Bu Blogda Ara

Hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

09 Ağustos 2025

Marmaray Üzücü Olay

 Anlıyoruz ve hissediyoruz hayat mücâdelesinin herkes için eşit şartlarda olmadığını ve üzülmüyor değiliz bu kişilerin neden hayatlarına kendileri tarafından son verdiklerini.
Hiç kimsenin özgür iradelerine de karışmıyoruz, ister savaşır ister pes eder.
Ancak bu üzücü olayı tasarlayarak kendi hayatını sonlandırmanın yeri Marmaray istasyonları mıdır?


Marmaray işletilmeğe başladığı 13 Mart 2019 gününden beri bu sabah Güzelyalı'da yaşanan üzücü olay sanırım onuncu intahar vakası.
Daha önceleri Yenikapı Feneryolu Tuzla Ayrılıkçeşme Bostancı istasyonlarında bu tarz hazin hadiseler vukua avdet eylemişti ama bizim muhterem Marmaray idaresi hâlâ herhangi bir önlem almaktan aciz.


İşbu kıraat eylediğimiz ve sabah sabah hepimizi üzen habere Ekleme ve Güncelleme geldi.
Bizler işbu haberi aldıktan birkaç dakika sonra "Üzücü Olay" istatistiğinde "Yüzde Yüz"lük bir artış görüldü.
Her seferinde "Bir" olan üzücü olay sayısı Darıca istasyonunda da vukua avdet eylediğinden bugün bir anda "İki"ye çıkarak tarihe geçti.

17 Şubat 2025

Kedi Taym. Miyav!

 İşbu yazılarımızı kıraat eylediğiniz şahısların Miyav Şeylere karşı aşırı derecede zaafları mevcuttur, öyle ki Kedilere İnsanlardan daha fazla değer verirler.
Bugün hiç kimse bilmese dâhi Dünya Kedi Günü'dür ve bizler her zamanki gibi Kedilerimizin işbu "Miyavteşem" gününü kutlamağı kendimize vazife edindik.


Okuyucularımız arasında Kedi sevmeyenlerin de olduğunun farkındayız ama bilmelerini de isteriz ki Hazret-i Muhammed de bir Kedi sevdalısıydı.
Sevdası o kadar güçlüydü ki elbisesinin üzerinde uyuyakalan Müezza'yı uyandırıp rahatsız etmemek için giysisini kestiği hadis-i şerifte sabittir.
Sırf bunun hatrına olsa bile Kedilerden hoşlanmıyor olabilirsiniz, iyilik de yapmayabilirsiniz, ama en azından kötülük yapmayın.
Unutmayın ki ahirette Kedinin ve diğer mâhlukatın konuştuğu ve İnsanın ağzının mühürlendiği gün söyleyecekleri şeyler insanı Cennete de götürebilir Cehenneme de.


Birkaç yıl oluyor, Sivas vilâyetimizde Kedilerden korkan bir teyzemize bir Kış günü hâmile ve doğurmak üzere olan bir Kedi misafirliğe geliyor, teyzemiz de esasında korkmasına rağmen Kediyi eve kabûl edip sığınacak bir köşe hazırlıyor.
Televizyoncu bunu sorunca Teyzemizin verdiği cevap çok mânidardı:
"Onları bana Allah gönderdi, sokağa mı atacaktım? Elbette bakacağım."

11 Ocak 2025

Yağmurun Yağmur Hâli

 Eski şarkılarda Şehr-İstanbul'un havasına güvenilemeyeceğine dair bir beyit mevcuttu.
Bugün bir kez daha Yağmur boşanma davası açtı, Bardakla olan evliliği her türlü sallantılar altında ve üstünde.


Resm-i şerifimizde de temaşa ettiğimiz üzere Çağdaş Tramvay bile Yağmur'un etkileşimi altında ilerleyebilmekte zorluk çekiyor.
İki saatçik önce gömlekle çıkmaktan kaçınmadığımız sokaklara imdı ve bundan sonraki Zemheri-i Şerif Ayı boyunca kazak palto ile çıkabileceğiz.
Tabi havamıza Rüzgâr eşlik etmezse Şemsiye de şart, çünkü Yağmur altında ıslanmak hastalık getirebilir.

05 Ekim 2024

Hayâl - Hayat

 Acıların yan etkileri belirti göstermeğe başlayınca insan bir anda bitip bitmediğini sorgulamağa başlıyor.
Eskilerden beri belirteçli bir lâfz-ı şerif mevcuttur ki bir insanın hayâlinin Madrid gerçeğinin de Mardin olduğunu söyler.
Biz yine de Üç Muz birlik olarak kırk adet Madrid'i toplasanız bir adet Mardin'e değişmeyiz, çünkü Mardin bizim torpağımızdır, Madrid gibi yaban el değildir.


Tuhaf ama gerçek bir şey varmış ki Biz Üç Muz'un her Büyükada'dan Kartal'a geldiğimızde Kahve veya Bitki Çayı gummilendiğimiz Cafe De Madrid'in bizim Mardin'de de dükkânı mevcut olduğunu öğrendik.
Dikkâtlı bakınca bardağın üzerinde Mardin de yazmakta olduğunu sizler de kolayca temaşa eyleyebilirsiniz.

