Bu Blogda Ara

02 Ağustos 2012

Aşk Böyle Olur

Beni bilenler bilirler, her zaman aşkın var olduğunu söylerdim eskiden ... Bunun için ayrılık ve boşanma haberleri sinirimi çok fena bozar =(((
Fakat ayrılanların yeniden kavuştuklarına dair herhangi bir haber gelsin, çocuklar gibi sevinirim ...


Bu seferki olayımızın kahramanları Roland Davis ve Lena Henderson ... İkisi de seksenbeş yaşlarındalar ...
Gençliklerinde, hatta biz buna ergenlik de diyebiliriz, henüz yirmi yaşlarına bile gelmeden evlenivermişler ...
Fakat hiç yaşanmamasını dilediğim boşanma kabusu dünyaya getirilen dört çocuk sonrası kahramanlarımızın kapısını acı bir şekilde çalmış ve 1964 yılında ayrılmışlar ...
Boşanmalarına rağmen çocukları dost kalmalarına vesile olmuş ...
Hatta Roland ikinci kez evlenirken Lena yeni eşine Roland'la nasıl başa çıkacağına dair fikirler bile vermiş ...
Fakat hepimizin gitmek zorunda olduğumuz Ahiret Alemi, Roland'ın ikinci eşini vaktinden erken çağırınca Lena ile dostluk ilişkisi yeniden aşka dönüşmüş ve tekrardan evlenmeye karar vermişler =))

Şimdi ise en çok can alıcı noktaya geldik ... Lena evlilik teklifini kabul ettikten sonra Roland yeniden Lena ile evlenebileceğini bildiğini itiraf etti =)))

Evet sevgili okuyucularım, bazı insanlar aşka inanmayıversinler, hatta paranın aşkı satın aldığını da iddia etsinler, işte böyle örnekler aşkın gücünün nerelere ulaştığını bir Osmanlı İmparatorluğu Tokadı gibi çarpıyor suratlarına ...

İşte, Dünya kırksekiz kocaman yıldan sonra yeniden kavuşan aşıkların düğün törenine Cumartesi Günü bir keder çıkmazsa tanıklık edecek ... Bize de Allahtan onları mes'ud etmesini dilemekten ve bir yastıkta kocatmasını istemekten başka bir dilek düşmüyor ...
Darısı tüm sevenlerin başlarına inşallah. Amin!

Kadıköy Metrosu

Dört yıldır Kadıköy Yakası'nda yer altında bir faaliyet, bir inşaat, sormayın gitsin ...
Dünyanın bütün mega büyük şehirleri Metro sistemlerini kuralı yüz yıldan fazla oldu, İstanbul hâlâ kendisini avutuyor ... Tabi yine Tramvay zamanından kalan alışkanlıklarıyla elbette ...

Çünkü her zamanki gibi Metro Kadıköy'e, Aksaray Metrosundan yirmiüç, Beyoğlu Metrosundan ise oniki yıl sonra ulaştı ... Her ne kadar buranın procesi 1988'de çizilmiş olsa bile ...
Küçük bir farkla ama, çizildiği zaman Kadıköy İstasyonu yoktu, başlangıç olarak Harem'i düşünmüşlerdi ...

Her neyse, şimdi uzun uzun bunları anlatacak değilim, hem siz sıkılırsınız, hem de o günkü proce hakkın rahmetine çok uzun zaman önce kavuştu ... İnternette de bu konuda hiç bir bilgi yok artık =(((
Metro Kadıköy'e ilk yolcularını Ramezan Bayramı'nda getiriyor ... Ama insan düşünmeden de edemiyor, şunu sekiz aydır boşa çalıştıracaklarına Kadir Gecesi'nden önce yolcularına kavuştursalar olmaz mı?

İstasyon bilgilerini güzergâh yolculanınca yazacağım, ama size şu kadarını söyleyeyim, Ankara Asfaltı'nın altından Kartal Köprüsü'ne kadar gidiyor, ileride Kaynarca'ya uzatılacak =)))

01 Ağustos 2012

Yeni Model Kız İsteme Şekilleri

Bir kaç zamandır eskiden yaşanan şeylerin değiştiğinden falan bahsediyordum ... Bugün biraz önce bu resmi de gördüm Facebok'ta =))) Karar verdim, artıkım ben de "Salla başını al maaşını" mantığıyla hayat felsefemi geliştireceğim ...


Çünkü görülen köyün kılavuz istemediği o kadar açık ve net ki, anlamamak için gerçek anlamda geri zekâlı olmak lâzım ...
Kısaca, hayatımızı Facebok, Twitter, Messenger ve Google ellerine geçirmişler, YouTube de bunlara yardım ve yataklık yapıyor =)))

Yağmur

Bu sabah kalktım ki ne göreyim, ortalık yağmur başlamış ... İyi oldu, biraz serinleriz diyordum ama bende belki de istemeyeceğim duygular hissettirmeye başladı =(((

Nasıl hissettirmesin ki? Bir tarafta yalnızlık, öte yanda yalnızlığa sebep olan hatalar, hatalardan kaynaklanan pişmanlıklar, hepsini toplasanız sanırım ben yalnız bir şekilde hayatımı tamamlayacağım demektir ...


