Bu Blogda Ara

Cadde-i Bağdad etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cadde-i Bağdad etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Kasım 2023

Sephora Treni

Daha önce de yazmışlardı ki bizim görgü fakiri Sephora bir Marmaray Treni olan E-32.018 filo kodlu beş vagonluk katara reklâmını vermiş.
Bu akşam sizlere ahanda bu trenin resm-i şerifini paylaşmak istedik biz Üç Muz olarak.


Artık tren yolunun geçtiği bütün semtlerde oturanlar bilecekler ki yüzlerini boya küpüne sokabilecekleri bir mekân daha açıldı.
İşbu yeni açılan boya küpü dükkânında yüzlerini soktukları boya küplerinden sonra külotlu çorap değiştirir gibi sefkilı değitirme faslı başlamıştır.

28 Eylül 2023

Ayfon Onbeş Tanıtımı

 Hayat bağzı konularda geç kalanları affetmiyor.
Bir zamanlar çok yeni bir ürün olan ve belki de Ayfon'un en kâliteli ve sağlam Cep Telefonu olan Ayfon Dört çoktan tarihin tozlu sergenleri arasındaki yerini almak zorunda kaldı.
Ayfon o günden beri her yıl yeni bir model çıkarttı, her çıkarttığı yeni modele de üç yıl kullanma ömrü biçti. Çünkü sağlam ürün çıkartsa zaten bol olan Sipâlilerine daha fazla Sipâli katamayacaktı.


Bu yıl Ayfonlar büyüye büyüye onbeşinci nesile ulaştı.
Daha sadece bir yıl önce çıkarttığı Ayfon Ondört'ün pillerini daha çabuk bitirtecek güncellemesini de belki birkaç haftaya çıkartacak.
Tabi daha eski modellerinin de kullanım ömrünü bitirmeğe niyetli.
Yeni telefonu çıkartmaz ve eskisinin kullanım hükmünü sonlandırmazsa Para kazanamayacak.


Daha da ilgi çeken durum ise sıkı durun açıklıyorum:
Bu yeni çıkan Ayfon Onbeş telefonu almak için "Millette para yok" dedikleri hâlkın önemli bir bölümü şimdiden sıraya girmiş vaziyette.
Kısacası ben hâlkımızda para olmadığı geyiğine pek katılamayacağım.
Zaten hâlkta Sipâli olmasaydı bu kadar Tomofil yollarda olmazdı çünkü otomobiller su yakmıyor ve burası Dubai değil.

21 Temmuz 2023

Yukarısı Serin Midir?

 Bu aralar Şehr-İstanbul başta olmak üzere neredeyse bütün Türkiye Cümhuriyetinde ve cevremizdeki diğer sözde ülkelerde havaların sıçaklıklarının yükseklikleri mâlum-u âliniz olmak var.
Gecenlerde bir sosyâl mediada birisi yukarıda havanın serin olup olmadığını sormuş olduğundan ben de bir büyüğümüze danıştım.


Danışmış olduğum büyüğüm bana göklere yükseldikçe Güneşe her ne kadar yaklaşıyor olmamıza rağmen sıcaklıkların düşmeğe başladığından ve bulutların üzerinde Sıfır dereceye ve hâttâ daha da düşük soğukluklara kadar düştüğünü beyan etti ve kanıt olarak uçakların uçtukları mıntıkalardaki hava durumlarından bahsetti.
Gökyüzünde uçan uçaklardan bazen havanın nasıl olduğu içerisindeki ekranlardan yolculara sunulur ve o ekranlar dikkâtlice incelendiğinde havanın dışarıda sıfırın altındaki değerlerde olduğu görülür.

16 Temmuz 2023

Dünya Dondurma Günü

 Bugün günlerden Pazar olmak var ama bu haftanın Pazar günü aynı zamanda Dünya Dondurma Günü gibi bir anlam taşıyor.
Biz de Üç Muz olarak Kahve Dünyası'nın en sevilen dükkânlarından biri olan Cadde-i Bağdad'dakilerinin ortasındayız ve Günlük gummilendiğimiz Kahvelerimizin yanında fazladan Dondurmalarımızı yummilenebilmeğe çalışıyoruz.


Bugünün özelliği ise iki top Dondurma alana üçüncü top Dondurmanın beleş olması.
Yani iki alana fazladan bir bedava.
Anlattığımı anlayacağınız kadarıyla alatacak olursam kısaca şekliyle Ağaya Beleş, tıpkı Kibar Feyzo filminin Tuvalet sahnesinde olduğu gibi.


Bu akşamki gummilendiğim Filitre Kahvem de esasında güzel gitti, tam böyle Yaz akşamlarının serinletici güzellikleri gibi, ya da dün akşam Büyükada'daki güzellikler gibi.
Sözün özüne indirtagandileyecek olursak Kahve Dünyası'nın icat ettiği Dünya Dondurma Günümüzü bu yıl Vişneli Fıstıklı Limonlu Dondurmayla kutladık çok şükür.
Darısı gelecek seneye inşallah eğer tekrarı kısmet olursa.

