Bu Blogda Ara

Sayfalar

19 Mayıs 2018

Kartpostallarda Gezinti - Volüm Altı

Bir önceki sergimde söz verdiğim yeni kartpostal sergimle karşınızda ben.
Elimde ne yazık ki bugünün anlam ve önemine müsait olacak şekl-i şerifte bir kartpostalım nâmevcud, dolayısıyla elimdekilerle idare edeceğiz.
İnşallah gelecek yıl sizlere Atatürk'ün doksandokuz yıl önce şerait-i zorlarda ayak bastığı Samsun konulu kartpostal bulursam bunları sizlerle paylaşmaktan onör işitecek ben.
İmdı dâvet-i şerifime icâbet eyleyerek sizlerle Anadolu'dan birkaç adet elimde bulunan kartpostallardan paylaşayım.


Biraz önce arz ettiğim cihetle bugünkü sergimize Şile'den başlayalım.
Kartpostalımızda sizlere sunduğum manzara-i şerif Şile İskelesi Şile Kâlesi ve bir zamanlar çevresi.


Burası da Zonguldak Limanı, limandaki iskelede temaşa eylediğimiz vapor ise bir zamanlar İstanbul'da yanaşmadık iskele bırakmayan Büyükada adlı vaporumuz, İstanbul'daki vazifesinden emekli olup da Zonguldak'a gönderilince adı Deniz Gülü olarak değişmiş.


İmdı her ne kadar ebedi başkomutanımızın yolunu takip edemiyorsak dâhi Karadeniz kıyısından devam edince karşımıza Trabzon çıktı.
Trabzon şehir merkezindeki İett olmayan otobüs son durağının kartpostalını huzurlarınıza arz eder ben.


Az gittik uz gittik, günümüzün şartlarını kullanıp Sarı Kuyruk'a bindik, bizi Kayseri vilâyetinin Pınarbaşı kazasına götürdü.


Pınarbaşı'dan sonra bizi Fettan Sarışın Kuyruklumuz bizi sürprüz bir yer olan Eskişehir'e götürdü.
Kartpostalımızın ortasında temaşa eylediğimiz bizim bildiğimiz Porsuk Çayı.
Günümüzde belki çok daha güzel de olsa o zamanlar da fena değilmiş hani.
Köprünün üstünden de Eskişehir'in İett olmayan belediye otobüsü geçmekte.


Eskişehir'den sonra bindiğimiz devletimin o zamanlar elektrikli olmayan treniyle Kötahya'ya geldik.


Kötahya'dan bindiğimiz devletimin başka bir dizelli treni nasıl olduysa bizleri Konya'ya getirmiş bulundu.
Sol üstte yeşil renkli kubbe Mevlâna Celâlettin-i Rumi'nin türbesi, sol altta Konya Tamvayı'nın yolu, sağ üstte büyük meydan, sağ altta da türbenin diğer tarafından bir resim çekilmiş.
Ortada ise Konya'nın meşhur yummisi olan Etli Ekmek var.


Türkiye turumuz henüz bitmedi, sırada Ayvalık var.
Kartpostalımızın bize temaşa ettirdiği mıntıka Ayvalık'ta ve Türkiye Cümhûriyetinde Güneşin en güzel battığı yer olan Şeytan Sofrası huzurlarınızda.
Ne yazık ki henüz Ayvalık Merkez'in kartpostalı elimde yoktu.


Ayvalık'tan sonra imdı sırada Bodrum Kâlesi var temaşa eyleyebileceğimiz.
Günümüzde eğer Bodrum'da deniz kenarında nargiliyemizi kendi toprağımızda tüttürebiliyorsak işbu keyf-i şerifi doksandokuz yıl önce bugün çakılan kıvılcıma borçluyuz.
Huzurlarınızda Bodrum Kâlesinin kartpostalı.


Burası da bugünkü sanal seyahâtimizin son durağı ve Kurtuluş Savaşımızın da son durağı olan ancak bazılarımızın gâvur sıfatını yakıştırmak gibi gaflet ve delâletin içinde olan aslında sarsılmaz kâlemiz ve dağlarında çiçekler açan Güzel İzmir'imiz.
Solda eskiden Atatürk Meydanı olan meydanda Konak Saat Kulesi, sağ üstte Akbanık binası önündeki Atatürk Büstü, sağ altta da bütün ihtişamıyla Kültürpark.


Ve bu da Günün Bonus'u olarak işbu sanal seyahâtimizi kıraat ve temaşa eylememizi sağlayan Fettan Sarışın'ımız ilk sefere başladığı zamanlardaki renk düzeniyle adını bilmediğimiz bir havalimanında beklerken. Günümüzde Sarı Kuyruk'ların tamamı renklerini değiştirdiler, güncel renklerini uçak günlüğü başlıklarımda bulabilirsiniz.