Bu Blogda Ara

Sayfalar

02 Ekim 2014

Sessiz Gece

Gecenin nemi mi düşmüş gözlerime
Ne olur ıslak ıslak bakma öyle
Saçını dök sineme derdini söyle
Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle

Sürerim bulutla tarlaları
Yağmurlar ekerim göğün göğsüne
Güneşte demlerim senin çayını
Yüreğimden süzer öyle veririm

Ben feleğin şu çarkına çomak sokarım
Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle


Tam ona sarılırken gördüm pencereden
Gülünecek ne vardı, gülüyordun ya öperken
Bu gece seninle olalım canım derken
Sildim seni o anda kâlbimden

Neydi kopan içimde yıllar zincirinden
Öldüm sanki yaşarken, kaçtım hemen o sahneden
Kendimi buldum ben çalıştığım bu yerde
Azalır acılar da belki gitgide

Uykusuz her gece bu soğuk kahvede
Sabahlarım bazen günlerce rüyalarıma gelme diye
Uykusuz her gece yorgun ölesiye
Unutur muyum seni yorulsam her gece

Masada boş bardaklar, kirlenmiş tabaklar
Çoğalıyor önümde, bitmesin sabaha kadar
Yakmıyor elimi artık o kaynar sular
Yoruldukça kaybolur acılar


Ben kuşlardan da küçüktüm bir gece vaktiydi
Aşk tuttu elimden benim
Geçtim düşler sokağından bir gece vaktiydi
Ceplerimde hacı yatmazlar

Kaç mevsim aşk pazarında geçti yalanlarla
Düş sattım aldanmışlara
Aklım kaçıverdi yerinden bir gece vaktiydi
Sevdiğim başka sevenim başka

Yağmur yağsa, uykum kaçsa
Bir kuş konsa badi parmağıma
Ağlardım bir başıma

Sevdadandır sevdadandır
Sevdadandır dedi annem aldırma
Aldırma gel yanıma