Bu Blogda Ara

08 Aralık 2017

Uykusuzluk Bağımlı Yapıyor

Son zamanlarda bende de bir uykusuzluk hâli başladı. Birkaç haftadan beridir her gece uykusuzluklar çekiyor ben.
Emin olunuz uykusuzluk kötü bir şey, hele de işbu uykusuzluk sayesinde sabah erken de kalkamıyorsanız hayatınızın her tarafını menfi istikâmette etkiliyiveriyor.


Sadece bende değil ta Amerikalarda bile vaziyet-i umumiye ahanda bu şekilde.
Çünkü bu İngilizlerden özenen çalışkan Amerikalı bilim adamları bu sefer de onbirbuçuk ilâ onbeş yaş arasındaki ilk dönem ergenler üzerinde yaptıkları araştırmalarda günde beş saatten az uyuyanlarda madde bağımlılıkları ve bunalım gibi sıkıntılara yakalanma eğilimi daha fazla görülmekte olduğunu ortaya çıkartmışlar.


Hazır vakt-i şerif geceye yaklaşmışken siz siz olun sütünüzü için ve erken yatın.

Öksürüğe Karşı Bal Ve Limon

Havaların artık serinlemeye başladığı bugünlerde neredeyse hepimiz bol bol öksürüyoruz.
Öksürünce de hemen soluğu öksürük şurubunda alıyoruz.
Oysa doğada o kadar çok kocakarı ilacı var ki bilmiyoruz.
Ya da bu çözümlere gereken değerleri vermiyoruz.


Hepiniz biliyorsunuzdur çalışkan İngiliz bilim adamları yine tembellik yapmamışlar ve altı yaşından küçük çocuklara öksürük şurubu içirmenin bazı sakıncalarını bulmuşlar.
Aynı bilim adamları şurubun yerine bal ve limonu tavsiye ettiler.
Ancak günümüzde gerçek bal pek bulunamadığı için ne yapabileceğimizi söylemeyi unutmuşlar.

Pegasus'tan Üç Yeni Hat

Pegasus artık Türkiye'nin ulusal havayolu olma yolunda hızla ilerliyor. Yakın zamanda Kırmızı Kuyruğun tekelini kırabilir mi bilmiyor ben ama Sarı Kuyruk sayesinde Kırmızı Kuyruk da ücretlerini aşırı derecede pahalılandıramadığı da bir gerçek.


Rekâbet her zaman kâliteyi getirir derler. Bazılarınız Pegasus için kötü konuşsa dâhi uçakların gecikme sıkıntısı Pegasus'tan ya da Türk Hava Yolları'ndan veya diğer havayollarından değil, doğrudan doğruya ilgili havalimanlarının uçak trafiğiyle alakalıdır.


Yeni yılda Sarı Kuyruk yeni güzergâhlar belirlemiş. Bunların en dikkât çekeni Türkiye'nin en batısındaki İzmir Adnan Menderes Havalimanından en doğudaki Ağrı Havalimanına doğrudan doğruya uçması. Bu hatta ilk sefer 25 Ocak 2018 günü saat 12:45'te uçacak, dönüş ise 15:15'te Ağrı'dan kalkıyor.
Diğer yeni seferler ise 17 Ocak 2018'den itibaren Sabiha Gökçen'den 12:30 hareketli Bingöl'e, dönüş ise 14:40'ta.
Haberde geçen 22 Ocak 2018'de başlayacağı açıklanan Uşak seferi için henüz bilet satışına başlanmamış.

07 Aralık 2017

Uzun Uçak

Son zamanlarda uçaklara olan merakımı zaten gördünüz.
Ancak bu kadar uzatılmışını hiç görmemişti ben.


Aslına bakarsanız bu gerçek bir Lufthansa uçağının resminin oldukça oynanmış bir hâli.
Çok merak ediyor ben acaba essahtan böyle bir uçak üretilse uçabilir mi acaba?

Okul Taym

Hayat bazen matematiğin bazı karmaşık işlemlerinden ibarettir.
Bu karmaşık işlemler arasında insan bazen kaybolur.


Bazıları da bu kadar basit ve fasit işlemi yapabilmekten bile acizdir.
İşin en kötü yanı da bu basit işlemde hata yapanların hayatta daha fazla başarılı ve özgüvenli olduğu gerçeğidir.

