Bu Blogda Ara

30 Ocak 2010

Cümle Kuramıyan İnsanlar Aşık Olamazlar

Genel anlamda okuyanlar ve yazanlar bilirler, Kitap ve Yazı hatta Blog Dünyası apayrı bir dünyadır. Bazen bir kitap okuyarak normalde Okulda öğretilmiyen bir konuyu bir anda her kapsamlarıyla anlamaya muktedir ve muvaffak kılar insanı.

Ben sözcüklerin büyüsünün peşinden giderim.
Çünkü hayatın sözcükler üzerinden yaşandığına, sözcüklerin de hayatı anlamlı kıldıklarına inanrırım. Onun için size de tavsiyem hayatınızı kayda geçirin :-)
Belki sizlerin içinde büyük birer Edebiyat Dehası vardır, kim bilir?
Onun için fazla değil, Günde On Dakka, alın ellerinize birer Kağıt ve Kalem, içlerinizden geldiği gibi yazın, konular ne olursa olsun fark etmez.
Gazetelerde okuduğunuz yazılardan da kopya çekebilirsiniz, günün tarihi konusunda bir yorum katma fikriniz de olabilebilir.
Önemli olan karşınızdaki okuyucuyu okurken sıkmıycak, hoşça vakit geçirticek.

Bugün benim bu dünyaya adım atışımın Altıncı Yıl Dönümü :-)
Belki benim üzerime vazife değil size öğüt vermek, ama bir gün bir gazetede bu öğüde benzer bir yazı okudum, o günden sorna hayatım değişti. Hatta onu yazan kişi şuanda benim arkadaşım, kendisine burdan kocaman bir teşekkür etmek istiyorum, eğer okuyorsa elbette :-)

26 Ocak 2010

Televizyon

Biz aslinda çok eski arkadaşız. Bugün küsücek bile olsak ertesi gün hemen Barış Çıbıhlarını tüttürücek kadar da samimi :-)
Son zamanlarda kendisini aldattığımı zannetmiş. Bak baak ... Belki eskisi kadar sıkı fıkı olmıyabiliriz, yıllar boyu küs de kalabiliriz, hatta en kötüsü birbirmizi dahi aldatabiliriz, ama ne olursa olsun şu anda birbirmizden boşanmış dahi olsak birlikte şimdiye kadar geçirdiğimiz ve ilerde geçiriceğimiz müstakbel güzel günleri nasıl fırlatıp bir kenara atar da birbirmizin özel günlerini kutlamamazlık edebiliriz?

Bir gün zaman içinde bir yolculuğa çıkıcak olursak eğer, mutlaka herhangi bir durağında birbirimizle karşılaşma şansımız çok yüksek ... İşte asıl o vuslat zamanlarında Gözlerimiz Dolar Kulaklarımız Mark Burunlarımız Frank Dudaklarımız Sterlin Ellerimiz Ruble Ayaklarımız da Liret mi olur?
Yoksa karşılıklı birer hata yapıp hiç görünmeden içlerimizi sızlatıp sanki iki yabancıymış gibi geçip gider miyiz birbirmizin yüzüne dahi bakmadan?
Ya da tüm bunlardan başka hiç ayrılmamış ve tüm hayatlar hiç yaşanmamış hatta kaybolan yıllarımız hiç olmamış gibi sıfırdan ve yeniden başlatabilir miyiz bizim eskilerde kalan ilişkimizi ve beraberliğimizi?

Evet Sevgili Televizyon, bugün Seksen Dördüncü Yaşına giriyorsun :-))
Kanallarınla, Studiolarınla, Reklamlarınla, Dizilerinle, Filimlerinle, Belgesellerinle, Müzüklerinle, Haberlerinle, Regülatörlerinle, Antenlerinle, Kulelerinle
Hayatımızın hiç bir döneminde bizden eksik olmanı istemiyoruz :-)
İyi ki doğdun, iyi ki varsın ve tabi ki iyi ki de hayatımızdasın, nice 84 yaşlara.

Burda bir teşekür de sayın John Logie Baird'e, icad ettiği için.
Pek çoğunuz bilmiyor olabilirsiniz, ama kendisi Televizyon'un babası ve mucidi, sizin sayenizde ben de öğrenmiş oldum :-)

24 Ocak 2010

Özlem

Dünkü dondurmalar belki sahiplerini bulduar ama hınzırlık da bende belki :-)
Dünkü karla manzara-i temaşalarımı görenler mevcud mu onu dahi bilmiyorum ama yine de yazıp koyuyorum işte ...


Bugün size bir sürprüzüm var, resimdeki şekilde görüldüğü cihetle uzun sayılabilicek bir zaman sorna geçici de olsa özlemim nihayete erişti :-)
Şuanda çok mutluyum, hem de inanılmıyacak kadar :-))

Çünkü, şimdi sıkı durun:
Burası KINALIADA !!!


Şaşırmayın sakın, resimler gerçek, ben çılgın, deniz hırçın, vapor da baygın :-)
Maceraların ayrıntıları Tatil Blogumda, tüm resimler de Facebok'umda.

Fakat bir ayrıntı bir konu benim ziyadesiyle dikkatımı çekti:
Tüm yaz boyunca her Cumartesi geldiğim Adada bugüne kadar bir "Hoşgeldin" deyip de karşılıyan bir tek Allahın Kulu bile çıkmadı :-((
Demek ki neymiş?
Ne varsa adanın yerlilerinde ve yazın değil kışın varmış.
Benden bir "Hoşgeldin"i ısrarla esirgiyen herkese tek lafım yok artıkım, bu da böyle biline!