Bu Blogda Ara

Macaristan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Macaristan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ağustos 2024

Morcivert İkanur

Bunca zamandan beridir İkanur alâmet-i farikalı birçok otobüsü hem canlı hem de resm-i şeriflerde ziyadesiyle gördük ama Morcivert olanını ilk defa görüyoruz.
Belki işbu resm-i şerif uzun yıllardan beridir dolaşımda ama görür görmez siz sevgili okuyucularımızın ve meraklılarımızın da bileklerinin hakkıyla temaşa eylemeleri için paylaşmağa karar verdik.


İşin güzel tarafı Biz Üç Muz olarak İkarus otobüslerimize Kırmızıdan başka rengi münâsip göremezken adamlar Mor gibi çok daha güzel rengi daha güzel uydurmuşlar, esasında Pembe ve Bordo ile birlikte size Morcivert olmuş.
Bu arada Mor rengi şahsi olarak çok severim, bunu da belirteyim.
Bir de keşke bizler de böyle büyük pencerelilerden alsaymışız, bizdeki küçücük pencereli olanlar tavuk kümesine benziyormuş.

23 Haziran 2021

İkarus : İstanbul'da Bir Macar - İlk Nesil Volüm İki

 Bundan yaklaşık iki ay kadar önceki İkarus hakkında yazmış ve sizlere birkaç adet tanıtmıştım, sıra yeni resm-i şeriflerinden sonra yazımın ikinci bölümüne geldi.
İlk nesil İkaruslar İstanbul'a Bindokuzyüzyetmişdokuz yılında gelip işlemeğe başladığını ve Bindokuzyüzdoksanüç yılında son kalan birkaç adediyle birlikte seferden kaldırıldığını sanırım biliyorsunuzdur.
Eski İkarusların yerine de yenileri Bindokuzyüzdoksanbir yılından itibaren Bindokuzyüzdoksandört yılına kadar parti parti geldi, ikinci nesilleri ise İkibinonüç yılında seferden kaldırıldılar.
İkarus başlıklı yazımıza bu sefer Sultan Ahmet'te görülen üzerinde Akbank reklâmlı 1760 filo kodlu körüklüyle başlıyoruz, zamanın 63 numaralı Çeliktepe - Bayazıd hattında seferde:


O zamanların 63 numaralı hattının öyle eksanterik bir güzergâhı vardı ki sanırım İstanbul'un belkemiği sayılabilecek hatlarındandı.
Her ne kadar bir önceki yazımda geçen Gültepe semtiyle yakın da olsalar 63 ve 64 numaraların yolu Barbaros Hayrettin Paşa Caddesi'nden değil Teşvikiye Caddesi üzerinden işlerlerdi.
Çeliktepe'den çıkar, Levend Dördüncü Kısım'a (Bazılarımızın dediği gibi Dördüncü Levent değil, çünkü Levend ile aynı dönemler kurulmağa başlanan Ataköy'deki kısımlara Dördüncü Ataköy demiyoruz, Ataköy Dördüncü Kısım diyoruz) gelir, Levend Birinci Kısım - Zincirlikuyu - Gayrettepe - Mecidiyeköy - Şişla - Osmanbey'e kadar gidiş geliş aynı yolu yani Büyükdere Caddesi'ni izleyen güzergâh 63 numaranınkisinde Halaskâr Gazi Caddesi yoluyla Harbiye'ye, Cümhûriyet Caddesi yoluyla Taksim'e, Tarlabaşı Caddesi yoluyla Tepebaşı'ya, Refik Saydam Caddesi yoluyla Şişhâne'ye, Yolcuzade İskender Caddesi yoluyla Azapkapu'ya, Atatürk Köprüsü yoluyla Unkapanı'ya, Atatürk Bulvarı yolundan Vefa - İstanbul Belediyesi - Aksaray'a, Ordu Caddesi yoluyla Lâléli ve Bayazıd'a ulaşır ancak Bayazıd'da son durak olmadığı için Yeniçeriler Caddesi yoluyla Çemberlitaş'a, Divanyolu Caddesi üzerinden Sultan Ahmet'e (Ki resimde de buraya kadar gelmiş) Alemdar Caddesi yoluyla Gülhâne Parkı önüne, Muradiye Caddesi yoluyla Sirkeci'ye, Ankara ve Reşadiye Caddeleri yoluyla Eminönü'ye, Galata Köprüsü yoluyla Karayköy'e, Karayköy Rıhtım Caddesi yoluyla Tophane'ye, Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Salı Pazarı - Fındıklı - Kabataş - Dolmabahçe'ye, Dolmabahçe Caddesi yoluyla Akaretler'e gelir ama o zamanlar Spor günümüzde Süleyman Seba Caddesi yoluyla Maçka'ya tırmanır, Teşvikiye Caddesi yoluyla Teşvikiye ve Nişantaş'a, Rumeli Caddesi yoluyla Osmanbey'e gelir, Büyükdere Caddesi yoluyla da Mecidiyeköy - Levend yoluyla Çeliktepe'ye geri dönerdi.
Bu ringin tersi olan 64 numara ise Harbiye'den sonra Valikonağı Caddesi yoluyla Nişantaş'a, Emlâk ve Eytam ya da Abdi İpekçi Caddesi yoluyla Maçka'ya, Bayıldım Caddesi'ni inerek Dolmabahçe'ye, Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Kabataş - Fındıklı - Salı Pazarı - Tophane'ye, Kemeraltı Caddesi yoluyla Karayköy'e, Galata Köprüsü yoluyla Eminönü'ye, Reşadiye ve Ankara Caddesi yoluyla Sirkeci'ye, Ebu Suud Caddesi yoluyla Gülhâne'ye, Alemdar Caddesi yoluyla Sultan Ahmet'e, Divanyolu üzerinden Çemberlitaş'a, Yeniçeriler Caddesi yoluyla Bayazıd'a, Ordu Caddesi yoluyla Lâléli ve Aksaray'a, Atatürk Bulvarı yoluyla İstanbul Belediyesi - Müze - Unkapanı'ya, Atatürk köprüsünü geçerek Azapkapu'ya, Yolcuzade İskender Caddesi'ni tırmanarak Şişhâne'ye, Meşrûtiyet Caddesi yoluyla Beyoğlu Belediyesi - Tepebaşı - Galatasaray'a, İstiklâl Caddesi yoluyla Taksim'e, Cümhûriyet Caddesi yoluyla Harbiye'ye gelir, yoluna geldiği yoldan devam ederdi.
Bindokuzyüzsekseniki Rehberinde 63 ve 64 numara olarak kaydedilmiş olan bu hatların numaraları Bindokuzyüzseksenaltı Rehberinde ÇE1 ve ÇE2 olarak değiştirildi.
Bindokuzyüzdoksan yılında İett otobüslerinin verimliliğinin arttırılması kapsamında iptâl edildi, yerine 64Ç numaralı Çeliktepe - Taksim hattı ihdas edildi, Bindokuzyüzdoksaniki yılında da Bayazıd ile Sirkeci arasındaki güzergâhına Çağdaş Tramvay yapılınca kısmen trafiğe kapatıldı, Beyoğlu Metrosu açıldıktan sonra da önce Pangaltı'ya sonra da Şişli'ye kısaltıldı.
Bir de bunlara ilâve olarak 63A vardı, Çeliktepe ile Eminönü arasında düz hat olarak işlerdi.
Güzergâhı da Zincirlikuyu'ya kadar aynı olmakla birlikte yanlış bir isimlendirmeyle Barbaros Bulvarı yolundan Darphâne - Balmumcu - Ertuğrul Sitesi - Yıldız Teknik Üniversitesi - Beşiktaş'a, Beşiktaş Caddesi yoluyla Akaretler'e, Dolmabahçe Caddesi yoluyla Dolmabahçe'ye biraz kestirmeden giden hat 64 numaranın gidiş 63 numaranın dönüş yoluyla Eminönü'ye kadar işlerdi.
Yine Bindokuzyüzdoksan yılında İett otobüslerinin verimliliğinin arttırılması kapsamında iptâl edilip 63Ç numarasıyla Beşiktaş'a kısaltıldı, iki yıl kadar sonra Eminönü'ye geri döndü, bir zaman sonra Ç türevi atılarak düz 63 oldu, Çağdaş Tramvay Kabataş'a geldiği zamanlar Kabataş'a kısaltıldı. Diğer taraftan Çeliktepe tarafı önce Yahya Kemâl Dereiçi'ye sonra da Kâğıthâne Garajına uzadı.