Siyah Beyaz Devam

Norminâl şerait dâhilinde fotbol konusunda uzun zamandan beridir yazmıyor ben, herhâlde dikkâtinizi çekmiştir.
Ancak bu akşam vaziyet-i umumiye biraz farklı. Bu gece Türk Fotbolunda bazı ilkler yaşandı.
İlk olarak Beşiktaş'ın Ewropa Şampuanlar Ligi'nde grubundan lider olarak çıkmayı beşinci hafta sonunda garantilemiş olması.
Aynı grupta henüz mağlubiyetle tanışmamış olması ve mağlup etmediği takım kalmaması.
Üstelik bu gece tamamen formâlite olan müsabakaya gayet ciddiyetle hazırlanarak bu noktaya kadar bileğinin hakkıyla getirdiği başarısını daha da geliştirerek kazanıp bu başarısını taçlandırması.
Bir zamanlar Ünal Aysal denilen bir parababasının koyacağını söylediği çileği pastasına kavuşturmak Beşiktaş'a nasip oldu.


Bu satırları bir Fenerbahçeli yazmakta, bütün alkışlarım da Beşiktaş'a.
Darısı biz Fenerbahçe'nin de başına, önümüzdeki yıllarda ama, çünkü bu yıl yokuz.


Tebrikler.

06 Aralık 2017

En Pahalı Hotel Odası

Sanılanın aksine bu en pahalı konaklama Dubai'deki Yelken Hotel değil.
Bugüne kadar ben de öyle sanıyordum ama bugün gelen haber bu bilgimi çürüttü.
Efenim dünyanın en pahalı hotel odası İsviçre'de bulunan Cenevre Göl kıyısındaki bir zamanların Amerikan Cümhûrbaşkanı Woodrow Wilson adına açılan President Wilson Hoteli.


Bu gördüğünüz oniki odadan oluşan daire toplamda binaltıyüzyetmişiki metrekare. İçinde piyano ve bilardo masası dâhil olmak üzere bir sürü lüks eşyayla donatılan bu dairede tam yirmi kişilik bir yemek masası ve iki adet de jakuzi mevcut.
Burada bir gece geçirmenin mâliyetini ise size fısıldayarak söyleyeyim: Tam Üçyüzonbirbin Türk Lirası. Bitti mi? Bitmedi.
Bu üçyüzonbirbin liraya özel ahçı ve uşak da dâhil.
İsviçre zengin memleket, bu parayı verebilecek bir sürü insanı var. Ancak bu paraya biraz önce havalimanı sayesinde bana konuk olan Batman'da ev alınır.

Sağlık İçin İkibin Adım

Aslında millet olarak çok hareketsiziz. Homuni gırtlak yummileniyoruz, pufidi kândil oturuyoruz, tumba yatakta da yatıyoruz. Böyle hayat olmadığını her ne kadar doktorlar söylüyorlarsa dâhi göstermelik birkaç idman hareketleri haricinde fazla bir spor hayatımız pek yok.
Bunun bir sürü nedeni yok değil ama en sonunda çalışkan İngilizler yine boş durmamış ve araştırmışlar, sağlıklı yaşamak için günde en az ikibin adım atılması gerektiğini ortaya çıkartmışlar.


Hadi idman salonlarına aslında tıkırında olan ekomonik nedenlerden ötürü pek gidemiyoruz ama maşallah gökümüzden de otobomili eksik etmiyoruz.
Ben fotbol basketbol oynayalım demiyorum ama yakın mesafeler için en azından yağmur veya karın olmadığı günlerde yürüyerek gidelim diyorum.

Dünyanın En Komiği Batman Havalimanı

Aslında buna kızacak çok da fazlama bir gerekçe yok, dilimizin azizliği. Daha doğrusu Koreli ve İngilizlerin bize ait isimleri kendileri için kullanmalarından kaynaklanmakta.
Nasıl ki Google Amca'da Samsun'u araştırırken Samsung da çıkıyorsa bu sefer her zaman uçak bileti baktığım Skyscanner adlı web-sitesi de bir anket yapmış, bizim Güneydoğu Anadolu'daki Batman (BAL) Havalimanı dünyanın en komik isimli havalimanı seçilmiş.


Listenin ikinci sırasında Avustralya'da bulunan Useless Loop (USL) Havalimanı, üçüncü sırada Tanzanya'da bulunan Mafya (MFA) Havalimanı bulunmakta.
Ancak bizim Batmanlılar bu listeye büyük tepki göstermişler ki haklılar da. Ne yazık ki İngilizce olan Batman "Yarasa Adam" anlamına geliyor. Ben olsam Batman Havalimanına o yarasa adamın heykelini dikerdim.

