Bu Blogda Ara

17 Eylül 2014

Fashion Night Out

Bu akşam alışveriş çılgınlığı var.
Nişantaş ve Cadde-i Bağdad mekânlarımız.
Ben Suadiye'deyim.


Bu aralar yağmurun yağması da cabası, üstelik de şemsiyemi almadan çıkmak gibi bir hata yapmışım, ayaklarımın içlerine kadar su içinde kalmışım.


Bu ıslaklıklara rağmen Suadiye'de yağmurun yağmaması çok güzel bir sürprizdi benim için.
Tabi üstüne içilen bir Red-Bull da cabası. Çok uzun zamandır içmemiştim, bana çok ziyadesiyle iyi geldi, bilmiyorum siz ne düşünürsünüz?


Bu akşam buralar çok acayip hareketli, ama tabi kolay değil, koskocaman alışveriş çılgınlığı.
Aslında neden böyle çılgınlık günler düzenlenir bilmem, o mağazalarda çalışanların canları yok mu?
O insanların da alışveriş çılgınlığında kendileri de o çılgınlığa katılmak istemezler mi?


Ben yıllarca çalıştım, o piskolojiyi çok ama çok iyi bilirim.
Herkes zevk alırken onların gerekli gereksiz sıkıntı çekmeleri hayatın adaletine pek uymuyor kanımca.


E malûm-u aliniz, herkes bir Alexa Chung değil =)))
Şaka maka, bu çılgın gecede Cadde-i Bağdad'a bir konuk olsaydı çok iyi olurdu.


Belki de bu güzel geceden sonra ben de bir moda yazarı olamaz mıyım?
Söylesenize benim Buse Terim'den neyim eksik? Babamın Fatih Terim olmamasının dışında.

15 Eylül 2014

Okul Açılıyor

Geldik bu yılın da yaz tatilinin sonuna.
Okullar bu yıl da açıldı sonunda.
Hazır fotbol fenerasyonu bütün ilk yarı fikistürünü açıklamış ya, dilerim sizin de ilk devrenizin tüm dersleri hazırdır.


Artıkım yaza ve yaz tatillerine hoşça kalma zamanı çok yaklaştı, hava birkaç günden serinlemeye ve ağaçlar da yemyeşil yapraklarını dökmeye başlayacaklar.
Güneş de geç doğmaya ve erken batmaya başlayacak, bu koşullar dahilinde deniz bizim neyimize, biz en iyisi okullarımıza geri dönelim.


Hani Hababam Sınıfında bir sahne var, Mahmut Hoca okulun sadece dört duvarı kapalı üzerinde de dam olan yerin olmadığı, okulun her yer olabileceğini söylediği, ama izci kampındaki öğrencilerinin o taş yığınına geri dönmek istedikleri.
Biz o zamanın masumiyetini arıyoruz.

14 Eylül 2014

Tarkan Konser

En son ne zaman böyle büyük bir konsere gittiğimi hiç hatırlamıyorum.
Ama size şu kadarını söyleyeyim, keşke böyle güzel konserler her zaman olabilse, daha doğrusu benim gidebilmeye imkânım olabilse.
Belki aklımda yoktu üç gün öncesine kadar ama bakın bir anda kısmet oldu.


Burası Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu. Öyle herkesin sahneye çıkmalarına müsade edilemeyen bir mekân.


Her şeyiyle harika bir konserdi, ama ne yazık ki sonuncusu.
Yaklaşık üç saatlik muhteşem bir konser ve muhteşem şarkılarıyla tribünlerde bulunan herkesi kendilerinden geçirdi.


Kâh hüzünlendiren, kâh neşelendiren çok güzel şarkıları var.
Beni bile kendisine hayran bıraktırdı ya, onu artık sevmeye başladım.
Bu arada çaktırmayın kendisiyle doğum günümü bile paylaşıyormuşum =))) Ama kendisi benden tam beş yaş büyük.


Teşekkürler Tarkan.