İkinci olarak bir adet üzerinde rahmetli Pamukbank reklâmı olan Bindokuzyüzelli filo kodlu solomuz 35C hattında Taksim'den Koca Mustafa Paşa'ya giderken Bozdoğan Kemeri altında kameramıza yakalanmış.
Her ne kadar 35C numaranın o günlerdeki güzergâhına göz atacak olursak Taksim'den çıkar, Tarlabaşı Caddesi yolundan Ömer Hayyam'a, Refik Saydam Caddesi yoluyla Tepebaşı ve Şişhâne'ye, Yolcuzade İskender Caddesi yoluyla Hâliç Tershânesi ve Azapkapu'ya, Atatürk Köprüsü'nü geçip Unkapanı'ya, Atatürk Bulvarı yoluyla Müze'ye Bozdoğan Kemeri altından geçerek Haşim İşcan geçidi altında İstanbul Belediyesi'ne, ve Aksaray'a, Millet Caddesi yoluyla Yusufpaşa'ya ve Haseki Hastahanesi civarından sola dönerek Haseki Hastahanesi ve Cerrah Paşa'ya, sonra da Kocamustafapaşa Caddesi yoluyla Esekapı ve Koca Mustafa Paşa son durağa gelirdi.
Dönüşünde ise Şişhâne sonrası Meşrutiyet Caddesi yoluyla Altıncı Daire-i Belediyye - Tepebaşı - Galatasaray'a ve İstiklâl Caddesi yoluyla Taksim'e gelirdi.
Bindokuzyüzseksensekiz sonrası Tarlabaşı Bulvarı açılınca güzergâhı Tarlabaşı Bulvarı'na alındı, İkibinonbeş gibi Taksim'deki son durağı bazı başka hatlarla birlikte Harbiye'ye uzatıldı.
İett'nin ihdas ettiği günden beri güzergâhı üzerinde fazlama bir oynamadığı hat günümüzde Özel Hâlk Otobüsleri ve İstanbul Otobüs Anonim Şirketi'ye devredilmiş durumda, yani özelleştirildiği için körüklü otobüsü hak etmesine rağmen sadece solo çalışmakta.


Bu yazımızın üçüncü resm-i şerifinde 1655 filo kodlu Şekerbank reklâmlı körüklümüz Sirkeci'de bulunan İstanbul Garı önünde iki adet Man SL-200 arasında poz vermiş ama resmi çeken şahıs otobüsün önünden değil de arkasından çektiği için hattını okuyabilmek mümkün bile değil ama sanırım ringlerden biri olma ihtimâli yüksek çünkü Manlar geldikten sonra İkaruslar Levend Garajı hatlarına verilmeğe başlanmıştı ve Levend Garajı bol miktarda ring hattı içermekteydi.


Sirkeci'den sonra sırada yine Eminönü var, bu sefer sanırım garaja giden 1729 filo kodlu İkarusumuz 35A numaralı hat tabelâsını çıkartmamış ve esas güzergâhının dışına çıkmış, çünkü 35 numaralar resmin gerisinde görülen göbekten sola döner, Ankara Caddesi yoluyla Sirkeci, Ebu Suud Caddesi yoluyla Gülhâne, Alemdar Caddesi yoluyla Sultan Ahmet, Divan Yolu üzerinden Çemberlitaş ve Bayazıd, Ordu Caddesi yoluyla Lâleli ve Aksaray'a inen otobüsler Millet Caddesi yoluyla Yusufpaşa'ya uğradıktan sonra düz 35 numara Haseki Sultan Hastahanesi arkasından Cerrahpaşa'ya tırmanır Hekimoğlu Ali Paşa Caddesi üzerinden Koca Mustafa Paşa'ya gelirlerdi.
35A olanı ise Millet Caddesi yoluyla Fındıkzade'ye gelir, Kızılelma Caddesi yolundan ve Cerrah Paşa Hastahanesinin arkasından doğrudan Koca Mustafa Paşa'ya gelirdi.
Günümüzde 35A numara yine var ama güzergâhı düz 35 gibi oldu ve son kısmı Bayazıd'a kadar işliyor çünkü 1992 yılında Çağdaş Tramvay başladığından beridir Bayazıd ile Eminönü arasındaki yollar İett otobüslerinin geçişlerine kapatıldılar.
Geri kalan 35C'yi ise yukarıda anlattı ben zaten.
Solda görülen 1927 filo kodlu solo ise muhtemelen 28 ama bir ihtimâl 30A hattında çünkü sağ tarafında Fatih yazıyor.
Resm-i şerifin çekildiği yıllarda 28 numara Beşiktaş ile Fatih arasında günümüzdeki güzergâhtan çalışırdı, yani Beşiktaş'tan çıkar Dolmabahçe Caddesi yoluyla Kabataş'a, Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Fındıklı Salı Pazarı ve Tophane'ye, Kemeraltı Caddesi yoluyla Karayköy'e, Galata Köprüsü yoluyla Eminönü'ye, Ragıp Gümüşpala Caddesi yoluyla Hal ve Unkapanı'ya, Atatürk Bulvarı yoluyla yakın zamanda adı Vefa olarak değişen Müze'ye ve Bozdoğan Kemeri'ne gelir, Haşim İşcan Geçidine girmeden sağa döner, Fevzi Paşa Caddesi yoluyla İtfaiye ve Fatih duraklarında dururdu.
Sonraki yıllarda bu saydığım yolun devamı olarak Yavuz Selim - Atik Ali - Karagümrük - Acı Çeşme ve Edirnekapı'da son durak yapan hattımız birkaç yıl önce Sur Dışı Yolundan Ulubatlı ve Topkapı'ya getirilip Millet Caddesi yoluyla Sur içine Pazartekke ve Şehremeni'ye kadar sokuldu, Topkapı Caddesi yoluyla Topkapı Son Durağına getirildi.
Bir de 28T hattı var ki aslında düz 28 ve 28T birleştirilse çok daha başarılı bir işletme olacak.


Yine kalkıp Sultan Ahmet'e gidiyoruz ve 2198 filo kodlu İkarus 260 otobüsümüz zamanın B hattında Basınköy'den gelip Eminönü'ye giderken bir misafirimizin kameralarına yakalanmış.
O zamanlar böyle hârfli düz hatlar da vardı, 1986 Rehberinde bu hârfler rakamlarla yer değiştirince B hârfine 79 numarada sıra geldi.
O zamanın 79 numarası Basınköy'den çıkar, Cennet Mahâllesi'ye gelir ama dizi olan Cennet Mahâllesi değil, sonra Londra Asfaltı'na çıkar, Beşyol - Safraköy - Çobançeşme - Kuleli - Şirinevler - İncirli - Ömür - Kocatepe - Tınaztepe - Cevizlibağ'a kadar gelip Millet Caddesi yoluyla Karayolları - Pazartekke - Şehremeni - Çapa - Fındıkzade - Haseki - Aksaray'a, Ordu Caddesi yoluyla Lâleli - Bayazıd - Kapalıçarşı'ya, Divanyolu'dan Çemberlitaş ve Sultan Ahmet'e gelir ve bir misafirimiz tarafından görüntülenir, Alemdar Caddesi yolyla Gülhâne Parkı'na, Muradiye Caddesi yoluyla Sirkeci'ye ve son olarak da Ankara Caddesi yoluyla Eminönü Sahil'deki son durağa gelirdi, dönüşte ise Sirkeci'den sonra Ebu Suud Caddesi yerine Ankara Caddesi'ni tırmanarak önce Cağaloğlu'ya, sonra da Bab-ı Ali Caddesi yoluyla doğrudan Çemberlitaş'a gelirdi.
Bindokuzyüzdoksan yılında 79 numaranın Topkapı ile Eminönü arasındaki kısmı iptâl edildi, 1991 Rehberi yayınlandıktan sonra hatta çalışan iki araçlardan biri çift biletli Ekspres olarak Eminönü'ye gönderildi, diğeri de 1992'de Aksaray'a işletildi, 1992'de Çağdaş Tramvay inşaatı dönemi Bayazıd'a kısaltılarak hatta tek otobüs tahsis edildi, bir süre sonra da Basınköy hattı kapatıldı, günümüzde Basınköy'e İett otobüsü işlemiyor.