15 Haziran 2023

Aesthete Kahvemsi Gummi

 Gün bitiyordu yine her gün olduğu gibi, hayat tekrarlarla dolu olmak vardı.
Bu akşam yeni bir keşifle huzurlarınızda ben ve tayfam birlikte.
Artıkım gezerken Üç Muz birlikte gezebilmeğe çalışıyoruz.


Tabi ki ilk niyetimiz Türk Kahvemsi gummilenmek, çünkü yorucu geçen günlerin akşamlarında bir parça bile olsa dinelmenin herkesin hakkı olmak var.
Tabi ki Türk Kahvemsimizin yanında kütüphâneden gelen kalın kalın kitaplar üzerinde çalışmanın zevki de başka türlü bambaşkadır.


Gün de geçmiyor ki yeni mekânlar açılsın. Yolda yürürken uzun zamandan beri düşüncemden birinin içinde ben bu akşam.
Bulunduğum yer kendine Aesthete olarak ad komuş, Cadde-i Bağdad'ın yeni mekânlarından olmak var, şurada sadece üç aycık önce kapularını konuklarına açtı.
Yukarıdaki resm-i şerif üç ay kadar önce önünden geçerken çekildi.


Penguen'e kıyasla Aesthete'de Türk Kahvemsi birazcık daha ucuz, sadece Kırkbirmilyon Türk Lirasıcık ama diğer ürünler o kadar ucuz değiller.


Zaten şu dünyada ucuz bir sen bir ben kaldık, her şey pahlı çok pahlı.
Bu güzel Cadde-i Bağdad akşamını sizlere zaten bildiğiniz Tıkırında olan Ekomonimizden bahsedecek değilim çünkü beni bu sefer çok aşacak derecede.


Buradaki resm-i şerif ise günün bonusu olmak vardı ki esasında hazırladığım yazımın içinde yoktu ama arşivimi kurcalarken eklemek istedi ben.
Bizim güzel Türkçemizin lâstik gibi olduğu hakikâtini gözlerimizin önüne getirmeği başarabilirsek işbu yazıyı şöyle tercüme edebiliriz:
"BC. kısaltması Kahveden Önce demektir."

03 Haziran 2023

Yağmur Chiara Pantène Kahve

 Şu blog dünyasına girdim gireli sayısız insan tanıdım.
Bugün hava biraz tuhaf ve nemli, Yağmur patlamazsa iyidir.
Ben ise yine Cadde-i Bağdad'ın en güzel yerinde her zamanki gibi Türk Kahvemsimi gummilenmekteyken karşı kaldırımda göz alıcı bir reklâm gördüm.


Bizim buralarda en fazla kullanılan bir marka olan Pantène öyle bir reklâm yapmış ki blogumu yazmağa neredeyse birlikte başladığım Chiara Ferragni'yi bizim Cadde-i Bağdad'ın ortasına yerleştirivermiş.


Tabi gecenin ilerleyen saatlarında yağmur şiddetini öyle bir arttırdı ki doğru düzgün bir resm-i şerifini bile çekebilmeğe muvaffak olmağı başaramadı ben.
Artıkım bununla idare edeceksiniz çünkü daha iyisini yapıncaya kadar en iyisi bu olmak var.


Bugün hava durumu biraz fazla şaşırdı çünkü Yaz gelmeden böyle Yağmur yağması pek de hayra alâmet olmayabilir.
Ne de olsa Yukarıdaki ağlıyor artık.
İşbu gözyaşları artıkım öyle bir hâl aldı ki her şey resmen birbirine girdi.


Biz de Üç Muz sıfatımızla günümüzü iyi bir şekilde sonlandırabilmeğe çalışalım.

27 Mart 2023

Penguen'in Kedisi

 Bazı zamanlarda kütüphânedeki kalın kalın kitapları okumak ve içlerinden yeni hayatları içlerimize sindirmemiz gerekmekte.
Nedendir bilinmez bazı kütüphânelerde muhakkak birer kedi bulunabilir.
Sakın sitem vey a şikâyet ettiğimi falan sanmayın çünkü bu sayfaların müdâvimleri benim tam bir kedi manyağı olduğumu bilirler.


Efenim bendeniz de bu kadar kalın kitabı sindire sindire okuyabilmeğe çalışırken bana gördüğünüz pozu hiçbir menfaat gütmeden veren sergenlerin üzerindeki miyavlamayan bu güzel kedi benim bu kasvetli ama güzel havalı Pazartesimi güzelleştirmeğe ziyadesiyle muvaffak oldu.


Tabi bu kadar kapkalın kitaplar üzerinde çalışabilmek için Otuzbeşmilyon Türk Lirasıcıklık yakın zamanda zamlanan Türk Kahvemsi gummilenmek de tamamen duygusal olan başka tadlar bırakıyor damaklarımda.
Bir de şu Penguen Kitapevi gummilendiğim Türk Kahvemsi'nin ücretini tahsil ederken satış fişini verse çok daha güzel olacak ya neyse, çünkü ödediğimiz her kuruş verginin bize yol su elektrik olarak geri dönmesine katkıda bulunabilmeği çok istiyor ben.

