Bu Blogda Ara

06 Ekim 2024

Moda İskelesinde Deniz Taşıtı Volüm Altı

 Gün nasıl olursa olsun yine de yapılabilecek şeyler muhakkak kendiliklerinden ortaya çıkabilirler.
Yağmur da olsa Kar da olsa Güneş tepemizi de ısıtsa Biz Üç Muz fazlama kendimizi hapsedemeyiz.


Moda iskelesine Deniz Taşıtı gelmesi artıkım sıradan bir olay, çünkü daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere günde çeşitli sayılarda seferler mevcut.
Ancak bu akşamki Avcı adlı Mavi Marmara Mopurunda alışılmışın dışında bir kalabalık vardı.


Bunda sanırım Altı Ekim İstanbul'un Kurtuluşu münâsebetiyle Kişiselleştirilmiş İstanbulkart sahibi vatandaşların İstanbul Belediyesine çalışan taşıtlarda Beleş yolculuk edebilmelerinin etkisi muhakkak olarak mevcuttu.

05 Ekim 2024

Hayâl - Hayat

 Acıların yan etkileri belirti göstermeğe başlayınca insan bir anda bitip bitmediğini sorgulamağa başlıyor.
Eskilerden beri belirteçli bir lâfz-ı şerif mevcuttur ki bir insanın hayâlinin Madrid gerçeğinin de Mardin olduğunu söyler.
Biz yine de Üç Muz birlik olarak kırk adet Madrid'i toplasanız bir adet Mardin'e değişmeyiz, çünkü Mardin bizim torpağımızdır, Madrid gibi yaban el değildir.


Tuhaf ama gerçek bir şey varmış ki Biz Üç Muz'un her Büyükada'dan Kartal'a geldiğimızde Kahve veya Bitki Çayı gummilendiğimiz Cafe De Madrid'in bizim Mardin'de de dükkânı mevcut olduğunu öğrendik.
Dikkâtlı bakınca bardağın üzerinde Mardin de yazmakta olduğunu sizler de kolayca temaşa eyleyebilirsiniz.

02 Ekim 2024

Ekim'in Güzel Kahvemsi

 Geçen ay yazmıştık ki Cemre tuhaf bir şekilde Para'ya düşmüş ve sefkilısı olduğunu sandığı Barke ile gününü gün edebilmeğe çalışıyordu.
Ama bu ay yani Ekim geldiğinde ve serinliklerini bizim içimizde güzelce hissettirdiğinde bizim Cemre gitmiş bir kahveciye Türk Kahvemsi gummilenmekte.


Sonbahar artıkım iyicenem hayatlarımıza avdet eylemiş ve huzurumuza çıkmış, Güneş bile erken saatta Home'sine doğru yollanmağa ve Business'ine de her gün ikişer dakika geç gelmeğe başlamışken insanın içini birazcık dâhi olsa ısıtabilmesi için azıcık Türk Kahvemsi gummilenmek bile essahtan nefaset bir şey olmak vardır.
Bunun esas olanı közde ve cezvede yapılmış olanıdır, ama günümüzde birçok mekân Türk Kahvemsi'yi makinede yapıyor ve makineler hata yapıyorlar.


Son zamanlarda bilmiyorum Şehir Hatları Vaporlarından herhangi birine bindiniz ve Vapur Cafe'den herhangi bir Türk Kahvemsi sipariş ettiniz mi?
Genel olarak alacağınız cevap Türk Kahvemsi Makinesinin arızalı olduğu olacaktır.

01 Ekim 2024

Selâm-ün Hello Ekim Taym

Sonunda başkaca herhangi bir bahar daha olmayan Sonbahar mevsimi hayatlarımıza avdet eyleyeli esasında birkaç gün olmuş, ama havaların serinlemesi bugünü bulmuş.
Güneş'in akşamları erken evine gittiği ve sabahları da işine geç geldiği artık her geçen gün daha iyi hisediliyor ve gözlemlenebiliyor.
Yapraklar derseniz yeni yeni Yeşil renklerini kaybetmeğe başladılar ama Sarı renge ulaşmaları çok uzun sürmeyecek.
Ancak işbu sararmış Yaprakların bizlere çok güzel manzaralar arz edeceğini şimdiden söyleyebiliriz çünkü Biz Üç Muz olarak işbu mevzuat-ı umumiiyede oldukça tecrübeliyiz.


