Bu Blogda Ara

23 Haziran 2021

İkarus : İstanbul'da Bir Macar - İlk Nesil Volüm İki

 Bundan yaklaşık iki ay kadar önceki İkarus hakkında yazmış ve sizlere birkaç adet tanıtmıştım, sıra yeni resm-i şeriflerinden sonra yazımın ikinci bölümüne geldi.
İlk nesil İkaruslar İstanbul'a Bindokuzyüzyetmişdokuz yılında gelip işlemeğe başladığını ve Bindokuzyüzdoksanüç yılında son kalan birkaç adediyle birlikte seferden kaldırıldığını sanırım biliyorsunuzdur.
Eski İkarusların yerine de yenileri Bindokuzyüzdoksanbir yılından itibaren Bindokuzyüzdoksandört yılına kadar parti parti geldi, ikinci nesilleri ise İkibinonüç yılında seferden kaldırıldılar.
İkarus başlıklı yazımıza bu sefer Sultan Ahmet'te görülen üzerinde Akbank reklâmlı 1760 filo kodlu körüklüyle başlıyoruz, zamanın 63 numaralı Çeliktepe - Bayazıd hattında seferde:


O zamanların 63 numaralı hattının öyle eksanterik bir güzergâhı vardı ki sanırım İstanbul'un belkemiği sayılabilecek hatlarındandı.
Her ne kadar bir önceki yazımda geçen Gültepe semtiyle yakın da olsalar 63 ve 64 numaraların yolu Barbaros Hayrettin Paşa Caddesi'nden değil Teşvikiye Caddesi üzerinden işlerlerdi.
Çeliktepe'den çıkar, Levend Dördüncü Kısım'a (Bazılarımızın dediği gibi Dördüncü Levent değil, çünkü Levend ile aynı dönemler kurulmağa başlanan Ataköy'deki kısımlara Dördüncü Ataköy demiyoruz, Ataköy Dördüncü Kısım diyoruz) gelir, Levend Birinci Kısım - Zincirlikuyu - Gayrettepe - Mecidiyeköy - Şişla - Osmanbey'e kadar gidiş geliş aynı yolu yani Büyükdere Caddesi'ni izleyen güzergâh 63 numaranınkisinde Halaskâr Gazi Caddesi yoluyla Harbiye'ye, Cümhûriyet Caddesi yoluyla Taksim'e, Tarlabaşı Caddesi yoluyla Tepebaşı'ya, Refik Saydam Caddesi yoluyla Şişhâne'ye, Yolcuzade İskender Caddesi yoluyla Azapkapu'ya, Atatürk Köprüsü yoluyla Unkapanı'ya, Atatürk Bulvarı yolundan Vefa - İstanbul Belediyesi - Aksaray'a, Ordu Caddesi yoluyla Lâléli ve Bayazıd'a ulaşır ancak Bayazıd'da son durak olmadığı için Yeniçeriler Caddesi yoluyla Çemberlitaş'a, Divanyolu Caddesi üzerinden Sultan Ahmet'e (Ki resimde de buraya kadar gelmiş) Alemdar Caddesi yoluyla Gülhâne Parkı önüne, Muradiye Caddesi yoluyla Sirkeci'ye, Ankara ve Reşadiye Caddeleri yoluyla Eminönü'ye, Galata Köprüsü yoluyla Karayköy'e, Karayköy Rıhtım Caddesi yoluyla Tophane'ye, Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Salı Pazarı - Fındıklı - Kabataş - Dolmabahçe'ye, Dolmabahçe Caddesi yoluyla Akaretler'e gelir ama o zamanlar Spor günümüzde Süleyman Seba Caddesi yoluyla Maçka'ya tırmanır, Teşvikiye Caddesi yoluyla Teşvikiye ve Nişantaş'a, Rumeli Caddesi yoluyla Osmanbey'e gelir, Büyükdere Caddesi yoluyla da Mecidiyeköy - Levend yoluyla Çeliktepe'ye geri dönerdi.
