Bu Blogda Ara

18 Mart 2022

Çanakkâle Köprü Açılışı

Çok uzun yıllardan beridir çok fazla tartışmaya konu olan ve her alanda İstanbul Boğazı'nın iki katı olan Çanakkâle Boğazı'nın köprüsü de artık vücûda avdet eyledi.
Bugün günlerden Onsekiz Mart, yılı da İkibinyirmiiki, hem Çanakkâle Destanı'nın düzelteyim Zaferi'nin yüzyedinci yıldönümü, hem de bu anlamlı günde boğazın köprüsünün de açılış günü.


Daha önceki bir yazımda köprünün ölçülerini hâl-i hazırda yazdığım için bu yazımda tekrar açıklamayacağım merak eden bir zahmet araştırsın, yani her şeyi de devletten beklemeyin, biraz da kendiniz araştırmacı olun.
Artık her şeyimizde olduğu gibi "Yap İşlet Devret" yöntemiyle yapılan resmi adıyla "Bindokuzyüzonbeş Çanakkâle Köprüsü" bize Üçmilyar Euro'ya mâl oldu ve günde Kırkbeşbin adet otomobilin geçmesi gerekiyor çünkü köprüyü yaptırabilmek için Limak'a taşıt geçme garantisi böyle verildi.


Açılış esnasında kordale kesilirken geçiş ücretinin İkiyüz Türk Lirası olacağı açıklandı, sonra da pahalı olup olmadığı hâlka soruldu.


Her yönüyle devasa bir abide olan köprümüzün ilk gün heyecanı sayesinde çevre anababa günüydü, izdiham yüzünden sosyâl mesafe kuralları hiçe sayıldı.
Oysa daha iki yıl öncesinde en az birbuçuk metrelik sosyâl mesafeye uyulması gerektiği söylenmekteydi.


Projenin üstlenicilerinden biri olan Limak Holding Türkiye'de devletten en çok ihâle alan beş şirketten biri olarak biliniyor. Bu şirketin adı sık sık Cengiz Kalyon Kolin gibi devlerle birlikte anılıyor. Bu inşaat devlerinin devletten aldığı ihâlelerde "Yap İşlet Devret" modeli ön plâna çıkıyor.
Yıllardan beridir bilinir ki "Yap İşlet Devret" modelinde bir kamu altyapı yatırımı veya hizmetinin finansmanının özel bir şirket tarafından karşılanması öngörülüyor. Bu modelde yatırımın maliyetini karşılayan şirket kamu tarafından belirlenen bir süre içinde mâliyetini üstlendiği projenin işletilmesini de üstleniyor.


Şirket bu süre içinde ürettiği hizmeti tarafların karşılıklı saptadıkları bir tarife uyarınca kamu kuruluşlarına satıyor. Belirlenen sürenin sonunda ise şirket işletmekte olduğu tesisleri bakımı yapılmış eksiksiz ve işler bir şekilde ilgili kamu kuruluşuna devrediyor.


Türkiye'de son yıllarda gerçekleştirilen yatırımlarda sıkça kullanılan bu yöntemde şirketler genellikle devletle yaptıkları sözleşmelerde kullanıcı garantisi alıyor. Örneğin havalimanlarının yapımını üstlenen şirketler yolcu garantisi, otoyol ve köprü yapımını üstlenen şirketler ise taşıt geçiş garantisi alıyor. Ayrıca günlük geçmesi gereken taşıt sayısının garantinin altında kalması durumunda devlet garanti ettiği geçiş ücretinin geri kalanını da şirketlere ödüyor.


Bu sayede günümüzde Dolar bu derece değer kazandı. Açıklanan geçiş ücretine ise Google Amca'dan aldığım veriye göre sadece Onüç Amerika Birleşik Devletleri Doları Elli Amerika Birleşik Devletleri Senti alınabiliyor.


Köprüden geçiş ücreti olarak ilk bir hafta herkese beleş ama bir haftanın sonundan itibaren İkiyüz Türk Lirasıcık olacağı açıklandı yukarıda da açıklandığı üzere.
Vatana millete hayırlı uğurlu bereketli olsun, çok otomobil geçsin ki geçmeyenlerin ceplerinden gereksiz yere para çıkmasın.


Bu arada hemen yerini de söyleyelim, köprü Lâpseki civarında. Yani kalkıp da Çanakkâle'nin içinde köprü falan aramayın, Çanakkâle'nin içiyle köprünün olduğu yer arasında yaklaşık otoz kilometre kadar bir mesafe mevcut.