Bu Blogda Ara

Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ağustos 2024

Hayâl

 Bu akşam biraz hayâl kuralım, çünkü hayâl kurmak için hiç kimse hiç kimseden para istemiyor. Ancak çok güzel ve sinsi bir şekilde kırıyor, emin olun para isteseydi daha iyiydi.
Çünkü cepten giden Sipâli yani Para bir zaman sonra bir şekilde yerine konulabilir ama hayâl ve umut kırıklıkları öyle sanıldığı kaddar kolay tamir edilemezler.
Çivinin çiviyi söktüğü günümüze kadar arsla görülmemiştir, atalarımız işbu mevzuat-ı hissiyat-ül umumiye dâhilinde çok yanılıyorlar..


Hayâllerimizde öncelikle biraz mutluluk olsun, tüm insanların diğer canlılarla barış ve huzur içinde yaşadığı sükûnet gibi.
Hayâllerimizde sonra huzur olsun, istediğimiz ve bizleri gerçekten mutlu eden işleri yapalım.
Hayâllerimizde sonra sağlık olsun, sağlığımız olmazsa yukarıdaki saydıklarımın hiçbiri olmaz.
Hayâllerimizde sonra para olsun, bugüne kadar kaybettiklerimizi yerine koyabilelim ve hayatlarımızın kalan kısımlarını yukarıda saydığım şekillerini bozmak zorunda kalmadan yaşayabilelim.
Hayâllerimizde biraz da zaman olsun, yakın çevrelerimizden başlayarak gezebilelim görebilelim kültürümüzü verelim ve kültürleri alalım, kültürel hayata can verelim.
Tabi bu arada her zaman tıkırında işleyen ekomonilerimize daha çok cansuyu verelim.
 

Kurduğumuz hayâl Kahvesiz olmaz tabi, hele hayat kitapsız kahvesiz ve kedisiz hiç çekilmez.
Bir de işbu hayâllerimizi gerçeğe dönüştürmemize yardım edebilen kafa dengi arkadaşlarımız olursa daha da iyi olacaktır kanımca.

05 Haziran 2024

Difficult Life

Sleeping is very important.


Some works are boring me, lots of problems are coming to me, all of them are tiring me. I mean all of negative things totally makes me nervous these hot days.
I prefer and choose hot weather but if they will be like this I'm begining to hate.


Life is too difficult, not easy to stay safe and healthy also happy.
We have only hope for being better than these.

28 Şubat 2023

Yeni Aşı Tantanası

 Geçen günlerde İnstegram'da dolaşırken gördüğüm lüzûm üzerine işbu yazımı yazmak ve mevzuat-ı katiliye hakkındaki düşüncelerimi nâkletmek istiyor ben, sonra isterse cellat gelsin boynumu kesip başımı gövdemden ayırsın.


İnsan vücûdu esas olarak kolay kolay hastalanmaz, hastalanırsa dâhi kendi kendıni tedâvi edebilecek yeteneğe sâhiptir.
İlkokulda bizlere nasıl nefes alacağımızı beyinlerimize kazıdılar, öğretmenlerimizin söylediklerine göre nefesi aldığımız ve verdiğimiz organların herhangi bir engele takılmaması gerektiğini öğrettiler.


Ayrıca bir elektrik süpürgesi düşünün ki borusunun ucuna bir bez paçavrası tıkarsanız süpürgenin motorunu yakarsınız.
İşte bizim burun ve ağız adı verilen organlarımız da aynı şekilde çalışırlar, üstelik motoru zorlanarak yanan bir elektrik süpürgesinin yenisini alabilirsiniz ama bir insanın yenisini alamazsınız, alsanız bile kaybettiğinizinki gibi olmaz.


Ben ilk günden beri söylüyorum ve bundan sonra da söylemeğe ve uygulamağa devam edeceğim, maske takmıyorum aşı olmuyorum, böylece küresel kapitâlist güçlerin oyununu bozuyorum.


Hadi size iki soru daha sorayım:
Hâlka maske adlı paçavrayı zorla taktıranları bir defacık bile olsa o maskeyle gördünüz mü?
Üstelik kendisi Tanrı'nın işini yaptığını iddia ediyor ama Tanrı'nın bundan haberi var mı?

01 Ocak 2022

Hoş Geldin İkibinyirmiiki

Türkiye Cümhûriyeti yeni gelen İkibinyirmiiki Yılına gireli bir saat kadar oldu ben bu satırları yazarken.
Kimimiz üzgün kimimiz yalnız kimimiz görevde de olsak Allah-u Te'âlâ bizlere yeni bir yıla erişmemizi nasip etti çok şükür.
Hani derler ya her yeni gün yeni birer umuttur diye, siz siz olun her şeye rağmen umutlarınızı kaybetmemeğe çalışın.


