Bu Blogda Ara

Sayfalar

11 Haziran 2019

Reklâm Zamanı

Bloguma günümüze dek reklâm almadım henüz.
Ama imdı işbu yazımda sizlere birkaç eski zamanlardan bazı reklâmları paylaşacak ben.


Mâlum bu mevsim sineklerin ortaya çıkma zamanları olduğu cihetle Şeltoks adlı sinek ilâcı zamanında özellikle sivrisineklere ve karasineklere karşı birebirdi.


Sabahları çocuklarımıza sâhlép içirmemizi telkin eden Çapamarka bizlerin neş'esini te'min ettiğini de söylerdi.


Bir zamanlar Süreyya Pilâcı çok güzeldi, Şehr-İstanbul hâlkını denize girmeye çağırmak için gazetelere ilânlar da verilirdi. Soldan sağa Heybeliada Burgazada ve Kınalıada'ya karşı kıyıdan deniz girmenin zevki bir zamanlar paha biçilemezdi.


Her ne kadar Büyükada da görünürde de olsa genel olarak görünüşün dışında kalırdı.
Günümüzde burası çoktan tarihin tozlu sergenlerinin arasındaki yerini aldırıldı, o altın renkli kumlar dolgu alanın altında kaldı, üstelik artıkım çıkartılamaz bile. Deniz ise neredeyse Heybeliada ile birleşecek vaziyette.

Ekmek Arası Halley programımızı kıraat eylediniz.

10 Haziran 2019

Wayfi Şifreleri

İnternet belki cep telefonlarına girmiş ve kullanılabilinecek miktarı çok yüksek değerde de olabilir ama hâlâ bilgisayarlar için bu tarz bir uygulama geliştirilmediğini söylemem gerek.
Ancak yine de görünürde Wayfi'si olmasına rağmen çalıştırılmayan mekânlar da mevcuttur.
Anlık olarak veya bir günlük internet olmamasını sorgulamıyorum, bir gün arıza olur düzeltilir, ama yıllardan beridir çözülmeyen bir soru olursa insan gerçekten dellenir.


Hayat her ne kadar bilgisayarda olmasa bile yine de insana günümüzde bilgisayardan ulaşması gereken konular mevcuttur, işbu mevzuat-ı umumiyeler için kablosuz internet bağlantısı şarttır.

Swarm'da Billdirimler

Aslında kaç zamandan beridir yazmam gereken bir mevzu bu, ancak imdı mümkünâtı bulundu.
Hayat sadece Swarm'da yaşanmıyor, asıl olarak sokakta yaşanıyor.


Okulda yaşanıyor, otobüste yaşanıyor, metroda yaşanıyor, trende yaşanıyor, minibüste yaşanıyor, dolmuşta yaşanıyor, vaporda yaşanıyor.
İşte bunun için hayatınızı sanal ortamlarda değil gerçek ortamlarda yaşamaya bakmanız gerekmektedir.

Bayram Tatili Sonrasında Sabah

Kocaman bir Hafta Sonu ve Ramézân Bayramını birkaç saat önce geride bıraktık ve hayat tarihimizin tozlu sergenlerinde yerini aldırdık.
Özellikle kamu kesiminde görev yapanlar için dokuz kocaman günlük bir tatil oldu. Kimileri memleketlerine gittiler, kimileri de Bayram olmasına rağmen çalıştılar.
Tatil dönüşünde biliyorsunuz ki hemen işe uyum sağlanamaz. Ancak bu uyumun yerine gelmesi için bir yöntem mevcut:


Sadece uzun tatil sonrası değil, uyandığınız ve işe gitmeniz gereken her sabah böyle olmanız şartmış, çünkü uzman bilim adamları böyle diyorlar.
Ancak yine de her şeye rağmen iyi olmak için zorlamamayı da ahanda işbu karikatürü çizen şahıs söylüyor, ben kendisinin yalancısıyım.
Kısacası yoğun bunalımlı bir iş hayatına tekrardan hepiniz hoş geldiniz.

