Bu Blogda Ara

20 Şubat 2021

Kelime Avı İki

Ayfonumu aldığımdan beri can sıkıntıma karşılık güzel bir oyalayıcı oyundur bu benim oynadığım ki yaklaşık sekiz yıldan beridir oynarım, bana da zamanında kulakları çınlasın Şımarık bir arkadaşım öğretmişti işbu oyunu.
Bu güzel ama bolcanam yasaklarla dolu Cumartesi akşamı Kelime Avı İki tarihimdeki en yüksek dereceye erişti ben.


Bundan daha yüksek sayı aldığım da olmuştur ama bazen aldığınız bu sayılar sizi çok yukarılara taşımağa yetmeyebiliyor, çünkü sizinle aynı anda yüzlerce şahıs bu oyunu oynuyor.
E siz de bana biraz müsâde edin de işbu galibiyetin tadını biraz çıkartayım, emin olun ben bunu buraya kaydedip yazdım ya en az on yıl gider bunun muhabbeti.

19 Şubat 2021

Kuğuların Uyumları

 Cum'a günüyle biraz değişik bir şeyler kurcalarken karşıma çıkan işbu sakinleştirici görüntüyü ve bazı bilgiyi sizlerle paylaşmağı istedim.
Biliyorsunuz çok uzun zamandan beridir evlerimizde hapis hayatı yaşıyoruz, üstelik hiçbir suçumuz olmadığı hâlde (!) ama bazı küresel güçler böyle düşünmüyor.
Biraz huzur için sizlere ahanda bu videoyu ekliyorum:


Belki çok kısacık bir sahne ama şu sessizliği sâkinliği huzuru evlerimizde bulamıyoruz.
Ta uzak yollarda Como Gölü'de çekilmiş, iki kuğu birlikte yüzüyorlar.
Bizlere de şu görünümü seyretmek ve onlar adına sevinmek gerek, ne demiş bazı büyüklerimiz?
Hayat Eve Sığar. Evde Kal.

Beleş Kahve

Bu dünyada kahveden daha güzel bir şey varsa o da kahvenin beleş olmasıdır.
Hey güzel dünya dön dur etrafımızda hayatın gerçek kapısı hepimizin ortak noktası.
Hani bir zamanlar efsahane filmlerimizden Kibar Feyzo'yu hatırlarsınız, meşhur bir tuvalet sahnesi vardı, en sonda Maho Ağa geldiğinde Kibar Feyzo helanın kapısına "Ağaya Beleş" yazıyordu, işte öyle bir beleşe kondu bugün ben.


Kusura bakmayın ama bugün kaandığım beleş yani bedava kahvem Kahve Dünyası'nın armağanı olan sekizinci bardak kahvesi.
Bu kahvelerimi ancak Görlfrendimle çıkacağım ve Kahve Dünyası'nda masada oturabileceğimiz günlerde birlikteyken yummilenmek istiyor ben.
Siz de isterseniz Kahve Dünyası'nın akıllı telefon Uygulamasını indirin telefonlarınıza, her altı bardak "Al Götür Kahve" sonrası yedinci kahve size beleş olarak ikram ediliyor.
Uygulamayı indirmek Ayfon için Android için ve Huawei için adları yazılı telefonlara tıklayınız.

18 Şubat 2021

Kar Alibeyköy Barajı'na Dolduruluyor

 İşin aslı işbu haber-i şerifi yazmakta biraz geç kaldı ben.
Kar yavaş yavaş erimeğe başladı, eriyen karların da temizlenmesi gerek ki caddelerimiz sokaklaımız çamur deryasına bürünmesin ve yağan kar bize biraz faydası olsun.
İşte böyle düşünceyle Sultangazi Belediyesi sorumluluk alanındaki sokaklar ve caddelereki karları toplayarak günde yaklaşık yüzelli kamyon karı doğruca Alibeyköy Barajı'na yollayıp dolduruyor.


