Bu Blogda Ara

Sayfalar

14 Şubat 2021

Sevgililer Günü

 Her yılın ikinci ayı ve en kısa ay olan Şubat-ı Şerif Ayı'nın ilk yarısının son günü kapitâlist düzenin isteği üzerine Sevgililer Günü olarak kutlanmağa başlanmıştır.
Bugün nerelerde ne kadar birbirleriyle sevgili olanlar varsa bir yerlerde buluşurlar, romantik mumlarla başbaşa yemek yerler, gittikleri yerlerde yavaş ve huzurlu aşk şarkıları çalar, bütün dükkânlar kâlplerle süslenir falan filân feşmekân.


Bugüne özel olarak çiçekçilerin en çok sattığı çiçek ise ne Karanfil ne de Papatya, sadece Gül'dür. Hâttâ sırf bugüne yakın günlerde bir tek gülün ücreti norminâl zamanın en az üç katına çıkar, yani norminâl günlerde Beş Türk Lirasıcık'a alabildiğiniz tek bir Gül özellikle Şubat-ı Şerif Ayı'nın Onuncu Günü'nden sonra önce On Türk Lirasıcık'a çıkar, o büyük vuslat gününe yaklaşıldıkça daha da artar, Ondördü geldi miydi de artık çiçekçinin insafına kalmışsınızdır, Elli Türk Lirası da istese vereceksiniz, Yüz Türk Lirasıcık'a kadar çıkan çiçekçi bile gördü ben.


Daha olay burada bitmedi, bir de akşamı birlikte geçirmek ve bir Hotelde konaklama faslı da olmalı ki sevgililik kurumu iyicenem bir sağlamlaşsın.
Bir taraf çiviyi çekiçle tahtaya sağlam çakmalı ki ertesi yıla kadar bir kerpeten gelip de o çiviyi sökmeği başaramasın.
Geceleyin ışıksız odalarda kim bilir kaç tencere baklalar mercimekler pişirilecek, fırına verilen mercimeklerin baklalarını dilinin altında saklamak da bambaşka bir konudur.


Tabi bir de işin armağan kısmı mevcut, sevgiliye sevgiliniz olduğu için güzel bir armağan almanız şart ötesi bir şeydir.
Oysa ay ortasında ceplerimiz delik cepkenlerimiz daha büyük delik, ekomoni bu yıl fazlama tıkırında olmadığını da eklemem gerekiyor.
Nasıl çıkacağız bu işin içinden?
Yoksa tıkırında olan ekomoniyi bahane etmeyip başka bir sudan sebeple sevgilimizden ayrılmalı mıyız Sevgililer Günü öncesi?
Not: Bu öneriyi asla tavsiye etmiyorum, çünkü Sevgililer Günü'nü sevgilisiz geçirmek zorunda kalmağı en iyi bilenlerdenim.
Kaldı ki hem kendinizi hem de sevgilinizi sevgilisiz bir Sevgililer Günü geçirtmeğe hiç mi hiç hakkınız bulunmamaktadır.


Bu yıl belki de bağzı sevgilliler içinde bulunduğumuz şeraitler çerçevesinde sevdiklerinin yanlarında olamayabilecekler ki işbu şerait-i umumiye de küresel güçler tarafından yaratıldığını söylememe gerek bile yok sanırım.
Demin ben sizlere Sevgililer Günü Hediyesi'nden bahsetmiştim, bazı armağanlardan Oyuncak Ayı çıkar, bazılarının içinden de Büyümüş bir Ayı çıkar.
Kadınlar nedense tipitip olan erkeklere Ayı gibi Öküz gibi lâkaplar takmağa bayılırlar, ama aynı tipitiplerin de peşlerinde koşarlar, o tipitipler de kendilerine köle muamelesi yaparlar.


Bir insana Ayı demek hele de bir kadının bir erkeğe Ayı demesi aslında kul hakkına girer, çünkü insan ne kadar uğraşırsa uğraşsın asla Ayı olamaz, Ayı da kendisine hakaret edildiği için öbür dünyada kadından davacı olur.
Kul hakkı konusu sadece insanları değil hayvanları da kapsamaktadır, çünkü Ayı'yı da Öküz'ü de ve bilumum hayvanları da Allah-u Te'âlâ yaratmıştır.


Çikolata ise Sevgililer Günü'nün olmazsa olmazlarındandır, çünkü Çikolata'nın içindeki maddelerin gerek mutlu olunduğu zamanlarda daha da mutlu hissettirmesi, gerekse hüznün ağır bastığı zamanlarda kırılan kâlpleri onarıcı etkileri mevcuttur.
Tabi çok insan kâlp kırıklıklarını önemsiz gibi görse bile kâlplerin kırılması adamı ölüme bile götürür.


Aslında bir de buraya romantik melodilerle dolu bir müzik eklemek gerek ama bu sefer bu kadar ağırını ben kaldıramayacağım, siz kendi zevkinize göre YouTube'yi açın bir şarkı dinleyin kulaklıklarınızla, yanında da birer kahve içmeği unutmayın.


Bir de küresel kapitâlist güçlerin istedikleri şekilde ilişkinizi bir akıllı telefonla onaylatın, mâlum-u âliniz fikirlerin ve karşılıklı konuşmanın yerini akıllı telefonların çeşitli uygulamalarındaki veriler aldı.
Hem siz küresel kapitâlist güçler ve akıllı telefonun mucitlerinden daha mı iyi bileceksiniz anlaşabilip anlaşamayacağınızı?


Sonuçta aşk da sevgi de bir tek şeye dayanıyor küresel kapitâlist güçlerin ele geçirdiği dünyada: Tabi ki Para.
Hani bir zamanlar Rüçhan Çamay'ın da seslendirdiği bir şarkı gibi:
Para para para, varlığı bir dert, yokluğu yara, fazlası da bela, gömeceğim seni bir gün mezara.


Eğer nakit paranız yoksa hiç düşünmeyin, kredi kartı da aşkı sürdürmek için yeterlidir, ama kartın borcunu ödeyebildiğiniz sürece tabi ki.
Bedava sevgi karın doyurmuyor, sevgili sahibi olmak da ayrı bir dert.
Anlayacağınız para aşkı satın aldı sonunda.


Daha fazla bu konulara girecek olursak bu yazının amacının dışına çıkmış oluruz, oysa bu seferkinde ben sevenlere ve sevgililere umut vermeliydim değil mi?
Oysa sevginin tek güne sığdırılması konusunda neredeyse herkes bir şeyler söyler, hâttâ karşı bile çıkarlar. Ama iş Sevgililer Günü'ne geldi miydi, hele bir de unuttunuz muydu ayrılık kapınızı hemen çalmağa başlar.


Ancak günümüzün olmaz olası kapitâlist dünyasında yalnız olanlar veya sevgililerinden kolluca birer kazık yiyenler bugünü kolaylıkla atlatamazlar.
Ben yalnızlar için bu yıl da Çikolata yummilenmelerini tavsiye etmek istiyorum, belki kâlp kırıklıklarını tam olarak önleyemese bile kırılmış kâlpleri biraz olsun tamir eder.