Bu Blogda Ara

17 Kasım 2012

Sabah

Bir Cumartesi Sabahı ... Aslında bu sabah biraz yatmak istememde hiç bir şey yok, olumsuzluk da yok ama malesef işe de gitmek zorundayım, istemeye istemeye olsa dahi =(((


Emin olun her sabah ben böyle kalkıyorum, bu karikatürü belki ben çizmedim ama benim durumumu o kadar iyi anlatıyor ki sizlerle paylaşmadan duramayacağım.
Mutlu Hafta Sonlar hepinize

16 Kasım 2012

Hillier Gölü

Bu akşam Facebok'ta gezerken gördüm bu doğa harikasını ...
Aslında İsviçreli bilim adamlarına iyi iş çıktı. Çünkü resimden dikkat ettiyseniz gölün suyu pembe.


Hillier Gölü
Burası Land Down Under. Ya da günümüz dilimizdeki yazılışıyla Avustralya.
Tuhaflıkların ve ilginçliklerin bolca bulunduğu dünyanın en büyük adası.


Yerli halk, ya da Aborjinler
Her zaman hayranlık duyduğum memleketi şimdilik uzun uzun anlatamam belki ama çıktıkça paylaşacağımdan emin olabilirsiniz ...


Yine sevgili Kylie Ann Minogue, kendisi Avustralya'nın simgelerinden olur küçük dev kadın. Bu resimde Prens Charles'ten şövalyelik ünvanı almakta.
Evet, Kylie'cimin hayranıyım ama bu ünvanı ne zaman aldığını hatırlamıyorum.
Şimdilik sizlerle Autralia'yı Australia yapan bazı simgelerinden paylaşıyorum.


Melbourne
İşte böyle sevgililer, buralar böyle bir güzel yerler.


Sidney
Oniki yıl önce Olimpiyatların yapıldığı yer de burası.
Kısa bir Avustralya Turu, umarım beğenmişsinizdir.

Yaşam Tarzı Hayatı Etkiler

Araştırmalar durmaz, bu kez Atlantik'in öte yakasından biraz önceki yazımı tamamlayabilecek bir araştırma sonucu geldi bana.


İnsanın yaşam tarzının bizzat kendisi ömrün uzun veya kısa olmasına doğrudan etki ettiği bir kez daha ortaya çıktı.


Araştıran bilim adamlarının bulduğu sonuçlara göre uzun yaşamanın sırrı iyi giden bir evlilik, yakın ve samimi arkadaşlıklar ve bir kedi ya da köpek sahibi olmak insanın ömrünü uzatıyormuş.


Kedi ve köpeklerin insana olan sadakatine gözlerimle tanığım ama diğer ikisi için şüpheliyim.


Ya siz ne dersiniz bu konuda?

Sadakat Hormonu

Günümüzde herkesin bildiği gerçeklerden bir tanesi de aşkın artık bulunmadığı ... Birlikteliklerin amacının sadece cinsel ilişki ile sınırlı tutulduğu ... Veya başka arkadaşlara gösteriş, hava atma, veya onları gaza getirme.


Bugün biriyle birlikte olan biri ertesi gün sevgilisini (!) sepetini koluna taktırıp sepetleyebiliyor. Netekim böylesi bir birlikteliğin sadakatle uzaktan yakından alâkası yok elbette. Çünkü günümüz erkeklerinin 95%'inin "Oxytocin"den haberi bile yok.


Onlar istedikleri kadar önlerine gelen kızlarla çıksınlar, orada daldan dala kondursunlar, mutlaka bir yerde çuvallayacaklar.


Efenim bu yazımın konusu Almanya'dan, araştırmışlar ve sadakat hormonunu bulmuşlar, hani kaybettiğimiz. Günümüz ilişkilerini ve birlikteliklerini gördükçe bu hormonun varlığı konusunda şüpheye düşmemek elde değil. Hatta size tuhaf da gelebilir ama bu hormonu genelde erkekler salgılıyor.


Çünkü mutlu bir ilişkisi olan erkekler çekici ve güzel başka kadınların yanındayken istemdışı olarak rahatsız ve gergin hissediyor ve ortamdan uzaklaşmak için her fırsatı kollamaya başlıyorlar.
Ben sormak istiyorum, günümüzde böyle düşünen erkek kaldı mı?

12 Kasım 2012

Kasımda Grip Başkadır

Son günlerde gerek Twitter'de, gerekse Facebok'ta Kasım'da Aşk'ın Başka olduğu sürekli yazıldı duruldu.
Kasımda başka olan aşk Aralıksız olarak devam ederse Ocak başında kendinizi kaybettiğinizde lıkır lıkır içerken bulabilirsiniz.


Fakat bu yazımda size Aşk'tan değil, Grip'ten bahsedeceğim.
Belki bilinen bir gerçek ama Kasım ayı Grip için oldukça tehlikeli bir dönem. Hatta belki de en tehlikelisi. Çünkü Yaz'dan yeni çıkıldığı ve Pastırma Yazı yaşandığı için, bir de havanın nasıl bir yol izleyeceğine bir türlü karar verememesi yüzünden insanlar mevsime göre giyinemiyorlar. Çok kalın giyerse terleyecek, az ince giyerse de üşüyecek. Bu durum da gribe yakalanmalarına neden oluyor.


Soğuk havayı görünce de hemen kapalı mekânlara kaçıyorlar. Bu sayede de gribin başkalarına da bulaşmasını sağlıyorlar, bilmeden veya istemeden.


Gripten korunmanın doğal yolu ise Limon'dan geçiyor. Günde bir adet Limon'un kabuğunu soyup elma, portakal veya mandalin gibi yemek, olmazsa suyunu içmek, veya bir çok yemeğin içinde bulunması sizi gripten korumaya yeter de artar bile.
Limonun dışında sıcak içecekler, çorba, kahve, ıhlamur, sıcak çikolata ve çay gibi, sofralarınızda mutlaka bulunsun.
Şunu da sakın unutmayın, Grip ilaçları da Limondan yapılır, çünkü Limon bir C Vitamini deposudur.