Bu yıl biliyorum içimden de geliyor bağzı şeyhler düzelmeğe doğru yol almağa başlayacak, başlangıcından sonuna kadar da hep birlikte izleyeceğiz.
Tekrardan yeni yılınız kutlu mutlu uğurlu sağlıklı ve şanslı olsun, çevrenizden sevgi saygı başarı eksik olmasın.

11 Mayıs 2021

Kırlangıçlar Geri Döndüler

Yaklaşık yirmi gram ağırlığındadırlar ancak uçuşta beşbin kilometreden fazla yol kat etmişlerdir.
Sahra Çölü'nü geçtiler. Akdeniz üzerinden uçtular, dinlenmek nedir bilmeden.
Fırtınalar ve rüzgârlarla savaştılar, kavurucu güneş umurlarında değil.
Olağanüstü bir şey yaptılar.
Ve şimdi evlerimizin çatılarının altında yaşayacaklar. Yavruları olacak.


Bir kırlangıç günde sekizyüzelli adet sinek ve sivrisinek yiyebilir.
Bir çifti günde yaklaşık binyediyüz adet sinek ve sivrisinek öldürebilir. Bundan daha etkili ve çevre dostu bir böcek ilâcı yoktur.
Onlara hoş geldiniz diyebilmeliyiz, en önemlisi onlara zarar vermeden.

04 Nisan 2021

Korona Sayesinde Bilinçleniyoruz

 Madem kocaman şirket işleri bir yemek masasına ve bir dizüstü bilgisayara hâttâ bir cep telefonuna bile sığabiliyormuşsa neden dikmişiz onca plazayı?
Bir eşofman ve bir terlikle de geçebiliyorken hayat, gardıroplara ve giyinme odalarına ne gerek varmış?
İş toplantıları video konferansla, alışverişler sanal marketlerle, eğitim ise uzaktan yapılabiliyormuş da neden işe okula alışverişe yetişmek için onca trafik çilesini çekmişiz, niye tonla egzoz dumanını yutmuşuz?


Otomobilsiz de yaşanabilirken o kadar parayı neden garajlara kaldırımlara yığmış, yakıta vergiye bakıma onca masraf etmiş, trafik kazalarına savaşlardan daha çok kurban vermişiz?
Madem hayat bir göz odaya sığıyormuş da neden dünyayı talan etmişiz?
Madem "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"ymiş de neden hırslarımızın emrinde birbirimizin boğazına çökmüşüz?


Meğer sırtımızda atılacak ne çok safra taşırmışız da haberimiz yokmuş.
İçinden araba geçecek kadar büyük petrol borularına değil, bir makinenin hava pompaladığı küçücük plastik boruya muhtaçmışız oysa.
Meğer nefsimizin uğruna nefesimizden vazgeçermişiz.

23 Mart 2021

Sağlıklı Olmanın Öğüdü

Son bir yıldan beridir bu Rotschild denilen bir pisliğin ortaya çıkarttığı korona morona bakara makara adındaki bir virüsle savaşmaktayız, her ne oluyorsa oluyor ve çaresi su ve sabun olan ve tüm dünyadaki ağırlığı sadece ve sadece bir gram kadar ağırlığı olan virüs bir türlü temizlenemiyor.
Öncelikle bu virüsten korunmak için maske adlı bir sektör oluşturdular, herkese de parayla sattılar. Maske takmayınca da yüksek yüksek cezaları yazdılar.
Maske sayesinde biriki yıl sonra karbondioksit soludukları için hasta olacak milyonlarca insan şimdiden hazır, gelsin cukka paralar.
Mâlum-u âliniz dünyayı yöneten o onüç aile yasanın böyle işlemesini istiyor, işin tuhafı Allah-u Te'âlâ da onlara istediklerini veriyor.
Bir zaman sonra aşı diye bir şey çıkartacaklar ve insanları aşılayacaklar, aşılananların bir kısmı da aşının yol açtığı yan etkiler sayesinde öbür dünyaya yolculuğa çıkmak zorunda kalacaklar.
Ama bir zaman daha sonra bu aşının da hiçbir faydasının olmadığı da ortaya çıkacak, zaten aşağıdaki gelişmeleri şöyle bir tartarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.
Sizler için bazı belgeler derledim bu yazımda onlardan bahsedeceğim.