15 Eylül 2024

Gecenin Yağmuru

 Biraz önce gecenin kör saatinde Yağmur yeniden Bardaktan boşandı.
Hem de öyle şiddetli bir kavga ettiler ki gökteki bağırışmaları yerden bile duyuldu.
Yağmur da baktı ki Bardakla olan zaten Pamuk ipliğine bağlı evliliğini yeniden askıya aldı ve bir anda kendisini yere bıraktı.


Yere bırakınca da olanlar oldu ve etraf sırılsıklam ıslandı.
Gece vakti Yağmurun gidebilecek bir Home'si olmadığını da düşünürsek Yağmur'cuğumuza kucak açmak Dünya'ya düştü yeniden.
Hayat bakalım bizlere ne gibi yaşamlar hazırlıyor?

05 Eylül 2024

Eylül Hayatı

 Bütün zamanlar Biz Üç Muz olarak beğzı şeyhlerde kendimize hakim olabilmeği başaramıyoruz ama çevrelerimizi kontorol edebilmekten de geri kalamıyoruz.
Hayat ne yazık ki her zaman güzel şeylere hâmile kalamıyor, çünkü hayatın içine bir âletle girip de hayatın gönlünü becerebilmeği başaran birtakım güçler bizlere de bir türlü göz açtırmıyorlar.


Yoksa hiçbirimiz bu kadar çok yemeğe yüklenmeyiz ve kendimizi bu kadar şişmanlatmayız.
Şaka falan değil çevremizdeki birçok vatandaşımız hayatlarını fazla kilo sorunlarıyla karşı karşıya yaşıyorlar.
Hele ki artıkım Eylül-ü Şerif Ayı hayatlarımızın ortasına lök diye gelip izin bile almadan oturdu ki bize önce sararan yapraklar sonra serinleyen bir hava getirecek, dahası Güneşi erken bir saatta Homuna gönderecek ve her gün biriki dakika daha erkene gelecek.
Tabi sabahları işe gelmesi de biriki dakika kadar gecikmeğe de başlayacağını söylemeği unuttu ben.


Ne yapalım ki Sonbaharın sonunda başka Bahar yok, araya Yazdan çok daha uzun sürecek bir Kış girecek.
Dahası bazı millet Kar yağsın istiyor, ama Kar yağarsa soğuk olur ve Doğalgaz faturalarımız bu yıl çok daha fazla şişecek.
Faturaları zamanında ödeyemeyince de bir sürü icra davası ile karşı karşıya kalacağımızın resm-i şerifidir bu Kar yağmasını isteyenlerin duvasının tutması.

Hadi İşe Gidiyoruz

 Hepinizi biliyorum hafta ortaları böyle pestilleiniz çıkmış gibi olmak var.
Ancak haftalıklarınızı ceplerinizde görmek ve hissetmek istiyorsanız haftanın ikinci yarısında da tıpkı ilk yarısında olduğu gibi işlerinize gitmeniz gerekmekte.
Eğer ki işe gitmezseniz haftalıklarınızı alabilme şansınız ne yazık ki yok, tıpkı Çorum'da yayla olmadığı gibi.


Bir dayire düşünün ki pencerelerinin iç tarafı Çorum Yaylası'na bakıyor, diğer dış tarafı da Çorum şehir merkezine.
İç tarafındaki pencerelerden ellerinizi yayladaki bahçeye uzatabilmeği başarabilirseniz Leblebi adlı Leb demeden anlamamız gereken nesne-i şerifi hiçbir zahmete katlanmağa mecbur olmadan dağarcıklarınıza ekleyebilirsiniz.


Bu arada yeri gelmişken ve konusu da açılmışken Biz Üç Muz olarak şunu da ilâve edelim ki Çorum gerçekten de dünyanın merkezidir.

31 Ağustos 2024

Aybaşı Geldi Çattı - Volüm Üç

 Bundan yıllar önce Aybaşı'nın gelip çattığını ve memurda şafağın attığını yazmıştı ben.
Aradan geçen dörtbuçuk yıllık zaman zarfında olan bağzı değişimleri ve benzerlikleri yazmamın zamanı geldi de geçiyor bile.


Ayın başlarında banka hesaplarımıza yatmış olan bir önceki aya ait maaşlarımızın henüz ceplerimize girmediğini belirterek yazıma başlıyorum.
Aradan geçen koskocaman dört yıl boyunca hayatlarımızda değişmeyen tek şey bu.
Hesaplarımıza yatan maaşlarımızın miktarı kaç Türk Lirası olursa olsun henüz ayın onuncu günü geldiğinde hiçbir kuruşu bizimle birlikte kalmıyor.
Arslinda o da kalmak istiyor ama mâlesef bizimle birlikte kalabilmesne izin verilmiyor.
 

 Bundan çok değil sadece ve sadece BİN GÜN kadar önce Onaltı Kasım İkibinyirmibir günü tüm kısıtlamalara rağmen Amerika Doları'nın On Yeni Türk Lirası olma sınırını geçmişti.
Dolar tabi o günden bu güne aynı seviyede kalamadı, günümüzde o günkü değerinin üçbuçuk misline yakın seviyeye avdet eylediğini dövüz piyasasını takip edenler bilirler.