20 Nisan 2021

İkarus : İstanbul'da Bir Macar - İlk Nesil

 Daha önceleri de blogumda İkarus'u konuk etmişti ben, ama mâlum-u âliniz zaman geçtikçe ve internet okyanusunu kurcaladıkça birçok resm-i şerifler çıkıveriyor karşımıza.
Bu seferki yazımda daha önce paylaşmadığım resimlerden bir demet hazırladı ben.
Demet dedimse aklınıza bu sefer olsun Akbağ gelmesin, mümkünse Akalın hiç gelmesin, çiçek demeti de gelmesin. Demet sadece bir kadın ism-i şerifi değil bir de cins isimdir ve "Güzellikler Demeti" gibi sıfat tamlamalarında da adı geçen bir sözcüğümüzdür.
Evet başlıyoruz İkaruslarımıza.


İlk olarak Taksim Meydanında artıkım Pinterest'in gediklisi olan 1736 filo kodlu körüklümüzü takdim edeyim sizlere, günümüzde artık olmayan ve yeniden konulması da mümkün olmayan T4 (Taksim - Bayazıd) hattında.
Günümüzde yeniden konulamamasının başlıca sebebi geçtiği güzergâhın önemli bir bölümünün artık otobüs ve taşıt trafiğine kapatılmış olması.
T4 hattı Taksim'den çıkar, İnönü Caddesi yoluyla Dolmabahçe'ye iner, İnönü Stadı bitiminde sağa dönerek Kabataş'a, devamında Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Tophâne'ye, Kemeraltı Caddesi yoluyla Karayköy'e, Galata Köprüsü'nü geçerek Eminönü'ye, Reşadiye ve Ankara Cadddesi yoluyla Sirkeci'ye, Ebu-Suud Caddesi yoluyla Gülhâne'ye, Alemdar Caddesi'ni tırmanarak Sultan Ahmet'e, Divan Yolu'dan Çemberlitaş'a ve Bayazıd'a ulaşır, Ordu Caddesi yoluyla Lâléli ve Aksaray'a iner, Atatürk Bulvarı yoluyla İstanbul Belediyesi - Saraçhâne Geçidi, Bozdoğan Kemeri altından Vefa ve Unkapanı'ya, Atatürk Köprüsü yoluyla önce Azapkapu'daki Hâliç Tershanesi'ne gelir ve Yolcuzade İskender Caddesi'ni tırmanarak önce Şişhâne Meydanı sonra Altıncı Daire-i Belediyye'ye yani Beyoğlu Belediyesi önünde sola saparak Meşrutiyet Caddesi yoluyla Tepebaşı ve Galatasaray'a gelen otobüsümüz İstiklâl Caddesi üzerinden Taksim Meydanında son durağına gelir.
Ancak 1988 yılından sonra Tarlabaşı Bulvarı açılınca güzergâhı biraz değişmiştir.
Ancak en tuhaf güzergâh değişikliği Galata ve Atatürk köprülerinin tek yönlü olduğu aylarda yaşamış, çünkü giderken Karayköy'den sonra Tershâne Caddesi - Perşembe Pazarı - Azapkapu - Atatürk Köprüsü - Unkapanı - Ragıp Gümüşpala Caddesi - Eminönü yolunu, dönerken de Unkapanı - Ragıp Gümüşpala Caddesi - Eminönü - Galata Köprüsü - Karayköy - Tershâne Caddesi - Perşembe Pazarı - Azapkapu yolunu dolanmağa başlamış ve zaten sıkışık olan trafik daha da sıkışmıştı.
İşin tuhafı sadece T4 değil, Levend ve Şişli Garajının Eminönü'ye gelen düz hatları ve İkitelli ve Topkapu Garajlarının Taksim'e gelen hatlarının tamamı bu dönemden etkilendiler, tabi Levend ve Şişli Garajlarının Bayazıd'a işleyen ring hatları da keza aynı şekilde.


İkinci olarak 1734 filo kodlu başka bir İkarus körüklümüz yine Taksim Meydanında bu sefer 87 (Edirnekapı - Taksim) hattındayken ve ilkiyle aynı gün poz vermiş.
Her ne kadar 87 numara günümüzde mevcutsa bile hattın her iki ucu ikişer durak uzatılmıştır, ancak o günlerdeki güzergâha göz atacak olursak Taksim'den çıkar, Tarlabaşı Caddesi yolundan Ömer Hayyam'a, Refik Saydam Caddesi yoluyla Tepebaşı ve Şişhâne'ye, Yolcuzade İskender Caddesi yoluyla Hâliç Tershânesi ve Azapkapu'ya, Atatürk Köprüsü'nü geçip Unkapanı'ya, Bozdoğan Kemeri altından geçerek Haşim İşcan geçidi öncesi sağa döner Fevzi Paşa Caddesi'ne girer, İtfaiye - Fatih Cami-i Şerifi - Yavuz Sultan Selim Cami-i Şerifi - Atik Ali Paşa - Karagümrük - Vefa Stadı - Acı Çeşme yoluyla Edirnekapı son durağına erişirdi.
Dönüşte ise Tarlabaşı Caddesi de darlığından dolayı tek yönlü olduğu için Şişhâne'den sonrasında Beyoğlu Belediyesi - Meşrutiyet Caddesi - İstiklâl Caddesi yolundan Taksim'e gelirdi.
Günümüzde ise hattın Taksim tarafı Elmadağ ve Harbiye'ye, Edirnekapı tarafı da Ulubatlı - Pazartekke ve Topkapu Kâleiçi son durağına uzatıldı, Edirnekapu'daki son durak ise iptâl edildi.


Renklisi de yok muydu bu İkarusların? Elbette vardı, yavaş yavaş çıkartılıyor ortaya merak etmeyin.
Görselimizde bir adet 1605 filo kodlumuz zamanın 62 (Gültepe - Eminönü) hattında merkezden mahâlleye dönüş için sefer saatini beklemekte.
O zamanlar Gültepe'nin hatları olan 62 numaraya genellikle körüklü G1 ve G2 hatlarına da solo İkarus verirlerdi, oysa geçtiği semtlerin yoğunlukları bakımından G1 ve G2 körüklüyü daha çok hakederlerdi, çünkü 62 numaradan daha uzun bir güzergâhları vardı.
Gültepe dediğimiz yer aslında Şehr-İstanbul'un yeni yedi tepesinden biri olmakta ve bu yeni yedi tepenin hepsi Levend ile Mecidiyeköy arasında bulunmakta.
Bu tepelerin bir öyküsü Yeşilçam'da 1961 yapımı ve bir kılâsik olan Otobüs Yolcuları filminde konu edilmiştir, her ne kadar o filmde hayâli bir 101 numara (Yeşiltepe - Bayazıd) otobüsü mevcutsa dâhi burada bahsedilen Yeşiltepe'nin açılımı Kuştepe Gayrettepe Esentepe Gültepe Çeliktepe Seyrantepe ve Şirintepe'dir. Buna rağmen İstanbul'da Yeşiltepe adlı bir durak vardır, ancak Yeşiltepe durağı Zeytinburnu'dadır.
101 numara ise filmden yıllar sonra Boğaziçi Köprüsü açılınca Beykoz ile Beşiktaş arasında ihdas edilen hatta verilmiştir, gelen geçen zaman sonrasında 101 numara da tarihin tozlu sergenleri arasındaki yeri aldırılmıştır.
Biz 62 numaraya geri dönecek olsak Gültepe'den çıkar, Tâlat Paşa Caddesi yolundan Ortabayır ve Levend'e gelir, Büyükdere Caddesi yoluyla şimdilerde Metrobüs olan Zincirlikuyu'da önemli bir yolcu alışverişinden sonra aslında Barbaros Hayrettin Paşa Caddesi olması gerekirken çok yanlış bir adlandırmayla Barbaros Bulvarı yoluyla Balmumcu - Darphâne - Yıldız Teknik Üniversitesi üzerinden Beşiktaş'a iner, Dolmabahçe Caddesi yoluyla Dolmabahçe Sarayı ve İnönü Stadı'na, Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Kabataş ve Tophâne'ye, Kemeraltı Caddesi yoluyla Karayköy'e gelir, eğer 1987 ilâ 1989 yılları arasında değilsek doğrudan Galata Köprüsü'nü geçerek ama 1987 ilâ 1989 yıllarındaysak Tershâne Caddesi - Perşembe Pazarı - Azapkapu - Atatürk Köprüsü - Unkapanı - Ragıp Gümüşpala Caddesi - Hal yoluyla Eminönü'ye erişirdi.