Bir zamanlar sigara içmek sağlık demekti çünkü sigara üreten firmalarla ilaç üreten firmaların patronları aynıydı. Sonra zararları kanıtlanınca ve milyonlar bu illet yüzünden süründükten ve öldükten sonra son günlerin kampanyaları başladı.
Uyuşturucu olarak bildiğimiz Eroin ilk çıktığında ilaçtı ve eczahanelerde satılıyordu.
Margarini de sağlık olarak bilirdik. Yıllarca reklâmlarda yer aldı.
Sonra bir gün öğrendik ki kötüledikleri ve tu kaka ettikleri terayağı sağlık margarin hastalıkmış.
Süte sağlık kaynağı dediler Pastörize ettiler, sütün sağlık olmasının sebebi olan faydalı mikropları öldürdükten sonra çocuklarımıza içirdiler. Bir gün diyecekler bunlar da zararlıymış.
Tuz yemeyin diyorlar, Tuz tansiyonu artırır diyorlar. İnsanlar minerâlsiz kalınca kendilerini hâlsiz hissedince ilâç satıyorlar çünkü. Yakın zamanda tuzun tansiyonla alakası yokmuş diyecekler.
Kâlorisiz yiyecek reklamı yapıyorlar. Şekeri çıkarınca sağlıklı oluyormuş.
Şekeri çıkarıp ne koyuyorlar peki? Kanserojen etkisi kanıtlanmış şekerden onlarca yüzlerce kat tatlı olan pankreası daha çok yoran muhtemelen şeker hastalığına yol açan endüstriyel tatlandırıcıları koyuyorlar. Kâlorisiz ama kanser eden yiyecekler.
Zamanında kadınlara menapoz geciksin diye hormon replasman ilâçlarını sattılar. Milyonlarca kadın kullandı bunu. Sonra "Pardon bu kanser yapıyormuş" deyip işin içinden çıktılar.
Talidomid verdiler gebelerin içi bulanmasın diye ama bebekler kolsuz bacaksız doğunca yine pişkince sırıttılar.
Bilim yavaş yavaş gelişiyormuş. Bu uğurda yapılan gayretler de kutsalmış. Cennetleri dünya olduğu için ceplerini doldurdukları paralar da ödülleri oluyor. Ölen ve sakat kalan milyonlarca vatandaş da bilim gazileri ve şehitleri.


Unutmayın ki biri size bilim diyorsa oradan kaçacaksınız. Bakmayın onların kafalarının karışık olduğuna, bal gibi biliyorlar neyin doğru neyin yanlış olduğunu.
Ama size biraz daha zehir satıp bir de güzelcenem ilâçlamak, cehenneme gidene kadar biraz daha ilâhlık taslamak dertleri.
Bizim bildiğimiz "İlim" bilim diye uyduruk bir tanrıya dönüştükten sonra oldu ne olduysa hiçbir şeye yaratmayan ve insanlara hiçbir yararı dokunmayan bir şeyi ilâh edindi insanlar.
Bilim insanı olunca da bu koca çarkları olan sömürü sisteminin sözcüsü oldular.
Siz siz olun ne sağlıkta ne dinde ne eğitimde ne de gıdada hangi sektör olursa olsun aklınızı kâpitâlizmin sözcülerinden olan Rotschild ibnesine kiraya vermeyin. Karşılığı dünyada da ahirette de perişanlık olur vesselam.

23 Şubat 2021

Evlilik Kurtarıcı Reçete

Ortaçağ'da bizden çok ama çok uzak olan Fransa'nın bir kasabasında kadınlar sabah evden çıkan eşlerine düşük dozlu öldürmeyen ama hastalanmalarına sebep olan bir zehir verirlermiş.
Akşam olup da eşler ola ki geceyi başka bir yerde geçirmek isterlerse ağrı şiddetini arttırır, ateşlenme ve kusma gibi başkaca rahatsızlıklar da eklenirmiş mevcut rahatsızlıklarına.


Ancak işten eve geldiklerinde sadece eşlerinin bildiği bir panzehir içirilen evin erkekleri bir anda eski sağlıklarına kavuşur ve huzuru mutluluğu eşlerinden başka bir yerde aramamaları gerektiğine inanırlarmış.

14 Şubat 2021

Kar Zamanı Mutluluğu

Bu seferki Kar ile ilgili yazım Sevgililer Günü tantanası yüzünden biraz geç kaldı, ama sonunda geldi ya siz ona bakın ve gerisini fazlama sorgulamayın.
Aslında bu yılın ikinci Karının tam böyle Sevgililer Günü'nde yağması biraz da romantik bir hava ve ortam kattı.
Artık akşam vakti çok sayıda tencerede pişecek baklaların arasındaki fırına verilecek olan mercimeklere çok güzel birer zemin hazırlandı.


Ancak ben sizlere Sevgililer Günü tantanasının bitimiyle birlikte İstanbul'dan çeşitli kar manzaraları paylaşacağım.
Bazı resimlerin nerede çekildiğini bilmiyorum, ama bildiğim ve söyleyebileceğim tek şey resm-i şeriflerin tamamı Sanal Dünya Paylaşımlarından alıntıdır.


