Bu Blogda Ara

Sayfalar

10 Ocak 2022

İnsansız Bir Dünya

İnsanoğlu belki de dünyaya ve doğaya en fazla zarar veren varlığıdır, ama insanlar aynı zamanda dünyanın dengesini de sağlamaktadırlar. Kısacası ilişkilerin konusu olduğu gibi insanların toplu olarak dünyadaki varlığı bir dert, yokluğu bambaşka bir dert.
İşbu yazımda sizlere insan ırkının dünya üzerinden tamamen silindiği zaman olacaklardan biraz bahsetmek istiyor ben.


Öncelikle elektrik ve diğer saklı güçleri işleyecek bir canlı olmadığı için çok ama çok kısa bir zaman zarfında karanlığa ve soğuklara teslim olacak bir dünya. Her ne kadar gökyüzünde Güneş de olsa Güneşin varlığı mâlesef günlerin en fazla yarısında etkili olabiliyor, üstelik Yaz ve Kış dönemlerinde bu süre biraz uzayıp kısalabilse bile etkisiz kaldığı zaman zarfı mevcut.
Biz insanların dünyadan neslimiz tükendikten tam bir yıl sonrasında tüm uydular ve uzay istasyonları Dünyaya geri düşer ve atmosferde büyük delikler oluştururdu.


Sadece bir hafta içinde milyarlarca ev ve çiftlik hayvanı açlık ve susuzluktan Hakk'ın rahmetine kavuşurlardı. Ne de olsa artık onlar evcil hayvan, her ne kadar fıtratlarında avcılık gibi hamurlar katılmış bile olsa o hamurun miktarı sanıldığı kadar çok değil, üstelik aradan geçen yıllar boyunca o hamurun varlığı bile tartışma konusu olmuştur.
Evcilleştirilmiş atlar tekrardan özgürlüklerine kavuşur ve doğada dörtnala koşmağa başlarlardı.
Nesilleri tükenmek üzere olan hayvanlar yavaş yavaş tekrardan çiftleşerek çoğalmağa başlarlardı.
Yaşamak için insan vücûduna ihtiyacı olan birçok parazit de yok olurdu. Mâlum-u âliniz ki insan vücûdunda önemli bir oranda gözle görülmeyen varlıklar da yaşıyorlar.
Evlerdeki haşeratın da soyları tükenmeğe başlardı.


Barajlar yıkılıp dev sel felâketlerine sebep olurdu. Sonradan tüm bu alanlar bataklığa dönüşürdü.
Büyükşehirlerde bugüne kadar yapılmış ve işletilmekte olan Metro hatlarını koruyan su pompaları çalışmayacağı için her tarafı sel götürürdü.
Soğutma sistemleri durduktan sonra bazı nükleer santrâller patlarlardı.
Sanayi bölgelerindeki emisyonlar sıfıra ineceği için hava sadece bir ay gibi kısacık bir sürede tertemiz olurdu.
Bakım falan yapan birileri olmayınca tüm metâl binalar çürüyüp yıkılırlardı.
Şehir parkları giderek büyür ve şehirleri ele geçirirdi, sadece yirmibeş yıl içerisinde dünyadaki tüm kaldırımlar ve yollar yemyeşil olur ve Doğa kendine ait olan her yeri tekrar geri alırdı. Altıyüz yıl kadar sonrası tüm dünya dev bir ormanlığa dönüşür ve her yerde farklı hayvan nüfûsu oluşurdu.
Okyanuslar eski temizliğine geri döner ve tüm balıklar huzur içinde yaşardı. Tek dertleri artık birbirleri kalırdı, çünkü büyük balıklar her zaman küçük balıkları yerler.
Yüzbin yıl sonra yıl içerisinde havadaki karbondioksit seviyeleri insan ırkının dünyaya ilk ayak bastığı seviyelere dönerdi.


Yazımı ahanda burada sonlandırırken tek bir cümle eklemek istiyorum:
Her ne kadar Dünyanın insanlara ihtiyacı olmasa dâhi İnsanların dünyaya ihtiyaçları vardır.
Her ne kadar insanlara hayvan lâkapları takılıyor bile olsa, ne olduğu konusunda fikir almak için üstteki resm-i şerifi inceleyiniz.