Bu Blogda Ara

Sayfalar

06 Eylül 2023

Penguen Kitap Kahve

 Bizlerin zamanında genç olanlar Mükremin Abi'nin "Kütüphânedeki Kalın Kalın Kitaplarla Ders Çalışmak" deyimini bilirler.
Her ne kadar isbu lâfz-ı şerif Hayat Bilgisi dizisinin bir bölümünde de kullanılmış dâhi olsa Biz Üç Muz olarak Delikanlı Mükremin'e saygısızlık yapamayız, çünkü ne de olsa "Hoca'nın Camide Olduğu" Hayat Bilgisi derslerinden yetiştirildik.


Ancak bugün gummilenmekte olduğum Türk Kahvemsinin mâliyeti tamı tamına Elliyedimilyon Türk Lirası olduğunu paylaşmağa mecburum.
Eğer şu dükkânda kitaplar olmasa ve İnternet de olmasa essahtan değecek bir ücret değil ama bu kadar saat oturmağa birazcık yetebilir ama arsla Türk Kahvemsinin sahici tadını vermiyor.


Yukarıda da temaşa ettiğiniz gibi Bindokuzyüzseksenbeş Yılından beridir hayatlarımızda olan Katma Değer Vergisi Fişi sanırım gerçekleri açıklar size.
Yapılacak fazlama bir şey de namevcud, ya bu deve güdülecek ya da bu diyardan gidilecek.

Yeni Süreyya Pilâcı

 Son birkaç zamandan beridir İstanbul Belediyesi'nin hummalı bir inşaat faaliyeti yürüttüğü Şehr-İstanbul vatandaşlarımızın anılarında çok önemli bir yeri olan, ancak Bindokuzyüzseksenbeş Yılından sonra bu dünyaya gelme şanssızlığına düşmüş olan hiç kimsenin hatırlamadığı, bir zamanların deniz kum güneş efsahanesi Süreyya Pilâcı dâhillinde bulunan Bakireler Mâbedi en sonunda eski yani Marmara Denizi doldurulmadan önceki karaya daha da yaklaştırılarak havuzun içine alındığı gibi biraz biraz eli yüzü de düzelince resm-i şerifini çekerek siz sevgili okuyucularımızla paylaşmak farz-ı ayn oldu.


Fizik dersinde öğretildiği gibi doğada hiçbir şey kaybolmaz sadece şekil değiştirir.
Bir zamanlar bulunduğu deniz ortasında daha ilerisinin derinleştiğini ikaz eden mabet günümüzde ve gelecekte artıkım sadece bir süs ve eğlence yeri olacak.


Gunümmüzde işbu mıntıkadaki kıyı o günlerdeki kıyıdan en az bir kilometre kadar daha ileride, biraz daha çalışsalar ve çabalasalar doldurulan alan Büyükada'ya dayanacak neredeyse.


İşte günümüze Bindokuzyüzseksenyedi yılından kalan Denizin doldurulmakta olduğu işbu resm-i şerifin gösterdiği günlerden geldik.
Resmin sağ tarafında gördüğünüz mavi kısımdan günümüzde Turgut Özal Bulvarı geçiyor, üstelik altı şeritli kocaman bir cadde.


En azından ortaya çıkartılıp bir cazibe merkezine dönüştürülüyor ya Biz Üç Muz'a göre çok şükür etmemiz gerekiyor bizleri yönetenlere.
Belki artık denizin ortasında değil ama en azından İski'nin sağladığı suya kavuştu.

Çarşı'nın En Pahlı Döneri

Çarşı çevresinde esnafların gittikleri bir dönerci düşünün.
Aynı dönercinin ücretlerinin aşırı derecede yüksek olduğunu da düşünün.
Bu iki düşüncelerin üstüne Türkiye Cümhûriyeti'nde uygulanmakta olan Asgari Ücreti de düşünün.
Hepsini düşündükten sonra da aşağıdaki tabelâya bakın ve görün:


Çarşıda dükkân sahibi olan bir esnaf ya da asgari ücretle çalışan bir işçi her gün burada yummilense emin olun ay sonunu getiremez.
Ondan sonra da Evrupa bizi kıskanıyor, elbette kıskanır.
Çünkü bu kadar açlığa rağmen hâlâ bu kadar pahlı gıdalar yummilenmek her babayiğidin harcı değildir.
Bu arada döneri de döner olsa.