Bu Blogda Ara

Arabalı Vapor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Arabalı Vapor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

04 Haziran 2025

Harem Seferleri

 Bugün günümüzden tam Doksandokuz yıl öncesine yani Bindokuzyüzyirmialtı Yılı'na gidiyoruz ve Harem iskelesinin tamiratının bittiğini öğrenebilmeğe çalışıyoruz.
Aynı zamanda Şehir Hatlarının geçmişini buradan başlattığı Şirket-i Hayriye de Galata Köprüsü'nden yeniden Harem'e vapor göndermeğe başlayacağını da ilân etmekte.


İşbu haberi alınca ben de hemen 57 numaralı Tarabya adlı olanını Harem'e yollayayım dedim,
İmdı avdet eyledik o günkü Akşam gazetesinde çıkan yazılara.

Harem İskelesi Yapıldı


Şirket-i Hayriye idaresi kışın fırtınada yıkılmış olan Harem iskelesini yeniden inşa ettirmiştir.
Yakında bu iskeleye vapurlar işlemeğe başlayacaklardır.


O zamanlar gayet tabi ki işbu seferler sadece sabah ve akşam saatlarında yapılacaktı, çünkü o mıntıkada yaşayan hâlk miktaı mahduttu, yani günümüzdeki gibi değildi tabi ki.
Aynı gün Akşam gaetesine bir de sefer ilânı vermişti.

İlan
Şirket-i Hayriye'den


Yeni inşa edilmiş olan Harem iskelesine Haziranın Beşinci Cuma Ertesi sabahından itibaren vapurlarımızın yanaşmağa başlayacakları ve atide gösterilen seferlerin icra edileceği ahali-i muhteremce mâlum olmak üzere ilân olunur.

Ayam-ı Adiye  S D  S D  S D  S D
Köprü'den --:--  7:55 17:45 18:30
Harem'den 6:55 8:10 18:00 18:45
Köprü'ye V.  7:10 8:30 18:20 19:05

Cuma Günleri  S D  S D
Köprü'den 8:30 17:30
Harem'den 8:45 17:45
Köprü'ye V. 9:05 18:05

Belirtmek isterim ki o yıllarda hafta tatili Cuma günleriydi.


Harem hattı günümüzde de faaldir, ama artık Arabalı Vapor çalışıyor.
Arabalının da hikâyesi ilginçtir, önce Kadıköy'e yollanan vaporlar bir zaman sonra Ankara Asfaltı'nın ya da E-5'in Harem'e gelmesiyle Arabalı iskelesi Harem'e getriliyor.

13 Mart 2023

Marmaray'ın Geçmişi

 Bir önceki yazımda belirttiğim üzere bugün Marmaray'ın dördüncü yaş günü.
Belki deniz altında kalan kesim daha önceden açılmış olabilir ama onun adı Marmaray değil Çakmaray olmakta, çünkü bu proce bütünüyle ele alınması gereken bir işletme.
Marmaray sözcüğünün genel açılımı "Halkalı - Gebze Banliyö Treni" olmak vardır.


Gelgelelim bizim İstanbul Boğazının altında demiryolu düşüncemiz yüz yıldan fazladır mevcuttur, bu konuda çeşitli zamanlarda çeşitli girişimler yapılmıştır ama gerçeğe dönüşmesi şimdiki zamanı bulmuştur.
Sizlere bundan yıllar önceki iki adet gazete haberini aktarmak istiyor ben.
Önce kısa bir girizgâhla başlayalım, esasında o zamandan da günümüz gibi düşünülmekteymiş:

BOĞAZİÇİ'NDE TÜNEL
Yeni bir şimendifer hattı inşasından bahsediliyor.
Yeni hat Arnavutluk'ta Darac'tan başlıyor, Korini Selânik İstanbul tarikiyle Bağdat'a kadar uzanacaktır.