Sultangazi ve çevresi oldukça kar yağan bir mıntıkada kurulmuş olduğundan yağan kar eğer küreklerle buldozerlerle toplanmasaydı belki de lağım suyuna karışarak zayi olacaktı ve barajlarımıza gelmeyerek seviyenin daha az artmasına sebep olacaktı.
Aslına bakarsanız İstanbul vilâyet sınırları içerisinde kar yağan birçok bölge mevcut, ama bugüne kadar hiçbir kimse Sultangazi Belediyesi'nin yaptığını yapmağı akıl edemedi.
Çalışkan belediye böyle olur işte, tembel tembel yatmakla saygınlık kazanılmıyor.


Sultangazi Belediye Başkanı Av. Abdurrahman Dursun basına verdiği demecinde "Yoğun kar yağışı öncesi ekiplerimizi ve araç filomuzu hazır hâle getirmiştik. Ekiplerimiz özellikle araç ve insan sirkülasyonun yoğun olduğu noktalarda da kar küreme ve tuzlama çalışmaları gerçekleştirdi, gün içerisinde de bu çalışmalar devam ediyor. Su sıkıntısı yaşadığımız günlerde yoğunlaşan kar yağışının yalnızca barajlara düşen miktarı bizlere su olarak dönüyor. Bu noktada arkadaşlarımız ile sokaklarımızda kürediğimiz karları ilçemizdeki Alibey Barajı bölgesine boşaltıyoruz. Suyumuza hep birlikte sahip çıkalım" diye konuştu.


Ekiplerin kar küreme ve tuzlama çalışmalarını aralıksız yaptığını söyleyen Sultangazi Belediyesi Fen İşleri Müdür Vekili Murat Özgür ise "Yollarda biriken kar suları yağmur suyu sistemiyle boşa gitmesin istedik. İlçemiz çok yoğun kar alıyor. Sokak ve caddelerden toplanan karları Alibeyköy Barajı bölgesine getirip İstanbul’un susuzluk problemine bir nebze de olsa katkı sağlamak istiyoruz. Böylece yazın daha rahat etmeyi umuyoruz. Karları baraja yakın olan Habipler Yayla Eski Habipler mahâllelerinden topluyoruz. Günde yüz ilâ yüzelli kamyon dolusu kar getiriyoruz" demiştir.


Bu arada aldığımız son haberlere göre İstanbul'da günlerdir devam kar yağışının ardından barajlardaki su seviyesi artmaya devam ediyor.
İski'den son yapılan açıklamada barajlarda su seviyesinin yüzde 47.82'ye yükseldiği ifade edildi.
İnşallah yaz geldiğinde suyumuz aktıkça sizler minetle anılacaksınız.

Kar İstanbul'a Yaradı

Uzun zamandan beridir adam gibi yağış almıyorduk biliyorsunuz.
 Her yıl kar yağması için istekte bulunurduk, ama kar bize bu yıl yani İkibinyirmibir Yılında yağdı.
Bu yağan kar ne yaptı etti barajlarımızı biraz olsun doldurdu, sanırım Yaz boyunca yağmur duasına çıkmamıza gerek kalmadı.


Sabah da belirttiğim üzere kar yerini bugün yağmura bırakacak ama İstanbul Belediyesi'nin kar toplama çalışmaları devam etmekte, toplanan kar da barajlara yollanmakta.
Yetkililerin dediklerine göre İstanbul'a su en az dokuz ay yetececk miktara ulaşmış vaziyette, ama biz yine de suyu dikkâtlı ve tasarruflu kullanırsak bu süreyi daha da uzatabiliriz.

Kar Sonrası Yağmur

Önümüzdeki birkaç gün boyunca güzel bir yağmurda ıslanacağız.
Tabi ki bu kadar çok yağan kardan sonra şöyle güzel bir yağmur şarttı.
Çünkü yerde biriken karları temizlemenin kürekle kazımak dışında başkaca bir yolu yoktu tabi ki.


Hem geçenlerde yağan ve tutan kar, hem de arkasından gelecek olan yağmurun toplam su miktarı barajlarımızın su seviyesini biraz olsun norminâl değerlere etiştirir inşallah da bizler bu yaz su sıkıntısı çekmeyiz ve sularımız da ikide bir kesilmez.

