ve de Öküz ya da Boğa sınıfına erişirler.


Mâlum-u âliniz Öküzün Trene Bakması gibi bir deyimimiz vardır, aslında Trenler İneklere güzel birer ilhâm kaynağı sağlamıştır.
Ancak bu aralar sadece Yük Trenlerine bakabilirler ve izleyebilirler, çünkü Padişah Efendi Hazretlerimiz Yolcu Trenlerinin işleyebilmesine dair herhangi bir irade buyurmadı.


İnek tayfası da ne yapsın ancak Hızlı Trenlerimizi izleyebiliyor ama Hızlı Trenler de belirli yerlerde çalışıyor, Ankara - İstanbul ve Konya - İstanbul gibi.
Her ne kadar Ankara tarafı Sivas'a ve Konya tarafı Karaman'a uzatılacaksa da henüz hangi gün işlemeğe başlayacağı da muamma.


Aslına bakarsanız bizim büyükbaş hayvanlarımız da aynen bizim gibi yaşantıya sahipler.
Hele bazılarının Facebok'ta sayfaları bile mevcut olduğu aşikâr.


Çimen de yeseler ot da yeseler kitap okumak onların da hakkı, hele de İneklerin, çünkü ne de olsa İnekler kadındır ve kadın da her zaman kendini entel dântel göstermek zorundadır.


Zaman geçtikçe İnek de Öküzünün huylarını öğrenmek niyetini ortaya çıkartır, öyle ki birçok Öküzler kırmızıya karşı siniri tepelerine çıkarken içlerinden bazıları farklı olmak adına maviyi seçebilirler.


Günü gelir Danalar Öküz olmadan önce anneleri tarafından bir İnekle evlendirilmeğe çalışılması da apayrı bir konudur, çünkü bizim Dana aslında bir Buzağı ile çevrede dolaşmağa başlamasından Tavuklar Kediler Köpekler falan dedikodu etmeğe başlamışlardır.


Artık günü gelmiştir, Dana Buzağısına evlenme teklif eder ve evlendiklerinde Dana Öküz, Buzağı da İnekliğe terfi ederler.
Böylece hayatın dikenli yolları onlar için de başlamış olur.


Gel zaman git zaman bizim İnek ve Öküz bir Dana ya da Buzağı dünyaya getirdikleri vakit Öküzlükleri ve İneklikleri daha da bir pekişir.
Örneğin buradaki ağılda İneğimiz yavrusunu biberonla besliyor çünkü çiftliğin sahibi İneğimizi sağarken memelerini oldukça fazla ellemiş.


Derken bizim İnek bir gün "Kim Birmilyon İster"e katılmış ve karşısına ahanda altın soru çıkıvermiş:
Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar?
Bu soruyu ben de size soruyorum, doğru cevabı yorumlara ekleyiverin sevgili okuyucularım.

09 Mart 2020

Poroftan İnciler

Her şey aslında Gök Tanrı Tengri'nin izniyle insanların ebelerini bile bulabileceğini iddia ettiği Facebok yüzünden başlamıştı.
Bundan yıllar önce İstanbul Üniversitesinden mezun olan birkaç yetişkin sınıf arkadaşları Facebok sayesinde birbirlerini bulmuşlar ve öğretmenlerini ziyaret etmeye karar vermişler.


Tabi evde toplandıktan ve aradan bunca yıl geçmişken hepsinin çeneleri açılmış, başlamışlar koyu bir sohbetlere.
Biri işinden memnun değildir, diğeri kocasından. Biri bir otomobili yıllardan beridir istemektedir, bir diğerinin kayınpederi hastadır, biri yorgundur, biri mutsuzdur, biri işini değiştirmek ister, bir diğeri evinin yetmediğini, bir başkası da arabasının artık eskidiğini dert etmiş.
Bir tanesi de çocuğunun o yıl okula başlayacağından dem vurmuş ama hangi okula göndereceğine karar veremiyor, devlet okulu olsa ucuz mâliyet ama kapıcı çocukları da okuyor, kolece gönderse annesinin nikâhı kadar para istiyor.