Artıkım biraz önce içine girdiğimiz Ekim-i Şerif Ayı'nda eğer dışarı çıkmağa muvaffak olabilirsek çok güzel Sararmış Yaprakların arasından güzel manzara-i nefisat yakalayabiliriz.
Arzu ederiz ki öyle güzel resimlerden birkaç bir şeyler paylaşablelim ve sizlere de görsel şölen sunabilelim.
Hani bir zamanlar bir şarkı vardı yıllar geçebildiği kadar geçsin insanların ruhları hep genç kaldığından bahsederdi.
Eski sevdalar ve eski yaşanmışlıklar tabi ki geride kaldı, her ne kadar artıkım Biz Üç Muz olarak önümüzdeki eşleşmelere bakacaksak bile her yılın Ekim-i Şerif Ayı avdet eylediğinde birer yıl daha bitiyor ömürlerimizden.
Esasında her geçen saniyenin bile tekrarı bulunmamakta.


İşte sadece bu nedenden bile yaşamakta olduğumuz lahzanın kıymetini bilmek ve bazı geçici hırsları bir kenara bırakmak şart.
Üç ay sonra içinde bulunduğumuz İkibinyirmidört Yılı da sona erecek ve inşallah İkibinyirmibeş Yılı başlayacak, ama o dakikayı görüp yaşayabileceğimizin hiçbir garantisi yok, çünkü göktekilerin yanına çağırıldığımız zaman yere dönüşümüzün imkânı da yok.

30 Eylül 2024

Sonbahar Zamanları

Her yıl bu zamanlarda mevsim geçişleri yaşanır ancak arsla Mart'taki gibi neşeli olmaz.
Artık yavaş yavaş Deniz girmeği ve Dondurma yummilenmeği unutmağa başlamamız gerekiyor, çünkü Karpuz kabuğu bizim Deniz kıyılarından çok uzaklara gitmeğe hazırlanıyor.


Her ne kadar Güneş hâlâ her sabah ışıyorsa bile bizleri ısıtabilmeği başaramıyor, Gündüz vakti bir parça ancak etki edebiliyor ama tepkiyi göremiyor.
Birkaç gün sonra son bir kez birazcık sıcaklık üfleyecek ama işbu havanın vaziyet-i umumiyesi arsla bizlerin Deniz girip serinleyebildiği günler gibi olamayacak.
Artıkım gardolaplardaki kalınca giysileri ortaya çıkartmanın ve gitmeğe başlamanın zamanlaru yaklaşıyor.


Gidişler acıklıdır ama yeniden dönebilmek için zaman geldiğinde gitmenin gücünü kendinde bulabilmek gerekir.
Yoksa böyle nefis bir Denizi kim bırakıp da gitmek ister?
Leylekler bir süre önce paydos edip gittiler, sırada Kırlangıçlar var. Hepsi de yepisyeni birer başlangıç ve daha güzel birer patlangıç yaşayabilmek istiyorlar.


Bizler ise bulunduğumuz yerlerde kalarak serinlemeğe başlayan havalarla nasıl mücadele edebileceğimizin düşüncelerini aklıllarımıza getirebilmeğe çalışacağız.
Artıkım bizleri kapalı mekânlarda Türk Kahvemsi ya da Filitre Kahve gummilenmek paklayacak.


Tabi bu mevsimde gummilenebileceğimiz kahveler helbette ki sıçak kahveler olacaktır, yanındaki dondurma yummilenmeği Yaz'a kadar ertelememiz gerekmekte.


Birkaç haftadan beidir ağaçlarımız yapraklarını döküyorlar, hani havanın serinlemeyeceğini Biz Üç Muz olarak tayin edebilseydik manzara-i nefaset görüntüler elde edebileceğiz.
Yine de henüz her şey bitmedi, öyle ya da böyle Güneş'in varlığını bilmemiz şimdilik yeterli.

