Bu Blogda Ara

20 Kasım 2012

Güle Güle Aşkım

Biliyorum, senin de işin çok zor ... Her gün buraya gelip sana bir şey yazmış mıyım diye bakman, sonra da yazmadığımı görünce beni aramaya çalışman ... Aslında benim için kaybettiğin zamana da yazık ...

Biliyorum sen şimdi beni düşünüyor olmalısın. Ben de seni bir zamanlar düşünüyordum, hatta bir şey olduğunda içim içime sığmazdı =(((

Aradan bunca zaman geçti, bir gitmen eksikti ... Hadi diyelim gittin, neden bir "Hoşça kal" demek zahmetine katlanmadın?

Doğru, ben senin için belki de hayatına girmemesi gereken, senin seviyeni düşüren, arkadaşlarının bana baktığında seni ayıplayacağı ve sana yüz çevireceği, sadece bir anlık yara bandı olarak kullanabileceğin ve işim bittikten sonra bir kâğıt mendil gibi çöpe atılacağım bir nesneydim =(((

Sen belki bazı duygularımı ciddiye almadın, alamadın, ya da almak bile istemedin, ama ben de bir insanım, benim de duygularım var, korkularım var, etten kemikten ve ruhtan yapıldım.

Beni sevmiyor olabilirsin, zorla güzellik olmadığını ben senden belki de daha iyi biliyorum. Ama yine de senin beni sevmemen benim seni sevmeme engel mi teşkil edecek?

İşte bunun için gidiyorum ben.

Belki seninle dostluğumuz bitti, ama lütfen düşman olmayalım.

Hakkını helal et aşkım.

19 Kasım 2012

Bin Yıllık Mumya Köpek

Dünyanın altında kim bilir neler yatıyor da bilinmiyor.
Evet, her canlı elbette ölümü tadacaktır. Kimi mumyayla korunacak, kimi ise çürüyüp torpağa karışacak.
Hepimiz "Yaratılış Kanunu"na tabi olduğumuz cihetle dünyaya geleceğiz, büyüyüp yaşayacağız ve zamanımız geldiğinde de gideceğiz.
İnşallah bize arkamızda iyi eserler bırakmak nasip olur.


Normalde beni böyle yazarken göremezsiniz, ama hayatın gerçekleri çok acıdır ne yazık ki ...


Geçenlerde Meksika'nın Candelaria Mağarası'nda keşfe çıkan bir takım araştırmacılar bin yıllık falan olduğunu tahmin ettikleri mumyaya sarılmış bir köpek buldular. Sırada mumyanın Meksika Ulusal Antropoloji Enstitüsü'nde üzerinde yapılacak araştırmanın sonucunda tam yaşının ve türünün belirlenmesi kaldı.

Sandy Yuva Yıkmadı

Belki ben konu etmedim ama geçenlerde Amerika Birleşik Devletleri her yıl olduğu gibi kasırgayla şiddetli bir mücadeleye girişti herkesin mâlumu.
Özellikle New York ve New Jersey'in altını üstüne getiren ve bu yıl adına Sandy denilen kasırganın felâket boyutunda dikkat çekici bir ayrıntı işbu hadise-i fecaat-i mucizeye şahit olanları hakikâten hayrete düşürdü.


Çünkü Edgewater'de bir çok ağaç kasırga yüzünden ev ve arabaların üstlerine devrilirlerken aynı şiddete maruz kalan zayıf dalların uç taraflarındaki kuş yuvaları fazlaca bir zarar görmediler.


Büyük bir mucize veya Allah-u Te'âlâ'nın takdir-i ilâhisi, ona inanmayan taş kesilsin.
Allah'ım, sen hepimizi hepimizden çok daha iyi bilirsin, bizi yoktan sen yarattın, hakkımızda hayırlısı olan her ne ise onu nasip eyle. Amin!

Sandeviç

Ben onu bunu anlamam, tarihi korusa korusa ancak İtalyan milleti korumayı başarır, dünya üzerinde başkasını tanımam. Bu konuda o kadar hassaslar ki, Roma Büyükşehir Belediyesi geçenlerde meclisinden radikal bir karar çıkarttı.