Barış Ucuza Gitti

Bazen basiretler bağlanır veya bazı şeyler kısmet olmaz. O zaman da Dimyat'a pirinç almaya giderken elimizde mevcut olan bulgurdan da olabiliriz.
Artık sanırım elmas fazlama para etmiyormuş ya da bazıları doğmamış çocuğa külot biçiyormuş.
Geçenlerde paylaştığım başka bir haberde yüzseksendokuz beklerken sadece yüzyirmisekize satılabilen elmasın hikâyesini hatırlarsınız. Hatırlamayanları buraya tıklamaya davet ediyor ben.


Bu uzun girizgâhım resmen Sierra Leone Hükûmetine. Çünkü bir süre önce çıkartılan yediyüzdokuz karatlık adına da Barış denilen elmasın karşılığında verilen otuzmilyonyüzbin lirayı az bulup beğenmeyen hükûmet önceki günkü ilân ettiği müzayedede beklediğinden de az bir para olan yirmibeşmilyon lira karşılığında zar zor satabilmiş.
Demek ki artık tüccarlar da uyanmaya başladı, işçilere ne kadar az para veriliyorsa tüccarlar da fiyatlarını düşürmeye başladılar. Bu da aslına bakarsanız iyi bir gelişme, ne kadar ekmek o kadar köfte.
Darısı yıllardır Kapalıçarşı'da çalışan kalfa ve çırakların haftalıklarına diyelim.

05 Aralık 2017

Bebek İçin Yan Yatın

Her şeyimiz tamammış gibi bir de çocuk nasıl yapılırın peşine düştük şimdi. Bu çok çalışan İngilizler yok mu, yine gece gündüz çalışmışlar ve hakları olan araştırmadaki başarıyı yan tarafa yatarak kutluyorlar.


Efenim araştırmanın sonuçlarına göre hâmileliğin son üç aylık zaman zarfında sırtüstü yatan anne adaylarının bebeklerini doğuramadan kaybetme riski yan yatanlara nazaran iki kat daha yüksek olduğu belgelenmiş.
Araştırmaya imza atan bilim adamları basına verdikleri beyanatta sağ tarafa yatılmasının daha da iyi olduğunu eklemişler. Bana da bu araştırmayı her zamanki gibi paylaşmak düştü.

Çocuk Sokağı

Hayat sokaklarda güzeldir, akıllı telefonların başlarında değil. Bizim çocukluğumuzda ne bilgisayar vardı ne de bilgisayarların evrim geçirip telefona girmiş çeşitleri vardı.
Akıllı telefondan vaz geçtim sabit telefon bile yeni yeni tesis ediliyordu. Ebeveynlerimizin zamanlarında da o sabit telefon hemen hemen yoktu bile.


Bu güzel haber İngiltere'den geldi. Bristol'deki bir sokağı Salı günleri araç trafiğine kapatarak evlerinde akıllı telefonlarına kapanan çocukları sokağa çıkartmak için gereken müsaadeyi almışlar.
Şimdi o sokakta oynayan çocuklar ve onların ebeveynleri günümüzde aynı apartmanda oturanların bile birbirlerini tanımadıkları dünyamıza güzel bir komşuluk örneği gösteriyorlar.
Ne dersiniz, bizim buralarda da böyle güzel şeyler olamaz mı?

Bir Devir Kapandı

Korkmayın hemen, memlekette çok da fazlama şey değişmeyecek. Sadece birazcık Evrupalılar tarafından İkinci Dünya Ülkesi konumuna indirileceğiz. Çünkü efendime söyleyeyim Fransız Havayolları artıkım uçaklarını memleketimize yollamayacağını öğrendi ben bugün.


Yani habere göre 25 Mart 2018 günü son Fransız uçağı İstanbul'dan kalkacak ve o günden sonra yavrusu olan Joon Havayolları bu seferlere devam edecek.
Yani kısacası Pegasus mantığı hâkim olacak. Ne diyelim, hayırlısı olsun.

Hızlı Yemek Şişmanlatır

Bazı insanlar vardır etraflarınızda, özellikle yemeklerini sanki önlerinden kaçıracaklarmış gibi acele acele midelerine indiren. Bunların birçoğu da Kapalıçarşı'da çalışır ve ustalarına birer dolar daha kazandırmanın peşindelerdir.
Bu güruha ustalar da dâhildir, hani derler ya "On dakikada yemeğini ye gel".
Zaten o mıntıkada çalışma şartları çok ama çok kötü, bir de yemek aralarının bu kadar kısa tutulmasına ben orada olduğum dönemde isyan ederdim, şimdi bu haberi okuyunca isyanlarımda ne kadar haklı olduğum ortaya çıktı.