17 Şubat 2021

Bursa Karı İkinci Yazı

 Bir önceki Bursa konulu kar resimleri yazım yarım kalmıştı ya da resm-i şerifler zamanında gelmemişti, imdı sizler için kalan resm-i şerifleri paylaşacak ben.


Bursa'nın içinde küçük bir tur atan İpekböceği Çağdaş Tramvayını hepimiz biliriz, uzasa ve dallanarak budaklansa daha çok işe yarayacak ama Bursa'nın ufak tefek taşları ve daracık yolları Çekirge tarafına gitmesine pek müsaade etmiyor.
Müsade etmediği için de Heykel - Santral Garaj - Atatürk Stadı arasında tek yönlü gidiyor ve gerçek anlamda bir son durağı olmamasına rağmen sabah ilk seferine Santral Garaj'dan (Ki garaj taşınınca Kent Meydanı oldu) çıkıp akşam son seferinde kadar saat yönünün tersinde gidiyor ve son seferin son durağı yine Kent Meydanı olarak bitiriyor.
Heykel civarında görüntülenen Çağdaş Tramvayımz kar altında kalmış.


Bursa'nın ara mahâllelerinin birinde kar nispeten biraz daha usturuplu yağmış ya da mahâllenin vatandaşları çok çalışkan oldukları için kar biraz temizlenmiş.


Bursa'nın yüksek kesimlerinden ele geçirdiğimiz işbu resm-i şerifte görmekte olduğunuz Karsan Jest markalı minibüs bizim İstanbul'da biildiğimiz dolmuş usülü çalışan minibüs değil, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin İett'si olan Burulaş bünyesinde çalışıyor, yani kısaca Belediye Minibüsü.


Kar aslında Ulucami'ye çok güzel bir giysi olmuş ve çok da yakışmış. Bütün heybetiyle bir Ulucami manzarası huzurlarınızda.


Bursa'dan Uludağ'a tırmanmanın en kısa yolu aslında Teleferik'tir, ama birkaç yıl önce vagonları değiştirilerek küçültüldü ve sayıları arttırıldı.
Bu yıl Teferrüç semtinde böyle bir manzara arz etti.


Hadi sizlere bir sürprüz yapayım ve eski teleferiğin de resm-i şerifini paylaşayım, hem de Uludağ'ı Bursa'nın dağı ve markası yapan Uludağ'ın üzerindeyken.
Eski Teleferik bilmeyenler için söyleyeyim Teferrüç'ten çıkar, Kadıyayla durağında diğer teleferiğe aktarma verir, yaklaşık yirmibeş dakika falan sürer.
Kadıyayla'da diğer teleferiği beklerken biraz oyalanabilirsiniz.
Değitirdiğiniz teleferik de sizi Sarıalan durağına çıkartır, zirve sayılmaz ama Hotellerin olduğu bölgeye biraz uzaktır. Buraya kadar olan ikinci teleferik yolculuğu da yirmi dakika falan sürer.
Eskiden teleferik eğer tam olarak dolmazsa saatli kalkardı, dolarsa da dolduğu anda kalkardı.
Şimdiki düzenini bilmiyorum.


Şimdiki resmimiz ise Şehreküstü semtindeki Osman Gazi heykeli, ki kendileri Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusudur.
Kar buraya da tam kartpostallık bir görünüm sunmuş bizlere.


Tabi eğer Osman Gazi'yi paylaştıysak Atatürk Heykeli'ni paylaşmadan asla olmaz.
Ne yazık ki resmi çeken şahıs heykelin önünü değil arkasından çekmiş, yoksa benim de yapacak bir şeyim yok, arkadan paylaşmak istemezdim.


Sanırım burası Muradiye Külliyesi olmalı, eğer yanılmaktaysam beni ikaz edin düzelteyim.
Ama neresi olursa olsun harika bir kar manzarası oluşmuş.


Burada ise Koza Han'ı görmektesiniz, sanırım iki farklı resm-i şerifi birleştirerek gece ve gündüz ayırımı yapıp güzellemişler.
Böyle güzel bir açıyı tutturabilmek de gerçekten maharet ister.