29 Eylül 2024

Gece Fırtınası

 Kim söyler kim dinler kim duyar Biz Üç Muz olarak bilmeyiz ama Şehr-İstanbul'da muazzam bir fırtına çıktı biraz önce.
Hafiflerden çiselemeğe başlyan Yağmur artıkım hayatlarımıza iyice girmiş bulunmakta.
Bu uğurda Bardakla olan sallantısı bolca evliliğini bile askıya aldığını söyleyebiliriz.


Havaların her zaman Güneşli ve sıcak olması zaten beklenilecek bir düşünce olmadığı ve çölün ortasındaki Dubai'ye bile Yağmur yağabildiği üzere sıcaklardan bunalanların istediği serinleyen havalar atıkım Şehr-İstanbul'a avdet etmiş bulunmakta.


Artıkım bundan sonra Deniz kıyılarında gezmek ve Güneşin ışınlarını içine çekmek iyi bir fikir değil, daha iyisi Home'de eline bir fincan Kahve alarak yağan Yağmuru ve esen Rüzgârı seyrederek çıkardıkları sesi dinlemektir.

25 Eylül 2024

Evlilik Evcilik Değildir

 Dünya üzerinde yaşamakta olan bağzı Erkek cinsiyetinde insanlar vardır. Genel olarak Kırk yaşlarına kadar annelerinin eteklerinin ve babalarının dizlerinin diplerinden ayrılabilmeğe pek muvaffak olamamışlardır.
Bu kişiler evlenmek fiilini anne baba baskısından kurtulmak olarak görürler, en azından kendi evlerinde kafalarına göre televizyon oyunu oynayabileceklerini veya istedikleri filimi hiç kimseye hesap vermeden seyredebileceklerini sanırlar.


Ancak bilinmeyen başka bir şey vardır, Atalarımızın dediği gibi Yağmurdan kaçarken Doluya tutuluverir hayatını bu tarzda yaşamakta olan bir Erkek evlenince.
Çünkü daha önceki hayatı boyunca hiç tanımadığı ve huyunu suyunu bilmediği bir "Karşı Cins" ile aynı çatının altına girecektir.
O güne kadar anne ve babasıyla oturmuş olduğu evin tek bir faturasını bile ödememiş ve eve herhangi bir şey de almamış olabileceğini de nazar-ı itibariyeye ahz-u kabz eyleyelim.


Dahası bahsettiğim karşı cins Kal-u Bela zamanında Yaradan tarafından açıkça emir verilmesine rağmen emre itaatsizlik ederek İnsana secde etmeği reddeden ve Allah-u Te'âlâ'nın huzurundan kovulan Şeytan'a bile pabucunu ters giydirebilmeği başarmış bir mahlûktur.


Sözün kısası o erkeği gerçekten çok zor günler bekliyor. Bir yılı bile doldurmadan mahkeme kapılarında ve Türkiye Cümhûriyeti'nin herhangi bir Vilâyetindeki herhangi bir Adliye Sarayının koridorlarında toplumun en küçük kurumunun dağıtılması ve paylaşılması esnasında çekilen bir sürü çileler de cabası.


Bu konudaki sorunlar daha evlenildiği gün başlar, çünkü ortada başka bir ayrılmak var.
Erkek ailesi arslan gibi oğlundan ayrılıp bir başka kadına teslim ve emanet ediyor.
E zaten kırk kocaman yıl boyunca adam edemediğin oğlunu başka bir genç kız nasıl adam edecek?

23 Eylül 2024

Bozuk Mod

 Sonbahar hayatımıza geldi biraz önce, hava tam bir hastalık havası. Ne serin ne de sıçak, sadece gündüz güzel akşam serin, sabah da buzlu.
Havanın vaziyeti de artıkım serinlemeğe başladı, Güneş'in mesaisinin erken sonlandığını ve Homuna her gün birer ikişer dakika erken gitmeğe başladığını zaten gözlerimiz görüyor ve Diyanet Holdink'in takvimlerinde de açıkça belli olduğu göz önünde bulundurulmalı.


Esasında yapılacak en iyi şey Mélisà Çayı gummilenmek ama her yerde Bitki Çayı bulunmuyor.
Varsa yoksa Çaykur Rize Çayı veya Lipton Demlik Poşeti gibi içecek sıcak şeyler.
Tabi buna karşılık bir yerde de Çay bulunmuyor, orası da Kahve Dünyası ki ism-i şerifine göre Kahve ve Çikolata üzerine uzmanlaşması son derece norminâl bir olgu.