Ne yapalım? Kendi düşen ağlamaz derler, ama ağlamamak elde değil işte =(((

Neyse, biz şimdi bu sıkıntılı kasvetli havadan kurtulalım artık =)))

31 Temmuz 2012

Erdemli Olmak Ve Ahlâk

İnsanlarda bu aralar bir kendini beğenmişlik, bir böbürlenme, bir kibir falan filan feşmekân var, hem de aşırı derecede ... Son bir kaç vakittir hiç kimse burnundan kıl aldırmıyor nedense ... Özellikle de benim çevremdekiler =(((

Şimdi sorgulamalarıma başlıyorum:

1. Bu insanlar neden böyle?
İnsanlar doyumsuz olmuş ... Yaşadıklarından aslında hiç bir şey anlamıyor ... Yaşadıklarının zevkini anlamayan insan kendisinden uzaklaşıp bencil olur ... Artık öyle bir noktada ki bu kendini beğenmişlik, sanki dünyanın bir tek kendi çevresinde döndüğünü sanıyor.

2. Bu da en büyük kibir değil mi?
Evet ... Bu dünyada kibirlenmek kadar kötü bir şey yoktur ... Çünkü siz kibirlendikçe çevrenizdeki arkadaşlarınız eksilir ... Zaten günümüzde arkadaşlık kurmak iyiden iyiye zorlaştı.

3. Peki, bunların sebebi ne?
Ahlâksızlığın ahlâklılık yerine geçmesi ... Bu kadar ahlâksızlık üst üste binince bencillik, saygısızlık ve kendini beğenmişlikler de beraberinde gelir helbet.

4. Biraz açalım dersek?
Kaşarların mutlu olması ... Her bir pisliği yaşıyorlar ... Mesela kirlenen gömleğini veya kaçan çorabını değiştirir gibi sevgililerini değiştirmeler, aynı anda iki üç kişiyi idare etmeler, biriyle birlikte dışarı çıkmışken bir tarafın ötekine tam bağlılığı ve samimiyeti fakat buna karşılık ötekinin sürekli aklında resmen bir başkasının olması ... Bu gibi vaziyet-i gayri ahlâkilikler yüzünden herkes herkesi götürebileceğini sanıyor, fakat kazların ayakları böyle olmuyor ...

5. Kapak Cevap'a az kaldı sanırım?
Günümüzün ekonomik şartları insanları bu duruma getirdi ... Eskiden evi doğrudan doğruya erkek geçindirirdi, kazancı buna fazlasıyla yetiyordu ... Fakat kadın ne zaman ekonomik özgürlüğünü kazanmaya başladı, bu kez de kocaya ihtiyacı kalmadı ... İhtiyacı kalmayınca da "Boş ver, elimi sallasam ellisi" mantığı veya mantıksızlığı yüzünden "Bir erkek gider, bir erkek gelir" yolunu seçti ... İlk zamanlarda güzel bir oyundu, fakat o zamanın genç kızlarının çocukları bu yolu hayat felsefesi olarak seçince şimdiki sonuç ve yaşam tarzı tamamen ortada.
Lâkin işbu vukua avdet eyleyen hadise-i rezilliyedeki tek kabahatli kadınlar değil ... Biraz da yetiştirilme meselesidir bu nedense, çünkü erkekler için ellerinin kirleri, "Çamaşırdır kirlenir, Omo'yla temizlenir" zihniyetiyle büyütülmüşlerdir ...
Ama aynı şeyi kadınlar yaptılar mıydı hemen yafta-i şerif hazır: Kaşar, kaltak, hırıspı (orospu), kevaşe gibi ve sair şeyler anında yapıştırılır ... Hatta daha da ileriye gidip "Kadın kuyruk sallamazsa erkek peşinden koşmaz" diye de yasaları erkekler lehine yazmışlardır ...

6. Son sözünüz?
En sonunda kadınlar da Telzivan'dan çıktılar ve Nusaybin'e girdiler, erkeklere baş kaldırmak zorunda kaldılar, yoksa kadınlar da istemezlerdi böyle olmasını ... Çünkü erkekler bu işleri kadınlarla yapacaklar =)))
Ahlâkı takan mı var? İnsanlar ahlâklı olsalardı bu sorunlar olmazdı zahir ... Herkes saygısız ve bencil olmuş.
Bu konuyu ilerleyen günlerde daha da fazla deşeceğim, şimdilik o güzel kafalarınız daha fazla karışmasın.

30 Temmuz 2012

Dietimin Son Noktaları

Müjdemi isterim sevgili okurlarım =)))
Çünkü biraz önce terazide tartılınca uzun süredir sürdürdüğüm dietimin son halkasına ulaştım ...
Yıllardan sonra ilk kez 82.5 Kg. (Seksenikibuçuk) olmuşum =)))

Bundan daha süper bir haber olabilemez herhalde galiba sanırsam, zira bu diete başladığımda üç basamaklı sayılardan bahsediyordum ben ...
Hatta doksanın altına indiğim gün yazdığım yazı hâlâ güncelliğini koruyor =)))

Tüm tavsiyelerimi burada tekrardan yazmayacağım, dileyen "Buradan" yazıma ulaşıp kendi üzerinde deneyebilir ... Fakat benim dediğim yöntem hemen kilo verdirmez, ben bunu yapana kadar neredeyse iki kocaman yıl geçti, hâlâ da ısrar ediyorum, zira hedefim 80'den de aşağı düşmek ...
Kolay mı? Değil elbette, ama denemeye değer =)))