Bu ringin tersi olan 64 numara ise Harbiye'den sonra Valikonağı Caddesi yoluyla Nişantaş'a, Emlâk ve Eytam ya da Abdi İpekçi Caddesi yoluyla Maçka'ya, Bayıldım Caddesi'ni inerek Dolmabahçe'ye, Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Kabataş - Fındıklı - Salı Pazarı - Tophane'ye, Kemeraltı Caddesi yoluyla Karayköy'e, Galata Köprüsü yoluyla Eminönü'ye, Reşadiye ve Ankara Caddesi yoluyla Sirkeci'ye, Ebu Suud Caddesi yoluyla Gülhâne'ye, Alemdar Caddesi yoluyla Sultan Ahmet'e, Divanyolu üzerinden Çemberlitaş'a, Yeniçeriler Caddesi yoluyla Bayazıd'a, Ordu Caddesi yoluyla Lâléli ve Aksaray'a, Atatürk Bulvarı yoluyla İstanbul Belediyesi - Müze - Unkapanı'ya, Atatürk köprüsünü geçerek Azapkapu'ya, Yolcuzade İskender Caddesi'ni tırmanarak Şişhâne'ye, Meşrûtiyet Caddesi yoluyla Beyoğlu Belediyesi - Tepebaşı - Galatasaray'a, İstiklâl Caddesi yoluyla Taksim'e, Cümhûriyet Caddesi yoluyla Harbiye'ye gelir, yoluna geldiği yoldan devam ederdi.
Bindokuzyüzsekseniki Rehberinde 63 ve 64 numara olarak kaydedilmiş olan bu hatların numaraları Bindokuzyüzseksenaltı Rehberinde ÇE1 ve ÇE2 olarak değiştirildi.
Bindokuzyüzdoksan yılında İett otobüslerinin verimliliğinin arttırılması kapsamında iptâl edildi, yerine 64Ç numaralı Çeliktepe - Taksim hattı ihdas edildi, Bindokuzyüzdoksaniki yılında da Bayazıd ile Sirkeci arasındaki güzergâhına Çağdaş Tramvay yapılınca kısmen trafiğe kapatıldı, Beyoğlu Metrosu açıldıktan sonra da önce Pangaltı'ya sonra da Şişli'ye kısaltıldı.
Bir de bunlara ilâve olarak 63A vardı, Çeliktepe ile Eminönü arasında düz hat olarak işlerdi.
Güzergâhı da Zincirlikuyu'ya kadar aynı olmakla birlikte yanlış bir isimlendirmeyle Barbaros Bulvarı yolundan Darphâne - Balmumcu - Ertuğrul Sitesi - Yıldız Teknik Üniversitesi - Beşiktaş'a, Beşiktaş Caddesi yoluyla Akaretler'e, Dolmabahçe Caddesi yoluyla Dolmabahçe'ye biraz kestirmeden giden hat 64 numaranın gidiş 63 numaranın dönüş yoluyla Eminönü'ye kadar işlerdi.
Yine Bindokuzyüzdoksan yılında İett otobüslerinin verimliliğinin arttırılması kapsamında iptâl edilip 63Ç numarasıyla Beşiktaş'a kısaltıldı, iki yıl kadar sonra Eminönü'ye geri döndü, bir zaman sonra Ç türevi atılarak düz 63 oldu, Çağdaş Tramvay Kabataş'a geldiği zamanlar Kabataş'a kısaltıldı. Diğer taraftan Çeliktepe tarafı önce Yahya Kemâl Dereiçi'ye sonra da Kâğıthâne Garajına uzadı.


