Bu Blogda Ara

Feribot etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Feribot etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mart 2023

Marmaray'ın Geçmişi

 Bir önceki yazımda belirttiğim üzere bugün Marmaray'ın dördüncü yaş günü.
Belki deniz altında kalan kesim daha önceden açılmış olabilir ama onun adı Marmaray değil Çakmaray olmakta, çünkü bu proce bütünüyle ele alınması gereken bir işletme.
Marmaray sözcüğünün genel açılımı "Halkalı - Gebze Banliyö Treni" olmak vardır.


Gelgelelim bizim İstanbul Boğazının altında demiryolu düşüncemiz yüz yıldan fazladır mevcuttur, bu konuda çeşitli zamanlarda çeşitli girişimler yapılmıştır ama gerçeğe dönüşmesi şimdiki zamanı bulmuştur.
Sizlere bundan yıllar önceki iki adet gazete haberini aktarmak istiyor ben.
Önce kısa bir girizgâhla başlayalım, esasında o zamandan da günümüz gibi düşünülmekteymiş:

BOĞAZİÇİ'NDE TÜNEL
Yeni bir şimendifer hattı inşasından bahsediliyor.
Yeni hat Arnavutluk'ta Darac'tan başlıyor, Korini Selânik İstanbul tarikiyle Bağdat'a kadar uzanacaktır.


Şehrimizde İtalyanca olarak intişar eden "Mesaca-Vodoli İtalyani" gazetesi son nüshasında mühim bir haber vermektedir. Bu gazetenin beyanına göre büyük bir İngiliz - İtalyan milli sendikası İtalya ve Balkanlar tarikiyle Bağdat'a bir şimendifer hattı inşası için teşebbüsatta bulunmuştur.
Yeni şimendifer hattı İngiltere'den İtalya'da kain Bari şehrine kadar gelecek, burada trenler hususi vapurlarla karşı sahilde Arnavutluk'un limanı olan Darac'a geçecektir. Şimendifer hattı Darac'dan Korica tarikiyle Selânik'e inecek ve Selânik'ten Dedeağaç tarikiyle İstanbul'a gelecektir.
İstanbul'da aktarmaya lüzum kalmaması için trenlerin Boğaziçi'nde deniz altında açılacak bir tünelden Anadolu sahiline geçmesi oradan da Anadolu hattı tarikiyle Bağdat'a gidilmesi matsurdur.
Yeni hat bugünkü Roma - İstanbul seferlerini kırksekiz saat, Londra - İstanbul seferlerini yirmidört saat kısaltacaktır.
İtalyan refiğimizin verdiği malumat hakkında şehrimiz muhafilinde henüz mâlumat mevcut değildir.
(Akşam gazetesi 16 Mayıs 1928)

Bu haberle de görüldüğü üzere her ne kadar Sultan Abd-ül Hamit devrinden bahsedilse dâhi Cümhuriyetimiz kurulduktan sonra da hem de ilk yıllarında bu konu tekrardan gündeme gelmiş.
Ancak çözümünü sadece Trenli Vaporlarla taşımağa yetecek durum olduğuna kanaat getirilmiş olup zaman zaman işbu mevzuat-ı umumiye gündeme alınmışsa dâhi gerçeğe dönüşmesi şimdiki zamanı buldu.
Aşağıdaki haber ise arabalı vaporlarla ilgili, tünelden falan bahsetmiyor.

Londra - Ankara ve Kâhire Ekspresleri
Yakında trenden inmeden Boğaz geçilebilecek.
Belçika'lı araba vapurları şirketi mümessilleri birkaç güne kadar gelerek yeniden Nafia vekiliyle temas edeceklerdir.


( Foto altı : Danimarka ile İsveç arasında tren nakil eden bir araba vapurunun dahili )