Şehrimizde İtalyanca olarak intişar eden "Mesaca-Vodoli İtalyani" gazetesi son nüshasında mühim bir haber vermektedir. Bu gazetenin beyanına göre büyük bir İngiliz - İtalyan milli sendikası İtalya ve Balkanlar tarikiyle Bağdat'a bir şimendifer hattı inşası için teşebbüsatta bulunmuştur.
Yeni şimendifer hattı İngiltere'den İtalya'da kain Bari şehrine kadar gelecek, burada trenler hususi vapurlarla karşı sahilde Arnavutluk'un limanı olan Darac'a geçecektir. Şimendifer hattı Darac'dan Korica tarikiyle Selânik'e inecek ve Selânik'ten Dedeağaç tarikiyle İstanbul'a gelecektir.
İstanbul'da aktarmaya lüzum kalmaması için trenlerin Boğaziçi'nde deniz altında açılacak bir tünelden Anadolu sahiline geçmesi oradan da Anadolu hattı tarikiyle Bağdat'a gidilmesi matsurdur.
Yeni hat bugünkü Roma - İstanbul seferlerini kırksekiz saat, Londra - İstanbul seferlerini yirmidört saat kısaltacaktır.
İtalyan refiğimizin verdiği malumat hakkında şehrimiz muhafilinde henüz mâlumat mevcut değildir.
(Akşam gazetesi 16 Mayıs 1928)

Bu haberle de görüldüğü üzere her ne kadar Sultan Abd-ül Hamit devrinden bahsedilse dâhi Cümhuriyetimiz kurulduktan sonra da hem de ilk yıllarında bu konu tekrardan gündeme gelmiş.
Ancak çözümünü sadece Trenli Vaporlarla taşımağa yetecek durum olduğuna kanaat getirilmiş olup zaman zaman işbu mevzuat-ı umumiye gündeme alınmışsa dâhi gerçeğe dönüşmesi şimdiki zamanı buldu.
Aşağıdaki haber ise arabalı vaporlarla ilgili, tünelden falan bahsetmiyor.

Londra - Ankara ve Kâhire Ekspresleri
Yakında trenden inmeden Boğaz geçilebilecek.
Belçika'lı araba vapurları şirketi mümessilleri birkaç güne kadar gelerek yeniden Nafia vekiliyle temas edeceklerdir.


( Foto altı : Danimarka ile İsveç arasında tren nakil eden bir araba vapurunun dahili )

Londra - Ankara ve Londra - Kahire ekspresleri işlemeğe başladı. İngiltere'den ve Fransa'dan Simplon Ekspres'e binen yolcular birkaç gün içinde Ankara'ya ve Kahire'ye muvasalat ediyorlar. Bu seyahatin yegane müşkül noktası İstanbul'a vasıl olduktan sonra tren değiştirmek mecburiyetidir. Filhakika Avrupa'dan gelen yolcular Sirkeci'de trenden inmekte ve hususi bir vapurla Haydarpaşa'ya giderek orada diğer bir trene binmektedirler. Bu hususta ne kadar tashilat gösterilirse gösterilsin bu aktarmanın müşkülâtının daimi olduğu şüphesizdir.
Geçen ilkbaharda buna karşı bir çare aranmış ve Avrupa'nın bazı taraflarında olduğu gibi Simplon Ekspresi'nin büyük bir araba vapuruyla ve takımı ile Sirkeci'den Haydarpaşa'ya geçirilmesi düşünülmüştü. O zaman bir Belçikalı şirket bu işe talip olmuş fakat cereyan eden müzakere müspet bir netice vermediğinden mümessiller memleketlerine avdet eylemişlerdi.
Haber aldığımıza göre bu hususta yeniden müzakerata başlanacaktır. Şirketin mümessilleri ve vasi selâhiyet ile yakında yeniden şehrimize gelecek ve Ankara'ya giderek Nafıa Vekaleti ile temas edeceklerdir.
Bu defaki müzakere neticelendiği takdirde biriki ay zarfında limanımıza büyük birkaç araba vapuru getirilecek ve bunlar Londra - Ankara yolcu vagonlarını Haydarpaşa'ya nakil edeceklerdir. Araba vapurlarının işleyebilmesi için Haydarpaşa rıhtımında yeni tesisat vücuda getirilecek, bilhassa vagonların vapurdan Haydarpaşa'daki hatta naklini teshil ve temin edecek iskele yapılacaktır.