Efenim bu çalışkan Amerikalılar yine her zamanki gibi konuyu biz Türklere bırakmadan gece gündüz çalışarak araştırmışlar ve yemekleri hızlıca mideye indirenlerin yedikleri tür ne olursa olsun çok zor zayıfladıklarını ortaya çıkartmışlar. Üstelik hızlı yemek yiyenler yavaş yiyenlerden beş kat daha fazla hasta olma riskini de bulmuşlar.
Bu veriler ışığının gölgesi altında siz sayın okuyucularımdan bir istirhâmım olacak:
Siz de çarşılılar gibi homuni gırtlak yemeyin, sonra sağlıklarınızdan olursunuz. Sağlıklı yaşamak istiyorsanız yemeklerinizi en az otuz dakikada mideye indirin. Yani çatalı veya kaşığı yemeğe ilk daldırdığınız zamandan itibaren tabağınızın bitmesi otuz dakikayı bulsun.
Tanrımıza hamd olsun, milletimiz var olsun, afiyet olsun!

04 Aralık 2017

Hayranlarımı Fena Haşlıyorum

Ara sıra magazin basınından da bahsetmek o kadar da kötü olacağını sanmaz ben.
Bazı ünlüler vardır sempatik ve canayakın olurlar ama çokları da burunlarından kıl bile aldırmazlar.
Bu kıl aldırmayanlardan biri de her ne kadar Oskar ödüllü de olsa Jennifer Lawrence.


Çünkü sevgili Jennifer Hanım kendisiyle selfiye çekilmek isteyenlerin resim taleplerini izin gününde olduğu bahanesiyle sürekli red ettiğini basına itiraf etmiş.
Her yiğidin yoğurt yemesi farklıdır derler, herkes bir Kylie Minogue olamaz tabi.

Türkçe Varken

Ben eğer bir kelimenin Türkçe'si varken yabancı dildeki karşılığını kullanmaya karşıyım.
Zaten dilimiz can çekişiyorken bir darbe de ben vurmayayım, bu konuda Fransız'lar kadar tutucuyumdur.
Fransızlar da kendi dillerini koruma konusunda çok ama çok hassastırlar. Fransa'ya yolunuz düştüğünde eğer İngilizce anlaşmaya çalışırsanız çok zorlanırsınız, çünkü Fransızların hepsi İngilizce bilmelerine rağmen sorduğunuz İngilizce bir soruya genelde kayıtsız kalırlar.


İşte bu resimde görüldüğü gibi birçok kelime aslında Türkçe, ama biz nedense resmen kendi dilimizden utanıyor ve yabancı dillerdeki kelimeleri anlamsız şekillerde kullanıyoruz.
Türkçe varken yabancısını kullanmayalım, Türkçe'mize sahip çıkalım.

İkibinonyedi Model Noel Baba

Dün akşam Büyük Dolunay vardı gökyüzünde. Her yıl bir seferliğine olduğu gibi bu yıl Aralık ayına denk geldi.
Ancak İstanbul'da hava bulutlu olduğu için ne görebildi ne de resmini çekebildi ben.
Ancak Almanya'da adamın biri harika bir poz vermiş, bu poz da basına yansıdı.


Haberimize göre Sieversdorf'da adı bilinmeyen biri Noel Baba kılığına girmiş ve paraşütlü bir motorsikletle süper ay manzarasına doğru uçmuş.
Dilerim bizim Noel Baba hepimize gelecek yıl için güzel şeyler getirsin.

Cep Telefonu Bayilerinde Onbeş Milyonluk Vurgun

Böylesi ancak bizde olur. Ben başka yazılarımda bu kadar güzel şeyler yazayım, yine de kötü haberler de çıkmamazlık etmesin. Güzelliği nasıl ortaya çıkartıyorsam çirkinliği de yazmalıyım ki denge otursun yerine.
Efenim bahse konu haberimiz Diyarbakır'dan geldi. Adı açıklanmayan cep telefonu şirketlerimizden biri Diyarbakır'daki yirmi değişik bayilerine abonelerinin faturalarını zamanında yatırdığı hâlde borçlarını ödemedikleri gerekçesiyle hatlarını kullanıma kapatmış.