Londra - Ankara ve Londra - Kahire ekspresleri işlemeğe başladı. İngiltere'den ve Fransa'dan Simplon Ekspres'e binen yolcular birkaç gün içinde Ankara'ya ve Kahire'ye muvasalat ediyorlar. Bu seyahatin yegane müşkül noktası İstanbul'a vasıl olduktan sonra tren değiştirmek mecburiyetidir. Filhakika Avrupa'dan gelen yolcular Sirkeci'de trenden inmekte ve hususi bir vapurla Haydarpaşa'ya giderek orada diğer bir trene binmektedirler. Bu hususta ne kadar tashilat gösterilirse gösterilsin bu aktarmanın müşkülâtının daimi olduğu şüphesizdir.
Geçen ilkbaharda buna karşı bir çare aranmış ve Avrupa'nın bazı taraflarında olduğu gibi Simplon Ekspresi'nin büyük bir araba vapuruyla ve takımı ile Sirkeci'den Haydarpaşa'ya geçirilmesi düşünülmüştü. O zaman bir Belçikalı şirket bu işe talip olmuş fakat cereyan eden müzakere müspet bir netice vermediğinden mümessiller memleketlerine avdet eylemişlerdi.
Haber aldığımıza göre bu hususta yeniden müzakerata başlanacaktır. Şirketin mümessilleri ve vasi selâhiyet ile yakında yeniden şehrimize gelecek ve Ankara'ya giderek Nafıa Vekaleti ile temas edeceklerdir.
Bu defaki müzakere neticelendiği takdirde biriki ay zarfında limanımıza büyük birkaç araba vapuru getirilecek ve bunlar Londra - Ankara yolcu vagonlarını Haydarpaşa'ya nakil edeceklerdir. Araba vapurlarının işleyebilmesi için Haydarpaşa rıhtımında yeni tesisat vücuda getirilecek, bilhassa vagonların vapurdan Haydarpaşa'daki hatta naklini teshil ve temin edecek iskele yapılacaktır.

(Akşam gazetesi 31 Temmuz 1928)


Arşiv araştırmamız ve tasnif sürecimiz devam etmekte olduğundan yeni bir haber bulursam bunu da sizz sevgili okuyucularımla paylaşacağımdan emin olabilirsiniz.

18 Mart 2022

Çanakkâle Köprü Açılışı

Çok uzun yıllardan beridir çok fazla tartışmaya konu olan ve her alanda İstanbul Boğazı'nın iki katı olan Çanakkâle Boğazı'nın köprüsü de artık vücûda avdet eyledi.
Bugün günlerden Onsekiz Mart, yılı da İkibinyirmiiki, hem Çanakkâle Destanı'nın düzelteyim Zaferi'nin yüzyedinci yıldönümü, hem de bu anlamlı günde boğazın köprüsünün de açılış günü.


Daha önceki bir yazımda köprünün ölçülerini hâl-i hazırda yazdığım için bu yazımda tekrar açıklamayacağım merak eden bir zahmet araştırsın, yani her şeyi de devletten beklemeyin, biraz da kendiniz araştırmacı olun.
Artık her şeyimizde olduğu gibi "Yap İşlet Devret" yöntemiyle yapılan resmi adıyla "Bindokuzyüzonbeş Çanakkâle Köprüsü" bize Üçmilyar Euro'ya mâl oldu ve günde Kırkbeşbin adet otomobilin geçmesi gerekiyor çünkü köprüyü yaptırabilmek için Limak'a taşıt geçme garantisi böyle verildi.


Açılış esnasında kordale kesilirken geçiş ücretinin İkiyüz Türk Lirası olacağı açıklandı, sonra da pahalı olup olmadığı hâlka soruldu.


Her yönüyle devasa bir abide olan köprümüzün ilk gün heyecanı sayesinde çevre anababa günüydü, izdiham yüzünden sosyâl mesafe kuralları hiçe sayıldı.
Oysa daha iki yıl öncesinde en az birbuçuk metrelik sosyâl mesafeye uyulması gerektiği söylenmekteydi.


Projenin üstlenicilerinden biri olan Limak Holding Türkiye'de devletten en çok ihâle alan beş şirketten biri olarak biliniyor. Bu şirketin adı sık sık Cengiz Kalyon Kolin gibi devlerle birlikte anılıyor. Bu inşaat devlerinin devletten aldığı ihâlelerde "Yap İşlet Devret" modeli ön plâna çıkıyor.
Yıllardan beridir bilinir ki "Yap İşlet Devret" modelinde bir kamu altyapı yatırımı veya hizmetinin finansmanının özel bir şirket tarafından karşılanması öngörülüyor. Bu modelde yatırımın maliyetini karşılayan şirket kamu tarafından belirlenen bir süre içinde mâliyetini üstlendiği projenin işletilmesini de üstleniyor.


