Bu Blogda Ara

19 Şubat 2022

Erenköylü Hızlı Tren Kedisi

Ben sanırım geçende de yazmıştım ki kediler özgür ruhlu yaratıklardır diye.
Bugünkü resm-i şerifte de temaşa eyleyeceğiniz gibi Sarı Çizgi veya İl Sınırı gibi kavramları bulunmamaktadır.
Kedilerin tek sınırları idrariktir, yani sınırlarını çişle çizerler.


Kedilerin hâlet-i ruhiyeleri ister Marmaray çevresinde olsun ister turnike girişi olsun her zaman aynıdır.
Karşılaştığınızda eğer Lisan-ı Münâsiple dilerseniz zat-ı âlinize poz da verebilirler.
Tıpkı bu akşam karşılaştığım Erenköy istasyonunun Marmaray Kedisi gibi.

Cemre Hava

Bugün dışarıda hava İlkbahar'dan borç alınmış gibiydi.
Kolay değil çünkü sevgili Cemre havaya düştü.
Bu arada bir Marmaray trenini bu kadar boş yakalamak o kadar kolay değildir.


Geçmiş yıllarda yaşanmış deneyimler bugünden sonra havaların ısınmağa başlayacağını bildirmektedir.
Ancak yine de her şeye rağmen pat diye değil.
Her ne kadar bağzı kavramlar günümüzde değişikliğe uğramış olsa dâhi ortada Kocakarı Takvimi adında koskocaman bir gerçek mevcuttur.


Daha sırada tepemizin d'amına yağması beklenen Mart Karı var.
Bugünlerde yaşanmakta olan geçici güzel hava ancak Yalancı Bahar olabilir, hani o sıcak ama mevsim alıp da sevda vermeyen cinsinden.


Yine de her şeye rağmen Devletimin Elektrikli Marmaray Banliyö Treninden de olsa Güneşin batışını seyretmek güzel bir duygudur.


Havaların gerçekten ısınıp dışarıya çıkmak için paltoya ihtiyacımızın olmayacağı günler inanmayacaksınız ama Paskalya zamanını bulacaktır.
Mâlum-u âliniz Paskalya tarihi her yıl değişen bir bayramdır, bu yıl 17 Nisan tarihine denk geliyor, yani gerçek anlamda İlkbahar biraz geç gelecek.

14 Şubat 2022

Sevgililik Kedi

Hani bir zamanlar yalnız ve üzgün biri vardı, her sevgililer gününde evine kapanır sabaha kadar zırlayıp dururdu.
İşte bugün gittiği ve Türk Kahvemsi yummilendiği Kahve Dünyası'daki kadın kediyle sevgili oldular.


Emin olun var ya kedilerin sevgisi insanların sevgisiz sahteliklerinden çok daha saf ve temiz.
En azından kediler sevdiler miydi tam seviyorlar.
Sevmediklerini de tırmalayıp korkutuyorlar, özellikle de boy gompileksi olduğu için otuz santimlik topuklu ayakkabı giyip yollarda penguenler gibi paytak paytak yürümeğe çalışan Üçhârflileri.


Hem kaldı ki yemeğin tadı domat, dometesin tadı tat.
Ayrıca yemeğin iyisi salçalısı, kadının iyisi kalçalısı.
Üstelik de dansın iyisi sallamalısı, çamaşırın iyisi de çalkalamalısı.

Aşkın Anlamı Yatak Odası

Bir zamanlar, yani bundan uzun uzun yıllar önce dünya üzerinde Aşk adı verilen, gözünün kör olduğu, çeşitli çılgınlıklar yaptırabilen, uğruna da en olmadık şeyleri bile oldurtan bir duygu vardı.
 Aşkın üzerine sayfalar dolusu yazılar ve kitaplar yazıldı, filmler çekildi, tiyatrolar sahnelendi.


Gün geldi zaman geçti, artık sıra verme zamanı geldi, verilince de kâlp kırıklıkları yaşandı.
Hâttâ en acısı sevilen kişi seveniyle sırf sevildiği için dalga bile geçti, sonra da sümüklü bir mendil gibi bir köşeye fırlattı.
Öyle ki seven kişi sırf onu sevdiği için pişmân bile ettirilerek özür dilemek zorunda bile bırakıldı. Çünkü ne de olsa sevenin sevmeğe hakkı yoktu.


Bugünün aslında tek kazanan kesimi sadece kuyumcular ve çiçekçiler.
Kaldı ki aşkın ateşi yakarsa altını eritir, eriyen altın kadını eritir, kadın da erirse erkeği eritir.
Bu erimelerin tek karşıt gücü tabi ki sadece Sipâli'dir, yani sizin anlayacağınız dilde de yazayım Para'dır.


Anlayacağınız sipâli olmazsa aşkın varlığından söz edilemez bile.
Kısaca yazayım ki bu akşam kırılacak cevizleri içine almak için bile sipâli lâzımdır.
Mâlum-u âliniz aşk veresiye değildir, ya peşin verilir, ya da hiç verilmez terk edip gidilinir.