Bu Blogda Ara

Sayfalar

11 Haziran 2015

Evleneceklere Kötü Haber

İyi ki evlenmeyi hiç ama hiç düşünmüyor ben.
Özellikle de günümüzde evliliği kaldırabilecek herhangi bir kapasiteye sahip değilken.
Ama ileride şartlar değişebilirse o zaman ayrı bir konu.


Efenim bizim Bakanlar Kurulu evlenebilmek için "Evlenme Ehliyeti" alma zorunluluğu getirdi.
Resmi Gazete'nin bilmem hangi sayısında yer alan Bakanlar Kurulu Kararında Evlendirme Yönetmeliği ikinci madde birinci fıkrasına "Evlenme Ehliyet Belgesi: Kişinin evlenme anındaki milli hukukuna göre evlenme ehliyeti ve şartlarının yer aldığı ve evlenmeye sakınca bulunmadığını gösterir belge"yi alınması gerektiğine ilişkin bent ekledi. Yani kısacası Evlenme Ehliyeti alma zorunluluğu getirdi.
Kararda yapılan bir değişiklikle "İşbu yönetmelik hükümlerine göre evlenmek istediğini belirten kişinin aksi ispat edilinceye kadar doğru olduğu kabûl edilen evlenme beyannamesini ve evlenme izin belgesini hazırlaması gerektiği" belirtildi.


Ayrıca "Evlenme" bendinin tanımı da "Bir kadın ve bir erkeğin usûlüne göre yetkilendirilmiş bir mémur önünde bir aile kurmak amacı ile yapmış oldukları bir hukuk sözleşmesi" olarak yenilendi.


Yönetmelikte yapılan başka bir değişiklikle evlenme izin belgesinin ve diğer belgelerin kontrolü de şu şekilde düzenlendi:
Evlendirme mémuru evlenme talebine dair beyannamenin usûlüne göre doldurulup imza edilip edilmediğini, evlenme ehliyet belgesi ile nüfus cüzdanının arasında fark olup olmadığını, herhangi bir fark varsa dahi bu farkın şahısta hataya sebebiyet verecek nitelikte olup olmadığını, yaşlarının küçüklüğü veya kısıtlama sebebiyle anne baba veya vasinin rızası ya da hakimin izninin zorunlu olduğu durumlarda rızanın veya hakim izninin, rıza belgesi vasi tarafından imzalanmışsa vasi tayinine dair mahkeme kararı bulunup bulunmadığını kontrol eder, varsa eksiklikleri tamamlar veya tamamlatır, ve beyannamenin kaydını yaparak taraflara müracaat sırasına göre evlenme töreninin yapılacağı gün ve saatini bildirir.


Allah tüm evlenecek kişileri şimdiden kutsasın.
Gelgelelim böyle bir ehliyeti aslında sokakta yürüme üzerine de verseler ve ehliyeti olmayanların sokağa çıkma olmasa bile kalabalık yerlerde dolaşmalarına izin verilmese çok ama çok iyi olacak ya neyse.
Buradan da lâf sokmayı becerdim ya, artıkım sırtım yere gelir mi?

10 Haziran 2015

Yılın Romantiği Seçildi

Şu dünya üzerinde neler var da neler var ... Az sonra okuyacağınız haberde gerçek sevginin insana neler yaptırabileceğini gazeteden aktarmaya çalışacak ben size.
Öncelikle bir şeyi size itiraf etmeliyim ki işbu haberi okuyana kadar ben bile bu kadarına inanmıyordum, acaba aynı durumda ben olsam ne yapacağımı şaşırırdım.

Efenim hadise-i şerif Kazakistan'da cereyan eyliyor. Kahramanımız olan Ayan Zhademov sadece yirmi yaşında ama kâlbi o kadar büyük ki anlatamaz ben size.
Kız arkadaşı sınavının stresine dayanamayınca onun yerine kılık değiştirip sınava girebilecek kadar gözüpek.


Önce kadın kıyafetlerini giymiş, makyajını yapmış, sonra da kız arkadaşına benzediğine kanaat getirince sınavın yapılacağı okula gitmiş.
Gelgelelim sınıftaki öğretmenler kızın hâlinde bir tuhaflık olduğunu sezinlemişler ve ona birkaç soru sormuşlar, sorunca da ses tonundan yakayı ele vermiş bizim delikanlı.
Öğretmenler sınavın sonunda basın mensuplarına önce bir başka kızın asıl adayın yerine sınava girdiğini sandıklarını ancak konuşmaya başlayınca kılık değiştirmiş bir erkek olduğunu anladıklarını söylemişler.
Delikanlı ise başkasının yerine sınava girdiği için ikibin dolar para cezasına çarptırıldı. Kız arkadaşı ise gelecek yıl tekrardan sınava girecek.