10 Mart 2023

Cadde-i Bağdad Çiçekleri

 Bazı alışkanlıklar kolay kolay değişmezler, her ne kadar yıllar içinde kaldırım taşları eskiyip değişikliklere uğrasalar bile.
Ancak mâlum-u âliniz doğada hiçbir şey kaybolmaz, sadece şekil değiştirir.
Tıpkı bizim Şehr-İstanbul'un en düzgün ve cetvelle çizilmiş yolu olan Cadde-i Bağdad gibi, ya da siz sevgili okuyucularımın alıştığı bildiği şekliyle Bağdat Caddesi gibi.
Size vakt-i zamanında buralar hakkında birçok yazımda bahsetmiştim, bugünkü ilk konumuz yakın zamanda tamiri biten yeni kaldırımı.


Genel olarak ben biraz muhafazakârımdır ama bu resm-i şerifini çektiğim kaldırım modelini bayağı beğendiğimi söylemek isterim. Geçmiş yıllarda rahmetli Kadir Topbaş'ın yaptığı kaldırımdan bin kat daha güzel ve kullanışlı, en azından bu yeni modelde otomobil sürücüleri iki yıl önce hizmete giren bisiklet yoluna tecâvüz edemiyor.


Buraya gezmeğe gelenler bilirler ki yaklaşık sekiz kilometrelik yol Şehr-İstanbul'un en fazla ağacı olan caddesidir ve yıllardan beridir uzak ara işbu ünvânını korumaktadır.
Her yıl özellikle Mart-ı Şerif Ayı civarlarında Cadde-i Bağdad'ın İhlamur ile Göztepe durakları arasındaki kaldırımlarındaki çiçekliklere yeni çiçekler ekilir.
Eskiden yani İkibinoniki yılı öncesinde bu yıllık gelenek Göztepe'den Bostancı'ya kadar olan bölümlerde de uygulanırdı ama gün geldi zamanın Şehremini olan Kadir Topbaş yolun Göztepe'den Bostancı'ya kadar olan kesimindeki kaldırımlarını genişleterek araba geçen kısmını bir şerit kadar daralttı ve çiçeklikleri ortadan kaldırdı ancak ağaçlara dokunmadı.
Yani artık şehreminliğe kim gelirse gelsin Cadde-i Bağdad'ın çift yönlü olması çok acıklı bir vaziyet ama artıkım imkânsız vaziyette.
Eğri oturup doğru konuşalım ve gerçekleri kabûl edelim, daha olmadı eski güzel günlerin anılarıyla yaşamağa çalışalım.

05 Mart 2023

Yağmurda Kahve Dünyası

 Hafta sonumuz için güzel bir haberim var çünkü Yağmurlu geçiyor, hem de bardaktan boşanırcasına.
Böyle yağarsa barajlarımız dolacak ve bizler Yaz sıçaklarında susuzluk çekmeyeceğiz.


Bugün akşam vakti bizim Kahve Dünyasında birkaç adet Lâvi Çikolatasından yummilenirken hava birdenbire yağmura çevirdi yönünü ve sanki bir zamanlar bardakla evliymiş de boşanma davaları görülmekteymiş gibi hızla yağmağa başladı.


Benim üzerime vazife olarak da işbu iki resm-i şerifi çekip paylaşmak kaldı.
Güle güle seyredin, Yağmuru iliklerinize kadar içinizde hissedin.

Kuğu Kahvesi

 Bu yıl Erenköy semtimizde yeni yenilikler mevcut, bir adedi de Kuğu Pastahanesi ki kendileri Divan'ın hemen yan sokağında bulunmakta.
Ben burayı Yılbaşı günü keşfetmiş ve deneyimlemiştim, ancak imdı iyice emin oldum ki koskoca Cadde-i Bağdad güzergâhında gerçek anlamda kaçamak yapılabilecek bir mıntıka olmakta.


Bu sefer geldiğimde Türk Kahvemsimi biraz değişiklik olması için Dabıl olarak ısmarladım, gerçi yazdıklarımı okuyanlar benim bir Türk Kahvemsi tutkunu olduğumu ezbere bilmeleri gerekir.
Her ne kadar bir Kahve Dükkânı olmasa bile içimi ve lezzeti fena değildi, yine de telve miktarını biraz azaltsalar daha bir makbule geçerdi.
Ancak yanında ısmarladığım Poğaçaların tadı bana sanki biraz yavan geldi, belki de Sarı Ekin'inkilere damak tadım daha çok alışkın olmasından mıdır nedir bilemeyeceğim.
Buranın ve birçok diğer mekânın en büyük olumsuz tarafı yazılı birer menülerinin olmaması, ki koskoca Kuğu Pastahanesi gibi bir mekâna bu vaziyeti pek yakıştırabildiğim söylenemez.

08 Ocak 2022

Caffè Nero Kedisi

 Bağzı insanlar ya da kendilerine insan süsü vermiş ama boyundan büyük işlere kalkışmaktan çekinmeyen buna mukâbil hayatta hiçbir baltaya sap olabilmeği beceremeyen Üçhârfliler ne kahve severler ne de kedileri.