Günümüzde her ne kadar artık ism-i şerifi Kent Meydanı da olsa ve aynı ism-i şerife haiz bir alışveriş merkezi de olsa birçok Bursalı için Santral Garaj yani Otogar kar altında böyle bir görüntü vermiş.
Sanırım öndeki "Fışkiye"den fışkıran su bile bu soğukluğa dayanamayarak donmuş.


Bursa'nın bu güzel semtinde örtülen beyaz örtü ve gerek otobüslerin gerekse taksilerin sarı sarı ortada dolaşmaları güzel bir renk cümbüşüne davet etmiş bizleri.


Bursa'nın tepelerinde aslında İstanbul'da da adaşı bulunan Tophane semt-i şerifinde yer alan saat kulesi ve altındaki topların beyaz örtü altındaki görünümleri.
Bundan sonraki resm-i şerifimiz gece çekilmiş. Buyurun:


Aslında sizlere bu güzel galeriyi olduğu gibi paylaşmak isterdim ama buna ne zamanım ne de yerim var, yine de tıpkı Koza Han gibi gündüz gece birleşmesini Tophane için de ekliyorum.


Bursa'nın ikinci kar yazısını Cümhûriyet Caddesi Tramvayıyla bitirmek istiyorum, çünkü ne de olsa tramvayla başladım yine tramvayla bitireyim en iyisi.

Dünya Kedi Günü

 Eğer dünya dönüyorsa ve hayat bir şekilde devam ediyorsa biraz da kedilerin sayesindedir.
Biz insanlar ne yaparsak yapalım bazen bir kedi kadar bile olamıyoruz.
En azından kediler ortalığı pisletmiyorlar, çöplerini sağa sola atmıyorlar.
Biraz fazla çoğalıyorlar ama bizleri farelerden de koruyorlar, üstelik Üçhârfliler bile kedilerden çekinirler.


İnsanlar alt tarafı kedidir kedi diye geçiştirirler ama kedi olmak o kadar da kolay değildir.
Aslında kediler bu dünyada insana ihtiyacı olmayan ve kendi başlarına buyruk yaşayan canlılardır.
Lâkin yine de bir insan görseler, hele bir de evcil kedi iseler muhakkak yanlarına gelmemezlik etmezler.
Hele bazılarında tombiş tombiş yanakları ve gövdeleri yok mu?


Genellikle iyi insanlar kediler için iyi birer oyun arkadaşlarıdır, insanların en olmadık tâleplerine bile olumlu cevap vermek isterler.
Aslında kediler bizleri yiyecek kaynağı olarak görürler. Bizi ne sıkarlar ne de üzerler, ama bazıları gerçekten de sevimliliklerinden kendilerini hayran bırakırlar, tıpkı üstteki gözlüklü kedi gibi.


İnsanlar kendi aralarında kediler hakkında kedilerin nankör olduklarına dair bir söylenti çıkartmışlardır, oysa kediler asla nankör değillerdir, sadece özgürlüklerine insanlara nazaran biraz daha fazla düşkündürler.
Kedilerin insanlara karşı en tehlikeli oldukları zaman anne oldukları zamanlardır, öyle ki doğurmağa ancak hiç kimsenin erişemeyeceği bir yere giderler.
Buna karşılık eğer bir insanın oraya girmesine müsade ediyorlarsa kedi o insanı seviyor demektir, o yüzden kedinin sevgisinin kıymetini bilin.
Çünkü âlemlere rahmet olarak gönderilen Hazret-i Muhammet sall-allah-u aleyh-ives-sellem bile bir gün namaz kılacakken seccadesinin üzerinde uyuyakalan kedisini uyandırmağa kıyamamış ve çareyi seccadenin o bölümünü kesmekte bulmuştur.


Kediler gerek bulundukları mekânı gerekse de kendilerini besleyen insanları aşırı derecede sahiplenirler.
Sahiplenmeleri de öyle güçlüdür ki başkaca bir yere götürülerek bırakıldıklarında bıyıkları sayesinde evlerini ve sahiplerini bulabilirler, hem de kilometrelerce uzaklarda olsalar bile.
Kediler için boşuna Anadolu Kedisi denmemiş, ne de olsa anavatanları Anadolu.