İğrenç Bir Evlenme Teklifi

 Bundan yıllar önce sizlerle bir evlenmek teklifinden bahsetmişti ben.
İsteyen ve merak eden kim varsa o yazımı ahanda buradan okuyabilir: İğrenç Bir Evlenme Teklifi.
Löküs bir lokantada o zamanki nişanlısı olan erkekten öküzce bir evlilik teklifi alan kadın bu teklifi kabûl etti, ama bakın başına neler geldi?


Müstâkbel kocişkosu nikâh defterine imzalar atıldıktan sonra eşiyle gidecekleri yeni evlerine İneklik Etme Taksi Tut otobüsüyle götürüyor.

Yazıları okuyamayanlar için tercüme yine mevcut:

Kadın :
Araba tutmadın mı be?
Erkek :
Dur kızım ya gelir şimdi otobüs.
Kadın:
(Allahım ne yaptım ben yaa?)

Можна Кофе

Kim bilir kaçıncı Kahve Fincanımızı yudumladığımızı ve daha midelerimizdeki yemekleri hazmetmeğe yarayacak kaç fincan kahve içme sayımızın kaldığını Biz Üç Muz olarak hiç bilmiyoruz.
Ancak bildiğimiz bir şey var ki Yaz artık bitti, bugünden itibaren Sonbahar'a giriyoruz, hani şu sonunda başka baharı olmayan cinsinden.


Artık günlük hayatlarımızda incecik kıyafetler olmayacak, hani şöyle bir kot şort bir tişört cinsinden hemen üzerimize geçirip çabucak sokağa çıkamayacağız.
Şimdilik şortlarımızın boyları pantolon olarak uzadı, ayaklar bacaklar Külotlu Çoraba başladı, bir de ayakkabı içinde terlemekten haşlanması ve mantarlaşması da cabası.


Gövdelerde şimdilik kazak olmasa bile akşam serinliğinde bir ceket geçirmek şart oldu.
Yavaş yavaş Kış hazırlıklarımız başlaması gerekiyor, yoksa üşütüp hasta olmak işten bile değil.


Artık sıcak güneşli güzel günlere ve Dondurmaya bir veda etmemiz gerekiyor, Dondurmanın yerini artıkım Sâhlep Ihlamur Mélisà ve Kahve gibi sıçak içecekler alacak günlük hayatlarımızda.
Sonbaharın en güzel taraflarından biri de Kahve veya Bitki Çayı gummilenerek ağaçlardan dökülen sararmış yaprakları seyretmektir, Kütüphaneden seçeceğiniz Kalın kitaplarla birlikte daha güzel olacağı kesindir.


Güneşin de birazcık dinelmeğe ihtiyacı hâsıl oldu, çünkü bizi bütün Yaz boyunca hararetle ısıtmaktan helâk oldu.
Bir kadının hâmileliği süresince Güneş'in de dinelmesi hakkı değil midir sizce?


İşte böyle hayat devam ediyor, Kış kışlığını Yaz yazlığını bilecek ki hayat dengeye otursun.

22 Eylül 2024

Marmaray'daki Grafiticiler Kendilerini Aşmışlar

Grafiti belki bazı gelişmiş (!) memleketlerde bir sanet olabilir ama Türkiye Cümhûriyetinde değil.
Biraz önce her tarafı cezaevi taşıtı gibi pencerelerine kadar boyanmış bir Marmaray Treni geldi Feneryolu istasyonuna.
Bizler de bu derece olanını gördükten sonra bu trenleri boyayan babalarının bir anlık zevk uğruna anneleriyle yaşadıkları münâsebet sonucu doğurtulmuş veletlerin artıkım sanetlerini ziyadesiyle zirveye çıkardıklarına kanaat getirdik.
Daha önceleri de Grafitili Marmaray gördük ama bu kadar değildi, onlar bunun yanında çok daha masum kalırlardı.
Bu arada üzerine grafiti çizilen bir tek bu tren değil, temiz katar hiç kalmadı