Bu sefer pek gitmediğim bir başka kahve dükkânı sınıfında olan Caffè Nero'da rastladığım ama raslamadığım tasması boynundaki kedi ben Türk Kahvemsimi yummileninceğe kadar karşımdaki koltukta çok güzel bir şekilde şekerleme yaptı.


Tabi bizim özgür ruhlu kedimiz uyanınca bir pozunu çekmeden olmazdı.


Tabi bir de aynı dükkânda henüz kaldırılmamış bir çam ağacı mevcuttu.


Biz buradaki çam ağacını şimdilik geride bırakaduralım Cadde-i Bağdad'daki Yılbaşı Süsleri sökülmeğe başlanmış olmalı artıkım, çünkü mâlum-u âliniz İkibinyirmiiki Yılı hayatlarımıza kazıklı olarak girmiş bulunmakta, hâttâ ilk sekiz günü de geçmiş olmakta.

28 Kasım 2021

Yılbaşı Süsleri Gelmeğe Başladı

 Yılın bu zamanlarında neredeyse bütün büyükşehirlerde bazı süsler o büyükşehirlerin bazı caddelerini süsler.
Aslında içinde bulunulan yılın eskimesi ve yerine yeni bir yılın gelmesiyle alâkalı her yıl tekrarlanan bir olgudur, son birkaç yıldan beridir İstanbul'da bulunan Cadde-i Bağdad ve Cadde-i İstiklâl ve Nişantaşı'da da süslenmekte ama bu sefer ben sizleri ta Ewrupa'ya götüreceğim ve Barselona Büyükşehir Belediyesi sınırları içinden bir resim paylaşacağım.


Norminâl şeraitte kapkaranlık olan sokaklar işte böyle Yılbaşı önceleri hava kararırken apaydınlık olur ve çevre ışıl ışıl parlar.
İnstegram sağ olsun böyle güzel resimleri bulur ve benim önüme koyar.
Aslında isteğimiz böyle güzel ışık düzeneklerinin bütün yıl kalması ve geceleri karanlıkta sokakları aydınlatması, ancak gerekli gereksiz elektrik israfı konusu da cabası.
Çünkü ne de olsa tıkırında olan ekomoni sayesinde dünyanın en pahlı elektriğini kullanıyoruz.
Ayrıca önemli bir ayrıntı daha var, Yılbaşı'ya daha koskocaman bir ay var. Sormazlar mı adama bu ne perhiz bu ne lâhana turuşusu diyerekten?

27 Kasım 2021

Dabıl Kahve Fincanı Değişimi

 Değişim bazen de kaçınılmazdır. Gün gelir kahve fincanları değişir, gün gelir hayatın kendisi de değişir.
Bazen de en sevdiğimiz Türk Kahvemsinin tadı bile değişiverir.


İşbu resm-i şerifte temaşa ettiğiniz kahve fincanı ya da daha açıklayıcı olmakla Damla Sakızlı Dabıl Türk Kahvemsi Fincanı'nın bildiğimiz Kahve Dünyası Dabıl Fincan'dan farklı olarak sanki Singıl Türk Kahvemsi Fincan'ına benzemekte.
Sağ olasıcalar sevgili Kahve Dünyası yeni fincanlarını bir süre önce tedâvüle sunmuş ama ben daha imdı gördüm, çünkü uzun zamandan beridir Kahve Dünyası'ya gitmiyordum.


E o zaman bir zahmet afiyet şeker bal reçel lokum olsun bana, yolunuz düşerse siz de uğramamazlık etmeyin sakın.
Eğer uygulamanız varsa Türk Kahvemsi'nin yanında birer top dondurma yummilenmemezlik etmeyin, çünkü uygulaması olana kahve yanındaki bir top dondurma sadece İki Türk Lirasıcık ücretli.

14 Ağustos 2021

Büyük Boy Türk Kahvemsi Yummi

 Kahvenin hele de Türk Kahvesi'nin benim hayatımda olmazsa olmazlarımdan biri olduğunu sanırım beni okuyanlar bilirler. Çünkü ben ahanda bu Blog'umu bile Türk Kahvemsi yummilenerek hazırlıyorum.
Mâlum-u âliniz Türk Kahvemsi küçük boy fincanda pişirilir, fazla isteyenler için ise Dabıl Türk Kahvesi hazırlanır ki ölçü olarak iki adet küçük boy fincan kadardır.
Ancak bu sefer yeni keşfettiğim bir mekânda Dabıl olarak istediğim Türk Kahvemsiyi gerçekten çok büyük boy bir fincanda sundular bendenize.


Gördüğünüz gibi o kadar büyük ki Dabıl söylediğim Türk Kahvemsiden pişman oldum ki fincana az geldi diye, ama gelecek sefer işbu mekânı ziyaret ettiğimde Tripıl Türk Kahvemsi söyleyeceğim, belki taştan oyulan fincanın içine konulan muhteviyatı doldurur.
İşbu yeni keşfettiğim mekânın adı Mikel Coffee, yeri de en çok sevdiğim yürüme yolum olan Cadde-i Bağdad ya da sizlerin bildiği Bağdat Caddesi üzerinde, Göztepe yokuşunu aşağıya doğru inerken.