İkinci olarak bir adet üzerinde rahmetli Pamukbank reklâmı olan Bindokuzyüzelli filo kodlu solomuz 35C hattında Taksim'den Koca Mustafa Paşa'ya giderken Bozdoğan Kemeri altında kameramıza yakalanmış.
Her ne kadar 35C numaranın o günlerdeki güzergâhına göz atacak olursak Taksim'den çıkar, Tarlabaşı Caddesi yolundan Ömer Hayyam'a, Refik Saydam Caddesi yoluyla Tepebaşı ve Şişhâne'ye, Yolcuzade İskender Caddesi yoluyla Hâliç Tershânesi ve Azapkapu'ya, Atatürk Köprüsü'nü geçip Unkapanı'ya, Atatürk Bulvarı yoluyla Müze'ye Bozdoğan Kemeri altından geçerek Haşim İşcan geçidi altında İstanbul Belediyesi'ne, ve Aksaray'a, Millet Caddesi yoluyla Yusufpaşa'ya ve Haseki Hastahanesi civarından sola dönerek Haseki Hastahanesi ve Cerrah Paşa'ya, sonra da Kocamustafapaşa Caddesi yoluyla Esekapı ve Koca Mustafa Paşa son durağa gelirdi.
Dönüşünde ise Şişhâne sonrası Meşrutiyet Caddesi yoluyla Altıncı Daire-i Belediyye - Tepebaşı - Galatasaray'a ve İstiklâl Caddesi yoluyla Taksim'e gelirdi.
Bindokuzyüzseksensekiz sonrası Tarlabaşı Bulvarı açılınca güzergâhı Tarlabaşı Bulvarı'na alındı, İkibinonbeş gibi Taksim'deki son durağı bazı başka hatlarla birlikte Harbiye'ye uzatıldı.
İett'nin ihdas ettiği günden beri güzergâhı üzerinde fazlama bir oynamadığı hat günümüzde Özel Hâlk Otobüsleri ve İstanbul Otobüs Anonim Şirketi'ye devredilmiş durumda, yani özelleştirildiği için körüklü otobüsü hak etmesine rağmen sadece solo çalışmakta.


Bu yazımızın üçüncü resm-i şerifinde 1655 filo kodlu Şekerbank reklâmlı körüklümüz Sirkeci'de bulunan İstanbul Garı önünde iki adet Man SL-200 arasında poz vermiş ama resmi çeken şahıs otobüsün önünden değil de arkasından çektiği için hattını okuyabilmek mümkün bile değil ama sanırım ringlerden biri olma ihtimâli yüksek çünkü Manlar geldikten sonra İkaruslar Levend Garajı hatlarına verilmeğe başlanmıştı ve Levend Garajı bol miktarda ring hattı içermekteydi.