09 Haziran 2019

Akşamlar Akşamlar Güneşten De Kor

Nihâyet içinde bulunduğumuz Pazar gününü de akşam yaptı ben. Sadece Pazar gününü değil koskocaman bir hafta ve bir bayram bitti.
Ben var ya çok güzel akşam yaparım, işte sadece bu yüzden bütün arkadaşlarım akşamlarını bana yaptırıyorlar.


Yani sizlerin anlayacağınız gündüz yapamaz oldum son dönemlerde.
Kısacası artıkım gündüz yaptırabilecek bir şeyler arıyor ben.
Çünkü mâlum-u âliniz Yaz geliyor, yazın gündüzler harika olur, yazın yapmak daha güzel olur.

Portakal'ın Öyküsü

Hop dedik orada kal portakal seviyoruz diye öldük mü?
Ağrı eşiği diye bir şey var ama sen ağrı bağımlısı gördün mü?
Ben gördüm, sizlere de gösterecek ben. Tabi okumayı isterseniz.


Resimde temaşa eylediğiniz üzere zamanın cumhurbaşkanı sıfatıyla Atatürk yanındaki komutanla birlikte elinde birer portakal ayıklıyorlar.
Bunda ne var diyebilirsiniz, sıradan bir hadise-i şerif diyebilirsiniz, ancak hikâyemizin daha doğrusu kalkınma hamlemizin başladığı zamanlara kadar bir zahmet uzanıverelim.
Sizlere Bilâl Oğlan'a anlatır gibi anlatıyorum.
Yazıma konu olan portakalların tohumları Bindokuzyüzotuzlu yılların başlarında İtalya'dan getirildiler ve gerek Mersin Adana taraflarındaki Çukurova'da gerek Antalya taraflarında ve özellikle de Finike'de gerekse Ege Bölgemizin muhtelif bazı yerlerinde aşılandılar.
Yine buraya kadar da hiçbir sorun yok, her bir şey norminâl seyrinde gidiyor. Hikâyemi okuyun bakalım arkasından neler gelecek?


İskenderun Demir Çelik Fabrikası, Nazilli Basma Fabrikası, Kayseri Sümerbank Tekstil Fabrikası, İstanbul Paşabahçe Şişecam Fabrikası, Aliağa Rafinerisi ...
Bunlara ilâveten birçok fabrika Ruslar tarafından yapıldı. Tüm bunların parası ise portakallarla ödendi.


Türk Sanayisinin ana omurgasını oluşturan işbu tesisler sayesinde hem onbinlerce insanımız iş buldu, hem de genç Türkiye Cümhûriyeti milyarlarca dolarlık ithâlattan kurtuldu, dışarıya bağımlılığımızı azalttı.


Bütün bunların karşılığında bir tek lira bile ödemedik, her şeyin karşılığını sebzeyle meyveyle narenciyeyle ödendi.
Tıpkı aynı yıllarda Çay'ın Rize'ye getirilip ekilmesi ve yıllar sonra Çaykur Rize Çaylarını ortaya çıkarması gibi.
Tıpkı Bindokuzyüzyirmiyedi yılında çıkartılan Altıbinikiyüzyedi sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Fındık Fidesinin ihracatını yasaklayarak Ordu Giresun ve Rize'nin fındık yetiştiren vilâyetler olarak kabûl edilmesi ve devamında da Fiskobirlik adında borsanın kurulması gibi.


Bizim topraklarımız dünyada kendi kendine yeten ve bütün dünyayı doyurabilecek bir toprak.
Zamanında portakalla kocaman bir sanayi kurmuşuz.


Yani demem o ki Portakal gerçekten çok önemli.


İşte bu yüzden TC-JRG plâkalı uçağımıza Finike adının verilmesi ve kuyruğunda da "Discover The Potential" yazması pek de tesâdüf olmamaktadır.
Portakal'ın Öyküsünü kıraat ettiniz, umulur ki bir şeyler beyinlerinize veya beyinlerinizin yerleştirildiği bazı organ-ı şeriflere bazı konular dank eder.