21 Temmuz 2021

Martı Bağlama

Başlığa bakıp da bildiğimiz kuş olan Martı'dan bahsedeceğimi sanmaktaysanız çok büyük bir yanılgı içinde olduğunuzu hatırlatarak yazıma başlamak isyiuor ben.
Akşam akşam Cadde-i Bağdad'ın arka tarafında kalan Bilim Sokak burası, ki sokağın ism-i şerifi de biraz mânidar.
Mâlum-u âliniz Bilim Sokak, yani bilgililerin gelip geçmesi gereken bir yol.
Ancak buradaki temaşa ettiğimiz bir manzara hiç de bilimsel değil.


Sokak lâmbasının direğinde de yazdığına göre sıkutır bağlanmaması buyurulmasına rağmen inadına sıkutırı bağlamış bir züppe.
Oldum olası Cadde-i Bağdad'ın zengin züppelerinden hiçbiri adam olamamıştır, hele de Bilim Sokak gibi bilimin olması gereken bir semtte.
Hani ben imdı bunu yapana "Öküz" diyeceğim ama Öküz'ün günâhını almaktan çekiniyorum, çünkü siz de biliyorsunuz Öküz bizlere bir avuç saman karşılığında etini derisini ve İnek olanları da Öküze ek olarak sütlerini bağışlıyor bizlere.
Zaten gerçek Öküz böyle şey yapmaz.

08 Haziran 2021

Kahve Dünyası Masa Yummi

Bunca zamandan beridir kahve içerim ama şu güzel yer kadar zevk verenini pek görmedim.
Burası hem tarihi bir bina hem de koskoca İstanbul'da sevdiğim en güzel yürüme yolu olan Cadde-i Bağdad üzerinde bulunmakta.
Aslında konu yummilenmek ve gezinmek olunca pek burada yazmaz ben ama uzun zaman sonra ilk kez oturarak Günlük Kahve Yummilenecek ben.
Ne de olsa padişah efendi hazretlerimizin buyurdukları bir irade var artık.


İki ay kadar önce yine padişah efendi hazretlerimizin buyurdukları irade mucibince dükkânlar yeniden paket servise ve al götür düzenine girince karton bardaklar sayesinde güzelim Türk Kahvelerimsi tadlarında bir değişiklik vukua avdet eylemişti.


İşte böylelikle Kahve Dünyası'nda da oturma mevsimi yeniden açılmış bulunmaktadır.
Çünkü ne de olsa dünya güzeldir ve etrafımızda döner, hayatın gerçek kapısı ve hepimizin de ortak noktası Kahve Dünyası'dır.
Ayrıca Kahve Dünyası Mobil Uygulaması olanlara Türk Kahvemsi yanında bir top Dondurma sadece İki Türk Lirasıcık ki bir bakıma beleşe geliyor sayılmakta, çünkü Dondurmanın topu Altı Türk Lirası kadar.

01 Haziran 2021

Kahveli Tren Avı Yummi

 Kötü şansımız Muà'daki muzella dondurmalar tarafından kullanıldıktan sonra eskiden Fly İnn'deki meşhur Uçak Avı Yummi günlerimdekine benzer ama görünen taşıtı uçak değil ama Tren Avı Yummiye uygun bir mekân daha keşfettik.
Emin olun Muà'daki berbat dondurmanın acısı henüz bugün açılan Meet Lab Coffee'de bir şekilde dindirildi.
Eğer bu yazımda mevzuat-ı umumiyesi geçen Meet Lab Coffee'nin nerede olduğunu merak ediyorsanız Meet Lab Coffee ism-i şerif tamlamasını tıklayınız. Çünkü ne de olsa birkaç adet şubesi mevcut kendilerinin.


Hani derler ya öküzler inekler ancak trenlere bakar diye, tavsiye olarak gelmeli Meet Lab'a almalı kahveyi açmalı bilgisayarı dikmeli gözü demiryoluna ve gelen geçen devletimin elektrikli trenlerine öküz inek gibi bakmalı ve zamanla bu bakışmalardan zevk bile almalı.
Hayat her ne olursa olsun güzel anılar biriktirmek için vardır ve bizlere Allah-u Te'âlâ tarafından kısıtlı bir süre için bağışlanmıştır, günü geldiğinde bize verdiği canımızı yine geri alacaktır ve bizim bilmediğimiz zaman zarfında en önemli kârımız yaşadığımız güzel anılar olacaktır.

Muà Dondurma

 Bazı güzel görünen şeyler vardır ama sadece dışları güzel görünüp içleri bomboşlardır.
Akşam vakti Cadde-i Bağdad'da gezerken gördüğüm Muà Gelatieri D'italia adlı bir yeni mekân burası.
Konum olarak belki çok güzel bir yer, çalışanları da çok neşeli, ben içeri girdiğimde Muzella ve Brüksel Püskevitli olannından seçtim ama ne yazık ki dondurmaları yummilendikten yarım saat kadar sonra midemi bozduğunu söylemek zorunda ben.
Sanırım dondurma konusunda biraz çalışmaları gerekecek.