Sirkeci'den sonra sırada yine Eminönü var, bu sefer sanırım garaja giden 1729 filo kodlu İkarusumuz 35A numaralı hat tabelâsını çıkartmamış ve esas güzergâhının dışına çıkmış, çünkü 35 numaralar resmin gerisinde görülen göbekten sola döner, Ankara Caddesi yoluyla Sirkeci, Ebu Suud Caddesi yoluyla Gülhâne, Alemdar Caddesi yoluyla Sultan Ahmet, Divan Yolu üzerinden Çemberlitaş ve Bayazıd, Ordu Caddesi yoluyla Lâleli ve Aksaray'a inen otobüsler Millet Caddesi yoluyla Yusufpaşa'ya uğradıktan sonra düz 35 numara Haseki Sultan Hastahanesi arkasından Cerrahpaşa'ya tırmanır Hekimoğlu Ali Paşa Caddesi üzerinden Koca Mustafa Paşa'ya gelirlerdi.
35A olanı ise Millet Caddesi yoluyla Fındıkzade'ye gelir, Kızılelma Caddesi yolundan ve Cerrah Paşa Hastahanesinin arkasından doğrudan Koca Mustafa Paşa'ya gelirdi.
Günümüzde 35A numara yine var ama güzergâhı düz 35 gibi oldu ve son kısmı Bayazıd'a kadar işliyor çünkü 1992 yılında Çağdaş Tramvay başladığından beridir Bayazıd ile Eminönü arasındaki yollar İett otobüslerinin geçişlerine kapatıldılar.
Geri kalan 35C'yi ise yukarıda anlattı ben zaten.
Solda görülen 1927 filo kodlu solo ise muhtemelen 28 ama bir ihtimâl 30A hattında çünkü sağ tarafında Fatih yazıyor.
Resm-i şerifin çekildiği yıllarda 28 numara Beşiktaş ile Fatih arasında günümüzdeki güzergâhtan çalışırdı, yani Beşiktaş'tan çıkar Dolmabahçe Caddesi yoluyla Kabataş'a, Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Fındıklı Salı Pazarı ve Tophane'ye, Kemeraltı Caddesi yoluyla Karayköy'e, Galata Köprüsü yoluyla Eminönü'ye, Ragıp Gümüşpala Caddesi yoluyla Hal ve Unkapanı'ya, Atatürk Bulvarı yoluyla yakın zamanda adı Vefa olarak değişen Müze'ye ve Bozdoğan Kemeri'ne gelir, Haşim İşcan Geçidine girmeden sağa döner, Fevzi Paşa Caddesi yoluyla İtfaiye ve Fatih duraklarında dururdu.
Sonraki yıllarda bu saydığım yolun devamı olarak Yavuz Selim - Atik Ali - Karagümrük - Acı Çeşme ve Edirnekapı'da son durak yapan hattımız birkaç yıl önce Sur Dışı Yolundan Ulubatlı ve Topkapı'ya getirilip Millet Caddesi yoluyla Sur içine Pazartekke ve Şehremeni'ye kadar sokuldu, Topkapı Caddesi yoluyla Topkapı Son Durağına getirildi.
Bir de 28T hattı var ki aslında düz 28 ve 28T birleştirilse çok daha başarılı bir işletme olacak.


Yine kalkıp Sultan Ahmet'e gidiyoruz ve 2198 filo kodlu İkarus 260 otobüsümüz zamanın B hattında Basınköy'den gelip Eminönü'ye giderken bir misafirimizin kameralarına yakalanmış.
O zamanlar böyle hârfli düz hatlar da vardı, 1986 Rehberinde bu hârfler rakamlarla yer değiştirince B hârfine 79 numarada sıra geldi.
O zamanın 79 numarası Basınköy'den çıkar, Cennet Mahâllesi'ye gelir ama dizi olan Cennet Mahâllesi değil, sonra Londra Asfaltı'na çıkar, Beşyol - Safraköy - Çobançeşme - Kuleli - Şirinevler - İncirli - Ömür - Kocatepe - Tınaztepe - Cevizlibağ'a kadar gelip Millet Caddesi yoluyla Karayolları - Pazartekke - Şehremeni - Çapa - Fındıkzade - Haseki - Aksaray'a, Ordu Caddesi yoluyla Lâleli - Bayazıd - Kapalıçarşı'ya, Divanyolu'dan Çemberlitaş ve Sultan Ahmet'e gelir ve bir misafirimiz tarafından görüntülenir, Alemdar Caddesi yolyla Gülhâne Parkı'na, Muradiye Caddesi yoluyla Sirkeci'ye ve son olarak da Ankara Caddesi yoluyla Eminönü Sahil'deki son durağa gelirdi, dönüşte ise Sirkeci'den sonra Ebu Suud Caddesi yerine Ankara Caddesi'ni tırmanarak önce Cağaloğlu'ya, sonra da Bab-ı Ali Caddesi yoluyla doğrudan Çemberlitaş'a gelirdi.
Bindokuzyüzdoksan yılında 79 numaranın Topkapı ile Eminönü arasındaki kısmı iptâl edildi, 1991 Rehberi yayınlandıktan sonra hatta çalışan iki araçlardan biri çift biletli Ekspres olarak Eminönü'ye gönderildi, diğeri de 1992'de Aksaray'a işletildi, 1992'de Çağdaş Tramvay inşaatı dönemi Bayazıd'a kısaltılarak hatta tek otobüs tahsis edildi, bir süre sonra da Basınköy hattı kapatıldı, günümüzde Basınköy'e İett otobüsü işlemiyor.