İşbu manzara-i rezilliyeyi temaşa eyledikçe ve bir tek İstanbul Elektrik Tünel Tramvay Otobüsü bir tek Metro bir tek Çağdaş Tramvay bir tek Özel Hâlk Otobüsü bir tek Şehir Hatları Vaporu bir tek Mavi Marmara Mopuru bir tek Dentur Avrasya Mopuru bir tek Turyol Mopuru bir tek Minibüs bir tek Dolmuş ve bir tek Takside görmeyince hepimizin aklına hırsızın zaten Türkiye Cümhûriyeti Devlet Demiryolları Taşımacılık Anonim Şirketi'nin içinde bulunduğuna dair şüpheler doğuyor ve işbu mevzuat-ı umumiye dâhilinde en ufak bir yalanlama bile gelmedi günümüze kadar.
Bu gördüğünüz trenler Türkiye Cümhûriyeti Vatandaşlarının ödediği her kuruş verginin zamanı geldiğinde yol su elektriğe dönüşeceği gerçekleriyle alındı.
Hepimizin doğrudan veya dolaylı olarak ödediğimiz vergileriyle alınan işbu taşıtların bilinçli veya bilinçsiz şekilde doğurtulmuş ve yetiştirilmeyerek sokağa salınmış veletlerimizce mahvedilmesi ne kadar kabûl edilebilir?
Biz zamanında yeni neslin EMBESİL olduğunu yalan yere söylemedik.

Yenilenen Kabataş İskelesi Çatısı

 Hepimizin mâlumu rahmetli Kadir Topbaş'ın procelerinden birisi Kabataş Martı İskelesi'ydi, henüz tam olarak inşaatı bitmedi ama Şehir Hatları'nın ve Dentur Avrasya'nın bütün seferleri bu binaya avdet eyledi birkaç gün önce.
İskelenin çatısında ise güzel bir seyir terası yapılıyor, bittiğinde Vapor Avı Yummi günlerimiz başlayacak.


Bugünkü resm-i şerifimizde Şehr-i İzmir için imâl edilen ama kısa zaman sonra Şehr-İstanbul'a dönen ve ism-i şerifleri Nurettin Alptoğan ve İsmail Hakkı Durusu olarak değiştirilen Bayraklı ve Karşıyaka doğum adlı vaporlarımız Büyükada'ya doğru gitmek için sefer saatlarıni bekliyorlardı.


Hade gelin Vapor Toto oynayalım, resimdekilerden hangisini Adaya gönderdik?
Fındıklı tarafına yanaşmış olan İsmail Hakkı Durusu mu yoksa Dolmabahçe tarafına yanaşmış olan Nurettin Alptoğan mı?
Resimlere bakarak karar verin.

21 Eylül 2024

Milyon Yeniden Hâlka İndi

 Bundan yirmi yıl önce Türk Lirası'dan tam Altı adet sıfır atılmıs ve Birmilyon Türk Lirası sadece bir gece içinde Bir Yeni Türk Lirası olmuştu ve Kuruş kavramıyla yeniden karşılaşmıştık.
İlk günlerde çok da iyiydi ve paramızın itibarı geri verilmişti.
Dört yıl sonra paramızdaki Yeni ibaresi kaldırılmıştı ve yeniden Türk Lirası ve Türk Kuruşu kullanmağa başlamıştık, hâlâ da kullanıyoruz.


O ilk yıllar boyunca Milyon kavramı daha eski günlerin Trilyon, Milyar kavramı da Katrilyon kavramına tekâbül ediyordu, yani Birmilyon Yeni Türk Lirası eşitti Birtrilyon Eski Türk Lirasına.
Tabi o günlerde gözlerimize iyi gözüken bu yeni değerler zaman geçtikçe o Kartallık günlerini kaybetti, İkibinsekiz Yılında tedâvüle çıkan İkiyüz Türk Lirası'nın alım gücüyle günümüzdeki İkiyüz Türk Lirası'nin şekli şemâli aynı olmasına rağmen aynı alım gücüne sahip olmadığını sizler de biliyorsunuz.


