Bu Blogda Ara

30 Eylül 2014

Yeldeğirmenleri

Bir köküm İlçe-i Kadıköy'ün Yeldeğirmeni semtine dayansa dahi buraya koyacağım resimlerde bulunan yeldeğirmenlerinin Kadıköy ile alakası bulunmamakta, hâttâ hiçbiri Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde değil.


İlk olarak denizin ortasındaki bir taneyle başlıyoruz güzel görüntülerimize, bir tatlı huzur almaya gidemiyorsak bile Kalamış'a, neden hâlâ İstabnul gibi bir megaköyde ikâmet etmeye devam ediyoruz ki?
Ne kadar kendimize İstanbullu desek dahi artıkım hiç kimse inanmıyor bizlere, illâ Anadolu'yu sorup duruyor.
Evet, nüfus kayıt yerim İstanbul değil, hâttâ kendim de İstanbullu değilim ama ne yazık ki İstanbul'da yaşıyorum.


Artık bülbül ötmüyor Çamlıca'nın yazlık bahçelerinde, çünkü sazlar da çalınmamakta.
O güzel sazlar gittiler, yerlerine bilgisayarlar geldi ve bütün seslerin güzelliklerini alıp hiç ama hiç bilinmeyen bir yerlere götürdü.
Düşünün ki musıkimiz bile değişti, bir eski şarkılara bakın, bir de günümüzdekilere. Benzerlikler nerede?


Eskiden Heybeli'de mehtaba çıkardık ama o mehtabın bile bir güzelliği ve albenisi vardı, sahilde gezerken insanı kayıklara binme arzusu uyandırırdı.
Şimdi ise aynı güzelliği Hollanda Topraklarında Yeldeğirmenleri sağlamakta.


Günbatımından kızıla dönmüş renkler, sahilde sevgililer bizleri bekler.
Soldakine Ebegümeci ektim, ezilince çorba yapman için.
Ortadakinde Lâle var, senin güzel gamzelerin için.
Sağdakinde de Akasya istedim, ama malesef bu mevsimde yokmuş.


Yeşil gözlerinden kaptığım muhabbet beni yıllarca yaşatabilecek bir yaşama sevinciyle doldurdu, ama o sevincim senin gözlerinde hakkın rahmetine kavuştu.


Belki bir deniz kenarında elele maziyi tartışacağız ama içimde uzun zamandan beri yanan ve günümüze gelinceye kadar hiç sönmeden gelen ateşi nasıl söndürebileceksin bakalım?


Ben hayatımı yeni baştan yazıyorum, isterim ki içinde senin parmağın çok olsun, bana yeni bir hayatın kapılarını açtın, bari bu yenilikte yol göstericim sen ol.


Unutturamaz seni bana hiçbirşey unutursam da ben, her yerde sen her şeyde sen, bilsem nasıl söyleyeceğimi bir ihtimâl daha olurdu bazı şeyler için.
Sen ne dersin acaba bu değişik yöntem için?


İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara.
İçidir hakikâtin resmi, gördüklerin sadece manzara.
Karlar düşse de çevrede, değirmenler her zaman görevde, çünkü kar yağarsa rüzgâr çok olur.


Bazı çiçekler vardır ırmak kenarlarında yetişen, onlar o kadar şanslıdır ki kendilerine her zaman su verebilecek bir ırmak var, yeter ki birileri gelip o çiçeği oradan alıp uzaklara götürmesin.


İşte yine yeşil, ben kapattım gözlerini ki kimseyi görmeyesin, kimseye de o gözlerin ümit vermesin, yeşil benimdir benim içindir.
Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım, hangi çılgın bana zencir-i berefşan takacakmışsa şaşarım onun olmayan aklına.