22 Haziran 2021

Şakerato Kahve Yummi

 Bazen yeni lezzetler denemek lâzımdır.
Bu akşam sizlere uzun zamandan beridir müdâvimi bulunduğum Moda'da bulunan İstasyon adlı güzel ve şirin mekânın yeni lezzeti Şekerato'dan bahsedecek ben.
Birazdan paylaşacağım resm-i şerifte de temaşa edeceğiniz üzere rengi sizleri şaşırtmasın ama ana maddesi Kola değil Kahve.
İki ölçek Ekıspıresso ile bir tatlı kaşığı Şeker içine altı adet Buz atılmış suyla çalkalanarak hazırlanıyor ve bir dilim Limon süsüyle birlikte servis ediliyor.
Hazırlanış videosunu görmek için ahanda buraya tıklayınız -> İnstegram.


Ancak tadı oldukça şekerli olduğu için eğer şeker konusunda benim gibi takıntınız varsa sipariş verirken tavsiyem az şekerli olmasını isteyin.
Ben yine her zamanki gibi ölümsüz başkumandanımız başöğretmenimiz ve atamız Gazi Paşa'mızla (Atatürk) birlikte çektim işbu resm-i şerifimi.
Sizler de yolunuz Moda'ya düşerse İstasyon Cafe'ye uğramamazlık etmeyin, uğradığınızda Şekerato'yu veya başka lezzetleri tatmadan dönmeyin.

Martı

İstanbul'un bazı simgeleri vardır, olmazlarsa İstanbul olmaz o zaman.
Hani bir Aya Sofya bir Haydarpaşa bir Kız Kulesi bir Boğaziçi Köprüsü ve daha sayamayacağım saysam da sayfalarımın yetmeyeceği sabit simgeler, bir de Martı bir de Kedi bir de Karga gibi İstanbul'un gerçek sahipleri gibi.
Gerçi ben Marmaray işlemeğe başladığından beridir adam gibi Vapora bindiğim de yoktu ama son birkaç zamandan beridir yolum vaporsuz geçmez oldu.


Vaporu pek tercih etmememin sebeplerinden en önemlisi biniş ücretinin Dört Türk Lirasıcık olması, yani norminâl bir otobüse binmenin ücreti olan Üç Türk Lirası Elli Türk Kuruşundan fazla olması.
Belediye sanırım biraz paraya sıkışmış ki vapor ücretini otobüsten pahalıya uydurmuş.


Ben biliyorsunuz sıkutır adlı âleti sevmedim bir türlü, üstelik kullanılmasına da karşıyım.
Uzun zamandan beridir Martı adlı bir sıkutır firması vardı, yanına Hoop gibi Tazı gibi Binbin gibi Kedi gibi Scooby gibi ama bu saydıklarımla sınırlı olmayan firmalar işin içine girdi.
Bu yazımın başlık konusu hepimizin kuş olarak bildiği Martı asla ama asla sıkutır firması olarak anılmayacaktır.
İstanbul vaporsuz olmaz, vaporlar da Martısız olmaz.


Ben de uzun zaman sonra bindiğim eski adı Caddebostan yeni adı Fuat Sezgin olan vaporumuza bindiğimde yol boyunca bana eşlik eden Martıların resm-i şerifini çekmemezlik edemezdim tabi.
Hani eski bir İstanbul türküsünde de yazar:
Gemi gelir yanaşır içi dolu çamaşır
İstanbul'un kızları Recep diye ağlaşır
Deniz havası birçok hastalığa iyi gelir, siz de fırsatını bulursanız Vapora binmemezlik etmeyin.