İlk olarak iyisi mi İstanbul Havalimanından başlayalım, çünkü ne de olsa İstanbul'a yağacak karın ilk olarak tutabileceği yepisyeni bir beldemiz oldu.
Belki bu resm-i şerif Uçak Avı Yummi'ye girebilecek resim ama Uçak Avı Yummi Resimlerini ben çekersem anlam kazanır, oysa bu resm-i şerifi bendeniz çekmediğini hatırlatır ben.


Burası müzeden camiye çevrildiği gün Korona Morona Bakara Makara'nın tatil yaptığı ve Cami açılışı nedeniyle insanlara bulaşmama kararı alan ancak tarihi bir hata yapılan ve sonuçlarını hâlâ çektiğimiz Aya Sofya Cami-i Şerifi, norminâl şeraitte karın diz boyu yağması lâzım ki buralar böyle kar tutabilsin.


Hem madem bugün Sevgililer Günü olduğuna göre Aya Sofya Cami-i Şerifi yolunda poz vermiş ve sosyâl mesafe kurallarına aykırı davranan bir sevgili çifti paylaşmak farz oldu.
Benim hiçbir Sevgililer Gününde sevgilim olmadı, bari onlar mutlu olsunlar ve bir yastıkta kocasınlar, Allah-u Te'âlâ onları birbirlerine bağışlasın.


Romantizim deyince bazılarımızın aklına Cadde-i İstiklâl veya Cadde-i Kebir ya da İstiklâl Caddesi avdet eyleyebilir.
Benim ise İstiklâl Caddesi'nde sevdiğim tek şey yolun ortasından giden Nostâlcik Tramvaydır, zaten neredeyse tamamına yakını Suriyeli dolduğu ve pek de Suriye'ye geri dönmeğe niyetleri olmadığı için artık tercih edebileceğim bir yer değil.
Şahsım olarak aslında Suriyelilerle bir alıp veremediğim yok, hâttâ Suriyelileri severim ama Suriyelilerin Suriye'de yaşayanlarını severim.


Buranın neresi olduğunu ben de bilmiyorum ama Facebok'ta paylaşan tipitip üye bu resm-i şerif için 1987 diye bir tarih atmış.
Oysa bu tipitip vatandaşımız 1987 yılında İstanbul'da Tramvay olmadığını, Src Belgesinin olmadığını, 2015 ve üstü model otomobillerin 1987 yılında mevcut olamayacağını bilmeyecek kadar câhil.
Tabi bir resm-i şerifi siyah beyaz yapınca hemen tarihi eskitilir ya, gündemin sorunları da böyle edilmiş.
İstanbul'dan ve Türkiye'den çeşitli kar manzaraları konulu yazı dizisi ilerleyen günlerde devam edecek.

Delilik Ve Dâhilik

 Bugün aslında Sevgililer Günü ama.
Her yıl bu gün nerelerde ne kadar birbirleriyle sevgili olanlar varsa bir yerlerde buluşurlar, romantik mumlarla başbaşa yemek yerler, gittikleri yerlerde yavaş ve huzurlu aşk şarkıları çalar, bütün dükkânlar kâlplerle süslenir falan filân feşmekân.
Ancak günümüzün olmaz olası kapitâlist dünyasında yalnız olanlar veya sevgililerinden kolluca birer kazık yiyenler bugünü kolaylıkla atlatamazlar.
Aslında delilik ile dahilik arasındaki çizgi çok ama çok incedir, çünkü delilik bir zamanlar var olan bir aklın çeşitli olaylar sonucu kaybedilmesidir ama aptallık o aklın hiçbir zaman var olmaması demektir.


Delirmenin en önemli sebeplerinden biri inanmayacaksınız ama aşktır. Nice akıllı ve süper zeki adamlar bir aşkın uğruna akıllarını kaybederek deli damgası yemişlerdir.
Hani gidenler bilirler ki Bakırköy Akıl Hastahanesi girişinde kocaman bir "Düşünen Adam Heykeli" vardır.
Dünyada bu heykel ünüversütelerde ya da kütüphanelerde sergilenirken bizde neden Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesinde sergilendiği ayrıca bir merak konusudur.


Bu tartışma konusu başka bir yazımıza da konu olacağına rağmen ben söyleyeyim cevabını:
Bu heykelin sahibi yani bir zamanlar yaşayan insan bir kadına aşık olmuş ama kadın kendisine hiçbir zaman yüz vermemiş, üstelik de aşağılamış.
Bizimki de bu kadar aşağılanmağa ne gerek olduğunu merak etmiş ve dünyadaki bütün gelişmeleri kendisini kapatarak sürekli düşünmeğe başlamış.
Bugün dünyamızda aşk yüzünden delirenlerin çok büyük çoğunluğu ne yazık ki erkeklerdir, çünkü kadın milleti ne yazık ki oldum olası seven erkeği aşağılayarak hor görürler ve kendilerine köle muamelesi yapan tipitiplerin peşlerinden koşarlar.