Ancak biz yine de hâlkta para olmadığına dair yaptıkları edebiyata pek inanmıyoruz, çünkü ne zaman sokaklarda gezmeğe çıksak yolların her tarafı Tomofil dolu ve bu otomobiller suyla çalışmıyorlar.
Çoğunluğunun deposuna yerleştirilen Benzin ve Mazot adlı yakıtla çalışıyorlar.
Bunların kayıtlarını tutmak Biz Üç Muz'un görevleri arasında olmadığı cihetle şuraya ücretlerii inceleyebileceğiniz bir "Bağlantı" bırakıyorum, artık tıklayabilirsiniz.


İşbu resm-i şerifte de temaşa edebileceğiniz üzere trafik Allah-u Te'âlâ'nın her günü tıkalı vaziyette ve işbu tıkanıklık Yeditepe Üniversitesi'nde görevli bilimadamlarının "Buradaki" araştırmasına göre Yüzaltmışsekiz saatlik bir haftamızın Otuzüç saatlık kısmını yollarda perişân olarak geçirmemizi sağlıyor.
Ya da araştırmanın sonucunu onların bize anlattığı dilden yazayım:
Ayda altı günümüz trafikte geçiyor.


Bizler artıkım gıdalı beslenmeği unuttuk, sadece karınlarımızı doyurabilmeğe çalışıyoruz.
Hadi bu ay neyse diyeceğiz ama Ekim-i Şerif Ayı geldiğinde havalar son bir Pastırma Yazı sonrasında soğumağa başladığında Doğalgaz ve Elektrik kullanmak zorundayız ve geçtiğmiz ay içinde bunlara şöyle güzel bir zamcık yapıldı ama asgari ücrete dokunulmadı.


İşbu şerait dâhilinde azami çalıarak cebimize giren asgari ücretin bizimle kalması mümkün müdür sizce?
Çünkü bilinmeyen yerlerdeki Üçüncü Dünya Ekomonileri her zaman Tıkırında işlemeğe ve çarkları sağlam döndürmeğe muktedirdirler.
İmdı nüsahâde buyuran herkese içinde bulunduğumuz İkibinyirmidört Yılının ilk iş günündeki Kapalıçarşı'daki döziz ücretlerini arz etmek isteriz:


Hemen belirteyim Yılbaşından itibaren tahakkuk ettirilecek lan asgari ücret her ne kadar bir ay sonra ceplerimize Sipâli olarak girmesine rağmen Biz Üç Muz olarak o günkü kurlar üzerinden değerini hesaplayalım:
Asgari ücretimiz içinde bulunduğumuz İkibinyirmidört yılında Onyedimilyarikimilyon olarak belirlendi ve gelecek yıla kadar dokunulmayacağı açıklandığını bilginize arz ederiz.
Paranın gerçek değeri her zaman Has Altın üzerinden hesaplanır, bu itibarla asgari ücretle Sekiz gram Yirmisekiz santigram (8.28) has altın alınabiliyordu o günü.
Ancak hâlkımız Amerika Birleşik Devletleri Dolarını üstün tuttuğu cihetle o günü Beşyüzyetmişbir Dolar Doksanyedi Sent (571.97) yapıyordu.
Hâlkımız sepetine Avrupa Ekomonik Topluluğu Eurosu da eklediği için onun da karşılığı Beşyüzyirmisekiz Euro Yetmişüç Sent (528.73) yapıyor.
Dünyanın en pahlı parası Kuveyt Dinarı'dır, oradan da hesaplarsak Yüzyetmişsekiz Dinar (178) yaptı mı?
Tüm fotbolseverler bilirler ki Uefa'nın ve Fifa'nın para birimi artıkım sadece İsviçre'de kalan Frank'tır, ona da uygularsak Dörtyüzseksenüç İsviçre Frangı (483) yapar.
Hadi bir de içimizdeki incilazları da memnun edelim, Dörtyüzkırksekiz İngiltere Sterlini (448) yaptı.
 
Amerika Doları : 17.002 ÷ 29.73 = 571.97
Avrupa Eurosu : 17.002 ÷ 32.65 = 528.73
İsviçre Frangı : 17.002 ÷ 35.20 = 483.00
İngiltere Sterlini : 17.002 ÷ 37.95 = 448.00
Kuveyt Dinarı : 17.002 ÷ 95.00 = 178.00
Has Altın : 17.002 ÷ 2.056,50 = 8.28
 
Yukarıdaki yazılı sayılardan kafanız bulanmasın diye bir de tablo ve matematik olarak anlattık.
İşbu sayıları aklınızda iyi tutun, çünkü yazının yayınlandığı gün yeniden karşımız çıkacak.


İmdı avdet eyleyelim Asgari Ücreti ceplerimize girdiği güne ve o günkü değerlerine:
Dolar olsa Beşyüzaltmış dolar Otuzsekiz sent (560.38), Euro olsa Beşyüzondokuz euro Altmışiki sent (519.62), Sterlin olsa Dörtyüzkırkbir sterlin Altmışbir şilin (441.61), Dinar olsa Yüzyyetmişyedi dinar Altmış kuruş (177.60) olarak değerinden düştü değil mi?
Ama merak etmeyin, altın alsanız Sekiz gram Yirmidokuz santigram (8.29) veya Frank üzerinden Dörtyüzseksenbeş frank Yedi santim (485.07) alabiliyorsunuz, yani Askari Ücret bu iki para birimine karşı değer kazanmış bir aylık zaman zarfında.
 