Gelgelelim sınav numarasında başarıya ulaşamayan Ayan Facebok'ta üne kavuştu.
Bu hikâyeyi okuyan herkes onu cesaretinden ötürü "Yılın Romantiği" ilan ettiler.
Goga Korzhova adlında bir kullanıcı "Genç kız böyle cesur bir erkek arkadaşı olduğu için çok şanslı. Bu devirde kim kendi hayatını riske atar ki?" diye yazmış.
Zhademov bu kadar meşhur olunca Olzhas Hüdaibergenov adlı bir işadamı kesilen cezanın yarısını ödemeyi teklif etmiş.

Ulusal Takıma Twitter'den Teknik Direktör

Efenim bizim işbu Sosyâl Media hayatlarımıza girdi gireli her bir bokumuzu İnternet'ten yemeye başladık.
Hatırlarsınız bir zamanlar İngiltere'de trenin içinde sıçan genç tuvaalette kâğıt kalmadığını Twitter'den dünyaya duyurduğunu yazdığım bir haber vardı, ki "Buradan" erişebilirsiniz.


Bu sefer size Afrika'da bulunan Fildişi Sahili Fotbol Fenerasyonu'nun ulusal takımın Herve Renard'dan boşalan teknik direktörlük koltuğuna kimi oturtacağına Twitter'den bulmaya karar verdiğini söylesem şaka yaptığımı düşünebilirsiniz ama malesef şaka falan değil.


İşbu ilanda takıma teknik direktör olacak kişi veya kişilerden aşağıdaki şartları istemişler:
1. Üst düzey antrenörlük
2. Bu iş kolunda uluslararası tecrübe
3. Sözleşme süresince Fildişi Sahili'nde ikâmet
4. Ekip çalışmasına yatkınlık ve adaptasyon konusunda geniş kapasite
5. Fransızca konuşma
6. Üst düzey antrenörlük diplomu
7. Özgeçmiş
8. Motivasyon mektubu


İşbu görevde çalışmak isteyen tüm adaylar 14 Temmuz 2015 günü mesai bitimine kadar mektuplarını federasyona yollayabilecekler.
Fildişi Sahili Fotbol Fenerasyonu ise gelen adayları beşe indirebilmek için bir komisyon kuracak.
Takımın başına kimin geçeceğine ise komisyonun verdiği rapordan sonra icra kurulu toplanıp karar verecek.

Beyin Sabahları Daha Büyük

Atalarımız boşuna sabahları erken kalkmayıp işlerinin başlarına hemen koşmuyorlarmış dediğinizi işitir gibiyim işbu haberi okuduğunuz zaman.
Bu sabah sizi tuhaf sayılabilecek veya hiçbirinizin aklına gelmeyebilecek bir araştırmayla uyandırmak istiyor ben.


Bu araştırmayı İsviçreli Bilim Adamları yapmadılar. Görevi sanırım Kanada'daki meslektaşları devralmışlar ki Montreal Nöroloji Enstitüsü'nde görevli beyinciler sanırım beyinlerini boşa mı yormuşlar nedir?


Efenim işbu beyinciler insan beyinlerinin sabahları daha büyük boyutlarda olduklarını keşfetmişler.
Yani sizin anlayacağınız üzere gece boyunca büyüyen beyin gündüz boyunca küçülüyormuş ve işbu kısırdöngü hergün tekrarlanıyormuş.
Demek ki uyku essahtan büyütüyormuş, boşuna bizlere "Uyu da büyü" denilmiyormuş.


İşte bu bilim adamlarımız daha önce hâl-i hazırda yapılmış bulunulan bazı araştırmalara dayanmışlar ve yüzde doksanı bunama ve özbağışıklık hastalığı taşıyan yaklaşık onbin adet beyini sabah ikindi ve akşam olmak üzere günde üçer sefer görüntülerini incelemişler.
Sabahları ortalamadan daha büyük olduğunu keşfeden uzmanlar zaten süngere benzeyen işbu organın yatar vaziyetteyken vücûddaki sıvı dolaşımının daha sağlıklı olduğu cihetle yeterince nemli kalması sayesinde işbu vaziyet-ı multşizenin mümkünâtının vukua avdet eyleyebileceğini beyan etmişlerdir.


Demek ki geceleri yeteri kadar uyumak bize boşuna öğretilmiyormuş.
Anaokulundayken gündüz boşuna şekerleme yaptırılmıyormuşuz.
Zamanında uykuya zorlanmamız işbu haberle bizim iyiliğimiz için olduğu ortaya çıktığına göre herkese tatlı uykular diler ben.