Aşkın ateşinden yanıp kavrulan bir insana korona morona bakara makara hiçbir kötü yan etki yapmaz, hâttâ belki de ölümüne sebep olacağı için iyi bile gelebilir.
Yalnızlığın zıddı birliktelik değildir, karşılıklı yakınlık ve anlayıştır.
Oysa şu akıllı telefon bile aşkın sevdanın tadını kaçırmağa yetti de arttı.

09 Şubat 2021

Sigarayı Bırakmanın Ekomonik Boyutu

Aslında belki de bu resm-i şerifi bir önceki yazıya eklemem gerekliydi, ancak bilgisayarıma biraz geç geldi.
Bilirim sigarayı bırakabilmenin zorluklarını, ama sigarayı bırakmanın en kolay yolunun hiç başlamamak olduğunu da eklemem gerekir. Mâlum-u âliniz hiçbir şey yapmayan şahıs hata da yapmaz, en azından mantık bunu gerektirir.


Eğer sigarayı bırakmakta gerçekten zorlanıyorsanız sizlere basit bir hesap yapayım:
Bir paket sigara Onsekiz (18.00) Türk Lirasıcık olduğunu düşünürsek günde bir paket sigaranın mâliyeti haftada Yüzyirmialtı (126.00) Türk Lirasıcık eder.
Mâlum ücretler aylık olarak hesaplandığı için biz bunu aylık ücretten hesaplayalım:
Günlük Onsekiz Türk Lirasıcık ücretin aylığı Otuzbirer Gün çeken Ocak Mart Mayıs Temmuz Ağustos Ekim Aralık aylarında ve ayın başına Beşyüzellisekiz (558.00) Türk Lirasıcık para ceplerinizden çıkacaktır, buna mukâbil Otuzar Gün çeken Nisan Haziran Eylül Kasım aylarında ve ayın başına Beşyüzkırk (540.00) Türk Lirasıcık ceplerinizden eksilecektir, bir de Yirmisekiz Gün çeken en kısa ay olan Şubat ayını da eklersek Beşyüzdört (504.00) Türk Lirasıcık daha eklemek gerekir, tüm bu masrafların içinde bulunduğumuz İkibinyirmibir Yılındaki toplamı Altıbinbeşyüzyetmiş (6.570,00) Türk Lirasıcık yapıyor ki bu da ortalama bir paket sigaranın eğer herhangi bir zam gelmezse bu yılki cebinize masrafıdır.
İçinde bulunduğumuz İkibinyirmibir Yılında uygulanmakta olan Asgari Ücret ise İkibinsekizyüzyirmibeş (2.825,90) Türk Lirası Doksan Türk Kuruşucuk olduğuna ve yıllık toplamının da Otuzüçbindokuzyüzon (33.910,80) Türk Lirası Seksen Türk Kuruşucuk olduğuna göre aradaki farkı düşersek geriye Yılın sonunda cebinizde kalması gereken miktar Yirmiyedibinüçyüzkırk (27.340,80) Türk Lirası Seksen Türk Kuruşucuk parayla hayatınızı idame ettirmek zorundasınız.
Bu zorlu ekomonik vaziyette ceplerinizden çıkacak para ortalama olarak budur.
Zaten çevrede doğru düzgün iş yok, zamlar almış başını gidiyor, bir de sigaraya para yetiştirmek o kadar kolay olmasa gerek.
Nasıl geçiyor hayatlarınız, Ekomoni Israrla Tıkırında değil mi?


Ben sizlere günlük bir paket sigara üzerinden bir hesap hazırladım, eğer daha fazla içiyorsanız veya inşallah daha az içiyorsanız siz de ortalama bir değer tutturabilir ve gelirinizi giderinizi hesaplayabilirsiniz.
Üstelik bu basit ve fasit hesabı yapmak için liselerdeki veya ünüversütelerdeki Moderin Matamatik bilmek de gerekmiyor, bizlerin ilkokulda öğrendiği düz mantık matematiği bile yeterlidir.
Tabi ki eğer hiç sigara içmiyorsanız veya arkadaşlarınızdan kahve yanında otlanıyorsanız yatın kalkın da sigara içmediğiniz için şükredin.

Sigara Bırakma Günü

Günlük yaşamımızda mevzuat-ı şerif umumiyetle nihayete ermez bizler işbu cihanda yaşamağa devam ettiğimiz müddetçe.
Her ne kadar bu yazdıklarımızı okuyanlar bu cihanda yaşıyor olsalar bile diğer cihandakilerden bir şeyler öğrendik de biz bunları yazıyoruz.
Aslında bendeniz sigaradan nefret ederim, ama bazen kahvenin yanında canım çekmiyor da değil.
Yine de sağlığa oldukça zararlı olduğunu söyleyebilirim, ki zaten artık tabiban-ı cihan da sağlıksız olduğunu buyuruyor.
Bugün günlerden Salı, yıllardan da İkibinyirmibir, aylardan da en kısa ay olan ve en az gün çeken Şubat.