Amerika Doları : 17.002 ÷ 30.34 = 560.38
Avrupa Eurosu : 17.002 ÷ 32.72 = 519.62
İsviçre Frangı : 17.002 ÷ 35.05 = 485.07
İngiltere Sterlini : 17.002 ÷ 38.50 = 441.61
Kuveyt Dinarı : 17.002 ÷ 98.50 = 177.60
Has Altın : 17.002 ÷ 2.050,00 = 8.29
 
Artışlarla düşüşlerle bir dönemdi bunlar.
Gelelim günümüze, yani zurnanın artık zırtladığı yere.


Bugün aynı yerden aynı dövizciden çekilen işbu resm-i şerifteki ücret tabelâsında da görülmektedir ki Yeni Türk Lirası değerini kaybetmeğe devam etmekte ve alım gücü iyicenem düşmekte.
Asgari ücretin bugünkü değeri ahanda burada.

Eğer bugün Dolar alırsak Beşyüz dolar Otuzbeş sent (500.35)
Euro alırsak Dörtyüzelliüç euro Otuzsekiz sent (453.38)
Frank alsak Dörtyüzyirmialtı frank Onbir santim (426.11)
Sterlin alsak Üçyüzseksenbir paund Altmışüç şilin (381.63)
Dinar alsak Yüzelliüç dinar Seksenaltı kuruş (153.86) alabiliyoruz.
 
Amerika Doları : 17.002 ÷ 33.98 = 500.35
Avrupa Eurosu : 17.002 ÷ 37.50 = 453.38
İsviçre Frangı : 17.002 ÷ 39.90 = 426.11
İngiltere Sterlini : 17.002 ÷ 44.55 = 381.63
Kuveyt Dinarı : 17.002 ÷ 110.50 = 153.86
Has Altın : 17.002 ÷ 2.802,00 = 6.06

Ama işbu aldıklarımız Binde İki oranında vergiye tabi olduklarından vergiyi de üzerine eklememiz gerekiyor, bu da Asgari Ücretten zarar etmemize veya alacağımız miktardaki dövizden daha düşük miktarı alabilmemize sebep oluyor.
İmdı avdet edelim en güvenli liman olan Altına, Asgari Ücret ile bugün Altı gram Altı santim (6.06) Has Altın alabiliyoruz, yani bir Cümhûriyet Altını bile etmiyor Asgari Ücretin günümüzdeki gerçek değeri.
Farklarını da hesaplayalım:

Amerika Doları : 561.97 - 500.35 = 61.62
Avrupa Eurosu : 528.73 - 453.38 = 75.35
İsviçre Frangı : 483.00 - 426.11 = 56.89
İngiltere Sterlini : 448.00 - 381.63 = 66.37
Kuveyt Dinarı : 178.00 - 153.86 = 24.14
Has Altın : 8.28 - 6.06 = 2.22

Bu yılki Asgari Ücret uygulanmağa başladığı günden bu yana bugüne kadar eridiği değerden bahsettik, imdı Yılbaşı'daki döviz miktarlarını günümüzde alabilmek için kaç Türk Lirasıcık ödememiz gerektiğini de hesaplayalım:

Amerika Doları : 561.97 x 33.98 = 19.095,74
Avrupa Eurosu : 528.73 x 37.50 = 19.827,37
İsviçre Frangı : 483.00 x 39.90 = 19.271,70
İngiltere Sterlini : 448.00 x 44.55 = 19.958,40
Kuveyt Dinarı : 178.00 x 110.50 = 19.669,00
Has Altın : 8.28 x 2.802,00 = 23.200,56

Hesaplarımızı temaşa ettikten sonra Yeni Türk Lirası da sürekli değer kaybetmekte ve Eski Türk Lirasını yani Milyonların konuşulduğu dönemi aratmamakta, tabi günümüzdeki Türk Lirasının arkasına altı adet sıfır rakamını ekleyince İkibindört öncesi kullandığımız parayı bulacağız.
Son tablomuzda da eğer yukarıda saydığımız dövizlere yatırdığımızda aradaki ücret farklarını yazalım tam olsun.
 
Amerika Doları : 19.095,74 - 17.002 = 2.093,74
Avrupa Eurosu : 19.827,37 - 17.002 = 2.825,37
İsviçre Frangı : 19.271,70 - 17.002 = 2.269,70
İngiltere Sterlini : 19.958,40 - 17.002 = 2.956,40
Kuveyt Dinarı : 19.669,00 - 17.002 = 2.667,00
Has Altın : 23.200,56 - 17.002 =  6.198,56

Temaşa edilebildiği üzere Askeri Ücret olmayan Asgari Ücret olan her ay sonunda ceplerimize giren ücretten bugüne kadar yukarıda behsettiğim değerler kadar erimiş.


