Bu Blogda Ara

Tomofil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tomofil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ağustos 2024

Yağmur Zamanı Gelmiş

Bugün günlerden çalışma haftası ortasındaki Çarşamba bu sefer de "Çarşafa Dolanmış Çarşamba" olmuş, sanırım dün gece birileri birilerine "Sallanan Salı" olduğunu bile bile "Bağzı Şeyhler" yapabilmeğe çalışmış.
İşbu mızrak tarafını kullanmağı becerebilen taraftaki şahıslar çuval tarafını kullanmakta olan birtakım şahısların çuvallarına ellerinde olan mızrakları sokmuşlar.
İşbu işlem o kadar başarılı olmuş ki bugün Yağmur'cuğumun canı çok sıkılarak Bardak'tan yeniden boşanmağa karar vermiş.


İmdı yeniden Şehr-İstanbul'a yağmur yağıyor, ortalığı da olasılıkla seller götürecek, trafik sıkışacak ve on dakikalık yolu altmış dakikada gidebilmeğe başlayacağız.
Allah'a zibilyonlarca defa şükür ki herkesin altında birer tomofili mevcut ve benzin sudan ucuz olduğundan arabalarımızın motorunu durdurmağa da ihtiyacımız bulunmamakta olduğunu belirtmemiz gerekmekte.

12 Nisan 2024

İstanbul Trafiği Düzelmez

Şehr-İstanbul tarih boyunca her zaman kalabalık ve bunalımlı bir mıntıka olmuştur.
Çünkü tarih kendini bildiği günden beri her zaman kalabalıktır ve her zaman o kalabalığın getirdiği sorunlarla uğraşmıştır.
Bazı zamanlar Facebok'taki eski nostâlji sayfalarında bazı şahıslar eskinin güzelliğinden falan bahsediyorlar. Haksız sayılmazlar aslında ama her dönemin kendine ait sorunları da mevcuttur. Bunlardan bazıları kronikleşmiştir ve ne yapılırsa yapılsın kesin çözümü bulunmamaktadır.
Bu yazımızın konusu Şehr-İstanbul'un en önemli sorunu olan bir yerden bir yere gidememe sorunu yani günümüz lisanıyla trafik sorunu.
Geçenlerde bir yerden bir gazete haberi gözüme ilişti, ekte paylaşmağa karar verdi ben:


İstanbul Trafiği Düzelmez. Çünkü?
1. Yirmibeş kilometrelik yolu bir trafik polisi kontrol eder.
2. Yine bir trafik polisine ortalama beşyüzellibeş vasıta düşer.
3. Beşyüzaltmış otobüs ve troleybüsü yirmi memur idare eder.
4. Şehirde otopark yok denecek kadar azdır.
(Ümit Deniz'in Haberi)
Bu böyle gelmiştir ve böyle gidecektir.
İstanbul'un trafik sorununu şehrin içinde bulunduğu koşullarda bir düzene sokmanın mümkünü yoktur.
Trafik sorunu uzun yıllardan bu yana kentimiz için bir dert olmuştur, dert olmaktadır ve de dert olacaktır.
Trafiği bir düzene sokmanın mümkünü yoktur.
Çünkü : İstanbul'un şehir yollarında denetimle görevli her polise yirmibeş külometrelik bir yol düşmektedir.
Çünkü : İstanbul'da hâlen ikibin ahır ve üçbinüçyüzotuzyedi at arabası mevcuttur.
Çünkü: İstanbul'da Bizans zamanından beri kazma değmemiş ikibinbeşyüz kilometrelik bir yol şeridi vardır.
Çünkü : Koca kentte yeterli otopark yoktur.
Çünkü : Trafik polislerinin yarısından çoğu toplum polislerinden alınmışlardır ve trafik bilgileri yoktur.
Bu çünküler daha bir dolu şekilde çoğaltılabilir. Ama biz gelin şöyle yapalım ve Şehr-İstanbul'da bir yerden bir yere giderken tomofillerimize binmeyelim.
Belediye ve Özel Hâlk Otobüslerimiz bizlere yeter de artar bile. Yetmezse de Metrolarımız var Çağdaş Tramvaylarımız var ve Marmaray'ımız da var, yetmediyse Vapor ve Mopurlarımız da var.