Ben hep matah bir şey olmadığını boşuna söylemiyorum ama madem bu dünyadan hiçbirimiz canlı çıkamayacaksak neden bağzı şeyhlerin zevkini tadını almadan dünya hayatını bitirelim?
Tiryakisi olunmadıktan sonra, yani bugün tüttürülse bir daha akla onbeş gün sonra gelse belki bir şey yapmaz ama günde bir paket içerseniz zamanından önce çökersiniz.
Sigara içenlerin vücutlarındaki kötü değişikliği gösteren resimleri burada paylaşmıyorum çünkü gerçekten çok kötü bir görünüm arz ettiği konusunda inanın bana. Zaten bazılarını sigara aldığınız zaman paketlerin üstlerinde görmektesiniz.


Hazır bugün Dünya Sigarayı Bırakma Günüyken ve birkaç güncük sonra Sevgililer Günü de geliyorken siz de hem kendinize hem de sevgilinize bir iyilik yapın ve şurada beş günlüğüne bile olsa sigaradan uzak durun ki Sevgililer Gününde sevgiliniz sizi daha çekici bulsun.
İnanın bana sigarayı bırakınca zaten güzelsiniz ama daha da güzelleşeceksiniz çünkü yüzünüze kan gelecek.
Ben bilgiçlik taslayayım öğüdümü vereyim, uygulayıp uygulamamak sizlere kalmıştır.
Hepinize sigarasız güzel sağlıklı günler temenni eder ben.

01 Kasım 2019

Güzelliklerinizi Bu Çirkinliğe Borçlusunuz

Aslına bakarsanız bu tarz bir oluşumu bir yerde daha okumuştu ben.
Her ne kadar o günü inanmamış da olsam imdı resm-i şerifi gözlerimle görünce kâni olmaya karar verdim.
Bizlerin yüzlerinde küçücük mini minicik örümcekler dolaşmakta, ancak işbu örümcekçikler bize zarar değil yarar sağlamaktalar.


Cilt bakımlarında önemli bir rol üstlenen ve boyları sadece üç desimilimetre olan işbu örümcekçikler kıl köklerinin diplerine yerleşerek ciltteki fazla üretilen yağlarla beslenip çevrelerinde oluşan kirleri de temizliyorlar.
Allah'u Te'âlâ'nın insanları güzelleştirmek için bulduğu ve uyguladığı çareyi sizlerle paylaştı ben işbu yazımda.
Hem erkekler hem de kadınlar için geçerli olan bu varlıklar olmasalardı acaba nasıl bir yaratığa dönüşebileceğimizi hayal dâhi edemedi ben.

14 Ekim 2019

Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlenir?

Havalar sakat gitmeye başladılar.
Her ne kadar İstanbul'da gökyüzü Güneşliyse bile bu Güneş aslında Kanlı Güneş.
Kanlı Güneş'in anlamını Blogumu okuyan sadık okuyucularım bilirler ama bugün bilmeyenlere acıdım ve anlamını açıklamak istedi ben.
Kanlı Güneş'in anlamı Gökyüzünde görülmesine rağmen ancak kendini ısıtabilen ama havayı bir türlü ısıtamayan Güneş demektir.
Hani sevgili Yıldız Tilbe'nin yazdığı bir "Kış Güneşi" şarkısı var ya işte onun gibi düşünün.
Ancak şimdiki Güneş'in kanlanması asla Pastırma Yazı gibi değildir, kuru bir serinlik sağlar.
Pastırma Yazı ise resmen Yazdan borç alınmış günlerdir, Yaz mevsiminde patlayan fırtınalar ve yağmurlarla Kış aldığı işbu borcunu taksit taksit öder.


Resm-i şerifimizde de kıraat eyleyebileceğiniz gibi Fındık Badem Ceviz gibi kuruyemişleri yummilenmek O-Mega-Üç gibi Çinko gibi Magnezyum gibi vitâmin ve minerâlleri vücudumuza sağlamakta.
Üstelik böyle kuruyemişlerle biz de gıdalı olarak besleniyoruz.
Sincapları bilirsiniz, Yazın harıl harıl kuruyemiş toplarlar ki Kışın hastalanmadan sağlıkla geçirip ertesi Yazın tekrar hayatta bulunabilmek için.
Her ne kadar fazla kuruyemiş karaciğerleri yorsa dâhi aslında oldukça faideli bir besindir, ama her şeyde olduğu gibi azı karardır çoğu zarardır.