İşbu beyiti hepimiz hatırlarız, rahmetlinin kırk yıl önce söylediği beyitleri o günlerde de yaşıyorduk, günümüzde de yaşıyoruz.
Tek farkla, yirmi yıl önce paralarımızdan altı adet sıfır atıldı. O dönemde en büyük paramız olan Onbin Türk Lirası günümüzde oldu en küçük paramız olan Bir Yeni Türk Kuruşu.


O bir kuruş da günümüzde hiçbir geçerliliği olmayan ama hesapları dolduran ve ileriki zamanlarda Bir Türk Kuruşuluk Borç yüzünden başlarımızı belâya sokan bir varlık oldu.


Gerçekten dediğimiz gibi Aybaşı geldi çattı, Memur'da şafak attı. Nasıl geçeriz çarşıdan kasaba manava yakalanmadan?
Çünkü denizde yüzüyor boy boy odun ve evde ne şeker kaldı ne de un. Yakamozu yaslamış denize Dolunay, şinanay yavrum şinanay. Böyle giderse pahalılık vay vay vay, kafada ne tahta kalacak ne de yay.

Günün Şarkısı

Hiç sorulur mu? Tabi ki Şiki Şiki Baba, rahmetli Durmuş Çiğdem'in sesinden.


Aha da buraya videosunu da bıraktım anadın mı, isteyen dinlesin.
Gerçi son zamanlarda bu şarkının bir sürü kavırı yapıldı ama yapılan kavırların hepsi güzelim şarkının içine sıçmış.
Güftesini okumak isteyen bu yazıya tıklayabilir:
Martı, 20.1.2020 tarihli.

19 Ağustos 2024

Hayâl

 Bu akşam biraz hayâl kuralım, çünkü hayâl kurmak için hiç kimse hiç kimseden para istemiyor. Ancak çok güzel ve sinsi bir şekilde kırıyor, emin olun para isteseydi daha iyiydi.
Çünkü cepten giden Sipâli yani Para bir zaman sonra bir şekilde yerine konulabilir ama hayâl ve umut kırıklıkları öyle sanıldığı kaddar kolay tamir edilemezler.
Çivinin çiviyi söktüğü günümüze kadar arsla görülmemiştir, atalarımız işbu mevzuat-ı hissiyat-ül umumiye dâhilinde çok yanılıyorlar..


Hayâllerimizde öncelikle biraz mutluluk olsun, tüm insanların diğer canlılarla barış ve huzur içinde yaşadığı sükûnet gibi.
Hayâllerimizde sonra huzur olsun, istediğimiz ve bizleri gerçekten mutlu eden işleri yapalım.
Hayâllerimizde sonra sağlık olsun, sağlığımız olmazsa yukarıdaki saydıklarımın hiçbiri olmaz.
Hayâllerimizde sonra para olsun, bugüne kadar kaybettiklerimizi yerine koyabilelim ve hayatlarımızın kalan kısımlarını yukarıda saydığım şekillerini bozmak zorunda kalmadan yaşayabilelim.
Hayâllerimizde biraz da zaman olsun, yakın çevrelerimizden başlayarak gezebilelim görebilelim kültürümüzü verelim ve kültürleri alalım, kültürel hayata can verelim.
Tabi bu arada her zaman tıkırında işleyen ekomonilerimize daha çok cansuyu verelim.
 

Kurduğumuz hayâl Kahvesiz olmaz tabi, hele hayat kitapsız kahvesiz ve kedisiz hiç çekilmez.
Bir de işbu hayâllerimizi gerçeğe dönüştürmemize yardım edebilen kafa dengi arkadaşlarımız olursa daha da iyi olacaktır kanımca.

05 Haziran 2024

Difficult Life

Sleeping is very important.


Some works are boring me, lots of problems are coming to me, all of them are tiring me. I mean all of negative things totally makes me nervous these hot days.
I prefer and choose hot weather but if they will be like this I'm begining to hate.


Life is too difficult, not easy to stay safe and healthy also happy.
We have only hope for being better than these.

15 Nisan 2023

Kedi Kahvesi

 Hayat esasında gerçek anlamda Miyav Şey'lere çok güzel.
Ne yaparlarsa yapsınlar "Kedidir Kedi" deyip geçiştiririz genel olarak.
Ancak kazın ayakları hiç de sanıldığı gibi değildir.


Kediler de tıpkı İnsanlar gibi bir Çayhane veya Kahvehanedeki bir masanın sandalyesine kurulabilir ve oturabilip Çay ya da Kahve gummilenebilir.


Ben boşu boşuna Dünya dönüyorsa Kedilerin hatırlarına döndüğünü söylemiyorum.
Güvenlik nedeniyle buranın neresi olduğunu sizlere söylemem yasak, çünkü Dünya üzerinde ne yazık ki kedi düşmanı insanlar da var ve daha da kötüsü işbu kedi düşmanlarına hiçbir şey yapamıyoruz.

07 Nisan 2023

Ramezân-ı Şerif Dolunayı

Yine yeni yeniden bir Dolunay ile karşınızda ben.
Şehr-İstanbul'un en güzel yanlarından biri fe hem gece hem de gündüz güzel resimler çekebilmeğe olanak vermesi.
İşte bu akşam da bir başka güzel resm-i ierif ile karşınızda ben.
Bu güzel olmayabilecek Dolunay resmi Kabataş Martı İskelesinden çekilmiş bulunmakta.