Bizim profesör öğrencilerinin bütün yakınmalarnı sabırla dinlemiş ama o ana kadar hiç ses etmemiş.
"Ben iyisi mi birer kahve hazırlayayım sizlere."
Mutfağa gitmiş ve kocaman bir cezveyle kahveleri pişirmiş, tepsiye de her biri birbirinden farklı fincanları dizmiş. Öyle ki birinin sapı kırık, diğerinin tabağında çatlak, biri desenli, biri düz beyaz, biri Luiz Vuitton, biri Starbucks, biri Çakra, biri Tilbe, biri düz yeşil, biri sarı lâcivert, biri kırmızı sarı, biri diğerlerine göre büyük, bir başkası biraz küçük falan filân feşmekân, kısacası sözü ve cümleyi uzatmayalım hiçbiri diğerine benzemiyor.
Derken salona geri döner ve hem kocaman cezveyi hem de tepsiyi ve fincanları öğrencilerin önüne koyar ve herkesten birer fincan seçmelerini ve kahvelerini doldurmalarını ister.


Tabi her zaman her işte olduğu gibi fincanlarda da önce en güzeller seçilir, sonra kalanlar kulpsuz veya çatlak olanlardır.
Derken herkes kahvelerini doldurmuştur ve içmeye başlamıştır bile.
"Oh ne güzel, mis gibi, buna hepimizin gerçekten çok ihtiyacı varmış." Tarzı cümleler dökülmüş öğrencilerin ağızlarından.


Profesör ise hepsine gülümseyerek bakmış, bir de güzel gözlerini süzmüş ve konuşmaya başlamış:
"Ah benim toy canlarım:
Tepsiyi içeriye ilk getirdiğimde hiç düşünmeden en güzel fincanı seçmek için hepiniz aynı anda ellerinizi uzattınız, tıpkı hayat gibi.
Biz her şeyin en güzelini en düzgününü istesek bile bazen bizim dışımızda gelişen olaylar yüzünden bize kalanlar ya eksik parçalı ya da daha durgun olabiliyor.
Görüyorum ki şimdi hepinizin elinde çok farklı fincanlar var, birinin kenarı kırık, biri çatlak, biri diğerlerinden küçük, bir çok sade, biri çok şatafatlı.
İlk yöneldiğiniz görüntüsü itibariyle istediğiniz fincan. Ama sonra size kalan neyse siz o fincanla da yetindiniz.
Koskoca cezveden elinizdeki birbirinden çok farklı fincanlara hepiniz birden aynı mis kokulu kahvemi doldurdunuz, kahveyi yudumlayınca elinizdeki fincanı unuttunuz ve hepiniz derin bir oh çektiniz.
İşte çocuklar hayat da böyledir. Geliş tarzı kullanım şekli görüntüsü farklı olsa bile hepimizin hayatı aynen içtiğiniz bu kahve gibi hep aynı güzellikte.
Lütfen hayatı kahvenizi yudumlar gibi derin bir oh çekerek ve her anından keyif almayı bilerek yaşamaya çalışın. Size nasıl sunulduğuna bakmadan."


Bu kıssadan hisse ne anlatıyor dersek:
Hayat sadece bilgisayar veya telefon değildir, sadece iş değildir, sadece okul değildir, sadece evlilik değildir, sadece aklınıza gelenler de değildir, daha doğrusu tek başına değildir.
Hayatta en önemli şeylerden biri yaşanılan anın tadını çıkartabilmektir, çünkü yaşanılan o an bir daha geri gelmeyecektir. Tıpkı geçmişin mutlu günleri gibi.

25 Ocak 2020

Facebok Grupları Hakkında

Gün geçmiyor ki Facebok kendini sürekli güncellesin.
Genel olarak Facebok'taki şahsi profilimde çok fazla nesne-i şerif paylaşmam, ama gruplarda oldukça aktifimdir.
Ayıptır söylemesi bazı gruplarda denetçilik ve yöneticilik sıfatlarım mevcut.
Ben öncelikle Facebok'un grup üyelerine lâyık gördüğü rozetleri tanıtacağım.