Bugün yoldaki bir Gürgen Meşeoğlu ağacına yapıştırılmış bir ilân gördük, ilânda İstanbul'un Şenesenevler semtinde kelepir bir Homenin satılık olduğu ve Altımilyon Türk Lirası ücreti olduğu yazılıydı.
Yani paramızın çok değil sadece Yirmi yil içerisinde geldiği hâle bakın, gerçek değeri Altıtrilyon Türk Lirası ücreti olan bir eve istenen bu sayı kelepir yani ucuz olarak kabûl görmekte.

20 Eylül 2024

Cumartesi Mesaileri

 Günümüz dünyasında bağzı sektörlerde çalışma gunlerinin dörde indirilebileceğine dair düşünceler kalıplarından çıkartılarak dile getirilmeğe başlanmakta.
Ancak geri kalan sektörler hâl-i hazırda haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırından çok daha fazlası olan Cumartesi Günü'nü nasıl yapıp da çalışma haftasının içine tam gün olarak dâhil etse diye alénî olarak uyguluyorlar.
 
 
Banka gibi Okul gibi Resmi Dayre gibi Mâliye gibi Hastahane gibi Postahane gibi Adliye gibi bağzı kuruluşlarda çalışanlar ve işbu isyerlerinde günde sadece sekiz saatçik çalışanlar sanki çok çalışıyorlarmış gibi bu süreden de şikâyet etmekteler.
Oysa bizler kendilerinden daha erken saatta işimizin başına gidiyoruz ve onlardan çok dahs sonra işyerlerimizden çıkabilip evlerimize dönebiliyoruz.
 
 
Dahası tüm bu çalıştıklarımız ve harcadığımız saatlar görülmeyerek bu az çalışanlardan daha düşük maaşa tâlim edebiliyoruz.
Kısacası günde sekiz saatçiklik mesaiyi zulüm olarak gören ve her boka havlayan zümreye nazaran sesimiz soluğumuz çıkmadan ameleler gibi çalışan bize Haftalıklar bile doğru düzgün verilmiyor.


Dahası bu bahsettiğim sekiz saatçi olan zümreye yılda bir kocaman ay izin verilirken bizlere bir haftalık izin bile bir lütûf olarak sunuluyor.


Peki çalışkan vatandaşlarımız iki damlacık Deniz fasıllarını iskelet hâlimine gelimce mi temaşa edecekler veya artıkım götlerinin kılları ağardıktan sonra mı biraz olsun hayatın kalan günlerini yakalayabilmeğe çalışacaklar?

19 Eylül 2024

Dolunay'lı Bir Moda Akşamı

Geçen akşam Dolunay'ı doğurtmuştuk, bugün de seyretmek gerektiği ortaya çıktı.


İçinde bulunduğumuz Cemaz-i El-Evvel-i Şerif Ayı'nın güzel Dolunay'ını seyreden sadece Biz Üç Muz değil Moda İskelesi'nin kadrolu bekçisi olan Martı da bizler gibi Dolunay seyrediyordu.


Dolunay'ı seyretmek güzel ama Dolunay'ı seyrederken Çift Çapalı Bardaktan güzel bir Dabıl Türk Kahvemsi gummilenerek seyretmek daha da güzel.

17 Eylül 2024

Dolunay'ı Doğurtmak

 Bu güzel sallanan Salı akşamında Cemazî El-Evvel-i Şerif Ayı'nın Dolunay'ını biraz zorlama ve sezaryenle dâhi olsa Şehr-İstanbul'un karşısında bulunan Üsküdar kazasında doğurtmağa muvaffak olduk çok şükür.


Kamuoyunda herkesçe M2 olarak mâlum olan ama Biz Üç Muz arasında Beyoğlu Metrosu dediğimiz Metro İstanbul'un harita ve şemasında yeşil renkli işaretlenmiş yolun Hâliç istasyonu burası ve işbu hatta çalışan taşıtların gün yüzünü ve yer yüzünü görebildikleri tek yer.


Esasında burada resim çekmemize karışan bağzı işgüzâr ve kraldan çok kıralcı geçinmeği mârifet sanan görevliler de mevcut ama bir şekilde çekebilmeği başardık.

