Bu Blogda Ara

Akıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Akıl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

03 Nisan 2021

Büyüklerimizin Zekâsı

Mâlum-u âliniz şu başımızdaki gardiyanımız olan korona morona bakara makara yüzünden birçok büyüklerimiz eve hapsolmuşlardı ve hâlâ da belirli saatler dışında sokağa çıkmaları serbest değil, üstelik toplu taşıma araçlarına da binemiyorlar.
Ancak bizim kültürümüz büyüklerimizin sözlerini dinlemek üzerine kurulmuştur, her ne kadar biz gençler dünyanın hakimiysek de bir zamanlar büyüklerimiz de genç olduklarından dünyaya onlar hakimdi.
Yani hayat tecrübeleri bizlerden çok ama çok daha fazla.


Yapay zekâ da neymiş? Bir dostum yetmiş yaşında. Yasaklar sebebiyle sokağa çıkamadığından çok bunalmış. Bulduğu çareyi anlatıyor:
"Yahu ben yıllardır yürümeye alışmışım. Evde oturamıyorum. Patlayacağım. Sonuçta bir çıkar yol buldum. Bizim evin adresini yazdım cebime koydum. Şimdi ne zaman canım isterse çıkıyorum. Epeyce yürüyorum. Bir zaman sonra polisler çeviriyorlar, adımı soruyorlar. Bilmiyorum diyorum. Üstümü arayıp cebime koyduğum notu buluyorlar.
Notta: Dikkat Alzheimer Hastasıdır yazıyor ve altında da adresim. Zaten epey yorulmuşum. Polis arabasıyla eve dönüyorum."


Bu hikâyeyi okuyunca aklıma bir büyüğümüzün bankadaki yaşadıkları avdet eyledi.
Yine böyle korona morona bakara makara günlerinden birinde bankanın kapısında Heskodu'nu okutan ve içeri girmeğe hak kazanan bir büyüğümüz hesabından Binbeşyüz Türk Lirası çekmek üzere sırası geldiğinde vezneye yaklaşıyor ve tâlebini söylüyor veznedara.
Veznedar ise vatandaşın isteği için bankamatiğe gitmesi gerektiğini ve istediği miktarı ödeyemeyeceğini söylüyor.
Bizim ihtiyar cüzdanını uzatıyor, bakıyorlar ki Milyonluk zengin, bu sefer de hepsini çekmek istediğini söylüyor.
Veznedar ise bir gün önce haber vermesi gerektiğini ve banka şubesinde bu kadar nakit olmadığını söylüyor.
Vatandaş da ne kadar ödeyebileceklerini soruyor, veznedar da İkiyüzbin Türk Lirasıcık ödeyebileceklerini söylüyor.
Başlıyorlar paraları saymağa, onbeş dakika sonra parayı vatandaşın eline tutuşturuyorlar.
Ancak bizim akıllı büyüğümüz içinden ihtiyacı olan Binbeşyüz Türk Lirasını alarak kalan Yüzdoksansekizbinbeşyüz Türk Lirasını geri yatırmak istediğini söylüyor.
Veznedar ise bu tâlep üzerine bayılmış, ayıltamamışlar.


Kıssadan Hisse:
Büyüklerimizle dalga geçmeyin, onlar sınırlı sayıda üretildiler ve bir zamanlar gençtiler.
Sizler yaşlılığın ne olduğunu bilmiyorsunuz ama onlar gençliğin ne olduğunu çok iyi biliyorlar.

14 Şubat 2021

Delilik Ve Dâhilik

 Bugün aslında Sevgililer Günü ama.
Her yıl bu gün nerelerde ne kadar birbirleriyle sevgili olanlar varsa bir yerlerde buluşurlar, romantik mumlarla başbaşa yemek yerler, gittikleri yerlerde yavaş ve huzurlu aşk şarkıları çalar, bütün dükkânlar kâlplerle süslenir falan filân feşmekân.
Ancak günümüzün olmaz olası kapitâlist dünyasında yalnız olanlar veya sevgililerinden kolluca birer kazık yiyenler bugünü kolaylıkla atlatamazlar.
Aslında delilik ile dahilik arasındaki çizgi çok ama çok incedir, çünkü delilik bir zamanlar var olan bir aklın çeşitli olaylar sonucu kaybedilmesidir ama aptallık o aklın hiçbir zaman var olmaması demektir.


Delirmenin en önemli sebeplerinden biri inanmayacaksınız ama aşktır. Nice akıllı ve süper zeki adamlar bir aşkın uğruna akıllarını kaybederek deli damgası yemişlerdir.
Hani gidenler bilirler ki Bakırköy Akıl Hastahanesi girişinde kocaman bir "Düşünen Adam Heykeli" vardır.
Dünyada bu heykel ünüversütelerde ya da kütüphanelerde sergilenirken bizde neden Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastahanesinde sergilendiği ayrıca bir merak konusudur.


Bu tartışma konusu başka bir yazımıza da konu olacağına rağmen ben söyleyeyim cevabını:
Bu heykelin sahibi yani bir zamanlar yaşayan insan bir kadına aşık olmuş ama kadın kendisine hiçbir zaman yüz vermemiş, üstelik de aşağılamış.
Bizimki de bu kadar aşağılanmağa ne gerek olduğunu merak etmiş ve dünyadaki bütün gelişmeleri kendisini kapatarak sürekli düşünmeğe başlamış.
Bugün dünyamızda aşk yüzünden delirenlerin çok büyük çoğunluğu ne yazık ki erkeklerdir, çünkü kadın milleti ne yazık ki oldum olası seven erkeği aşağılayarak hor görürler ve kendilerine köle muamelesi yapan tipitiplerin peşlerinden koşarlar.


Aşkın ateşinden yanıp kavrulan bir insana korona morona bakara makara hiçbir kötü yan etki yapmaz, hâttâ belki de ölümüne sebep olacağı için iyi bile gelebilir.
Yalnızlığın zıddı birliktelik değildir, karşılıklı yakınlık ve anlayıştır.
Oysa şu akıllı telefon bile aşkın sevdanın tadını kaçırmağa yetti de arttı.