Şirket bu süre içinde ürettiği hizmeti tarafların karşılıklı saptadıkları bir tarife uyarınca kamu kuruluşlarına satıyor. Belirlenen sürenin sonunda ise şirket işletmekte olduğu tesisleri bakımı yapılmış eksiksiz ve işler bir şekilde ilgili kamu kuruluşuna devrediyor.


Türkiye'de son yıllarda gerçekleştirilen yatırımlarda sıkça kullanılan bu yöntemde şirketler genellikle devletle yaptıkları sözleşmelerde kullanıcı garantisi alıyor. Örneğin havalimanlarının yapımını üstlenen şirketler yolcu garantisi, otoyol ve köprü yapımını üstlenen şirketler ise taşıt geçiş garantisi alıyor. Ayrıca günlük geçmesi gereken taşıt sayısının garantinin altında kalması durumunda devlet garanti ettiği geçiş ücretinin geri kalanını da şirketlere ödüyor.


Bu sayede günümüzde Dolar bu derece değer kazandı. Açıklanan geçiş ücretine ise Google Amca'dan aldığım veriye göre sadece Onüç Amerika Birleşik Devletleri Doları Elli Amerika Birleşik Devletleri Senti alınabiliyor.


Köprüden geçiş ücreti olarak ilk bir hafta herkese beleş ama bir haftanın sonundan itibaren İkiyüz Türk Lirasıcık olacağı açıklandı yukarıda da açıklandığı üzere.
Vatana millete hayırlı uğurlu bereketli olsun, çok otomobil geçsin ki geçmeyenlerin ceplerinden gereksiz yere para çıkmasın.


Bu arada hemen yerini de söyleyelim, köprü Lâpseki civarında. Yani kalkıp da Çanakkâle'nin içinde köprü falan aramayın, Çanakkâle'nin içiyle köprünün olduğu yer arasında yaklaşık otoz kilometre kadar bir mesafe mevcut.

26 Şubat 2022

Çanakkâle Köprüsü

Bir zamanlar hatırlarsınız Mehmet Ali Erbil'in zamanında Çarkıfelek yarışması vardı, aslında yarışmadan çok bir gösteri programıydı ve oldukça sulu ve değişken bir biçimi vardı.
Programa telefonla bağlanan şahıslara sorulan sorularda verilen hârfler B-C-D-Y-Z-İ, yarışmacılardan istenen üç adet sessiz bir adet de sesli hârfti.
İşte tam bu esnada Mehmet Ali Erbil lâfa maydonoz gibi girer ve yarışmacılara Çanakkâle'ye gidip gitmediklerini sorardı.
Yarışmacı da tam sazan ya atılırdı hemen "Çanakkâle'nin Çe'si" diye.
Ancak soruda çıkar mıydı yoksa karavana mıydı derseniz cevaba göre değişirdi.


Birkaç günden beridir Marmaray trenlerinin içindeki ekranlarda Çanakkâle Köprüsü'nün ve Malkara Otoyolu'nun bugün açılacağından bahsedilmekte, bendeniz de Çanakkâle Köprüsü'nün bazı resimlerini sizlerle paylaşmak istedim.
Bundan uzun uzun yıllar önce ama gerçekten uzun yıllar önce ki bu uzunluk Yüzyedi yıl kadardır, itilâf devletleri Çanakkâle'yi geçmeği başaramamışlardır, daha doğrusu Çanakkâle Boğazı'ndaki saldırıları geri püskürtmeği başarmamızı müteakip geri çekilmek zorunda kalmışardı.
Bu resimde görmüş olduğunuz Güneşin batışı başta İncilazların o mağrur ve kibirli ve de üzerinde Güneşin batmayacağının söylendiği imparatorluğunun üzerine batmıştır.


Ve bir önceki resimde İncilazya imparatorluğunun üzerine batan Güneş Türkiye'nin üzerine doğmak üzere hazırlıklarını yapıyordu, ama o güzel Güneşli günler için sekiz yıl kadar beklemek zorundaydık.
Ben burada Çanakkâle Savaşını veya o günlerde yaşananları anlatmayacağım, biz köprümüze geri dönelim.
Efenim şekilde de görüldüğü gibi Çanakkâle Köprümüzün ayaklar arasındaki uzunluğu İkibinyirmiüç Metre, kulelerinin yüksekliği de Üçyüzonsekiz Metre'dir ve bugüne kadar yapılmış asma köprüler arasında en uzun açıklığa sahiptir.