İkarus'un solosu işbu sergide olmayacak mı derseniz ahanda işte sololardan biri olan 1999 filo kodlu otobüsümüz bir önceki resm-i şerif gibi Eminönü'de bu sefer 22B (Reşit Paşa - Eminönü) hattının dönüşüne hazırlanıyorken görüntülenmiş.
Zamanında oldukça yoğun kullanılan hattın ne yazık ki hiçbir zaman körüklü otobüsü olmadı.
Güzergâhına gelince: Asıl Kanlıkavak'tan çıkar, Reşit Paşa'ya gelir, birkaç yıl önce yeni yerinde açılan İstanbul Menkûl Kıymetler Borsası önünde sağa döner, adı birkaç yıl önce Katar Caddesi olarak değişen İstinye Bayırı'nı iner, Tokmak Burnu'dan geçip Emirgân son durağının önünden önce Emirgân Çay Bahçesi ve asıl Emirgân'ın olduğu Çınaraltı durağına, sonra Emirgân'ın diğer yarısı olan Boyacıköy duraklarına gelir. Yolunun üzerinde önemli duraklarından biri Balta Limanı Kemik Hastalıkları Hastahanesi'dir, devamında ağaçlıklı bir yol geçtikten sonra Rumeli Hisar mahâllesi gelir, sonra da Rumeli Hisar'ın kâle olan kendisi, devamında Aşiyân Mezarlığı, sonra Boğaziçi Üniversitesi sahil tarafındaki kapının önünde durduktan sonra Küçük Bebek ve Bebek son durağına gelir. Bebek'ten geçtikten sonra İstanbul'un önemli tarihi semtlerinden çileklerle ünlenmiş ama artık çilek yetişmeyen Arnavutköy'e gelir ki bu Arnavutköy ilçe olan Arnavutköy değildir.
Tarihte her zaman daracık sokakların çevrelediği Arnavutköy'ün geçişi 1987 yılından sonra yalıların önüne inşa edilen kazıklı yolla daha rahat geçişi sağlanmıştır, kazıklı yol bir şekilde Kuruçeşme'ye kadar gelmektedir, Kuruçeşme'den sonra eski yol da birden genişlemeğe başlar ve Ortaköy'e girdiğinde de yine daracık bir sokağa dönüştüğü cihetle adını taşıdığı Muallim Naci Caddesi günün her saati tıkalıdır, hani Şifa Yurdu durağından Çırağan durağına kadar otobüsten inip yürürseniz otobüsten önce varabilirsiniz, ancak son zamanlarda tıkanıklığın boyutu Beşiktaş'ı buldu çünkü Midyeci Ahmet adlı bir dükkâna gelen zengin piçlerinin arabalarını park edince zaten daracık olan Çırağan Caddesi bu araba kalabalığını kaldıramıyor.
Beşiktaş'tan sonrası ise yukarıda 62 numarada anlattığım gibi işlerdi.
Hattın gelişimine bakarsak 1990 yılında Beşiktaş'a kısaltıldı, 1993 gibi 22B yine Beşiktaş'a kadar çalışırken 22RE türevi eklenerek Eminönü'ye geri getirildi, Çağdaş Tramvay Kabataş'a geldiğinde önce Kabataş'a kısaltıldı, ancak birkaç hafta sonra 22B iptâl edilerek 22RE hattı Reşit Paşa tarafı yakın zamanlarda kurulan Fatih Sultan Mehmet Mahâllesi'ye uzatıldı, Kabataş veya Eminönü tarafı Beşiktaş iskelesine kısaltıldı.
Hattan geriye kalan 22B numrası ise Bebek - Kabataş hattına tahsis edildi ama günümüzün 22B hattı sadece hafta sonları çalışıyor.


Renksiz resimlerdeki renkler nedense bana daha bir değişik görünür gözüme, ne de olsa resimlerimiz renksizken hayatlarımız daha renkliydi sanki.
Gördüğünüz görsel yine Eminönü son duraklarından Boğaz tarafına giden otobüslerin hareket ettikleri bölge, ancak resm-i şerifin üzerinde hiçbir otobüsün hangi hatta sefer yaptığına dair bir ibare bulunmamakta ne yazık ki.
Görünüşe göre İkarusların ilk geldikleri dönemler olmalı çünkü hepsi henüz plâkalarını almamışlar ve henüz reklâm da yok, çünkü İett yönetmeliklerine göre hiçbir otobüs trafikte ilk yılını doldurmadan reklâm yapıştırmaz.