Bendenize güvenerek gruplarınızı emanet ettiğiniz için hepinize teşekkür ederim, itimadınıza lâyık olmaya çalışacağım her zaman.
Bu yazımda öncelikle Facebok gruplarının yöneticiliğinin bazı kolaylıklarından bahsedeceğim sizlere.
Mâlum-u âliniz gruplar bir nevi ansiklopedidir. Bu gruplarda herkes kendi görüşlerini söylerler, karşılıklı yapıcı tartışmalardan sonra doğru yol bulunur.


Her şeyden önce grubu kurarken ilk üyeler Kurucu Üye rozetine erişirler.
Aslında gerçek hayattaki öncüler nasılsa burada da bir madalya gibidir.


Facebok'un gruplarında çeşitli rozetler mevcuttur, bu rozetleri Facebok kendisi dağıtıyor.
Burada resmini paylaştığım Yükselen Yıldız rozeti grubun büyümesini sağlayan üyeler için.


Gruplarda güzel ve seviyeli tartışmaların ve yazışmaların ortaya çıktığı gönderileri paylaşan üyeler Sohbet Başlatıcı rozetiyle taltif edilir.


Yine bir önceki rozete benzer bir rozet de Görsel Hikâye Anlatıcıları içindir.
Buradan sonrası biraz da yöneticileri bağlıyor, aslında Facebok'ta grup yönetmek veya denetçi olmak o kadar da kolay değil. Yanlış bir tartışmadan haber almak her saniye mümkün değil, özellikle de şahsım için geçerli, belki de hepimiz için geçerli.


Burada paylaştığım işbu görsel gruplardaki gönderiler hakkında, Facebok sağ olsun gruplarda böyle bir özellik ekledi geçen yıl.
Gönderilere birer konu etiketi ekleme tuşu.
Ancak grup başına yüzelli adet konu oluşturulabiliyor ve bu yıl gönderi başına tek konu eklenebiliyor.
Ben de denetçi veya yönetici olduğum tüm gruplarda bu özelliği kullanmanın gerekliliğine inananlardanım, çünkü bu sayede gruplarda mükerrer gönderilerin oluşmasını önlemiş oluruz düşüncesindeyim.


Bir denetçi veya yöneticinin bir numaralı sorunu aslında budur, çünkü gruba gelen bir gönderiyi onaylama veya reddetme sayfasında bazen buradaki yazı karşımıza çıkabiliyor.
Bir grupta paylaşılan bir şeyi norminâl şeraitte gruba üye olan herkesin görebilmesi gerektiğidir, bunun için de başka gruplardan doğrudan paylaşma özelliğine pek sıcak bakmam.
Bazen de grupta dolaşırken bu yazıyla karşılaşınca denetçiye bildirmek gerektiğini söylüyorum ama genelde dikkâte alınmadığını da belirteyim.


Bazı kişiler gruplarda "Paylaş" tuşunun olmadığından dolayısıyla grupta gördükleri bir gönderiyi paylaşamamaktan şikâyet ediyorlar.
Haksız sayılmazlar ama Facebok gruplar konusunda da hassas, genel olarak bundan önce "Kapalı" olarak sınıflandırılan gruplar bu yıl "Üyelere Özel" olarak adlandırıldı.
Bu arada beşbin veya üzeri üyesi olan grupların "Herkese Açık" olarak ayarlanamayacağını da söylüyor.


Buradan grup kurallarına gelelim, genel olarak kurucular ve yöneticiler grupların belli bir konuya hitap etmesini isterler.
Çünkü gelen üyeler de grubun konusuna göre gelirler.
İstanbul ise İstanbul, Ankara ise Ankara, Tren ise Tren, Vapor ise Vapor, Ulaşım ise Ulaşım, Siyaset ise Siyaset.


Uygun olan gönderilerde tek resim olması gerektiğidir.
Eğer bir gönderide birden fazla resim olursa gerçekten resimler sonradan birbirine karışıyor.


Fotoğraflar sekmesinde resimlere bakarken bazen sunumu olmayan resimler geliyor, genelde de sunum yazısı olmasına rağmen gönderide birden fazla resim olduğu için sunum yazısı gönderinin içindeki fotoğraflarda çıkmıyor.


