Bu Blogda Ara

Sayfalar

06 Temmuz 2019

Ankara Ekspresi (Yeni Nesil)

Benim işbu blogu hizmete verdiğim dönemden beri okuyanlar bendenizin Devletin Trenlerine karşı özel bir ilgimin olduğunu bilirler. Bilmeyenler için ise sizlere hatırlatmış olayım.
Her ne kadar uçaklara da İett'ye de vaporlara da meraklı dâhi olsam benim asıl ilgi alanım trenlerdir.


Tren yolculuğu bir tutkudur, bazı sevmeyenler haricinde bir defa trene binen biri trenin çıkarttığı takır tukur seslerden şarkı bile bestelemiştir.
İşbu resm-i şerifte temaşa eylediğimiz Haydarpaşa Garından kalkan son Anahat Treni Otuzbir Ocak İkibinonbir günüydü. O günden beri İstanbul'un Anadolu ile bağlantılarından olan trenler Marmaray açıldığı zaman İstanbul'un içine giren Hızlı Trenleri saymazsak bugüne kadar kopmuştu.


Bugün yıllar sonra ilk kez bir Anahat Treni Halkalı'dan hareketle Ankara'ya doğru yol almaya başladı, alıntıladığım videosunu yukarıdan izleyebilirsiniz.
Haydarpaşa Garı artık mevcut olmadığından, daha doğrusu içerisindeki çanak çömlek kazıları devam ettiğinden dolayı daha uzun bir süre trene hasret kalacak, her ne kadar Marmaray'ın yanındaki üçüncü ray Haydarpaşa'ya doğru kıvrılmakta ise de henüz Haydarpaşa'ya girmeye pek müsait değil.


İşbu resm-i şerif çok eski değil, sadece bir haftacık önce çektim, trenin geçtiği nokta itibarıyla garın içerisi görülmüyor ama Facebok'tan aldığım mâlumatfuruşlara göre pek de kolay olmayacağa benziyor, inşallah yanılan ben olurum da Haydarpaşa'nın artık Banliyö olmasa bile Anahat ve Hızlı Trenlere kavuştuğunu haber veren ben olurum.


Evet efenim geldik uzun yıllar sonra sefere verilen Ankara Ekspresi'nin duruş istasyonlarının listesine.
İşbu tren-i şerifimiz eski hattın üzerinden sefer yapacak.
Darısı seferden kaldırılan diğer trenlerin geri dönmesinde inşallah. Çünkü uzun zamandan beridir ısrarla tıkırında olan ekomonimiz sayesinde uçak ücretleri biraz fazla arttığı için tren her zaman daha ucuz olacağından eminim. Üstelik de trenin ücreti sabit, uçak gibi her dakika değişmiyor.


Bu tren Halkalı'da Uzunköprü Postasına aktarmaya uygun bir düzende sefer yapıyor, ancak aktarma için Halkalı'da uzun sayılabilecek bir süre beklenmesi gerekecek.
İşbu yazıma konu olan Ankara Ekspresi her akşam hem Ankara'da hem de Halkalı'da 22:00'da hareket edecek. Yolculuk ise dokuz saat kadar sürüyor, tıpkı eski trenler gibi.
Bir gün eğer bu trene binersem daha ayrıntılı bir şeyler çızıktırırım sizlere.

01 Temmuz 2019

Bir Temmuz Kabotaj Bayramı

Günümüzde malesef unutturulan bir bayram bugün.
Çünkü kabotaj demek kendi karasularımız dâhilinde kendi limanlarımız arasında kendi bayrağımızı taşıyan gemiciklerimizle yolcu ve yük nâkliyatı yapabilme hakkı demektir.


İşbu hakkımızı zamanında hangi koşullar altında ve nelerle çarpışarak söke söke aldığımızı bir düşünün.
İmdı da üç tarafı denizlerle çevrili olan memleketimizde denizciliğimizin geldiği vaziyet-i rezilliyeyi de gözlerinizin önüne getirin.
Bu neye benzer biliyor musunuz? Her ne kadar konu gelişen dünya koşulları yüzünden uçaklara doğru kaysa da yaklaşık olarak şöyle bir şeyi düşünün bir de:
İstanbul'dan Yüksekova'ya giderken binmeniz gereken Türk Hava Yolları uçağımız yerine French Airlines uçağına binmeye ve içinde görevlilerden bir şey isterken Türkçe değil de Fransızca konuşmaya, ya da Adana'ya giderken Bıritiş Airways uçağında İngilizce konuşmaya, o da mı olmadı bu sefer diyelim Trabzon'a giderken Aeroflot'a bindirilip Rusça konuşmaya, bitmedi bu da Antalya'ya giderken Alitalia'ya bindirilip İtalyanca konuşmaya, ve en kötüsü de dağlarında çiçekler açtırdığımız İzmir'e giderken Olimpik Havayollarına ait bir uçağa bindirilip içindeki görevlilerle Yunanca konuşmak zorunda kalmaya benzer. Çünkü yukarıda saydığım uçakçılar ancak kendi mensubu oldukları memleketlerin anadillerini ve İngilizce'yi bilirler, Türkçe bilme şansı eğer anavatanları Türkiye değilse bilmezler.
Allah'tan havadaki kabotaj hakkımız duruyor, ya o da elimizden alınsaydı da yurt içinde bir yere giderken Türk Hava Yolları gibi Pegasus gibi Anadolu Jet gibi Atlas Jet gibi Onur Hava Yolları gibi bize ait uçaklarımızı uçuramasaydık ne olacaktı?
Eğer harp-ı umumiden sonra ulusal kurtuluş savaşını kazanamasaydık ve düşmanları memleketimizden kovamasaydık işte böyle bir manzara-i rezilliye ile karşı karşıya kalacaktık.
İşbu unutturulan bayramın amacını ancak o zaman anlarsınız.