Tek Ayak Üzerinde Durun

Bir zamanlar okulda öğrenciyken hepimizin başından mutlaka tek ayak üzerinde durma cezası verilmiştir öğretmenlerimiz tarafından.
Hepimiz de böyle cezaya isyân etmişizdir değil mi?
Oysa yıllar sonra çalışkan İngiliz bilim adamları fizyoterapistler eşliğinde bir araştırma yapmışlar ve tek ayak üzerinde durmanın dizler ve bileklerdeki kas ve kemiklerin güçlenmeleri için vücut dengesini sağlamak amacıyla leylekler gibi tek ayak üzerinde durmamızı öğütlüyorlar.
Ancak işbu bilim adamlarının dediği tek ayak üzerinde durmak öğretmenlerimizin verdiği cezalar gibi uzun süreli değil sadece ikişer dakikalık fasılalarla ayaklarımızı değiştirerek yapmamız gerektiğini de söylemişler.


Sakın işbu mevzuat-ı cezaiye hakkında öğretmenlerin bir şey bildiklerini iddia etmeyin bana. Bilirler ama bildikleri kendi öğrencilik dönemlerinde öğrenebildikleri kadardır.
Çünkü saatler boyunca tek ayak üzerinde durmak ayakları öyle bir ağrıtır ki böyle cezaları sapıklara tecavüzcülere teröristlere vermek gerekir.
Dolayısıyla bu sefer istemesem bile İngiliz bilim adamlarının sözünü dikkâte almam lâzım. Neme lâzım?

10 Ekim 2019

Erkekler İçin Önemli

Doğada her türlü derdin dermanı mevcut derim de inanmazsınız.
Baksanıza imdı bizim bildiğimiz Domates sağlığa üretim türlüsü de faydalıymış.
Genç erkeklerin muhakkak Domatesi yummilenirken eksik etmemeleri gerekiyormuş.
Çünkü çalışkan İngiliz bilim adamları araştırmışlar ve Domatesin erkeklerde bulunan tohum hücrelerinin kâlitesini yüzde elli oranında arttırdığını ortaya çıkartmışlar.
Yani işbu itibarla Domates sayesinde erkeklerin dölleyebilme yetenekleri de artmış anlayacağınız.


Ancak işbu vaziyet-i umumiyeye ilâç sanayisinin ne tepki vereceği bilinmemekte henüz.
Çünkü mâlum-u âliniz Dünyada gizli güçler tarafından idare edilen hastalık ve sağlık ve de ilâçların dengelerinin bozulmaması da gerek, yoksa işbu gizli güç nasıl parasına para katacak?


Ancak yine de aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış.
Sağlık üzerine oynanan oyunlar artık gına getirdi, Domatesin iyi olduğunu çalışkan İngiliz bilim adamları ortaya çıkardı ya, imdı bir de bakarız Domateslere ilâç bulaştırarak yukarıdaki iyiliği de öldürebilirler.
Böyle şer odaklardan Allah-u Te'âlâ korusun bizleri.

08 Ekim 2019

Evde Yemek Daha Sağlıklı

Esasına bakarsanız evde güzel yummilerimizi yummilenmek kadar güzel bir şey yoktur ama o yemekleri pişirmek de benim gibi yalnız yaşayanların gözleri önünde büyür ve zor gelmeye başlar belli bir zamandan sonra.
Özellikle dışarıda hangi yağın kullanıldığını bilmeden veya mâlzemenin midelerimizi kaldırabilecek derecede olup olmadığını bilmeden görünüşü ve lezzeti çok da güzel olsa her zaman dışarıdan yummilenmek hem sağlık açısından hem de maddi açıdan pek parlak fikir değil doğrusu.
Ancak günümüzde gelinen noktada özellikle işyeri çevreleri evden yemek götürmeyi zorlaştırıyor, çünkü çevredeki herkes hâlâ sefertası taşıyanlarla dalga geçiyorlar.
Oysa sefertası macerası hiç de küçümsenecek bir olgu değil.
Aşağıda iki farklı gazeteden başlıkları görmektesiniz, içeriğini kendi dilimce biraz özetleyerek resimden yazıya dökecek ben.


Efenim bizim olmayan çalışkan Amerikalı bilim adamlarını biliyorsunuz, her gün her gün bir şeyler araştırırlar ve insanlığa faideli bir iş yaparlar tıpkı bizim gibi, ben de sizlere bu araştırmaları anlatırım bu sayfalarda.
Bu sefer de sanki kendi vatandaşları dışarıda hazır yummilenme işinin öncüsü değillermiş gibi evde yummilenen ya da anlayacağınız dile çevirirsem yemek yiyenlerin dışarıda yummilenenlere nazaran daha az oranda kansere yakalandıklarını ortaya çıkarmışlar.
Konu burada sadece gıdaların hatalı veya hatasız depolanmasında değil gerek pişme gerekse paketleme aşamalarında da ortaya çıkan bakterilere dayanmakta.