Tabi hatları kapanınca millet doğruca bayilere gitmiş ancak bayilerin yerlerinde yeller esmekte olduğunu görmüşler. Bunun üzerine hadise-i rezilliye emniyet güçlerine havale edilmiş.
Emniyet de bu konuyu araştırınca bayilerin şirketin ödeme sistemlerinde bir açık bulduklarını ve paraları kendi hesaplarına aktardıklarını ortaya çıkartmış.
Binlerce kişiyi onbeşmilyon lira dolandıran bayilerin kapatıldığı ve çalışanların da ortalıktan kaybolduğu da gelen haberler arasında.
Şimdi siz söyleyin suç kimde? Yorumlarınızı bekliyorum.

03 Aralık 2017

Çivi Çiviyi Sökmüyor

Demin sizlere aşktan bahsetmişti ben. Ama aşkın güzel tarafları olduğu gibi kötü tarafları da var, çünkü ayrılık da aşka dâhildir.
Atalarımızın her ne kadar çivinin çiviyi sökeceğine dair bir sözü olmasına rağmen bu sözün bu konuda pek işe yaramadığını söylemem gerek. Demek ki atalarımız her şeyi bilmiyormuş.


Her veda yeni bir başlangıç getirir ama ayrılır ayrılmaz hemen yeni bir ilişki insana daha da kötü gelebilir.
Bazı çalışkan Amerikalı ruh doktorları araştırmışlar ve hemen bir başkasıyla ilişkiye başlamanın yeni hayal kırıklıklarıyla devam edeceğini ve kâlbin daha da kötü bir biçimde kırılacağını ortaya çıkartmışlar.


Vücudumuz aslında her tarafıyla mükemmel bir fabrika gibidir, aşık olduğumuzda beyin bazı kimyasal maddeler salgılar. Ancak aşk bittiğinde anılar da aklımızda kaldığı için hafızamızı silip temizleyecek salgılar malesef hemen salgılanmıyor.
Aşk zamanı salgılanan kimyasalların ayrılık sonrası durdurulduğu için insan yeni bir ilişkiye yelken açarsa yanlış yapma olasılığı norminâl zamanlardan daha fazla oluyor.
Onun için sevgili okuyucularım siz siz olun eski sevdiğinizi tamamen unutmadan sakın ola yeni bir ilişkiye başlamayın.

Aşkın Gözü Kör Çıktı

Aslında aşkın gözünün kör olduğunu daha öncelerde bazı kaynaklardan okumuştuk. Ancak araştırılınca gerçekten de kör olduğu ortaya çıktı.
Aşk her ne kadar dünyanın en güzel duygusu da olsa bazen istenmeyen olaylar yaşanabiliyor.
Çünkü insan birine aşık olunca mantık devre dışı kalıyor.


Hani bazen aşkın sayesinde bazı şeyleri göremeyebiliyoruz, hâttâ korkularımız bile kaybolabiliyor.
Deli cesareti diye bir şey vardır, işte bu cesaret de en çok aşık olduğumuzda ortaya çıkar.
Derler ya "Kâlbinin götürdüğü yere git" diye, aşık olunduğunda kâlp beyine yol gösterir. Hâttâ bazen yanlış yerlere bile götürse mantık devre dışı kaldığı için beyin kalkar kâlbin peşinden gider.


İşte artıkım eski hurafeler sandığımız bazı derin mevzuların bilimsel birer açıklamaları olduğu yavaş yavaş ortaya çıkmakta.
Hayatın herkesin karşısına güzel duyguları yaşayabileceği insanların çıkarmasını can-ı gönülden diler ben. Sevdiğiniz ve gerçekten sevildiğiniz bir sevda yaşayasınız.

Atatürk Havalimanı Uçak Günlüğü - 3 Aralık 2017

Bugün sizlerle bir sürü uçak resmiyle karşınızda ben. Umarım özlemlerinizi gideririm.
Bugün programımıza Kuveyt'ten başlıyoruz.


Kuveyt'e gidecek olan Kuveyt Havayollarının uçağı hareket etmek üzere komutunu beklerken.


Yazımdaki ilk Kırmızı Kuyruk gelirken ağaçların üstünde.


Kırmızı Kuyruğun arkasından gelen Aeroflot vincin üstünden geçerken.


Ve yere tekerleklerini koyarken.