Biliyorum ben bunun bulanık olduğunu, ne yapayım ki kameram geceleri pek güzel resim çekemez.
Kameram nasıl resim çekerse çeksin bir kocaman gerçek var bu dünyada.
Geçen her bir saniye bizim hayatlarımızdan eksilerek ölüme doğru sürekli yaklaştırıyor.
Ölümden öteye köy olmadığı ve her canlının ölümü tadacağı doğru ama bu gerçek hayattan zevk almamıza engel teşkil etmiyor.

05 Ocak 2023

Yaradılış Öyküsü

 Baştan söyleyeyim burada yazan şeyler insanlara hakaret değil hayatın gerçekleridir. Yaşayan görür bilir ve acı bir şekilde öğrenir.


Yaradan önce Eşeği yarattı. Biraz baktı ve hakkındaki düşüncelerini tebliğ etti:
"Sen bir Eşeksin. En ağır yükleri çekeceksin, en zor şartlarda çalışacaksın, bir ahırda yaşayacaksın, elli yıl ömrün olacak."
Eşek de dileğini söyledi:
"Tanrım bu hayat için bana biçtiğin elli yıl çok fazla, bana yirmibeş yıl yeter."
Ve öyle oldu.


Yaradan biraz düşündü ve Köpeği yarattı, şeklini verdi, huyunu ekledi. Sonra biraz baktı ve yine düşüncesini tebliğ etti:
"Sen bir Köpeksin. Sürekli sahibinin yakınında olacak, sahibini koruyacak, evindekiler için en tehlikeli görevlere bile atlamaktan çekinmeyeceksin, otuz yıl ömrün olacak."
Köpek de dileğini söyledi:
"Tanrım bu dediğin hayat için otuz yıl çok fazla, bana onbeş yıl yeter."
Ve öyle oldu.


Yaradan biraz daha düşündü ve Maymunu yarattı, şeklini verdi, huyunu ekledi. Sonra biraz baktı ve yine düşüncesini tebliğ etti:
"Sen bir Maymunsun. Sürekli aptal aptal hareketler yapacaksın, daldan dala atlayacaksın, fıstık fındıkla besleneceksin, yirmi yıl ömrün olacak."
Maymun da dileğini söyledi:
"Tanrım bu dediğin hayat için yirmi yıl çok fazla gelir bana, ben on yıl kalayım dünyada benim için yeterli."
Ve öyle oldu.


Yaradan biraz daha düşündü ve İnsanı yarattı, şeklini verdi, huyunu ekledi. Sonra biraz baktı ve yine düşüncesini tebliğ etti:
"Sen bir insansın. Dünyanın kralı olacaksın, biraz önceki yarattıklarıma hükmedeceksin, her şey senin emrinde olacak, ama yirmi yıl ömrün olacak."
İnsan da dileğini söyledi:
"Tanrım bu krallığa yırmi yıl çok az, bana Eşeğin istemediği yirmibeş yılı, Köpeğin istemediği onbeş yılı, Maymunun istemediği on yılı ömrüme eklemeni istiyorum."
Ve öyle oldu.


Derken insan dünyaya geldi, yirmi yıl insan gibi yaşadı, sonraki yirmibeş yıl eşşekler gibi çalıştı para kazandığını sandı, sonraki onbeş yıl köpekler gibi yaşadığı evi korudu ve aileden artanları yedi, sonraki on yıl da maymunlar gibi komik durumlara düşerek torunlarını eğlendirdi.
Bugüne kadar böyle geldi, bundan sonra da böyle gidecek.

01 Mart 2022

Mart Ayı Geldi Çattı

Tepemizin d'amına yağması beklenen kar bize fena yağdı.
Bu sefer somut değil soyut olaraktan.
Çünkü mâlum ay başı geldi çattı memurda şafak attı, nasıl geçeceğiz çarşıdan kasaba manava yakalanmadan?
Gerçi artıkım günümüzün kapitâlist düzenine ayak uyduramayan kasap manav bakkal artık topu taca atmış durumda ama yine de birkaç adet direnen esnafımız mevcut.


Görüntüde yine başımızın belâlısı olan Amerika Birleşik Devletleri Dolarının bu ay başında eriştiği değeri ve bizim en büyük değerdeki paramızın yani İkiyüz Türk Lirasıcıklık kâğıt paramızın karşılığını görüntülemektesiniz.
"Ondört Amerika Birleşik Devletleri Doları Kırkaltı Amerika Birleşik Devletleri Senti."
Çünkü denizde yüzüyor boy boy odun ve evde ne şeker kaldı ne de un.
Gökyüzünde balık gibi yatıyor ay, şinanay yavrum şinanay.
Böyle giderse pahalılık vay vay vay, kafada ne tahta kalacak ne de yay.


Biz zamanında gerek Atla Gel Şaban'ı gerekse de Orta Direk Şaban'ı sadece gülerek izlemiş ve boş filmler olarak nitelendirmiştik.
Oysa rahmetli Kemâl Sunal gerek o zamanki yaşanan gerekse o zamandan önlem almadığımız takdirde o zamana göre gelecekte şimdiki zamana göre günümüzde yaşanmakta olan gelişmeleri özetlemiş filmlerinde.