Bugün işbu güneşli havada Eminönü'ye tıkıldı kaldı ben ama yapacak bir şey yok çünkü resm-i şerifler nedense hep aynı yerlerde çekilmiş olduğundan kımıldayamıyor ben.
Arkada kocaman Süleymâniye Cami-i Şerifi resm-i şerifimize kol kanat germiş ki ta Kanûni Sultan Süleymân zamanından beridir bulunmakta ve mimarı olan Mimar Sinan'ın bütün İstanbul'u ölçtüğünde İstanbul'un en orta noktası caminin olduğu alana denk geliyormuş o zamanki ölçeğe göre.
İkaruslarımıza gelirsek en belirgin olanı 1648 filo kodlu olan 81 (Yeşilköy - Eminönü) hattındaki körüklü ve yanında filo kodu pek okunamayan 30 (Ortaköy - Aksaray) hattındaki diğer körüklü, üstelik her ikisi de Akbank'ın reklâmını taşıyor.
Akbank'taki AK'nin Adana'daki Kayserililer anlamına geldiğini biliyor muydunuz?
Rahmetli yüce insan Sakıp Ağa (Sabancı) güzel ülkemizin her iki vilâyetini güzel bir espiriyle buluşturmuş zamanında.
Ancak geçen zaman sonunda Sakıp Ağa rahmetli olduktan sonra bankanın adap-ı muhaşereti sıfırlandı, bankanın yönetimi çoluk çocuğun eline kaldı, çoluk çocuk da görgüden bihaber.
Eskiden sırf gırgırına başvurduğum kredi kartıma reddettiklerini bizzat mektupla haber verecek kadar müşterisine saygılıydı, şimdi ise herhangi bir başvuruyu onbin sefer telefon açmadan sonuçlandıramıyoruz bile ama bu konu çok derin mevzu olduğu için kapatalım ve İkaruslarımıza dönelim.
Bunlardan orta şeritteki 81 numara Yeşilköy'den çıkar, bir okulu bile olmayan ama nedense ayrı bir mahâlle olarak kaydedilen Yeşilyurt'un içine girer, Hava Harp Okulu'nun önünden Rauf Orbay Caddesi'ne çıkar, 1986'ya kadar doğrudan Bakırköy sahiline, 1986'dan sonra ise içine girdiği Ataköy Beşinci Kısım - şimdi adı konan Ömer Duruk Cami-i Şerifi - Ataköy İkinci Kısım son durağını ve çıktıktan sonra 1988 yılından sonra gelen Galleria Alışveriş Merkezi önünde durur, Bakırköy sahilinde Cevizlik durağına gelir, sonra Yeni Mahâlle sahilindeki Sakız Ağacı durağını görür, zamanında önemli bir üretim fabrikası olan Sümerbank durağı Zeytinburnu içerisinde Sümer Mahâllesini kurmuştur, sonra Zeytinburnu durağında en önemli tesisler olarak Boğaziçi Elektrik'in yazıhânesi ve Halkalı - İstanbul Banliyö hattının elektriğinin sağlandığı Veli Efendi Trafo merkezi ve tabi ki Altılı Genyan oynayan herkesin ezbere bildiği Veli Efendi Hipodromu vardır, hani Atla Gel Şaban filminde oylum oylum oyulan ve cevizine Saffet konulan Oymapınar'ın aslında kazandığı ama film icabı ikinci getirildiği sahnenin yaşandığı yer.
Eğer müşterek bahis harici koşan at yarışı fiilen kazanırsa ikinci gelen ve müşterek bahis dâhilinde koşan at birinci gelmiş sayılır.
Zeytinburnu'dan sonra sahilde Et Balık Kurumu durağı vardı ama Et Balık Kurumu satıldıktan ve araziyi boşalttıktan sonra durağın adı Marmara Denizi olarak değiştirildi. Genelde yolcu alışverişi olmazdı, bilmeyenler de genellikle otobüsü boş yere durdurduğu çok olmuştur, geçtiğimiz yıl bu durak da kaldırıldı.
Sırada gelen Beş Kardeşler durağı ise Zeytinburnu istasyonuna en yakın olan duraktır, ancak hâlk burayı Kazlıçeşme ile karıştırmaktadır. Yine de Kenedi Caddesi boyunca Kazlıçeşme Deri Fabrikaları civarında veya önünde hiçbir zaman durak olmamıştır, işçiler ve ilgililer her zaman Devletimin Elektrikli Banliyö Trenleriyle gider gelirlerdi.
Hattımızın güzergâhı bundan sonra Yedikule Sahildeki surlarla birlikte Havagazı ve İmrahor duraklarından sonra nedense Genç Osman adı verilen ama tren istasyonunun adı Koca Mustafa Paşa olan mıntakaya gelir, sonrası birkaç yıl önce Cerrah Paşa Hastahanesiyle birleşen İstanbul Sosyâl Sigorta Hastahanesi durağı ve pek indi bindisi olmayan Etyemez durağından sonra önce İski'nin merkez binası bulunan Davut Paşa ve nihâyetinde Yenikapu'ya gelir.
Eğer 1988 ilâ 1990 arasındaysak Yenikapu'dan içeriye Aksaray'a girer 87 numarada bahsettiğim yerlerden Unkapanı'ya kadar olan bölümü izleyerek Eminönü'ye gelirdik, dönüşte de Sarayburnu ve Kumkapı yoluyla Yenikapu'ya gelir devam ederdi. Yine de bu zaman zarfı haricinde hem gidişte hem de dönüşte Kumkapu Balık Hali - Kumkapu - Çatladıkapu - Akbıyık - Ahırkapu Feneri - Sarayburnu - biraz yürümeyle de olsa İstanbul Garı yoluyla Eminönü'ye gelirdi.
Ne yazık ki 81 hattımız 10 Kasım 2020 günü tarihin tozlu sergenlerindeki yerini aldı, günümüzde bahsettiğim güzergâhta BN1 hattı işliyor ama BN1 hattı Ataköy ve Yeşilköy'e girmeden Halkalı Merkeze gidiyor.


Yine her tarafı iyicenem yamulmuş olan 1915 filo kodlu solomuzun işlemekte olduğu hat okunamayacak şekilde kâlitesi düşürülmüş vaziyette karşıma çıktı, ancak emin olduğum tek bir şey var ki otobüsün bulunduğu yerin Eminönü olduğu.
Kim bilir nerelerden gelip nerelere gitmiştir hayatı boyunca?


Sırada yine Eminönü'de dönüş seferinin saatini bekleyen 1903 filo kodlu olan solomuz var, zamanın 58A (Akatlar - Eminönü) arasında seferdeyken birilerinin kamerasına yakalanmış.
Akatlar semti Etiler tarafı ve Bebek sırtlarında bulunur, 1993 yılında Cadde-i Nispetiye'de Akmerkez adlı bir zamanlar Türkiye'nin en iyisi seçilen alışveriş merkezi açılmıştır. Ancak aradan geçen zaman zarfında önce İstinye Park sonra Zorlu açılınca Akmerkez bu ünvânını kaybetti.
58A ise Zeytinoğlu'dan çıkar, Akmerkez'in olduğu alana gelir, bir zamanlar Kemâl Sunal'ın da başrolde olduğu bir filmde adı "Yıldız E İ" olarak görülen Yıldız Koleji önünden Barbaros Hayrettin Paşa Bulvarına girer, Balmumcu'dan sonra yukarıda 62 numarayı anlatırken bahsettiğimiz yerlerden geçerek Eminönü'ye gelirdi.
Yeri değil ama bir de 59A vardı, Zincirlikuyu'dan sonra Büyükdere Caddesi yolundan Gayrettepe - Mecidiyeköy - Şişla Cami-i Şerifi, Halaskâr Gazi Caddesi yoluyla Şişla Etfâl - Osmanbey - Harbiye, Cümhûriyet Caddesi yoluyla Harbiye - Elmadağ - Taksim, Tarlabaşı Caddesi yoluyla Tepebaşı, Refik Saydam Caddesi yoluyla Şişhâne, Atatürk Köprüsü yoluyla Unkapanı, Ragıp Gümüşpala Caddesi yoluyla Eminönü'ye gelirdi.
Etiler ve çevresindeki son durakların tamamında 58 numaralar Beşiktaş yolundan Eminönü'ye, 59 numaralar ise Mecidiyeköy ve Taksim yolundan Eminönü'ye gelirlerdi, ancak 59UÇ olan Unkapanı'dan sonra Yenikapı'ya giderdi.
1990'da bu hatlardan 58 numaralar Beşiktaş'a, 59 numaralar Taksim'e kısaltıldılar.
Ancak o zamanlardan kalan 559C numaralı Rumeli Hisar Üstü - Taksim hattı günümüzde hâlâ o günlerin anısına işlemeğe devam ediyor.


Gelelim biz İstanbul'un içine, burada da Akbank reklâmlı 1612 filo kodlu körüklümüz zamanın 84 (Topkapı - Eminönü) hattında Gülhâne durağında seferdeyken çekilmiş.
Ancak bağzı kendini ve yaşadıkları Şehr-İstanbul'u bilmeyenler bu resmi Şişla olarak da Facebok'ta paylaşmışlar:


Bir de ısrarla yaptıkları yanlışı savunmuyorlar mı inanın gıcık oluyor ben.
Hadi yanlış yazarsın, ama bunca insan hele de üstadlar bir konuda birini usûlünce ikaz ederse yazıyı düzeltebilirsin. Hatasızlık biz kullara değil Allah-u Te'âlâ'ya mahsus bir konu, hem üstelik "Kul günah işler Tanrı bağışlar" diye de bir söz vardır.
Biz bunu bir kenara bırakalım ve 84 numaramıza geri dönelim.
Topkapı ama gerçek Topkapı'dan çıkar, önce İett garajının olduğu Pazartekke durağına gelir, adı birkaç yıl önce Turgut Özal Bulvarı olarak değişen Millet Caddesi yolundan İstanbul Tıp Fakültesinin olduğu Şehremeni, aynı fakültenin diğer binasının ve kocaman bir öğretmen okulunun olduğu Çapa, İstanbul'un önemli bir meydanı olan Fındıkzade, Haseki Sultan'ın kurduğu Haseki Hastahanesi, bir zamanların paşalarından Yusuf Paşa duraklarında durduktan sonra 1973 yılında eklenen Aksaray üst geçidini aşar, Ordu Caddesi'ne girerek günümüzde Sovyetler Birliği'nden önemli bir bavul ticareti yapılan Lâléli semtinde ve biraz daha yukarıda bir dönem adı Hürriyet Meydanı olarak değişen ve İett'nin tarihi boyunca Bayazıd, Bayazıt, Beyazıt, Bayezid, Bayezit olarak çeşitli dönemlerde kullanılan ama doğrusunun Bayazıd olduğu meydana gelir, sonra Çarşıkapı'nın olduğu Kapalıçarşı durağından sonra Yeniçeriler Caddesi yoluyla Çemberlitaş Meydanı, Divan Yolu boyunca Sultan Ahmet, Alemdar Caddesi yoluyla Gülhâne Parkı, Muradiye Caddesi yoluyla Sirkeci ve nihâyetinde de Ankara Caddesi yolundan Eminönü'ye gelirdi.
Bahsettiğim güzergâh Topkapı kapının dibi dışında 1992 yılında önce Aksaray ile Sirkeci arası, yılın sonunda da Topkapı ile Sirkeci arası Çağdaş Tramvay olarak yeniden yapılmış, Bayazıd ile Sultan Ahmet arası sözde araç trafiğine kapatılmıştır ancak fiiliyatta araçlar geçebilmeğe devam etmektedir.
Bizim 84 numara ise Çağdaş Tramvay yapılınca Aksaray'dan sonra Unkapanı yolunu takip etmiş, Bayazıd tarafına da 84B hattı ihdas edilmiştir, ancak Çağdaş Tramvay oturunca 84 ve 84B hatları tarihin tozlu sergenlerindeki yerini almışlardır.