Aeroflot'tan sonra Jumbo Jet olarak bir yük uçağı geldi bugün.


Aslında bu büyüklükteki uçaklar havalimanımıza konabiliyorlar ama nedense yolcu uçağı olarak değerlendirilmemişler bizimkiler tarafından.


Kalitta Havayollarının bu bembeyaz renkli forma giymemiş olan Boeing-747 Jumbo Jet tekerleklerini piste koydu.


Jumbo'dan sonra gelen ise Sabiha Gökçen'in kralı olan Sarı Kuyruk günde beş sefer olduğu gibi tabi ki İzmir'den geldi.


Sarı Kuyruklumuz da piste tekerleklerini kondurdu.


Sarı Kuyruk'tan sonra Kırmızı Kuyruklar birer birer gelmeye başladılar, işte onlardan biri daha.


Ve bu büyük uçak da yere kondu.


Bu da aradan gelen başka bir Kırmızı Kuyruk.


Arkasından başka bir Kırmızı Kuyruk daha inmek üzere hazırlanırken vincin üzerinde.


Kartal gibi açılmış pençelerini konduracakken aniden pisti ıskalayıp yeniden havalanıyor.


Havalandıktan sonra yeniden iniş kuyruğuna girmek üzere giderken.


Hemen arkasından gelen başka bir Kırmızı Kuyruk.


Bu bir önceki gibi aniden havalanmadı.


Arkasından da Onur nerede kaldı diyordum, o da geldi tamam oldu.


Bu da yere konduğu an.


Onur'un arkasından gelen Kırmızı Kuyruğu çekerken arada damda olan Martı bana bakarken sizlerle paylaşmadan olmazdı.


Günün ikinci yük uçağı bembeyaz formasız olan uçak.


Formasız yük uçağımız da piste tekerleklerini koydu.


Yük uçağımızın arkasından Kırmızı Kuyruğumuz geldi.


Bu da diğerleri gibi piste tekerleklerini koydu.


Bu vincin üstünde gördüğümüz de başkaca bir Kırmızı Kuyruk.


Hayırlısıyla tekerleklerini piste koydu.



Bu da Mısır'dan gelen, gökte yakalayamadım ama piste konarken bugün de resmi oldu.


Biz bu Mısır'ı karşılarken Aygır da aradan hareket etti.


Ve gökyüzünde havalanıp Dubai'ye doğru sefere çıktı.


Tabi Aygır'ı yolcu ederken arada bir tane de Kırmızı Kuyruk gelmemezlik etmedi.


Bu da bir sonraki Kırmızı Kuyruk vincin üzerinden geçerken.


Sanki ağaçlara konacak gibi görülüyor.


Ve bu da yere kondu.


Arkasından gelen başka bir Kırmızı Kuyruk.


Ahanda bu da yere kondu.


Kırmızı Kuyruk'tan sonra sıra Kâlem'de.


Kâlem de Amsterdam'dan hoş geldi safa getirdi.


Atlas'sız olmazdı bugünkü uçak yağmuru. İşte Atlas'ın biri havalanmak üzere hazırlanırken aradan yakalandı.


Bu da Kırmızı Kuyruklularımızdan boyalı olan biri.


Doğrusu bu Kırmızı Kuyruk güzel bir forma gimiş.


Bugün bir de davetsiz misafirimiz var. Yere konarken yakaladı ben.


Bu da bugünkü üçüncü yük uçağımız olan Kırmızı Kuyruklu.


Bu da sâlimen yere kondu.


İşte sonunda bu kadar Kırmızı Kuyruktan sonra Atlas da geldi, bugünkü koleksiyonumuz tamamlandı sayılır.


İşte bu da yere konuyor.


Atlas'tan sonra ikinci Onur gelirken.


Hoşgeldi Onur.


Bu da başka boyalı bir Kırmızı Kuyruk.


Ancak bu seferki diğerinden daha alımlı bir renk düzeninde.


Ben de Mng nerede kaldı diyordum, sonunda geldi.


Eksik parçalar tamamlanmakta, işte Mng de yere konuyor.


Mng'den sonra gelen bir Kırmızı Kuyruk.


Ancak bu Kırmızı Kuyruk da pisti ıskaladığı için aniden havalanmaya başladı.


Bu güzel Pazar gününün son uçağı da Katar'dan gelen uçağımız.


Bu da yere konduğuna ve hava serinlediği için pencere de kapandığı cihetle hazır Güneş de batmış, bugünlük uçak avıma son veriyor ben.