28 Eylül 2023

Ayfon Onbeş Tanıtımı

 Hayat bağzı konularda geç kalanları affetmiyor.
Bir zamanlar çok yeni bir ürün olan ve belki de Ayfon'un en kâliteli ve sağlam Cep Telefonu olan Ayfon Dört çoktan tarihin tozlu sergenleri arasındaki yerini almak zorunda kaldı.
Ayfon o günden beri her yıl yeni bir model çıkarttı, her çıkarttığı yeni modele de üç yıl kullanma ömrü biçti. Çünkü sağlam ürün çıkartsa zaten bol olan Sipâlilerine daha fazla Sipâli katamayacaktı.


Bu yıl Ayfonlar büyüye büyüye onbeşinci nesile ulaştı.
Daha sadece bir yıl önce çıkarttığı Ayfon Ondört'ün pillerini daha çabuk bitirtecek güncellemesini de belki birkaç haftaya çıkartacak.
Tabi daha eski modellerinin de kullanım ömrünü bitirmeğe niyetli.
Yeni telefonu çıkartmaz ve eskisinin kullanım hükmünü sonlandırmazsa Para kazanamayacak.


Daha da ilgi çeken durum ise sıkı durun açıklıyorum:
Bu yeni çıkan Ayfon Onbeş telefonu almak için "Millette para yok" dedikleri hâlkın önemli bir bölümü şimdiden sıraya girmiş vaziyette.
Kısacası ben hâlkımızda para olmadığı geyiğine pek katılamayacağım.
Zaten hâlkta Sipâli olmasaydı bu kadar Tomofil yollarda olmazdı çünkü otomobiller su yakmıyor ve burası Dubai değil.

22 Nisan 2023

Bayram Havası

Bugün bayramın ikinç günü, hava süper ötesi güzel ve Güneşli.
Kısacası oggi il Sole è Giallo, mai non caldo.
Bence tam yazdan borç alınmış bir gün diyeceğim ama zaten yaza giriyoruz birkaç hafta sonra.
Adana'da kar yağması veya Çeşme'de kar olması hiçbir sorun teşkil etmez.


Tabi bayramlarda İstanbul'da ve Ankara'da ve İzmir'de ve bilumum büyükşehirlerimizde belediye otobüslerinin beleş olduğunu biliyoruz.
Tabi bu beleşlikten faydalanan İstanbul'daki ve Ankara'daki ve İzmir'deki vatandaşlarımız hurra hüloğ diyerek taşıtlara hücûm etmişler.
Bizler de Üç Muz olarak gelişmeleri sizlere de sahadan bildireceğiz inşallah.


​Marmaray'da bile bugün aşırı bir kalabalık var, işe gidiş günlerimde bile ben bu kadar kalabalığı hiç görmedim.
Ha akşam çıkışta birkaç sefer böylesi bir kalabalık olduğu görüldü ama işe gidilip gelinen günler beleş değildi.


Gittiğimiz yerde ise her zamanki taşıt bolluğu dikkâtimizi çekmekte, benim anlamadığım millette sipâli yoksa bu kadar taşıtın ne iişi var yollarda?
Hani diyeceğim ki beleş suyla çalışan tomofil mi icat edildi?
(Gerçi bizim Türklerin aklına suyla çalışan otomobil yapmak da gelmemezlik etmez. Adını da essahtan "Tomofil" komalı, hiç olmazsa otomobilden bir farkı olur.)


En son olarak da boşta duran bir adet Hızlı Tren cabası.
Daha önceleri de Erenköy'de sefer saatini beklerken görüntülemiştim, bugün yeniden poz verince hiçbir zorlanma yaşamadan düğmeye bastım yeniden.


Bu kadar kalabalık Şehr-İstanbul için gerçekten fazla, çünkü daracık merdivenler artıkım insnları taşıyabilmeğe yetmiyor.
Bayram tantanası şimdilik böyle olmakta, bakalım yarınki bayram nasıl olacak?


Bir de büyük tesâdüf ki Hakimiyet-i Milliye ve Etfâl ya da günümüz Türkçesiyle de yazayım Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı idrak edebilmeğe çalışacağız.

07 Kasım 2022

Çağdaş Tramvayın Yolundaki Taşıt

Dünya üzerinde bazı memleketler vardır her köşesinden asalet akar, insanından tutun serserisine kadar. Ancak yine aynı Dünya üzerinde bazı şahıslar vardır ki seyr-ü sefer nizamnamesinden bihaber vaziyette olduğu hâlde ehliyet sahibi olmağa muvaffakiyet göstermiştir.
Tıpkı alttaki resm-i şerifte açık olarak görülen ve Karayköy'den Eminönü yönüde seyrettiğini sanan 34 ST 652 plâkalı tomofilin sürücüsü gibi.