Ben şimdilik yine bu yazımı burada sonlandırmak zorundayım, çünkü kediler için ödemem gereken bazı bedeller var.
Sonuç olarak Dünya Kedi Günü tüm kedilere kutlu mutlu hayırlı uğurlu ve bereketli olsun.
Allah-u Te'âlâ siz kedileri biz insanların başlarından eksik etmesin.
Minnoş Sarman Tekir Kaliko Ankara Van Siyam Biju.
Kısaca Miyav.

16 Şubat 2021

Tekirdağ Karı

Bir önceki yazımda Bursa'dan kar bildirmişti ben, imdı sırada söz verdiğim üzere Tekirdağ var.
Tekirdağ da aynı Bursa gibi dağ eteklerine kurulmuş olduğu ve yine çevresinde Bursa gibi yeşillik kalmış olduğu için kar yağarsa bir şekilde tutar.
Ancak burası dağ başında değil sahilde olduğu için kar tutmakta biraz zorlanıverir çünkü sahil ve deniz havası kara karşı dağ havalarından daha etkili bir direnç gösterir.


Bu sefer Yeşilvadi tantanası yapmayacağım çünkü bir kez yaptım, İrem Hanım bana bu yazımda kahve getiremeyeceğini söyledi bir kere.
Görünümlere dilerseniz sahilden başlayalım.


Ben kendim şahsen görmedim ama burası Süleyman Paşa İlçesinin sahiliymiş, kaldırımları güzelcenem bir kara tutuvermiş, tıpkı İstanbul'a benzermiiş gibi.
Günlerden beridir İnokta Basın da kar konusunda sürekli yayın yaparak İnoktalığını gizlemeği başardı bu kez, ancak Basının İnokta olduğunu gerek tribünlerde gerekse başka yerlerde vazife gören herkes bilir.


Tekirdağ'da güzel bir parkta çok güzel bir kar tutmuş, tam böyle kartopu oynamalık.
Aslında ne kadar çoluk çocuk varsa toplanıp parka giderek güzel bir kartopu şenliği yapılabilir, tabi yirmi yaş altı vatandaşlarımızın sokağa çıkabilme saati olan 13:00 ilâ 16:00 saatleri arasında.
Çünkü aynasızlardan ceza yemek istemeyiz.


Mâlesef ben Tekirdağlı olmadığım için Tekirdağ'da hangi semtler olduğunu bilemeyeceğim, ama kar resimlerini buldukça paylaşıyorum.
Sizler de inşatanrı işbu kusuruma bakmayıverin artıkım.


Keşke bizim İstanbul'da da böyle bir kar yağsa diye düşündüğünüzü, düşünmediyseniz bile içinizden geçirdiğinizi işitir gibi ben.
Ama bu kadar kar İstanbul'da yağarsa zaten felç olan ortalık iyice felce bulaşır, iyisi mi az yağsın öz yağsın, ki zaten Gök Tanrı Tengri ne kadar yağdıracağını biz kullardan daha iyi bilir.


Burası da Tekirdağ'ın şehir içindeki bir caddesi, arka plânda bir Belediye veya Özel Hâlk Otobüsü geçiyor, ancak nereden gelip nereye gittiği hiç görünmüyor, ama eğer sizler biliyorsanız yorumlama kısmına yazabilirsiniz.


Tekirdağ'ın içlerinden başka bir cadde veya sokak, artık tanımlamalara ve kısıtlamalara hangisi uyuyorsa, çünkü geçenlerde yolların adlarının ne konacaklarına dair bir mâlumatfuruş ele geçirdi ben.
Tabi ki buranın hangi yol veya mevki ya da mahâlle olduğunu bilmiyor ben.


Biraz olsun Tekirdağ'dan dışarı çıkalım ve Anayola kadar uzanalım, eğer koskoca otoyol bile kar tutmuşsa ki ıssız bölgeler daha fazla kar tutar, gidip gelirken daha da dikkâtlı olmak icap eder.


