Nedendir bilmem aklıma bu akşam Tosun Paşa filminin Güreş sahneleri geldi ki "Meydane" sözcüğünü günümüze dek sadece filimde işitmiştim.
Ancak yine de uzun zamandan beridir bildiğim ama hiçbir zaman Swarm'da çekin yapmadığım
Meydane Cafe'yi size biraz bahsetmeğe karar verdim.
Efenim burası Şehr-İstanbul'un bir zamanlar en önemli deniz girme mekânı olan ama günümüz gençliğinin arsla tadını bilemeyeceği
Süreyya Pilâcı'nın bir zamanlar deniz olan bölgenin tam ortasında konumlanmış vaziyette.
Bizler her geldiğimizde Üç Muz olarak elbette ki Türk Kahvemsi gummilenip yanında Dondurma yummilenmeği tercih ediyoruz. Bu sefer menümüze fazladan Kabak Çekirdeği ekledik.
Facebok'ta gördüğüm neredeyse bütün Süreyya Pilâcı gönderilerinin en önemli görseli olan Bakireler Anıtı şimdilerde İstanbul Belediyesi tarafından yenilenmeğe sokulduğu için resm-i şerifi işbu başlığımdaki yazımızın dâhilinde bulunmamakta ama yeri Meydane'nin yirmi metre kadar yanında olduğunu söylemeliyim.
Mekândan çıkarken en güzel tarafının kapusunun üzerinde yapıştırılmiş olan yol olarak kullanılmamasını ihtar eden kâğıdıydi. Ne de olsa sözden anlamayan çok fazla sayıda insanat müstemlekemizde bulunmakta. Belki bazıları yazıdan anlarlar demeli ama biz Üç Muz olarak pek de umudumuz namevcut açıkçssı.
Mekânın çevresinde inşaat olduğunu söylemişti ben ve işte sözümü belgeleyecek resm-i şerif gldi.
Buranın dondurmasının Şehr-İstanbul'un birçok mıntıkasındaki dondurma ücretleri kadar pahlı olmadığını ve tadının da fena sayılmayacağını diyebilirim.