Bu Blogda Ara

İleti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İleti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Temmuz 2021

Mesene Messenger

 Bir zamanlar çok eskiden bundan uzun uzun yıllar önce belki de benim bu okuduğunuz blogu yayınlamağa başlamadan da önceleri hayat güzelken ve maske mesafe temizlik gibi tantanalar hayatlarımızda yokken dünyayı sallayan bir haberleşme aracı çıkmıştı meydana.
Ancak işbu yeni haberleşme aracını ortaya çıkartanın yıllar sonra korona morona adlı uydurma bir hastalık ve insanoğlunun sonunu getirecek olan sahte bir aşıyı da bize dayatacağını nereden bilebilirdik?
Üstelik işbu aşıyı öyle bir pazarlıyor ki Bill Gates denilen şereften yoksun şahsiyet, sizler hastalığa yakalanmamak düşüncesiyle masumanece tıpış tıpış kendi ayaklarınızla gidip aşıyı oluyorsunuz ama o aşının içerisindeki maddeler bir süre sonra başka hastalıkları sizlerin vücûduna yerleştireceğinden hiçbirinizin haberi yok.
Neyse şimdilik bu konuyu kapatalım çünkü bu şerefsizlikleri başka zaman toplayarak anlatacağım, tabi eğer ömrüm yeter ve küresel güçler tarafından öldürülmezsem.
Hadis-i Şeriferden birinde bir zulme engel olamıyorsak bari o zulmü duyurmamız buyurulmuştur.


Bizler yine o güzel mutlu günlerimize geri dönelim.
O zamanlar akşamları evlerimize giderdik, bilgisayarlarımızı açardık, Msn Messenger'i kurardık, karşımızda çevrimiçi arkadaşlarımız vardı.
Yeri gelir sabaha kadar yazışırdık, üstelik internet bağlantı ücretinden başka hiçbir ücret ödemeden.
Daha da üstelik yurt içi veya yurt dışı hiç fark etmezdi, çünkü cihazımız telefon değildi, ama o zamanki telefonlar konuşmaktan başka hiçbir işe yaramazdı.
Cep telefonları da yeni yeni çıkmıştı, çıkan telefonlar da sadece sesli konuşmamıza ve yazılı mesaj çekmemize yarardı.
Resim çekemezdi, internete giremezdi, hâttâ kontörlü hatlar ilk başlarda mesaj bile çekemezlerdi.
İşbu ahvâl ve şerait dâhilinde bilgisayarlar imdadımıza yetişmişlerdi, gerçi o zamanlar arkadaşlarmızla bir şekilde haberleşebilir ve sokağa istediğimiz gibi çıkabilirdik, gidilebilecek yer çoktu ama konuşulacak konular da çoktu.
Şimdiki gibi gittiğimiz yerlerde telefonlarımızla değil birbirlerimizle ilgilenirdik.


Herkeste değil ama önemli bir bölüm insanların bilgisayarında Yahoo'nun da Messenger programı vardı, her ne kadar birbirlerine raakip de olsalar her iki program birbirleriyle uyumlu olarak da çalışırlardı.
Ancak günümüzde her iki programın da tarihin tozlu sergenlerinde yerlerini aldırdılar bazı küresel güçler.
Bu iki uygulama gitti, yerine önce Facebok sonra Twiter daha sonra da sadece internetli akıllı telefonlara yüklenebilen Whatsap geldi.
En sonda da aptal telefonları kaldırdılar, Erikson Nokia Motorola gibi zamanın devleri Ayfon ve Android telefonlara mağlûp oldular.
Ancak tüm bu teknolojik gelişmelere rağmen o günler yine de güzeldi, ilişkiler henüz bozulmamıştı ama çatlamağa da başlamıştı.
Mâlum-u âliniz doğada ve yaşamda hiçbir şey kaybolmaz, sadece şekil değiştirirler, tarih de tekerrürden ibarettir, değişen sadece şahısların ism-i şerifleridir ama hadiseler aynıdır.
Evet bir yazımızın daha sonuna geldik, eğer bu yazdıklarımdan dolayı öldürülürsem sakın arkamdan yas tutmayın anlaştık mı?

31 Ocak 2020

Hayırlı Cum'alar

Bundan haftalar önce dünyada tek hayırlı günün Cum'a olmadığına dair bir yazı yazmış ve hâlkımı doğru yola davet etmiştim.
Ancak hayat bütün hafta boyunca her türlü haltı yeyip kalan bir günü de softa olmanın ancak kendisini kandırmak olduğunu söyler bizlere.
Tıpkı aşağıdaki manzum menkîbe gibi:


Hayırlı cumalar diyorsun bana, cuma hayırlı da salı değil mi?
Sen sen ol sözümü atma yabana, gülünü taşıyan diken değil mi?
Gül nasıl büyürdü dalı olmasa, arıyı bilmezdik balı olmasa
Pazar pazartesi salı olmasa, her cuma bir gülsüz çalı değil mi?
Takıldın cumaya hayırlı diye, her hafta her hafta bu ısrar niye?
Yalnız bir gün değil her bir saniye, yüce Yaradan'ın malı değil mi?


Siz siz olun birbirinize boş yere cuma mesajları atmayın.
Önce gidip pencerelerinizin önlerine kuşlar için ekmek kırıntısı, kapılarınızın önlerine de kediler için birer tas su bırakın.
Önce hayırlı bir iş yapın, ondan sonra cumanın hayrı konusunda mesaj atın.

27 Eylül 2019

Cum'a Hayrı

Son yıllarda her Cum'a günleri "Hayırlı Cumalar" başlıklı iletiler atılmaya başlandı.
Aslında güzel bir iletişim amacı ama sanki diğer günlerin hatırları kalıyor gibi.
Tamam Cum'a mübâréek gün ama hayatta bir tek gün Cum'a mıdır?
Birbirlerinize "Hayırlı Cumalar" dileyeceğinize önce sizler evetli olmayan hayırlı bir iş yapın, çünkü hayırda her zaman hayır vardır ve evette de şer vardır, o hayırlı işinizi yaptıktan sonra Cuma'nız gerçekten hayırlı olur.
Bakın burada yani aşağıdaki resimde birisi hadiseyi nasıl özetlemiş? Bunu görün de azıcık ibret alın.
Sizler hayırlı işler yapmazsanız o günü isterse mübâréek Cum'a olsa dâhi sizlere hayrı dokunmaz.


Hani adamın birinin bir akrabası rahmetli olmuş, cenazesini kaldırmışlar ama bizimki gitmiş hocaya sormuş:
"Acaba rahmetli şu anda nerededir?"
Hoca buna bir bakmış, bilmez gibi başını sallamış.
Bizimki yine sormuş: "Cennete gitmiş midir?"
Hoca buna başka bir soru sormuş: "İçki içer miydi?"
"Evet ama Cuma günü öldü."
"Hmm. Kumar oynar mıydı?"
"Evet ama Cuma günü öldü."
"Ya kadınlarla arası nasıldı? Çapkınlığı var mıydı?"
"Evet ama Cuma günü öldü."
Hoca artık dayanamamış ağzındaki baklayı çıkartmış:
"Bak delikanlı, merhum eğer Cuma günü öldüyse bugün ellemezler, ama Cumartesi oldu muydu hemen hâllederler."