Üstüne üstlük dondurması çok pahalı, çocuk boy topu On Türk Lirasıcık büyük boy topu ise Ondört Türk Lirasıcık gibi oldukça yüksek bir ücretten satışa arz etmişler.
Hani anladık korona morona yüzünden kapalı olduğu zamandaki zararı çıkartmak istiyorlar belki ama bu dükkân korona morona öncesi mevcut değildi.
Hem gereksiz pahalı hem de anlatıldığı kadar güzel değil, kısaca pek değmez.

05 Nisan 2018

Kartpostallarda Gezinti - Volüm Bir

Bazı sevgili Üçhârflilerin de yardımıyla Home'umda bu aralar temizlik zamanı. Ahanda işbu temizlik-i şerifi ifa eylerken bazı eski zamanlarımdan kalma kartpostallar çıktı karşıma.
Günümüzde malûm-u aliniz kartpostal adı verilen tebrik kartları pek bulunmuyor, kazara bulunsa bile antika kategorisine girmekte. Neden demeyin çünkü nedeni gayet açık.
Artıkım millet bayram tebriği veya çeşitli samimi yazışmalar için kartpostalları seçmiyor, çünkü o zamanlar jetonlusunu bile zor bulan milletimiz günümüzde telefonu götünde dolaşıyor.
İçlerinden seçtiğim birkaç tanesiyle sizleri İsthânéboûl turuna sanal olarak dâhi olsa çıkartmak istiyor ben sizleri.


Aslına bakarsanız nereden başlasam bilemedi ben. Ancak diğerlerinin arasında işte bu temaşa eylediğiniz bir tanesi diğerlerinden belirgin olarak ayrılmaktaydı.
Bendeki serinin en eskisi olan işbu kartpstal-ı şerifin üst sırasında Taksim Cümhûriyet Anıtı - Üsküdar Şemsipaşa (Kuşkonmaz) Camii - Eminönü Valide Sultan Camii, alt sırasında Hâliç - Sultan Ahmet Camii'nin İçi - Dolmabahçe Camii manzara-i nefaset-i şerif gözlerinizi biraz bozabilir çünkü kartpostal bayağı yıpranmıştı.


Gelelim serimin ikinci kartpostalına. Burada da İstanbul'un Aksaray semtinde bulunan Pertevniyâl Valide Sultan Camii temaşa eylenmekte.
Aksaray'da günümüzde mevcut olan ve her hâliyle tam bir görüntü kirliliği olan üst geçitler henüz işbu resm-i şerifte meydanda yok.
Biz de şimdi Yedi Numara dizisindeki Recep'in yol tarafi repliğindeki gibi sırtımızı Aksaray'a verdik, bakalım ne taraflara gideceğiz?
Bu arada kartpostalımın üstünde gördüğünüz iki adet beyaz lekeye fazlama takılmayın, o lekeler adları üzerlerinde leke. Bilinmeyen ve tanımlanamayan birtakım uçan nesne-i şerifler veya yazımın başında zat-ı alilerinize bahsettiğim üçhârfliler değiller.


Aksaray'dan sonra geldiğimiz köşe Beyoğlu ilçesinin Taksim Meydanı. Burada karşıda Gezi Parkı, solda Taksim Su Maksemi -ki Taksim'in adı işbu su-u şerifin Sarıyer ilçesinde Bahçeköy taraflarında mevcut olan bazı bentlerden gelip işbu temaşa eylediğiniz maksemde şehr-İstanbul'a dağıtılması sağlandığı için gelir-, Taksim Cümhûriyet Anıtı -ki günümüzde Bir Mayıs günleri erişime yasak bölge ilân edilmiştir- bizi karşıladı.
İşbu resm-i şerifte dikkât çeken bir nokta da günümüzde eski tramvayların işletildiği İstiklâl Caddesi o zamanlar çift yönlü bir araç trafiğine sahipmiş. Çünkü maksemin önünden geçmekte olan ve günümüzde vidası bile bulunmayan troleybüsler İstiklâl Caddesi'ne doğru giriyorlar.


Bu kez Beyoğlu ilçesinin sâhil kesimine iniveriyoruz. Burada da bizi ön plânda Turan Emeksiz Kuzguncuk ve Maltepe, sol tarafta da Suadiye adlı vaporlar, vaporların arkasında 1992'de yandıktan sonra Hâliç'e çekilip vaziyet-i atıl hâlde öylece bekleyen ama o günlerin curcunasını hemen iç tarafında yapılan yeni köprüye bir zamanlar eskisine yanaşan vaporların hâricinde aynen aktaran dubalı Galata Köprüsü, köprünün diğer tarafında uzun yıllar boyunca hava durumunun öğrenildiği Bayazıd Kulesi, en geride de bütün ihtişamıyla Kanûni Sultan Süleyman adına ithâfen Mimar Sinan'ın eseri olan Süleymâniye Camii'ni temaşa eyliyoruz.
Tabi bu arada elektrikler kesilmediği zaman zarflarında troleybüsler de vızır vızır çalışmaktalar.
Ancak sağ taraftaki Karayköy Rıhtım Caddesi günümüzde araç trafiğine kapalı.