Ben işbu yazımı Sultan Ahmet'te bir misafirimizin kamerasına yakalanan 2201 filo kodlu Yapı Kredi Bankası reklâmlı 93 (Yeşiltepe - Eminönü) hattında seferde olan bir soloyla kapatmak istiyorum.
Hani size yukarıda İstanbul'un yeni yedi tepelerinden bahsetmiştim ya, işte orada geçen Yeşiltepe ahanda bu Yeşiltepe olmakta dermişim.
Bir zamanlar 93 numaraların türevleri Zeytinburnu içerisinde çeşitli yerlerde son durakları vardı, düz 93 numara Yeşiltepe'den çıkar, Adliye'ye kestirmeden gelir, Şaban Ağa'yı biraz dolanarak Belgrad Kapı'dan Topkapı'ya gelir, sonrası 84 numara gibi Eminönü'ye gelirdi.
1990'da tüm 93 numaralar Zeytinburnu'daki Elektrik Santrali'nin önüne, daha sonraki yılllarda da Merter tarafında bulunan Zeytinburnu Metro istasyonunun oraya getirildi.
Çağdaş Tramvay da yapılınca 93A hattı kaldırıldı, çünkü Çağdaş Tramvayın yolu 93A ile neredeyse aynı yoldur.
93B ise 1988 gibi önce seferleri azaltıldı, sonra da sessiz sedasız kaldırıldı, güzergâhı ise güzergâhı ise Şaban Ağa'dan sonra Kazlıçeşme yolundan sur dibine gelmesiydi, üstelik tarihte ilk ihdas edilen Zeytinburnu otobüsüydü, tabi numarası farklı olmalı.


Ahanda bu da günün sürprüzü, size hem biraz İstanbul'un o eşsiz güzelliklerinden bahsettim hem de biraz eski günlerimizi andık.
İkaruslar sadece İstanbul'a değil ilk nesillerinden 50 körüklü ve 35 solo Ankara Elektrik Gaz Otobüs idaresine, 50 solo da Adana Belediyesine gönderilmiştir.
İşbu resm-i şerifimizde Ankara'nın İett'si olan Ego'da 80-012 filo kodlu solomuz görülmekte, eğer zamanın bakanlar kurulu İett'nin aldığı bu otobüslerden kesintiye gitmeseydi bu otobüs de İstanbul'da vazife yapacak ve kim bilir hangi filo kodunu alacaktı?
Ancak tüm bunlara rağmen İett de ilk nesil İkarusları emekli ettikten sonra yeni aldığı İkaruslara da 91-101'den başlayarak yeni filo kodları vermişti, mevcut otobüslerin de filo kodlarını değiştirmişti.

20 Kasım 2017

İkarus Sergisi

Artık hayatlarımızda yoklar ama anıları kaldı.
İett'nin İett olduğu günden beri sahip olduğu en güzel otobüs olan ve benim de hayatımda zaman zaman gezdiren İkarus otobüslerimizi anmak istedi ben bugün.
İlk olarak İnstegram'dan yeni bulduğum ve şimdiye dek herhangi bir yerde paylaşılmamış olan 1731 filo kodlu İkarus Kadıköy'e doğru giderken.


İett'nin İkarus macerası 1978 yılında zamanın büyükşehir olmayan İstanbul Belediyesi başkanı sayın Aytekin Kotil'in bu resmiyle başladı.


O yıllarda ekonomi günümüzdeki gibi tıkırında değildi. Bu tıkırında olmayan ekomoni sayesinde otobüsler de nasiplerini almış, bir çokları yedek parça sıkıntısı yüzünden garajda beklemekteydi.
İşte bu sıkışık dönemde İkarus'lar imdadımıza yetişmişlerdi.


Bu yazımda sizlere ilk nesil olanlardan bahsedeceğim. Bu resmimizde 1990 filo kodlu solo İkarus 22C (Bebek - Eminönü) hattında.
Aslında ta Özgün Tramvay zamanından beri var olan hattımız Ansaldo San Giorgio markalı Troleybüslerimiz geldiği dönemler 22C numarasını almışlardı.
Güzergâhı ise Bebek Meydan'dan başlar, Sahil yoluyla Çamlıbahçe - Arnavutköy - Kolej - Kuruçeşme'ye, Muallim Naci Caddesi yoluyla Kömür Tevzi - Şifa Yurdu - Ortaköy - Kabataş Lisesi - Galatasaray Okulu (Şimdi artık üniversite) - Çırağan'a, Çırağan Caddesi yoluyla Beşiktaş ve Akaretler'e, Dolmabahçe Caddesi yoluyla Dolmabahçe'ye, Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Kabataş - Fındıklı - Salı Pazarı - Tophane'ye, Kemeraltı Caddesi yoluyla Karayköy'e, eğer dönem 1987 ilâ 1989 arası ise Tershâne Caddesi yoluyla Perşembe Pazarı - Azapkapı'ya, Atatürk Köprüsü yoluyla Unkapanı'ya, Ragıp Gümüşpala Caddesi yoluyla Hal ve Eminönü'ye gelir, dönüşünde de Galata Köprüsü yoluyla Karayköy'e, Karayköy Rıhtım Caddesi yoluyla Tophane'ye ve diğer duraklarından geçerek Bebek'e kadar geri dönerdi.


Bu resmimizde 2037 filo kodlu solomuz Bayazıd'da.


Bu resmimizde 2132 filo kodlu solomuz İstinye'de Sarıyer yönüne seferde.


Bu resimde 1959 filo kodlu solomuz 22B (Reşitpaşa - Eminönü) hattında Eminönü'de sefer saatini beklerken.
Reşitpaşa hattının otobüsü de Kanlıkavak'tan çıkar, Reşitpaşa'ya uğrar, şimdi Borsa olan duraktan sağa dönerek o zamanki adı İstinye Bayırı şimdiki adı Katar Caddesi yoluyla Tokmak Burnu'ya iner, tekrar sağa dönerek Emirgân - Çınaraltı - Boyacıköy - Balta Limanı - Balta Limanı Hastahane - Necip Bey Bağı - Rumeli Hisarı - Aşiyân - Boğaziçi Üniversitesi Güney Kapısı'ya, Cevdet Paşa Caddesi yoluyla Küçük Bebek ve Bebek'e gelip Bebek'ten sonra 22C ile aynı yoldan Eminönü'ye gelirdi.
Gerek 22B zamanı gerekse sonradan 22RE zamanı Reşitpaşa hattında hiçbir zaman körüklü çalışmadı.
Bindokuzyüzdoksan yılında İett otobüslerinin verimliliğinin arttırılması kapsamında Beşiktaş'a kısaltıldı, iki yıl sonra 22RE olarak Eminönü'ye uzatıldı, Çağdaş Tramvay Kabataş'a gelince Kabataş'a kısaltıldı, şimdi ise yine Beşiktaş'a kadar kısalmış vaziyette.