Bilim adamlarının yaptıkları araştırmanın neticelerini basına aktardıklarına göre gerek depolama gerekse pişirme aşamasında yemeklere bulaşan işbu zararlı kimyasal organizmaların kanser ve üreme sorunları gibi hastalıklara zemin hazırladığı bildirildi.
İşbu yüzden en güzeli her şeye rağmen evde pişen yemekler, çünkü en azından ne yaptığımızı ne kullandığımızı biliyoruz.
Günümüz şartları neyi göstereceğini bilemesek bile ara sıra evlerimizde yummilenmekte faide mevcut.

01 Ekim 2019

Men! A Pause Yorganı

Bizim dilimize Menapoz olarak giren ama aslında "Men! A Pause" olarak espirilendirilen kadınların adetten kesilmesi ve doğurganlıklarının Yukarıdaki tarafından sonlandırılması hadisesi sayesinde kocalarıyla yaşadıkları yataktaki sıcaklık tartışmaları dünyanın her tarafında olağan ve norminâl olarak sayıldığı hepimizce mâlumdur.
Doğurganlık bitimi kadınların vücut sıcaklığının artması sebebiyle kadınlar serin yataklarda ve odalarda yatmak isterler.
Buna karşılık erkeklerin hissettikleri ise soğuk olduğu cihetle ısınmak için sıcak oda ve sıcak yatak isterler.


Efenim imdı İngiltere'de yıllardan beridir faaliyette olan Nanu adlı bir çarşaf firması işbu vaziyet-i münâkaşayla başa çıkabilmek için özel bir yorgan üretti.
Yorganın bir yarısı kullananı soğuktan korurken diğer yarısı üzerindeki hava alan minik delikleri sayesinde diğer tarafa nazaran daha serin olmakta.
İşbu yorganın fiyatı ise topu topu Altmışbeş İngiliz Sterlini yani bizim paramızla Dörtyüzelli Türk Lirasıcık.


Aslında illâ tek yorganın altında mı yatılacak? İki ayrı yorgan olsa veya biri battaniye diğeri yorgan olsa olmuyor mu?

27 Eylül 2019

Az Uyuyan Şişmanlıyor

İnsanoğlunun günlük çekmesi gereken uyku süresi en az sekiz saattir. Yani günde sekiz saat uyumayan veya uyuyamayan bir insan belki gençliğinde uykusuzluğun yan etkilerini hissetmeyebilir ama ilerideki dönemlerde oldukça zorlanacaktır.
Bu gerçeği hepimiz biliyoruz değil mi? Evet biliyoruz, ben de söyledim, hem de kaç sefer. Araştırın Blogumu bulun, ben buradan bağlantı verecek değilim bu kez.


Ancak bu sefer İsveçli bazı bilim adamlarının boş oturmamak için yapmış oldukları bir araştırmada haftada dört gece az uyuyan bir insanın yakalanabileceği hastalıklar arasında kamuoyunda obezite olarak mâlum olan şişkoluk da eklendiği gözlerden kaçmadı.
Araştırmanın ayrıntılarına göre kâlori bakımından zengin gıdalarla beslenerek haftanın en az dört gecesi beşer saatten fazla uyumalarına izin verilmeyen katılımcıların şişmanlamaya daha yatkın oldukları anlaşıldı.
Aslında araştırmalara kalmadan atalarımızın sözlerine kulak ve göz versek ve de beyin yorsak daha akıllıca bir hayat yaşayabiliriz.

24 Eylül 2019

Elektronik Sigara Hücreleri Öldürüyor

Oldum olası Elektronik Sigara denilen ucubeden hiç ama hiç hoşlanmaz ben, çünkü ne de olsa bir Nargiliye veya Norminâl Sigara gibi değil kendisi.
Piyasaya ilk çıktığı zamanlar sözüm ona sigarayı bıraktıracak bir yan ilâç ürünü olarak pazarlandığını hatırlıyor ben. Ancak bizim Sağlık Bakanlığımız bu konunun böyle olmadığını açıkladı geçenlerde.
Hep iyi olduğunu düşündüğümüz ama dünyanın bütün kötülüklerinin başı olan koskocaman Amerika Birleşik Devletleri toprakları içerisinde esrar aromalı elektronik sigara içen beşyüzden fazla kişi gzemli bir akciğer hastalığı nedeniyle hastahaneye kaldırılmış ve bunlardan sekizi Hakk'ın rahmetine kavuşmuş.


Dünyanın diğer başka bir ucu olan Avustralya'da ise bazı bilim adamları tarafından yapılan bir araştırma aromalı elektronik sigaraların solunum yolundaki hücreleri öldürdüğünü ortaya çıkardı.
Aromaların ortaya çıkmasıyla elektronik sigaralara olan ilgi bayağı bir artmıştı.
Sigara sağlığa zararlıdır, elektronik sigara daha da zararlıdır.