Facebok'taki bir grupta gönderilen gönderilerin grupta üye olan herkesin görmesinin bir hak olduğunu daha önce belirtmiştim.
Başka bir gruptan paylaşılan resimler paylaşan kişi tarafından görünürlülüğün kısıtlanması veya bir zamanlar "Herkese Açık" olan grubun "Üyelere Özel" olabilmesi yüzünden görülememesi sorunu çıkabilir.


İşte burada yazan sebepten dolayı ben yönetici olduğum tüm gruplarda bu kuralı getirmişimdir.
Ayrıca başka gruptan paylaşılan bir gönderi grubun arşivine de girmez, arşive girip bakanlar da hariçten paylaşılmış gönderileri arşivde bulamazlar.


Gruplarda bazen Youtube gibi veya bambaşka bir Web-Sitesi gibi yerlerden paylaşım olabiliyor.
Grupların arama çubuğunda bu gönderilerin de çıkabilmesi için gruplarda paylaşılan bir gönderinin sunum yazısının olması şarttır.


Sırf az önceki dediğimin gürültüye gitmemesi için daha önce kuralı oluşturduğum grupta paylaştığım yazı.
Bir gönderinin arama esnasında bulunabilmesi için muhakkak bir sunumun olması gerekir, eğer sunum yoksa veya yorumlarda da belirtilmemişse kaybolur gider.
Yazımın başında kendi profilimden fazlama bir şey paylaşmadığımı ve asıl paylaştıklarımın gruplarda olduğunu söylemiştim sanırım, imdı sizlere bir yöneticinin veya denetçinin ya da Facebok'un verdiği ve yabancı sözcük hayranlığımız sayesinde dilimize çıbanbaşı gibi yerleşen moderatörün gözünden nelerle uğraştığımızdan bahsetmek istiyor ben.


İşte bir Facebok grup yöneticisinin karşılaşabileceği bazı durumlar hakkında bilgilendiniz.
Bilgisayardan girildiğinde grup yöneticisinin ekranının sol tarafında grubun adının yazılı olduğu yerin altındaki kontrol panelimiz budur.
İstatistikleri kâliteyi ve yönet sekmelerini siz üyeler göremiyorsunuz ama diğerleri aynen vaki.
Burada size bu tuşların ne işe yaradığını da yazayım tam olsun:

Hakkında:
Bir bakıma grubun ön izlemesi gibidir, grubun duyurusu varsa veya üyeyseniz ya da "Herkese Açık" grupsa son paylaşılan gönderiler görünür.
Eğer gruba üye değilseniz ve "Üyelere Özel" bir gruba bakıyorsanız sadece bu sekme görünür, diğer sekmeler üyeliğe kabûl edilinceye kadar çıkmaz.

Tartışma:
Grubun sayfasıdır, ne varsa ne yoksa görülebilir. Gönderilerin sırası olarak son yorum yapılan gönderi eğer varsa en üste çıkartılan gönderiden hemen altında görülür.
Üye değilseniz ve "Üyelere Özel" bir gruba bakıyorsanız bu sekme ve diğer sekmeler üyeliğe kabûl edilinceye kadar çıkmaz.

Duyurular:
Genellikle öne çıkartılan gönderilerin bulunduğu sekmedir, grubu ziyaretinizde en üstte görülen gönderilerin toplu olarak bulunduğu sayfasıdır.

Üyeler:
Grupta kimlerin olduğunu gösteren sekmedir, grupta her kim varsa toplu olarak bu sekmede listelenir.

Etkinlikler:
Grubun oluşturduğu etkinlikleri buluşmaları toplantıları listeleyen sekmedir.

Videolar:
Grupta yüklenen videoların toplu olarak bulunduğu sekmedir.

Fotoğraflar:
Gruba yüklenen resimlerin ve albümlerin toplu olarak bulunduğu sekmedir.
İçine girip resimleri teker teker inceleyebilirsiniz.
Ayrıca grubun albümlerine de bu sekmeden ulaşılır. Albümlerde bulunan resimler sadece albümlerin içinde bulunabilir, ayrıca fotoğrafların içinde bulunmaz.