Bu resimde artık ilk neslin son zamanları gelmiş olan 2197 filo kodlu solomuz 29C (Tarabyaüstü - Beşiktaş) hattında, Beşiktaş'taki son durağına giderken.
Eskiden son durağı Eminönü'ye kadardı, güzergâhı da Tarabya Üstü'den çıkar, Hacı Osman Metro'ya gelir, devamında Büyükdere Caddesi yoluyla Fatih Ormanı - Derbent Mahâllesi - Fevziye Mektepleri - Maslak - Ayazağa Yolu - Seyrantepe Yolu - Levend Dördüncü Kısım - Fabrikalar - Levend Birinci Kısım - Zincirlikuyu'ya, Barbaros Bulvarı yoluyla o zamanlar Köprülü Kavşak günümüzde Zincirlikuyu Metrobüs - Balmumcu - Darphâne - Ertuğrul Sitesi - Yıldız Teknik Üniversitesi - Barbaros - Beşiktaş'a iner, Dolmabahçe Caddesi yoluyla Dolmabahçe'ye, Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Kabataş - Fındıklı - Salı Pazarı - Tophane'ye, Kemeraltı Caddesi yoluyla Karayköy'e, eğer dönem 1987 ilâ 1989 arası ise Tershâne Caddesi yoluyla Perşembe Pazarı - Azapkapı'ya, Atatürk Köprüsü yoluyla Unkapanı'ya, Ragıp Gümüşpala Caddesi yoluyla Hal ve Eminönü'ye gelir, dönüşünde de Galata Köprüsü yoluyla Karayköy'e, Karayköy Rıhtım Caddesi yoluyla Tophane'ye ve diğer duraklarından geçerek Tarabya Üstü'ye geri dönerdi.
Bindokuzyüzdoksan yılında İett otobüslerinin verimliliğinin arttırılması kapsamında Beşiktaş'a kısaltıldı, iki yıl sonra tekrar Eminönü'ye uzatıldı, Çağdaş Tramvay Kabataş'a gelince Kabataş'a kısaltıldı.


Bu resimde 2129 filo kodlu solomuz ilk zamanlarda o zamanın F (Florya - Taksim) hattında Çobançeşme'den geçerken.
F hattı aslında İett'nin kemikleşmesi gereken hatlarındandır. Bindokuzyüzellili yıllarda 94 ve 95 numara olarak ihdas edilen ve güzergâhları karmaşık olan hatlar Bindokuzyüzellisekiz yılında iptâl edilerek ve birleşerek F numarasını aldı, uzun zaman bu şekilde işledi.
Florya'dan çıkar, Florya Caddesi yoluyla Şenlikköy'e, Beşyol kavşağından E-5'e gelir, Safraköy - Çobançeşme - Yenibosna - Şirinevler - İncirli - Ömür - Kocatepe - Tınaztepe - Nakliyeciler Sitesi - Cevizlibağ'a, Londra Asfaltı tabir ettiğimiz yoldan Karayolları - Pazartekke'ye, Millet Caddesi yoluyla Şehremeni - Çapa - Fındıkzade - Haseki - Yusufpaşa - Aksaray'a, Atatürk Bulvarı yoluyla İstanbul Belediyesi - Müze - Unkapanı'ya, Atatürk Köprüsü yoluyla Azapkapu'ya, Yolcuzade İskender Caddesi'ni tırmanarak Şişhâne'ye ve Altıncı Daire-i Belediyye'ye, Meşutiyet Caddesi yoluyla Tepebaşı ve Galatasaray'a, İstiklâl Caddesi yoluyla Taksim Meydanı'na gelirdi.
Bindokuzyüzseksenaltı Rehberinde numarası F'den 73'e değiştirildi, Bindokuzyüzdoksan yılında İett otobüslerinin verimliliğinin arttırılması kapsamında Topkapı'ya kısaldı, birkaç ay sonra hattaki otobüslerden biri Aksaray'a uzatıldı, Bindokuzyüzdoksanbir Rehberinde ise hattın içinden bir otobüs Ekspres olarak Taksim'e devam ettirildi gün boyu.
Bindokuzyüzdoksaniki yılında 73T olarak Taksim'e geri döndü, Metrobüs sonrası Yenibosna Metro'ya kısaltıldı, bir zaman sonra Bakırköy'e uzadı ve numarası da 73B oldu.
Günümüzde ise bir adet otobüs 73F numarasıyla Florya - Harbiye arası çalışıyor.


Yine Eminönü'de beklemekte olan 1903 filo kodlu solomuz 58A (Akatlar - Eminönü) hattında.


Bu resimde 1673 filo kodlu körüklümüz Karayköy'de 25 (Sarıyer - Eminönü) hattında.
Ben ilk başta bunu solo sanmıştım çünkü resmin kâlitesi oldukça silik çıkmış, ancak filo kodu aralığından körüklü olduğu ortaya çıkmıştı.
Bu 25 numara da aslında İett'nin efsahanelerindendir, çok eskilerde var olan 40 numaraya takviye olarak ihdas edildi, güzergâhı da Sarıyer Son Duraktan çıkar, Mesar Burnu Caddesi yoluyla Sarıyer İskelesi önündeki durağa gelir, sahilden Kocataş - Beyaz Park - Piyasa - Büyükdere - Milli Eğitim Müdürlüğü - Çayırbaşı - Kefeliköy - Kireçburnu - Tabya Altı - Tarabya İskele - Tarabya - Banyo - Kâlender Orduevi - Sarıyer Adliyesi - Yeniköy - Sarıyer Askerlik Şubesi - Yalılar - İstinye İskele - İstinye - İstinye Tershânesi - Tokmak Burnu - Emirgân - Çınaraltı - Boyacıköy - Balta Limanı - Balta Limanı Hastahane - Necip Bey Bağı - Rumeli Hisarı - Aşiyân - Boğaziçi Üniversitesi Güney Kapısı'ya, Cevdet Paşa Caddesi yoluyla Küçük Bebek ve Bebek'e, Sahil yoluyla Çamlıbahçe - Arnavutköy - Kolej - Kuruçeşme'ye, Muallim Naci Caddesi yoluyla Kömür Tevzi - Şifa Yurdu - Ortaköy - Kabataş Lisesi - Galatasaray Okulu (Şimdi artık üniversite) - Çırağan'a, Çırağan Caddesi yoluyla Beşiktaş ve Akaretler'e, Dolmabahçe Caddesi yoluyla Dolmabahçe'ye, Meclis-i Mebusan Caddesi yoluyla Kabataş - Fındıklı - Salı Pazarı - Tophane'ye, Kemeraltı Caddesi yoluyla Karayköy'e, eğer dönem 1987 ilâ 1989 arası ise Tershâne Caddesi yoluyla Perşembe Pazarı - Azapkapı'ya, Atatürk Köprüsü yoluyla Unkapanı'ya, Ragıp Gümüşpala Caddesi yoluyla Hal ve Eminönü'ye gelir, dönüşünde de Galata Köprüsü yoluyla Karayköy'e, Karayköy Rıhtım Caddesi yoluyla Tophane'ye ve diğer duraklarından geçerek Sarıyer'e kadar geri dönerdi.
Bindokuzyüzdoksan yılında İett otobüslerinin verimliliğinin arttırılması kapsamında 25 numara Beşiktaş'a kısaltıldı ve 40 numara iptâl edildi, iki yıl sonra tekrar ama bu sefer 25E numarasıyla Eminönü'ye uzatıldı, Çağdaş Tramvay Kabataş'a gelince Kabataş'a kısaltıldı.
Günümüzde İoaş ve Öho çalışmakta.
Bu 25 numaranın bir de Ekspres olanı vardı, İett ilk zamanlarında mevcut güzergâh üzerinden ihdas etmişti, sadece Büyükdere - Çayırbaşı - Tarabya - Yeniköy - İstinye - Emirgân - Boyacıköy - Rumeli Hisar - Boğaziçi Üniversitesi - Bebek - Arnavutköy - Kolej - Ortaköy - Çırağan - Beşiktaş - Kabataş - Tophane ve Karayköy'de dururdu.
Ancak sahil yolunun darlığı ve sıkışıklığı yüzünden İett'ye yapılan itiazlar sonucu Ekspres olan 25 numara Çayırbaşı'dan sonra Hacı Osman - Maslak - Levend Dördüncü Kısım - Zincirlikuyu - Yıldız Teknik Üniversitesi duruşlarıyla Beşiktaş'a gelip kalan duraklarında durduruldu.
İşin tuhafı durakta Tünel'in de sefer saatleri yazılı, daha doğrusu ilk kalkış ve son varış saatleri.
Çünkü benim bildiğim Tünel ortalama olarak beş dakikada bir çalışır.


