Bu Blogda Ara

Sayfalar

29 Eylül 2016

Lüksün Zirvesi

Artık parayı bastıran ve kendisine her gün bir dolar daha kazandıran elemanları olan ustalar çok değil bir yıl sonra Amerika'da bulunan Crystal (Kristâl) Havayollarının en lüks uçaklarıyla seyahât edebilecekler.
Çünkü Kristâl Havayolları önümüzdeki yıl dünyanın en lüks yolcu uçaklarını sefere koyacakmış.


Bu uçakta neler yok neler?
Dış görünüşü sıradan bir Boeing 777-200LR olan ve norminâl şeraitte 300 yolcu kapasiteli uçak içine yerleştirilen ve resimlerini gördüğünüz ekıstıralarla 84 kişi kapasiteye düşecek.
Üstelik bir sürprüz daha var, uçaktaki her yolcunun bir kâhyası olacak-mış.


Ben biraz tarif edeyim, Michelin'den yıldız almış lokanta, süper lüks banyo, güzel bir bar, bir sürü de dev ekran televizyonlar bulunacakmış.


Yolcular da aldıkları uçuş paketlerine göre aynı biletle 14 21 veya 28 gün boyunca bu uçaklara istedikleri kadar binebileceklermiş.


Böyle güzel ve rahat bir uçakta yolculuk yapmayı ve uçarken uyuyup sabah uyanmayı kim istemez?


Gazete açıklamış, 14 günlük pakedin ücreti ise sıkı durun, 150.000 Türk Lirası.


Sizi bilmem ama ben böyle bir banyoyu ilk defa görüyorum.
Uçmak isteyene hayır demem ama bence israfın daniskası, bunlar Birleşik Arap Emirlikleri'nden mi esinlenmişler nedir?

Vizesiz Avrupa Birliği İçin Yedi Şart

Bizim şu elli yıldır üye olmak için neredeyse kapısında yattığımız Avrupa Birliği gerçek anlamda bir âlém. Mart'ta bizim önümüze vizesizlik için yetmişiki adet şart koşmuştu.
Dün aldığımız bir habere göre birliğin istediği şartlardan altmışbeşini yerine getirmişiz, kalmış yedi şart.


İşte kalan şartları:
1. Avrupa Birliği standartlarında biyometrik pasaport
2. Yolsuzlukla mücâdéle
3. Kişisel verilerin korunması
4. Avrupa Birliği Polis Teşkilâtı ile harékât işbirliği anlaşması
5. Suç bağlantılı konularda işbirliği
6. Sığınmacıların geri alınması
7. Térörle mücâdéle yasasında düzenleme.


Bunların ilk altı tanesinde sorunumuz yok, bir gecede bile düzeltebiliriz.
Ama bir zahmet Avrupa Birliği bizim térörle mücâdéle yasamıza karışmasa daha iyi olacak. Ya da yetmişbir şartı yerine getirmişiz, biraz kanaat notumuza baksın.
Okullarda bile bazen kanaat notuyla sınıf geçiliyor yani, biraz el-insaf please.


Darısı işte bu vizeye.

28 Eylül 2016

Selfiye Çek Mutlu Ol

Resim çekmek güzel bir hadise-i şeriftir.
Hele kendi resmini çekebilmek çok daha muhteşemdir.

Amerikalılar durmamışlar bizim gibi, Kaliforniya Üniversitesinde bir araştırma yapmışlar, kendi resmini çekmenin yani kısaca ve yeni tabirle selfiyenin kişiyi mutlu ettiğini çıkartmışlar ortaya.
Araştırmayı yayınlayan uzamanlar "Kişi iddialı selfiye çektiğinde kendi nefsini tatmin edip mutlu oluyor" demişlerdir.

Ne dersiniz?
Demek ki mutlu olabilmek için bol bol kendi resmimizi çekmemiz gerekiyormuş.
Ama resmi çekildikten on saniyecik sonra içimizi bir hüzün kaplamaz mı?
Çünkü resmin kameraya kaydedildiği o sihirli an bir daha yaşanmayacak olduğu için.

Masanızdaki Tehlike

Hepimiz çay kahve gibi içecekleri tüketmeyi çok severiz. Özellikle de işyerlerimizde, sabahları hafif bir kaçamak kahvaltı yaparken içtiğimiz çayın lezzeti eğer çaycımız güzel çay yapıyorsa çok güzeldir.

Lâkin her şey güllük gülistanlık değilmiş işte.
Nasıl yemeklerimizi sofrada fazla bekletmememiz gerektiği gibi içeceklerimizi de fazlama bekletmememiz gerekirmiş.
Çünkü birileri yine durmamış araştırmış, işyerlerinde masada uzun zaman bekletilen fincanlar evdekilere göre yüzde yirmi daha fazla bakteriye maruz kaldıklarını ortaya çıkartmış.

Aynı uzman basın açıklamasında aynen şöyle demiş:
"Uzun süre masanızda bekleyen kahve veya çayı içmeyin. Grip gibi hastalıkların temel nedeni çevreden bu fincanlara bulaşan mikrop ve bakteriler."

Üstelik bir şey daha eklemem lâzım ki bu sıcak içecekler bekletilirlerse soğurlar ve hiçbir faydası kalmaz.
Aynı şeyleri bize büyüklerimiz de söylerlerdi sanki.
Zaten sonbahar geldi, hava iyiden iyiye serinlemeye başladı, geçen yılki gibi değil bu yıl.
Aman canlar, siz siz olun gribe falan yakalanmayın sakın.