Sanırım aynı yolun üzerinde bir kar küreme mâkinesi yoldaki karları temizleme vazifesini ifa ediyor ki sağ olsun Devlet Meteororloji İşleri Genel Müdürlüğü bu seferki karın daha uzun süre yağacağını haber vermiş bize, İnokta Basın da bu konuyu diline güzel dolamış ve felâket tellâllığına başlamış.


Biz iyisi mi işbu yazımızı biraz fazla resm-i şerif yükledik ama Malkara'da bitirelim ve tekrar Tekirdağ'a dönmeyelim, her ne kadar Tekirdağ'ımızın başkaca güzel ilçeleri de mevcut olsa bile bazı resimleri başka bir başlıkta biriktirelim.


Yazıyı bitirmeden önce işbu resm-i şerifi de paylaşmak istedi ben.
Başka bir yazıda buluşmak üzere şen kalın esen kalın giyinin kalın.

Bursa Karı

 Bu seferki kar yağışı sadece İstanbul ile sınırlı kalmadı, ta Bursa'ya bile yağdı ki Bursa'ya her yıl kar muhakkak yağar çünkü Bursa'nın çevresi bizim İstanbul kadar gelişmiş değildir, ne de olsa biraz olsun çevresinde bir parçacık yeşillik kalmıştır.


Mâlum bir memlekette bir yerlerde bir Yeşilvadi vardır, bu Yeşilvadi gerçekten iyidir, bizim Lütfü de ondan daha iyidir, bahsettiğim Yeşilvadi'nin yeşilliği ottur, yahu ben ne anlatacaktım derken odadan içeri güzel bir hanım girer ve bana bir kahve ikram eder.


İşbu şekilde temaşa edildiği üzere İrem Hanım'ın (Derici) hayali olarak bana ikram ettiği güzel kahvenin üzerine ben de başlarım Bursa'dan gelen kar manzaralarının resm-i şeriflerini paylaşmağa.
Hayali bile güzel.


Mâlum-u âliniz Uludağ'ın varlığından mıdır bilinmez Bursa'ya her kış çok güzel ve çok güçlü ve de tutan bir kar mutlaka yağar ve yağan bu kar mutlaka tutar.
Zaten Şehr-i Bursa'da tutmazsa Uludağ'da mutlaka tutması gerekmektedir, çünkü eğer Uludağ'da kar tutmazsa başta Beceren hotel olmak üzere hiçbir hotel iş yapamaz.


Uludağ'da ayı var mıdır bilmem ama bir ihtimâl bir zamanlar var olduğunu duymuştum birinden.
Ayı dedimse gerçek ayılardan bahsediyorum, ben bir insana Ayı deyip de Ayıya hakaret ederek Ayının günâhını alamam çünkü Ayının günâhını alabilecek param da yok ve Öbür Dünya'da hesap ödetmek için bulaşık yıkatmıyorlar.


Uludağ yolu olsun ya da Bursa içi yolu olsun veya hiçbiri olmasın Bursa'dan İstanbul'a geliş yolu olsun her kar yağdığı zaman birkaç araba muhakkak giderken ya da gelirken işbu pozu vermekten çekinmezler.
Benim bildiğim Karayolları Trafik Kanunu'na göre seyir hâlindeyken cep telefonu kullanmak serbest değildir, ama tabi aynasızlar ancak maske takılı mı değil miye bakarlar. Telefonla oynayarak araba kullanmağa çalışan ama bu esnada kendi hayatlarının yanı sıra başkalarının hayatlarını da tehlikeye atan tipitiplerle hiç ilgilenmezler.


Ne yazık ki Bursa çevresindeki yollardan birinde minibüsün biri yolda kalmış ya da yürümekte zorlanıyor.
Kar yağdı mıydı kar lâstiklerini takmak ve zencir-i berefşan kullanmak da Karayolları Trafik Kanunu'nun içinde var olan maddelerdendir.


Bursa gibi dağın eteklerine kurulmuş şehirlerimizde böyle karlı yolların tıkandığı çok defa vukua avdet eylemiştir, İstanbul'dan neredeyse hiçbir farkı yoktur.
Ancak her ne kadar kar trafiği olumsuz yönde etkilese dâhi manzarasının güzelliğine doyum olmaz.