Bu resimde hattı okunamıyor ama 1700 filo kodlu mafsallımız Bozdoğan Kemeri'nin altından geçmiş Aksaray'a doğru gelirken.


Burada da 1687 filo kodlu mafsallımız Sarıyer'de 40 (Sarıyer - Taksim) hattında.
Ne yazık ki 40 numara artık sadece geceleri çalışan bir hat oldu, ama Sarıyer tarafı Rumeli Fener'e uzatılmış vaziyette.


Bu resimde filo kodu ve hattı okunamayan mafsallımız Aksaray Meydanı'nda ve arkasında Pertevniyâl Vâlide Sultan Cami-i Şerifi bütün heybetiyle kol kanat germiş.


Bir öncekiyle aynı otobüs mü bilmiyorum ama 1612 filo kodlu mafsallımız Gülhâne Parkı durağında 84 (Topkapu - Eminönü) hattında.
Bir başka zaman başka efsahane otobüs resimlerimizle birlikte başka yazılarımızla buluşmak üzere sevgili okuyucularım.
Bu resimlerin ilki dışındaki hepsi Wow Turkey'den alıntılanmıştır.

13 Kasım 2014

İkarus : Bir İstanbul Klâsiği

Hayatta bazı nesne-i şerifler mevcuddur, lâkin bazı zamanlar zarfında gereken önemlerinin haklarını ve itibarlarını koruyamadığımız ama zamanı geçip de kendileri namevcud olduklarında değerlerini anladığımız.
Onlarla çok yakınızdır aslında ama önemsemeyiz çoğu zaman. Haksız da sayılmayız, çünkü telefon ve bilgisayar çağında yaşıyoruz, artık herkesin telefonu var ve herkes de maşallah sabahlara kadar What's Up'ta sürekli onlin, yani çevrimiçi.


Bunların olmadığı bir dünyada yaşamasını şimdiki nesil hayal bile edemez kesin.
Ama bunların haricinde bazı başka şeyler de var, adları defter kâlem sandalye masa metro ve otobüs gibi.
Bu yazımızın konusu ise otobüs, ama bahsedeceğimiz otobüs bir Türkiye ve İstanbul gerçeği olan İkarus.


Size öncelikle genel açıdan bahsedeyim.
Her ne kadar herkes bu araçları kötülüyor da olsa özellikle 1979 yılına kadar yaşanmış olan ulaşımdaki sıkıntı yüzünden İstanbul (o zaman Büyükşehir değildi) Belediye Reisi Aytekin Kotil zamanında Macaristan'ın İkarus firmasından 390 adet solo, 160 adet de körüklü otobüs satın alınmasına karar verildi.
Ama bu otobüslerin 50 körüklü ve 35 solosunun Ankara Elektrik Gaz Otobüs İdaresi'ne, 50 solonun da Adana Belediyesi'ne zamanın bakanlar kurulu kararı yüzünden gönderildi.
Bir yıl sonra da körüklü ve dört kapılı modellerinden 80 adet daha alınmasına ve açığın bu yolla kapatılmasına karar verildi.


İlk olarak 8 Ekim 1979 günü 30 adet körüklü geldi İstanbul'a.
Hemen 1600 - 1629 arasında numaralandırılıp servise verildiler.
O günden sonra da İkarus maceralarımız başlamıştı.


O zamanlar yeni alınan bu körüklü araçlar uzun oldukları kadar İett'nin toplu alımla sahip olduğu ilk üç kapılı araçlardı. Ön vagonda iki, arka vagonun arkasında da bir kapısı vardı. Altı ay içinde bu 110 adet körüklüler filoya dahil edilip 1600 - 1709 arası numaralandırıldılar.


Daha sonra bakanlar kurulu bir jest yapıp aldığı otobüslerin yerine 80 adet yenilerini körüklü olarak iade etti, bunlar da 1980 yılının sonlarında dört kapılı olarak filoya katıldılar ve 1710 - 1789 arasında numaralandırıldılar.
Sonradan bu dört kapılılar Anadolu Yakasına bağlandılar.


Sololar ise 1901 - 2205 arasında numaralandırıldılar.
Bu gelen İkarus 260 Solo ve 280 Körüklü otobüslerin tamamı günümüzde Cevahir Alış Veriş Merkezinin bulunduğu alan olan Şişli ve Levend Dördüncü Kısımın arkasındaki arazide bulunan Levend Garajlarına bağlıydılar. Anadolu Yakasında da çalışan körüklüler her sabah ve akşamları Boğaziçi Köprüsünü geçerdi.
Daha sonraları 2101 - 2205 arasındakiler Anadolu Yakasına aktarıldılar.


Bu otobüslerin ön kapılarında da "Duracak" düğmesi vardı ve üstelik de çalışırdı. Bazı yolcular inmek için bu düğmeye de basarlardı. Tabi şoför de sürekli basan yolcuları azarlardı.
"Basmasana kardeşim o düğmeye, ön kapıdan inilmez, orta kapıya ilerle."
Yolcular da buna cevap verirlerdi:
"Madem inilmiyor ne bok yemeye koydunuz bu düğmeyi buraya?"
Bir zaman sonra ön kapılardaki bu düğmeler kabloları sökülerek iptâl edildiler.


Körüklüler sololardan önce geldiler ve ilk olarak 34 (Beşiktaş - Edirnekapı) hattında çalışmaya başladılar.
Herkes de yeni oldukları için körüklüye binmek isterdi. Genelde en arkada durulur ve dönemeçlerden dönerken arka koltuktan ön dış cephesine bakılırdı şoförü görmek için.
Ayrıca kapalı körük kısmında bulunan yarımay gibi metâllere oturup da seyahât etmek de vardı modada.
Özellikle keskin dönemeçlerde bir tarafın olabildiğince açılması ve diğer tarafın da sıkışması seyretmek çok ilginç gelmişti.
İlk acemi yolcular körüklülerin olağanüstü manevra yeteneklerini pek özümseyemediklerinden orta bağlantı yerlerindeki yuvarlağın üzerinde giderlerken sağa sola savrulurlar veya birbirlerinin üzerlerine kapaklanırlardı.


Körüklülerin geldikleri ilk yıllarda İett şoförlerinin kalabalıkta otobüsün ön tarafında yığılıp kalan ve ta o zamanlardan günümüze kadar gelen alışkanlık olan arkaya ilerlemeyen yolculara hitaben yarı alaylı olarak söylediği "Beyler bu otobüsün arka vagonu da -Ortaköy'e- gider, lütfen arkalara doğru ilerleyelim" sözü en güzel buluştu, bu lâfı hangi şoför bulduysa helâl olsun.


İşin en ilginç tarafı da o güne kadar körüklü otobüs görmemiş saf yolcuların yakınlarının kandırmaları yüzünden son durağa gelip indiklerinde otobüsü uzun uzun seyrettikleri olurdu.
Hani araç körüklü ya, bakalım son durakta boşalınca otobüs körük kısmından çekip kısalacak mı?


Ama bir gerçek vardı ki bu araçlar biraz çürüktü, sürekli yollarda arıza yaparlardı ne yazık ki =(((
Ben bile çocukken Sarıyer'e giderken zaten otobüs çok seyrek gelirdi Eminönü'ye ve yolda hep arıza yapardı.
İşin tuhafı arıza yapan otobüs de sürekli aynı otobüs olurdu, 1615 numaralı. Tesadüf mü?