O pes etmedi, sadece herkesten bir şey beklemeği bıraktı.
Hep yumuşak biriydi, kâlbi geniş ve sevgi dolu, sahip olduklarıyla karşılıksız veren biriydi.
Küçük deytayları hatırladı, hiç kimsenin ayırmadığı zamanı ayırdı, kendinde kalan son parçayı bile paylaştı.
Ama yolun bir yerinde fark etti ki hep veren hep anlayan hep deneyen oydu.
Dahası yine de hafife alınan oydu ve unutulan oydu.
Verdiği enerjiyi bekledi ama asla geri alamadı, insanlar ise alabildiklerini gördü verebileceklerini değil.
Ve bir gün durdu, kendine değerini kanıtlamağa çalışanların peşinden koşmağı bıraktı.
Artık istendiğini hissetmek için standartlarını düşürmüyor ve asla gelmeyecek özürleri beklemiyor.
Şimdi huzurunu koruyor, kendini seçiyor.
Umursamadığı için değil, kendisini daha çok sevmeğe başladığı için.