Diyelim ki Karayköy'e kadar gelmişken oradaki iskele-i şerifte mevcut bulunan ve de neredeyse birkaç dakika sonra hareket edecek olan vaporun birine atlayıp Kadıköy ilçesine geldik. Bakalım burada bizi neler karşılıyor? Sol üstteki iskele temalı resimden başlıyoruz:
Vaporumuz bizi günümüzde Beşiktaş ve Büyükada hattındaki vaporların yolcu indirip bindirdiği iskeleye getiriyor. O zamanlar henüz Eminönü'den Kadıköy'e vapor işlemezdi.
Birkaç yıl öncesinde günümüzdeki Eminönü ve Karayköy vaporlarının kullandıkları Yeni Kadıköy iskelesi o zamanlar bile Arabalı vaporun olası bir yolculuğu için hazır tutuluyordu.
Turyol mopurları mı? Hade canım, o zamanlar Turyol yoktu, alt tarafı kıtırpiyoz yolcu motorları vardı ve bu motorlar bu kıtırpiyozluklarına rağmen özellikle sisli havalarda vaporlar çalışmazken Kadıköy'lü vatandaşları Eminönü'ye dolmuş usulü taşımakta üstlerine yoktu. Aynı şekilde Eminönü'den de Kadıköy'e getirirlerdi.
Sağ üstteki resim Kadıköy İlçesinin hükümet konağını gösteriyor bize, o zamanlar hem kaymakamlık hem de şehremaneti (belediye başkanlığı) aynı binadaydı.
Binanın yanındaki yolda o zamanların kral otobüsü olan Leyland Levend Panther Kadıköy'ün son durağından bilinmeyen bir yere sefere çıkmış. Aynı yolun karşısındaki Etibank ise günümüzde yok.
Katpostalın alt tarafındaki geniş açılı resimde ise Kadıköy Rıhtım Caddesinin pek fazlama curcunalı olmadığı hâlini temaşa eylemektesiniz.
Günümüzde kullandığımız Kadıköy İett Son Durağı bu resimde görülmüyor bile.


Kadıköy'den sonra yolumuz bir önceki kartpostalda bulunan sağ üstteki Leyland Levend Panther otobüsüne binip Cadde-i Bağdad üzerinden Şaşkınbakkal'a geliyor ve ahanda işbu manzara-i nefaseti temaşa eyliyoruz.
Henüz o zamanlar sâhil yolu gündemde bile değilken Cadde-i Bağdad'da araç trafiği tabi ki gidiş geliş, günümüzdeki gibi tek yönlü değil.
Sağ tarafta gözlerimiz Kâzım Kulan Çarşısını görmekte ancak günümüze ne resimdeki arabalar ne de caddenin ortasındaki ağaçlıklı refüj kaldı.
Bedrettin Dalan adlı zat-ı muhteremin sayesinde Cadde-i Bağdad'da günümüzde ahanda bu resmin ilerisine doğru tek yönlü bir araç trafiği yaşanıyor ancak trafiğin tıkanıklığının giderilmesi henüz mümkün olamadı. Kadıköy'den buraya erişmek için ise Cemil Topuzlu Caddesi ve Sâhil yolu kullanılmakta.


Sırtımızı Aksaray'a verdikten sonra aldığımız gaz bizi Kartal'a kadar götürdü şimdilik. Tabi sahil yolu hâlâ yapılmamış, biz günümüzde Minibüs Caddesi denilen ama bir önceki resimdeki Bağdat Caddesi'nin devamı ve de adaşı olan yoldan geldik.
Kartal'da bizi Yalova'ya gidip gelen ve yolcu ve araç taşıyan arabalı vaporlar karşıladılar ön plânda. Bir zamanlar Eskihisar ile Topçular arası yokken Kartal - Yalova hattı çok iyi iş yapıyordu. Bu hat 1980'lerin sonlarında bir ucu Eskihisar'a diğer ucu Topçular'a taşınınca tarihin tozlu sergen-i şeriflerindeki yerini aldı.
İşbu resm-i şerifin çekilmesinden ve kartpostal olarak hazırlanmasından yıllar sonra sahil yolu Kartal'a gelip arabalı vaporun bulunduğu iskeleyi yol ortasındasıradan bir yapıya çevirdiği yetmiyormuş gibi sağda üstleri mavi tenteyle kapanmış olan sahil kahvehanelerinin bütün manzara-i şeriflerinin değişmesine sebep oldu.
Kartal'da deniz günümüzden yaklaşık üçyüz metre daha ileride. Arabalı vapor ise artık dediğim gibi yok. Her ne kadar o günkü gibi yoğun değilse dâhi ağaçlar henüz şimdilik duuruyorlar.


