Aslında işbu yazımda nereden başlamam gerektiğini bile bilmiyor ben.
Her geçen gün biraz daha yaşlandığımızdan mı yoksa geçen zamanın bizden götürdüklerinden mi bahsetmeliyim sizce?
Belki bunlar değil de her geçen günün bizlere yeni bir başlangıç yapmamız gerektiğinden mi?
İnanın bana içimde gerçek anlamda bir tuhaflık oluştu bu sabah.
Çünkü oturup kahve içtiğim veya yemek yediğim birçok mekânda ister istemez müzik de çalıyor, bu çalan müzik ise resmen kulaklarımın zarını patlatıyor.
Günümüzün müziği genelde eski şarkılarla kendisini tekrar edip duruyor ama işbu eski şarkıların eski zamanlarındaki tadları ve hissettirdikleri duygular artık çok ama çok değişti.
Çünkü günümüzün müziği o eski şarkıların bildiğimiz melodilerini aldı ve içlerine çıstak çıstak bazı safsatalarla doldurdu.
Yeni yapılan şarkılar derseniz içlerinde birkaç adedi hâriç genelde aynı fabrikadan çıkmış gibi birer "Bakkal Müziği" ki bunların muhteviyatında güfte bile diyemeyeceğimiz üçbeş adet cümle ve bol bol şıkıdım şıkıdım nesne-i ucubeler.
Ancak bu kadar dinlediğim müziklerin ve müzisyenlerin içinde birkaç tanesi hâriç ki onlardan birinin bugün doğum günü.
Ben onu tanıdığım zamanlar ufacıktım, hani kısa pantolonlu yumurcaklar vardır ya genellikle sümüklü olarak adlandırılan cinsten tıfıl mı desem yoksa büyümüş de küçülmüş mü desem bilemedim şimdi.
Daha öncesi de var ama kendi şahsımın hayatına girdiğinde nefis bir keman eşliğinde seslendirdiği şarkısında "Güven Bana" diyordu.
Ben de ilk dinlediğimde her kim olursa olsun onun sesine ve sevecenliğine tutulmuştum.
O kadar ki yavaş yavaş dünya üzerinde şarkılar bozulmaya her ne kadar henüz başlamamış dâhi olsa ufak ufak bozulmaların haberini diğer şarkılar veriyordu.
Aynı yıllarda katıldığı bir liste programında sunucunun dediği söz aklıma takıldı:
"Kulaklarımızın pasını silmek için şimdi mikrofona geliyor kendisi"
Ve o mikrofondan hiçbir zaman inmedi ve gitmedi.
Okuduğu güzel şarkıları birçok listelerde genellikle ilk üçe girdi.
Gerek sahnedeki hâkimiyeti, gerekse bir tanesi hâriç bütün konserinde şarkılarını tamamen canlı okuması, gerekse de müziğin dışındaki yine kendi adını verdiği gözlük firmasının başarısı onun bütün dünyada milyonlarca hayranı olmasını sağladı.
Demin bir tanesi hâriç dedimse onun da nedeni konserinin akşamı yüksek ateşle televizyona çıkmasıydı.
O kadar kusur kadı kızında da olur dedik, işte en sonunda şövâlye de oldu.
Gerek müzikteki başarısı, gerek mücâdeleciliği, gerek inatçılığı, gerekse de hanımefendiliği.
Kendisinin hakkında daha birçok şey yazmak isterdim ama hem kafanızı şişirmek hem de gözlerinizi fazla yormak istemiyorum.
İşte bu temaşa eylediğimiz boyu kısacık da olsa gönlü kocaman hanımefendi sanatçımız sevgili Kylie Ann Minogue bugün ellinci yaşına bastı.
Kendisinin müzik dünyasına merhaba dediği klibindeki resim çekme sahnesini izleyen okuyucularım bilirler, ahanda bu resmini görünce aklıma nedense o geliverdi.
Ahanda bu da kendisinin ellinci yaşı için hepimizle paylaştığı resmi.
Kim der ki bu kadın elli yaşında diye?
Zaten kendisinin son çıkarttığı şarkısında da söylüyor:
Ben de ahanda işbu yazımın nihâyetinde Kylie Hanım'ın doğum gününü kutlarken nice senelere diyor ve bizleri onsuz bırakmamasını Allah'tan niyâz ediyorum.
Ne kadar şanslıyız ki kendisiyle aynı dönemde yaşıyoruz.
Teşekkür ederim.