Teleferik biraz bizim Eyüp Sultan'dakine benzese bile Uludağ'a tırmanan yeni teleferik bu işte, artıkım arka arkaya tırmanıp iniyor.
Bursa'yı şimdilik bitirdik, sıradaki kar fotoğrafım Tekirdağ'dan olacak ama bu yazımda değil başka bir yazımda.

14 Şubat 2021

Kar Zamanı Mutluluğu

Bu seferki Kar ile ilgili yazım Sevgililer Günü tantanası yüzünden biraz geç kaldı, ama sonunda geldi ya siz ona bakın ve gerisini fazlama sorgulamayın.
Aslında bu yılın ikinci Karının tam böyle Sevgililer Günü'nde yağması biraz da romantik bir hava ve ortam kattı.
Artık akşam vakti çok sayıda tencerede pişecek baklaların arasındaki fırına verilecek olan mercimeklere çok güzel birer zemin hazırlandı.


Ancak ben sizlere Sevgililer Günü tantanasının bitimiyle birlikte İstanbul'dan çeşitli kar manzaraları paylaşacağım.
Bazı resimlerin nerede çekildiğini bilmiyorum, ama bildiğim ve söyleyebileceğim tek şey resm-i şeriflerin tamamı Sanal Dünya Paylaşımlarından alıntıdır.


İlk olarak iyisi mi İstanbul Havalimanından başlayalım, çünkü ne de olsa İstanbul'a yağacak karın ilk olarak tutabileceği yepisyeni bir beldemiz oldu.
Belki bu resm-i şerif Uçak Avı Yummi'ye girebilecek resim ama Uçak Avı Yummi Resimlerini ben çekersem anlam kazanır, oysa bu resm-i şerifi bendeniz çekmediğini hatırlatır ben.


Burası müzeden camiye çevrildiği gün Korona Morona Bakara Makara'nın tatil yaptığı ve Cami açılışı nedeniyle insanlara bulaşmama kararı alan ancak tarihi bir hata yapılan ve sonuçlarını hâlâ çektiğimiz Aya Sofya Cami-i Şerifi, norminâl şeraitte karın diz boyu yağması lâzım ki buralar böyle kar tutabilsin.


Hem madem bugün Sevgililer Günü olduğuna göre Aya Sofya Cami-i Şerifi yolunda poz vermiş ve sosyâl mesafe kurallarına aykırı davranan bir sevgili çifti paylaşmak farz oldu.
Benim hiçbir Sevgililer Gününde sevgilim olmadı, bari onlar mutlu olsunlar ve bir yastıkta kocasınlar, Allah-u Te'âlâ onları birbirlerine bağışlasın.


Romantizim deyince bazılarımızın aklına Cadde-i İstiklâl veya Cadde-i Kebir ya da İstiklâl Caddesi avdet eyleyebilir.
Benim ise İstiklâl Caddesi'nde sevdiğim tek şey yolun ortasından giden Nostâlcik Tramvaydır, zaten neredeyse tamamına yakını Suriyeli dolduğu ve pek de Suriye'ye geri dönmeğe niyetleri olmadığı için artık tercih edebileceğim bir yer değil.
Şahsım olarak aslında Suriyelilerle bir alıp veremediğim yok, hâttâ Suriyelileri severim ama Suriyelilerin Suriye'de yaşayanlarını severim.


Buranın neresi olduğunu ben de bilmiyorum ama Facebok'ta paylaşan tipitip üye bu resm-i şerif için 1987 diye bir tarih atmış.
Oysa bu tipitip vatandaşımız 1987 yılında İstanbul'da Tramvay olmadığını, Src Belgesinin olmadığını, 2015 ve üstü model otomobillerin 1987 yılında mevcut olamayacağını bilmeyecek kadar câhil.
Tabi bir resm-i şerifi siyah beyaz yapınca hemen tarihi eskitilir ya, gündemin sorunları da böyle edilmiş.
İstanbul'dan ve Türkiye'den çeşitli kar manzaraları konulu yazı dizisi ilerleyen günlerde devam edecek.