Köprümüzün yol genişliği üç şerit gidiş üç şerit geliş olmak üzere altı şerittir, orta kısımda ise olası bir demiryolu geçişi için iki şeritlik boşluk bırakılmıştır, ancak büyük olasılıkla bu köprüden tren geçirilmeyecek gibi görünmektedir.


Köprümüzün aydınlatması o kadar güzel ki geceleri bile dikkât çekmekte.
İnşaatının öngörülen zamandan birbuçuk yıl kadar önce bitmesi Çanakkâle'deki arabalı vaporun belki sonunu getirecek, çünkü köprüden geçmek sadece altı dakika sürecek.
Geçiş ücretinin Kaç Türk Lirası olacağı sorusu ise şimdilik gizemini korumakta.


Güncelleme
Ulaştırma bakanlığından gelen bildiriye göre köprünün açılışı Çanakkâle Zaferimizin yüzyedinci yıldönümü olan Onsekiz Mart İkibinyirmiiki Günü Onaltı Saatine ertelenmiş bulunmakta.


Geçiş ücretinin açıklamasını kimin yapacağını söylememe bile gerek yok çünkü hepiniz biliyorsunuz kendisini.

18 Temmuz 2021

Vaporlarımızın Sür'ati

 Facebok'ta her ne kadar bazı konuları onaylamasam bile bazen doğru bilgi kullanıldığı zamanlar gerçekten faydalıdır ve bilgilerin paylaşıldıkça çoğalmasını sağlarlar.
Bugüne kadar gerek İstanbul'da gerek İzmir'de gerek Çanakkâle'de gerek Kocaeli'de Şehir Hatları benzeri işletmeler yerel olarak vapor işletmişlerdir, ayrıca vakt-i zamanında vaporlar önemli birer ulaşım araçlarıydılar, gerek yerel gerekse şehirler arası olarak.
İlk görselimizde adı efsahaneleşen Gülcemâl Vaporumuz huzurlarınızda:


Ancak vaporlarımızın hızları bize biraz yabancı olan deniz mili üzerinden sür'atlendirilir, yani hız göstergeleri deniz milini ya da bazılarımızın anladığı şekilde "Knot" olarak kaydedilir.
Vapurlarımızın hızları konusunda küçük bir çevirme cetvelini Facebok'aki gruplarda kalmaması için burada da paylaşmak istedim ki eminim fazla bilgi göz de çıkartmaz:
10x1,852=18.5
11x1,852=20.37
12x1,852=22.2
13x1.852=24
14x1,852=25.92, yani 26 diyebiliriz.
15x1,852=27.78, biraz zorlasa 28
16x1,852=29.63
17x1,852=31.48, biraz gayretle 32
18x1,852=33.3
19x1,852=35.2
20x1,852=37.04
21x1,852=38.89, zorlasa 39
22x1,852=40,7
23x1,852=42.59
24x1,852=44,44
25 deniz mili sür'at yapan deniz taşıtı var mıdır bilmiyorum ama 25 deniz mili sür'at 46.3 kilometre yapar.
Bir Knot ya da Deniz Mili = Bir kilometre sekizyüzelliiki metre, yani 1,852 metredir.
Bu cetvele göre vaporlarımızın ve mopurlarımızın ortalama hızı saatte 25 ilâ 26 kilometre kadardır.


İkinci görsel olarak Halâs Vaporumuzun 2008 yılından kalma görüntüsünü kullandım. Fotoğrafı bendenize aittir, o tarihte İstinye'de görüntülendi.
Konuyu biraz dağıtacağım ama imdı başka bir şey daha geldi aklıma.


Aynı şekilde uçakların da hızları deniz mili üzerinden yazılır, kilometreye çevirmek için deniz mili olan değeri 1.852 ile çarpmak gerekir ki kilometre olarak değerini bulalım.
Resimde görmüş olduğunuz Airbus 380'in azami sür'âti ise 640 deniz mili yani 1.185 kilometredir.
Menzili de 15.000 kilometre kadar olup İstanbul'dan hareket etse Melbourne'ye kadar gidebilir, çünkü iki havalimanı arasındaki kuş uçuşu mesafesi 14.620 kilometredir.