22 Şubat 2022

Hayat Ve Rakamlar

Hayat nasıldır biliyor musunuz?
Üçte biri güzel geçen zamanlar, geri kalan her an da o güzel geçen zamanları hatırlamaktan ibaret.
Benden büyük olanlar kusuruma bakmasınlar ama siz gençlere sözüm şudur:
Siz yaşlılığın ne olduğunu bilmiyorsunuz ama ben gençliğin ne olduğunu biliyorum.
Hayat çok acımasız ve insafsızdır, önce sınavınızı yapıyor sonra dersinizi veriyor ve hata yapanları asla ama asla affetmiyor.
Hele geç kalanları hiç affetmiyor.


Bugün günlerden Salı, tarih ise Yirmiiki Şubat İkibinyirmiiki, yine dört adet İki iki adet Sıfır yan yana gelerek bir sayı zinciri oluşturmuşlar, rakamla 22.02.2022 olarak yazılmakta.
Bu sayıların gizemi çözülmedi belki ama hani derler ya "Kısmetinde varsa gelir Yemen'den ama kısmetinde yoksa ne gelir elden" misâli olursa olur ama olmazsa alıştık zaten.


Ancak yine de her yeni günün yeni bir umut olduğunu ve umutsuz asla yaşanmayacağını sakın ola ki unutmayın.
Allah bir kapıyı kapatırsa mutlaka başka bir kapıyı açar.
Dilerim kapı açan Allah-u Te'âlâ bizlere hayırlı kapılar açsın.

10 Ocak 2022

İnsansız Bir Dünya

İnsanoğlu belki de dünyaya ve doğaya en fazla zarar veren varlığıdır, ama insanlar aynı zamanda dünyanın dengesini de sağlamaktadırlar. Kısacası ilişkilerin konusu olduğu gibi insanların toplu olarak dünyadaki varlığı bir dert, yokluğu bambaşka bir dert.
İşbu yazımda sizlere insan ırkının dünya üzerinden tamamen silindiği zaman olacaklardan biraz bahsetmek istiyor ben.


Öncelikle elektrik ve diğer saklı güçleri işleyecek bir canlı olmadığı için çok ama çok kısa bir zaman zarfında karanlığa ve soğuklara teslim olacak bir dünya. Her ne kadar gökyüzünde Güneş de olsa Güneşin varlığı mâlesef günlerin en fazla yarısında etkili olabiliyor, üstelik Yaz ve Kış dönemlerinde bu süre biraz uzayıp kısalabilse bile etkisiz kaldığı zaman zarfı mevcut.
Biz insanların dünyadan neslimiz tükendikten tam bir yıl sonrasında tüm uydular ve uzay istasyonları Dünyaya geri düşer ve atmosferde büyük delikler oluştururdu.


Sadece bir hafta içinde milyarlarca ev ve çiftlik hayvanı açlık ve susuzluktan Hakk'ın rahmetine kavuşurlardı. Ne de olsa artık onlar evcil hayvan, her ne kadar fıtratlarında avcılık gibi hamurlar katılmış bile olsa o hamurun miktarı sanıldığı kadar çok değil, üstelik aradan geçen yıllar boyunca o hamurun varlığı bile tartışma konusu olmuştur.
Evcilleştirilmiş atlar tekrardan özgürlüklerine kavuşur ve doğada dörtnala koşmağa başlarlardı.
Nesilleri tükenmek üzere olan hayvanlar yavaş yavaş tekrardan çiftleşerek çoğalmağa başlarlardı.
Yaşamak için insan vücûduna ihtiyacı olan birçok parazit de yok olurdu. Mâlum-u âliniz ki insan vücûdunda önemli bir oranda gözle görülmeyen varlıklar da yaşıyorlar.
Evlerdeki haşeratın da soyları tükenmeğe başlardı.


Barajlar yıkılıp dev sel felâketlerine sebep olurdu. Sonradan tüm bu alanlar bataklığa dönüşürdü.
Büyükşehirlerde bugüne kadar yapılmış ve işletilmekte olan Metro hatlarını koruyan su pompaları çalışmayacağı için her tarafı sel götürürdü.
Soğutma sistemleri durduktan sonra bazı nükleer santrâller patlarlardı.
Sanayi bölgelerindeki emisyonlar sıfıra ineceği için hava sadece bir ay gibi kısacık bir sürede tertemiz olurdu.
Bakım falan yapan birileri olmayınca tüm metâl binalar çürüyüp yıkılırlardı.
Şehir parkları giderek büyür ve şehirleri ele geçirirdi, sadece yirmibeş yıl içerisinde dünyadaki tüm kaldırımlar ve yollar yemyeşil olur ve Doğa kendine ait olan her yeri tekrar geri alırdı. Altıyüz yıl kadar sonrası tüm dünya dev bir ormanlığa dönüşür ve her yerde farklı hayvan nüfûsu oluşurdu.
Okyanuslar eski temizliğine geri döner ve tüm balıklar huzur içinde yaşardı. Tek dertleri artık birbirleri kalırdı, çünkü büyük balıklar her zaman küçük balıkları yerler.
Yüzbin yıl sonra yıl içerisinde havadaki karbondioksit seviyeleri insan ırkının dünyaya ilk ayak bastığı seviyelere dönerdi.