Dosyalar:
Bazı kullanıcılar gruplarda önemli bir başvuru belgesi hazırlarlar, genel olarak çok uzun yazıların bulunduğu iletilerdir. Bunlar eskiden Notlar olarak adlandırılırdı, şimdilerde Dosyalar sekmesinde yer almakta.
Ne yazık ki resmimizde bu yazının olmadığı bir grubu kullandık. Düzeltince bu kısmı da kaldırırız.

Üniteler:
Facebok'un yakın zamanda çıkarttığı bir uygulama, bazı gruplar konularını okul gibi listelerler.
Eğer grubun yöneticisi bu ünite konusunu istememişse bu sekme çıkmaz.

Bu Grupta Ara:
Grubun arşivi gibi bir şeydir, kısacası Google Amca gibi çalışır.
Bir anahtar sözcüğü yazarak grubun arşivinde eşleşen gönderileri bulabilmemizi sağlar.

Grup İstatistikleri:
Grubun en çok beğenilen veya en fazla gönderi paylaşan üyelerin listelendiği sekmedir.
Bu sekmeyi yöneticiler ve denetçiler görebilir, üyelerin bu kısma erişim hakkı yoktur.

Grubu Yönet:
Grubun kurallarının yazıldığı, üyelik isteklerinin ve üyelerin gönderdikleri gönderilerin onaya geldiği, herhangi bir paylaşımın veya yorumun şikâyetinin ulaştığı, yönetici ve denetçilerin bu konuda karara varmasının sekmesidir.
Bu sekmeyi adı üztünde sadece yöneticiler ve denetçiler görebilir, üyelerin bu kısma erişim hakkı yoktur.

Grup Kâlitesi:
Facebok'un gruplar hakkında topluluk standartlarına dayanan kuralları hakkında yönetici ve denetçilere yardımcı olan sekmesidir.
Bu sekmeyi de adı üstünde yöneticiler ve denetçiler görebilir, üyelerin bu kısma da erişim hakkı yoktur.

Sosyal medya son zamanlarda haberleşme için kullanılıyor ama bazı şahıslar asılsız haberleri de gerçekmiş gibi sosyal medyadan rahatlıkla paylaşabilip milleti aldatabiliyor.
Bunun için bir haberi paylaşırken doğruluğunu teyit etmek haberi paylaşan herkesin görevidir.

27 Eylül 2019

Facebok'taki ESKİ ÜSKÜDAR FOTOĞRAFLARI Adlı Sayfanın Yaptığı Pislik

Dün mâlum-u âliniz İstanbul'u oldukça etkileyen Silivri - Ereğli açıklarında Rihter ölçeklerine göre Beş nokta Sekiz büyüklüğünde bir sarsıntı vukua avdet eyledi.
Facebok'taki bazı sayfalar da bu tarzdaki bazı paylaşımlar sonucu bazı insanları engelledi. O engelleyen sayfayı da burada ifşa etmekten honör işitirim:


Bir de altına bana bunu yazmış:


Allah-u Te'âlâ aşkına imdı bu mantıklı bir davranış mıdır yoksa geri beyin zekâlı tiplerin yapacakları çocukluk mudur?
Paylaşımı merak ediyorsanız işte adresi burada, lütfen Eski Üsküdar Fotoğrafları yazısına tıklayınız.
Belirtmek isterim ki bir kişiyi engellemek acizliktir hemzeminliktir hıncallıktır uluçluktur.
Facebok sayfalarının insanları ebleh yerine koymaları yasaktır.


Biz burada adam gibi oturup bir şeyleri anlatmak istiyoruz, ama bazı geri beyin zekâlılar kendilerince ahkâm kesmekle meşgullar.
Sen önce bir okula git de beynini biraz yonttur. Adam olmayı öğren, üniversiteyi bitir de ondan sonra gel burada tarih sat.
Gerçi senin gibi câhillerin ünüversüte eğitimi de ne kadar başarılı olacağı da ayrı bir su götüren konu.