Efenim işbu resm-i şerif İkibinon Yılında Avrupa Birliği Kültür Başkentliği yapmış olan İstanbul'da, hem de İstanbul'un tam merkezinde olan Galata Köprüsü'nde çekilip kayıt altına alındı.
Belirgin şekilde de görüldüğü üzere medeni memleketlerde girmenin yasak olduğu Çağdaş Tramvay Yolu'nun ortasında mahsur kalmış görüntüsü altında Çağdaş Tramvay'ın geçmesini ve seferini yapabilmesini de engellemekte.


Belki her gün kâğıt üzerinde tomofil girmesinin yasak olduğu yoldan seyr-ü sefere açık olduğu günlerden daha fazla tomofil geçiyor ama onlardan biri olan 34 HL 7690 plâkalı olan hiç olmazsa daha bir usturuplu, en azından Çağdaş Tramvayı sollamağa çalışmıyor.
Biz olayımıza dönersek 34 ST 652 plâkalı otomobili vura vura kıra kıra Çağdaş Tramvayın yolundan çıkartmağı başarmışlar ama bu zaman zarfında seferler aksamış.
Alttaki videodan izleyebilirsiniz.


Asıl kabahat ise bizim İstanbul Belediyesinde, çünkü Çağdaş Tramvay'ın raylarını Cevizlibağ'dan Kabataş'a kadar yaya geçitleri ve kavşaklar hariç olmak üzere neden tomofil girmesini fiziken de engelleyecek şekilde değiştirmez?
Bu dediğim şekli Habipler Çağdaş Tramvayı hattında çok güzel ve başarılı bir şekilde yaptı, tüm güzergâh boyunca yani Mescit-i Selâm'dan Topkapı'ya kadar Çağdaş Tramvayın yoluna herhangi bir başka taşıtın Te hârfi bile giremiyor. Aynı düzen neden Bağcılar ile Kabataş arasındaki Çağdaş Tramvayın yolunda olmasın?

02 Ekim 2019

Yayalara Yol Vermeyen Yandı

Yaya geçitleri hepimizce mâlum olduğu üzere karayollarında geçiş üstünlüğünün yayalara ait olduğu bölümün adıdır.
Ancak buna rağmen sürücüler tarafından işbu kurala özellikle Türkiye Cümhûriyeti'nde genellikle riayet edilmez. Aksine bir tomofil veya şehirli diliyle otomobil sürücüsü yaya geçitlerine yaklaşınca daha da bir sür'at yapar.
Bütün bunlara rağmen trafik lâmbaları olmayan yaya geçitlerinde yavaşlayan ve gerektiğinde yol da veren sürücüleri tenzih ederim.
Ancak yaya geçitlerinde yayaların geçiş üstünlüğü artık kanunun maddesine eklenmesine rağmen yayaların da uyması gereken kuralların mevcut olduğunu, taşıt yoluna girerken trafiğin norminâl olarak sağdan sağlandığı ülkelerde önce sola sonra sağa sonra tekrar sola, trafiğin yolun ters tarafı olan soldan sağlandığı ülkelerde önce sağa sonra sola sonra tekrar sağa iyice ve dikkâtlice bakılması, eğer yaya geçidi lâmbalıysa yayalara yeşil ışık yanmasının beklenmesi, trafik lâmbası yoksa gelen taşıtın durabilecek ve yol verebilecek bir mesafede olması hâlinde yolun karşısına geçebileceğimiz hususunun her an aklımızda bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde eziliriz ve ölsek belki kurtuluruz ama sakat olarak yaşamaya devam etmek de mukadderatımızda vardır. Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır.


İçinde henüz bulunduğumuz İkibinondokuz yılını bizim İçişleri Bakanlığı "Öncelik Hayatın Öncelik Yayanın" sloganının altında "Yaya Öncelikli Trafik Yılı" ilân etmişti.
İşbu çerçevede bugün Türkiye'nin bütün vilâyetlerinde "Yaya Güvenliğinin Nöbetçisiyiz" başlıklı bir kampanya başlatılacak.
Bugün saatler Onüç'ü gösterdiğinde iki saat boyunca Türkiye Cümhûriyeti'ndeki bütün il ve ilçelerde bulunan toplam yirmibin adet yaya geçidinde yaklaşık ikiyüzbin polis ve jandarma görevlisi "Yaya Nöbeti" tutacak.