Yazımı ahanda burada sonlandırırken tek bir cümle eklemek istiyorum:
Her ne kadar Dünyanın insanlara ihtiyacı olmasa dâhi İnsanların dünyaya ihtiyaçları vardır.
Her ne kadar insanlara hayvan lâkapları takılıyor bile olsa, ne olduğu konusunda fikir almak için üstteki resm-i şerifi inceleyiniz.

01 Ağustos 2021

Dürüstlük = Kerizlik

 Günümüzde dürüstlüğü enayilik sanıyorlar. Haksız da sayılmazlar, çünkü dolandırıcılar ve üçkâğıtçılar köşeyi çok güzel döndükleri için krallar gibi yaşıyorlar.
Bir elleri yağda diğer elleri balda, bir elleri kaymakta diğer elleri reçelde, bir elleri lokumda diğer elleri baklavada, işler zaten ayna aynaya bak al eline sazı çal çal çiftetelli oyna zeybek oyna.
Ya dürüstler nasıl geçiniyorlar?


İnsanlık dürüstlük efendilik gibi değerler günümüzde hiçbir para kazandırmıyor, para olmayınca da saygın bir mevkiye gelemiyor olmak fena koyuyor insana.
Çünkü ekomonimiz yıllardan beridir tıkırında, bir gün bu tıkırtının bozulacak olmasından korkuyorum.

24 Temmuz 2021

Eşek Satışı

 Eski zamanlarda Anadolu’nun tozlu yollarında otomobiller kamyonlar henüz bu kadar yaygın değilken atlar eşekler katırlar çekermiş milletin tüm yükünü.
Şimdilerde arabalar nasıl alınıp satılıyorsa o zamanlarda da bu hayvanlar alınıp satılırmış kasabaların muayyen yerlerinde. O pazarlarda alıcı ile satıcıyı birbirinden ayırmak oldukça kolaymış. Kim elinde ucu biraz sivriltilmiş kırkelli santimlik bir tahta kazıkla geziyorsa herkes bilirmiş ki o kendine eşek almağa niyetli bir alıcı.
Ancak kasabalarda kurulan hayvan pazarındaki hayvanlar şehirlerde kurulan amele pazarındaki amelelerden daha fazla bir itibar görürler.
Peki bu kazık ne için kullanılırmış?
Kendine eşek arayan kişi bir eşek ilgisini çekince hayvanın genel durumunu kontrol ettikten sonra elindeki kazığı eşeğin ağzına sokup kanırtarak eşeğin dişlerine bakarmış. Çünkü eşek bile olsan ağız ve diş sağlığı önemli azîzim.
Sizler de biliyorsunuz ki dişleri tastamam olan hayvanlar genel olarak sağlıklı hayvanlardır.


Şimdi gelelim hikâyenin bizi ilgilendiren kısmına. Eğer bir eşek çokca pazara çekilip satılmamışsa artık tecrübeli olduğu için birinin elinde kazıkla kendisine yaklaştığını görür görmez gülümser ve ona dişlerini gösterirmiş. Böylece ağzına o koca şeyin sokulup canının yanmasına mani olurmuş.
Teşbihte hata olmasın ama hayat da bazen elinde türlü kazıklarla gelir üzerimize. Bizi öldürmeyen her tecrübenin bizi daha güçlü kıldığı bilinciyle acının yaklaştığını hissettiğimiz an ona gülümseyebiliyorsak ne hayat ne de başkaları canımızı yakmağa cür'et edemeyecektir.

27 Mayıs 2021

Fotoda Anı Yakalamak

Bebek yuvadan düşerken annesi onu ​​yakalıyor ve babası onu tutuyor.
Bu harika anı yakalayan fotoğrafçıya teşekkürler.


Anne ve Baba kavramı bir fotoğrafla bu kadar güzel anlatılır.
Fotoğrafçılık da bir sanat dalıdır, çünkü anı yakalamak artık o kadar kolay değildir.

06 Mayıs 2021

Seyyah Arılar

Arılar bazen münâsip buldukları yerde hiçbir engel tanımadan konaklayabilirler.
Bu resimdeki gibi bir sahne gördüğünde korkmayın, itfaiyeyi ya da sivil savunmayı aramayın, hareket etmeyin, öldürmeyin.


Onlar sadece seyahat eden arılar ve sadece yirmidört saat duracaklar. Onları rahatsız etmezseniz size zarar vermezler. Onlara yardım etmek istiyorsanız hafif bir tabak ya da hafif şekerli su tabakası koyun. Nasıl besleneceklerini enerjilerini güçlendireceklerini ve yollarına devam edeceklerini göreceksiniz.
Gezgin sürüsünü hepimiz korumalıyız çünkü onlar bizim hayatta kalma sigortamız. Onlar ölürse biz de ölürüz. Arılar olmadan tek bir insan bile dünyada kalmaz.
Lütfen dikkâtli olun ve arıları öldürmeyin.