Bugün Dünya Fenerbahçelilier Günü.
Ama nedense içimden kutlamak gelmiyor, gelemiyor.
Sebep malum, son zamanlarda sürekli konuşulan şike davası. Belki bu konuda hiç bir yazı yazmadım, ve sanırım çok önemli bir hadise olmadığı sürece de yazmayacağım. Bir süredir devam eden soruşturmanın bendeki açılımı göya Fenerbahçe'nin bu yıl eze eze kazandığı bu en anlamlı şampiyonluğa gölge düşürmek.
Hani gerçekten şike olsa bir şey demiyecem ama olay artıkım Fenerbahçe düşmanlığından çıktı, resmen Fenerbahçe nefreti çıkartıyor ortaya.
Tamam, suçlanıyor olabiliriz, ama suçluluğumuz kanıtlanmadı henüz.
Kaldı ki, bu şike dalgasına Trabzon ve Beşiktaş da dahil oldular, Galatasaray'ın da katılmayacağını hiç kimse garanti edemez. Bkz : 1993 ve 2006 sezonları ve o sezonların son haftalarında yaşananlar.
Eğer Fenerbahçe şikeciyse ve Türk Fotbolu gerçekten temizlenecekse biz Fenerbahçeliler olarak Bank Asya Ligine gitmemezlik etmeyiz, en azından Anadolu'nun ücra köşelerindeki nisbeten küçük takımlar bir Saraçoğlu Stadı görsünler, taraftar görsünler, hasılat görsünler. Türkiye Cumhuriyerinde hiç bir müsabaka herhangi bir Anadolu takımının Fenerbahçe ile oynayacağı müsabaka kadar rating toplamaz, bu zaten ilk günden beri bilinen bir gerçektir.
Fakat şike yapılmasın ve diğer herkese ibret olsun diye Fenerbahçe günah keçisi olarak seçildiyse ve amaçları Galatasaray'ın geçen yılki başarısızlığına kılıf uydurmaksa, 1993 ve 2006 yıllarında Galatasaray'ın yaptığı neydi?
Bilmeyenler için küçük bir hatırlatma, bu iki "Şaibeli sezon"da da başkanlık zamanında tek bir kötü laf dahi söyleyemeyeceğim "Adnan Polat" Futbol Şube Sorumlusuydu.
Kısacası, şike konusunda Fenerbahçe suçlu ise Galatasaray da suçlu, Beşiktaş da suçlu, hatta diğer takımların da bu işte parmakları var.
Çünkü, "İddaa" çıktı, mertlik bozuldu. İşin içine para denen nesne girince ve herkes de kesesini doldurması gerektiği için kaz gelecek yerden tavuk esirgenmedi, ve olaylar bugüne geldi.
Bugün ise ligi ne zaman başlatalım diye federasyon kafa patlatıyor.
Süper Kupa mücadelesi de bilinemeyen bir tarihe ertelendi zaten.
Sonuç olarak tek bir şey söyleyebilirim:
"Fenerbahçe'nin büyüklüğü ne şampiyonluk ne de kupa büyüklüğüdür. Bu büyüklüğün adı ancak AŞK olabilir, ki bu aşkın da tarifi yoktur."
Hep birlikte bu kötü lekeyi temizleyeceğiz ve bu kara günleri atlatacağız.
Herkes kendini büyük zanneder, ama FENERBAHÇE En Büyüktür, bu da böyle biline!