Bazen basiretler bağlanır veya bazı şeyler kısmet olmaz. O zaman da Dimyat'a pirinç almaya giderken elimizde mevcut olan bulgurdan da olabiliriz.
Artık sanırım elmas fazlama para etmiyormuş ya da bazıları doğmamış çocuğa külot biçiyormuş.
Geçenlerde paylaştığım başka bir haberde yüzseksendokuz beklerken sadece yüzyirmisekize satılabilen elmasın hikâyesini hatırlarsınız. Hatırlamayanları buraya tıklamaya davet ediyor ben.
Bu uzun girizgâhım resmen Sierra Leone Hükûmetine. Çünkü bir süre önce çıkartılan yediyüzdokuz karatlık adına da Barış denilen elmasın karşılığında verilen otuzmilyonyüzbin lirayı az bulup beğenmeyen hükûmet önceki günkü ilân ettiği müzayedede beklediğinden de az bir para olan yirmibeşmilyon lira karşılığında zar zor satabilmiş.
Demek ki artık tüccarlar da uyanmaya başladı, işçilere ne kadar az para veriliyorsa tüccarlar da fiyatlarını düşürmeye başladılar. Bu da aslına bakarsanız iyi bir gelişme, ne kadar ekmek o kadar köfte.
Darısı yıllardır Kapalıçarşı'da çalışan kalfa ve çırakların haftalıklarına diyelim.