Günbatımı çok yaklaştı, artık akşam oluyor, o zamanlar akşamları güneş battıktan sonra ortalıklarda dolanmak için bayağı bir güven özveri tecrübe lâzımdı.
Kartal'da bindiğimiz Ada'dan gelen vapor bizi Pendik iskelesine eriştiriyor. İskeleyi göremeyenler veya seçemeyenler için hemen tarif edeyim ki denizin kıyısındaki sağ tarafta güneşin batışından dolayı pembeleşmiş olan bina.
Bu kadar kayığın arasından vaporun iskeleye yanaşması bile zor olmuştu sanırsam, gerçi ben binmedim ama size sanal da olsa binmiş gibi anlatmaya çabalıyorum.
Denizin kenarında Pendik'in şu anda adını hatırlayamadığım meşhur çay bahçesinden insanlar denizdeki kayıkları seyrediyordu bir zamanlar.
Sol arkada da Pendik'in çarşısının içindeki cami-i şerif hem kubbesiyle hem de minâresiyle kendisini ön plâna çıkartmaya çalışıyor.
Bir küçük ayrıntı daha vereyim hadi size, sağ taraftaki kızıllaşmış dağ ise günümüzde Kadıköy Metrosunun eriştiği şimdilik son nokta olan Tavşantepe.
Şimdilik sırtımızı Aksaray'a verdiğimizde geldiğimiz nokta burası olmuştu, başka zamanlarda başka kartpostallarla bakalım sırtımızı nereye vereceğimizi bilemeyiz ama değerlendirmeyi yapan sevgili okuyucularımız olarak kadri kıymeti sizler bilirsiniz.

05 Mayıs 2007

Cadde-i Bağdad

Çocukluğumdan beri Bağdad Caddesi adlı yol benim için gizemlidir.
Çünkü koca İstanbul'un en güzel caddesidir.
İki yanında sıra sıra yaşlanmış ağaçları, şık binaları, medeni insanları, temiz kaldırımları, kızıl çam kokusu, toprağın rengi -kızıldır aslında, ama ortaya çıkarabilmek için biraz eşelemek gerekir-, lüküs semtleri, hâlâ ayakta kalabilmiş olan birkaç tane de olsa köşkleri, yeni yeni açılan restorantları, sarı renkli yeni model dolmuşları, İett ve İoaş Otobüsleri, artık sadece Bostancı'dan Kadıköy istikâmetine akan veya duran trafik ki şimdilerde yol bir şerit daraltıldı, kaldırım genişledi, kısacası bu mıntıka bir âlemdir.
Sözün kısası muhakkak gidip görmeniz gereken yerlerdendir.


Bir zamanlar burada defile bile yapıldığına dair güzel bir resim geldi huzurlarınıza.
İlerideki zamanlarda sizlere daha güzellerini yazmak da kısmet olsun isterim.
----
Bağdad Caddesi'nden Geçen İ.E.T.T Otobüsleri
----
4 : Kadıköy - Bostancı
4A : Kadıköy - Üst Bostancı
4C : Kadıköy - Erko Sitesi
16 : Kadıköy - Pendik
16D : Kadıköy - Yemek Sitesi
16Y : Kadıköy - Yakacık
114 : Beşiktaş - Bostancı
124 : Mecidiyeköy - Bostancı
125 : Yenikapı - Üst Bostancı
130 : Kadıköy - Tuzla
222 : Kadıköy - Pendik
ER2 : Kadıköy - Erenköy
GZ2 : Kadıköy - Göztepe
FB2 : Kadıköy - Fenerbahçe
----
Semtler veya Durak Adları
(Gidiş İstikâmetine Göre)
----
Ayrılış
Yıldızbakkal
Şükrü Saraçoğlu
Kızıltoprak
Ihlamur
Konak
Feneryolu
Selâmiçeşme
Çifte Havuzlar
Göztepe
Yeniyol
Santrâl
Caddebostan
Erenköy
Kantarcı
Çınardibi
Şaşkınbakkal
Şen Sokak
Suadiye
Çatalçeşme
Tan Sokak
Bostancı
----
Günün Şarkısı
----
Je T'aime
----
D'accord il existait d'autres façons de se quitter
Quelques éclats de verre auraient peut-être pu nousaider
Dans ce silence amer j'ai décidé de pardonner
Les erreurs qu'on peut faire à trop s'aimer

D'accord la petite fille en moi souvent te réclamait
Presque comme une mère tu me bordais me protégeais
Je t'ai volé ce sang qu'on aurait pas dû partager
À bout de mots de rêves je vais crier

Je t'aime Je t'aime
Comme un fou comme un soldat
Comme une star de cinéma
Je t'aime je t'aime
Comme un loup comme un roi
Comme un homme que je ne suis pas
Tu vois je t'aime comme ça

D'accord je t'ai confié tous mes sourires tous mes secrets
Même ceux dont seul un frère est le gardien inavoué
Dans cette maison de pierre satan nous regardait danser
J'ai tant voulu la guerre de corps qui se faisaient la paix

Je t'aime Je t'aime
Comme un fou comme un soldat
Comme une star de cinéma
Je t'aime je t'aime
Comme un loup comme un roi
Comme un homme que je ne suis pas
Tu vois je t'aime comme ça

(Elektro Gitar Solo)

Je t'aime Je t'aime
Comme un fou comme un soldat
Comme une star de cinéma
Je t'aime je t'aime
Comme un loup comme un roi
Comme un homme que je ne suis pas
Tu vois je t'aime comme ça
Tu vois je t'aime comme ça
----
Lara Fabian
1996