(Akşam gazetesi 31 Temmuz 1928)


Arşiv araştırmamız ve tasnif sürecimiz devam etmekte olduğundan yeni bir haber bulursam bunu da sizz sevgili okuyucularımla paylaşacağımdan emin olabilirsiniz.

26 Şubat 2022

Çanakkâle Köprüsü

Bir zamanlar hatırlarsınız Mehmet Ali Erbil'in zamanında Çarkıfelek yarışması vardı, aslında yarışmadan çok bir gösteri programıydı ve oldukça sulu ve değişken bir biçimi vardı.
Programa telefonla bağlanan şahıslara sorulan sorularda verilen hârfler B-C-D-Y-Z-İ, yarışmacılardan istenen üç adet sessiz bir adet de sesli hârfti.
İşte tam bu esnada Mehmet Ali Erbil lâfa maydonoz gibi girer ve yarışmacılara Çanakkâle'ye gidip gitmediklerini sorardı.
Yarışmacı da tam sazan ya atılırdı hemen "Çanakkâle'nin Çe'si" diye.
Ancak soruda çıkar mıydı yoksa karavana mıydı derseniz cevaba göre değişirdi.


Birkaç günden beridir Marmaray trenlerinin içindeki ekranlarda Çanakkâle Köprüsü'nün ve Malkara Otoyolu'nun bugün açılacağından bahsedilmekte, bendeniz de Çanakkâle Köprüsü'nün bazı resimlerini sizlerle paylaşmak istedim.
Bundan uzun uzun yıllar önce ama gerçekten uzun yıllar önce ki bu uzunluk Yüzyedi yıl kadardır, itilâf devletleri Çanakkâle'yi geçmeği başaramamışlardır, daha doğrusu Çanakkâle Boğazı'ndaki saldırıları geri püskürtmeği başarmamızı müteakip geri çekilmek zorunda kalmışardı.
Bu resimde görmüş olduğunuz Güneşin batışı başta İncilazların o mağrur ve kibirli ve de üzerinde Güneşin batmayacağının söylendiği imparatorluğunun üzerine batmıştır.


Ve bir önceki resimde İncilazya imparatorluğunun üzerine batan Güneş Türkiye'nin üzerine doğmak üzere hazırlıklarını yapıyordu, ama o güzel Güneşli günler için sekiz yıl kadar beklemek zorundaydık.
Ben burada Çanakkâle Savaşını veya o günlerde yaşananları anlatmayacağım, biz köprümüze geri dönelim.
Efenim şekilde de görüldüğü gibi Çanakkâle Köprümüzün ayaklar arasındaki uzunluğu İkibinyirmiüç Metre, kulelerinin yüksekliği de Üçyüzonsekiz Metre'dir ve bugüne kadar yapılmış asma köprüler arasında en uzun açıklığa sahiptir.


Köprümüzün yol genişliği üç şerit gidiş üç şerit geliş olmak üzere altı şerittir, orta kısımda ise olası bir demiryolu geçişi için iki şeritlik boşluk bırakılmıştır, ancak büyük olasılıkla bu köprüden tren geçirilmeyecek gibi görünmektedir.


Köprümüzün aydınlatması o kadar güzel ki geceleri bile dikkât çekmekte.
İnşaatının öngörülen zamandan birbuçuk yıl kadar önce bitmesi Çanakkâle'deki arabalı vaporun belki sonunu getirecek, çünkü köprüden geçmek sadece altı dakika sürecek.
Geçiş ücretinin Kaç Türk Lirası olacağı sorusu ise şimdilik gizemini korumakta.


Güncelleme
Ulaştırma bakanlığından gelen bildiriye göre köprünün açılışı Çanakkâle Zaferimizin yüzyedinci yıldönümü olan Onsekiz Mart İkibinyirmiiki Günü Onaltı Saatine ertelenmiş bulunmakta.


Geçiş ücretinin açıklamasını kimin yapacağını söylememe bile gerek yok çünkü hepiniz biliyorsunuz kendisini.