Cacaonly

 Geçtiğimiz günlerde Kahve Dünyası sağ olsun bizlere yeni bir soğuk içecek olan Cacaonly adlı ürününü tanıttı.
Bizlerin payına da Biz Üç Muz sıfatıyla işbu güzel Lezzoni içeceği gummilenmek düştü.
Önce geçen gün gördüğümüz masa üstü tanıtımından başlayalım.


Günümüze kadar Kahve Dünyası'nın birçok lezzetini paylaştık, ama Cacaonly kadar lezzetlisini henüz bulamadık.
Dediklerine göre bildiğimiz Kakao'nun birazcık içten yanmalısı olduğu cihetle birazcık ekşimtırak bir tad bırakıyor damaklarda.


Yine de buz miktarını biraz azaltabilirler, çünkü aşağıdaki fişte de temaşa edebileceğiniz üzere bir bardağı Yüzyirmibeşmilyon Türk Lirasıcık ücrete satılıyor.


Şimdilik son söz olarak Kahve Dünyası'nın hayatlarımıza kattığı Cacaonly için teşekkür ederken Biz Üç Muz sıfatıyla mevsimlik değil sürekli bulunmasını diliyoruz.

15 Eylül 2024

Vapor Toto

 Her seferinde Kabataş İskelesinde beklerken hangi Vaporun kalkıp da Büyükada'ya gönderileceği her zaman için başlı başına bir Sipor Toto sorusudur.


Bugünkü namzetlerimiz solda İsmail Hakkı Durusu, sağda Barış Manço vaporlarımız Büyükada yönüne sefere çıkmak için hareket komutu bekliyorlar.


Ne yazık ki kameramızın açısı her iki vaporu da içine alabilecek bir çerçeveye sahip olmadığı cihetle böyle bir yöntem uygulayabildi ben.


Ancak bu akşam Biz Üç Muz bir başka istikâmet olan Üsküdar'a doğru bir Dentur Avrasya Mopuruyla Kabataş iskelesinden denize açılabilmeğe çalışıyoruz.

Gecenin Yağmuru

 Biraz önce gecenin kör saatinde Yağmur yeniden Bardaktan boşandı.
Hem de öyle şiddetli bir kavga ettiler ki gökteki bağırışmaları yerden bile duyuldu.
Yağmur da baktı ki Bardakla olan zaten Pamuk ipliğine bağlı evliliğini yeniden askıya aldı ve bir anda kendisini yere bıraktı.


Yere bırakınca da olanlar oldu ve etraf sırılsıklam ıslandı.
Gece vakti Yağmurun gidebilecek bir Home'si olmadığını da düşünürsek Yağmur'cuğumuza kucak açmak Dünya'ya düştü yeniden.
Hayat bakalım bizlere ne gibi yaşamlar hazırlıyor?

14 Eylül 2024

Drink Tayöm

Bir arkadaşlık öyle kolayca bitirilmemeli.
Çünkü içinde yılların emekleri yılların fedakârlıkları ve yılların paylaşılmışlıkları var.
Hiçbiri yoksa bile aynı ortamda aynı havayı solumuşluklar var.
Hayat yalnızken güzeldir ama kafanın denklemlerine uygun bir arkadaşla bazı şeyleri paylaşmak daha güzeldir.


Akşam vakti gittiğimiz bir mekânda aynen şöyle yazıyordu ve arkadaşlarım bu söze hayran oldular.
Tabi herkes aldı telefonunu ellerine ve yazının resm-i şerifini çektiler.
Bana da ahanda burada paylaşmak vazifesi düştü.


Üzerine de gerçekten lezzoni bir Türk Kahvemsi, arslinda dört adet olacaktı ama bu sefer ben kendiminkini tek başına paylaşmağı daha münâsip görmüş bulunmaktayım.
Bir gün yolunuz Beyoğlu'ta düşerse ama Taksim'e değil Beyoğlu'ya ya da daha açık yazayım Narmanlı Han'ın üst katı burası ve Narmanlı Han tabi ki Taksim'de değildir, Taksim'den buraya İkibin metrelik bir mesafe vardır.
Yürümeğe kalkınca yaklaşık elli dakika falan sürer çünkü aradaki yol aşırı derecede kalabalık olup insanlar yola sığamamaktadırlar.