Bu efsane karara göre Roma Vilayet Hudutları dahilindeki tarihi ve kültürel mimari eserlerin yakın çevrelerinde yemek ve içmek artık yasak.
Bu emre itaatsizliğin ceza-i müeyyidesi ise Beşyüz Euro.

İtalyanlar çok iyi ve sağlıklı bir karar vermişler, darısı dünya üzerindeki diğer devletlerin başlarına, özellikle de İstanbul başta olmak üzere bizim buraların inşallah.

Fakat bu konuda Roma Büyükşehir Belediyesi ilk değil, netekim benzeri bir yasak Venedik'te San Marko Meydanı için de geçerli, hem de yıllardır.

Olur da bir gün İtalya Torpakları'na ayak basar ve Roma Vilayetine yolunuz düşerse aklınızın bir köşesinde bu Kanun-i Esasi muhakkak sur'etle bulunsun.

18 Kasım 2012

Maslak 1453

Geçenlerde sevgili Ali Ağaoğlu'nun son procesi olan Maslak 1453 malum-u aliniz olmak üzere Çevre Ve Orman Bakanlığı tarafından iptal edildi. Fakat bu iptal kararının da ileride iptal edileceği aslında aşikar.


Belki Fatih Ormanı "Şimdilik" kurtuldu ama ... Aması var işte ...


Bu gördüğünüz resmi bugün Sanat Fuarı'nda bizzat çektim. Eğer bu iptal kararı çıkmasaydı Maslak 1453 Procesi bundan daha iyi tasvir edilemezdi. Sayın Dursun Ali Ayyıldız'ın eline koluna aklına bilgisine zamanına ve tecrübesine sağlık.


Dilerim Orman Bakanlığı almış olduğu bu iptal kararından geri dönmez. Ben sustum, resim konuşsun, siz de yorumlayın, ne dersiniz var mısınız?

Üç Öğün Mü?

Sabahın dördünde çorbacıdayım. Hava dışarıda buz gibi. Çok yorucu banel ve sıkıcı bir hayat. Sürekli yemek yemekten kendimi iyi hissedemiyorum.


Az sonra okuyacağınız satırlara bakarsanız insanın doğasına da günde üç öğün yemek yemek aykırıymış. Bu sefer bilimsel araştırma değil, BBC'den bir haber var konumda.


Üç öğün yemek yemenin tarihini konu alan bir program yayınlamışlar geçenlerde.


Günde üç öğün yemek yemek sadece bir kaç yüz yıllık yeni bir alışkanlıkmış. İnsanlık tarihini bir bütün olarak ele alırsak hakikaten de yeni bir olgu bu.


Antik Roma İmparatorluğu döneminde tek öğün yeniliyordu. Ta ki onyedinci yüzyıla kadar.


O dönemde zengin aristokrat ve entellektüel kesim halkı kahvaltıyı başlattı. Hani şimdi en önemli öğün olarak kabul ettiğimiz kahvaltı, zenginlerin daha çok semirip birbirlerine hava bastığı bir sosyal olguymuş meğer.


Sonra Sanayi Devrimi zamanı çalışma saatleri uzayınca işçi ve emekçi kesimi öğle yemeğini başlattı. Öğle Yemeği de yaygınlaşınca ilk başlarda hava kararmadan yenilen Akşam Yemekleri de daha geç saatlerde yenmeye başlanıldı.


Ve günümüze kadar da bu şekilde gelindi. Tabi ondan sonra gelsin şişkoluk, gelsin fazla fazla yemek istekleri.


İnsan canı sıkıldıkça yemeğe sarılır oldu ve tabi alışkanlıklar da değişti.


Hani doktorlar diyor ya "Akşam güneş battıktan sonra hiç bir şey yemeyin" diye, adamların bir bildikleri varmış. Ama gelgelelim günümüzün ahval ve şerait dahilinde bu mevzuat-ı umumiyeyi kim ve nasıl uygulayabiliyor?