İşte bizim sevgili Marmaray'ımız üçüncü yaşına da bastı.
Bu yazımda yine geçen yıldan kalan Marmaray ile ilgili resm-i şeriflerden bir demet paylaşacak ben.
Hani bir bebeği düşünün, önce sancıyla doğar ama ilerisinde güzel günler görmeğe başlar.
Aslında bunu geçen yılki yazıda paylaşabilirdim ama yaş gününden iki gün sonra görüldüğü için bu yıla kaldı.
Hani bizim Tcdd'nin bir zamanlar Siemens'ten aldığı Velaro modelli Çok Yüksek Hızlı Tren Söğütlüçeşme'de görüldüğü günden kalma.
Gerçi çok daha gösterişlisini de çekmiştim ama o "Yassah Hemşehrim" mankafasındaki kancık tür beni çekerken yakalayıp o görüntümü sildirdi.
Marmaray biliyorsunuz çift işletme düzenli işliyor, biri Halkalı'dan Gebze'ye veya Gebze'den Halkalı'ya kadar tam yol Ana İşletme, diğeri ilk başlarda Zeytinburnu'dan Söğütlüçeşme olarak başlayıp geçen yıl Maltepe'ye uzayan Ara İşletme ki bana bu Ara İşletme fazlama yaramıyor.
Ancak trenin içindeki ekranlardan birinde bir gün ahanda bu görüntüyü yakaladı ben ki Pendik'ten çıkıp Ataköy'de sonlanacak olan yeni Ara İşletmenin müjdesi olmuştu.
Yine de daha sonra çektiğim bir iç mekân tabelâsında ara işletmenin Ataköy ile Maltepe arasnda işletileceğine karar verilmesine rağmen o tarihlerde Zeytinburnu'ya kadar işletiliyordu.
Grafiti sorunlarımız aynen devam etmekte, çünkü koskocaman Devlet Demiryolları trenlerini üçbeş çapulcu teröristten koruyamamakta.
Eğer her eline boyayı alan şahıs depoya girebilip trenleri istediği gibi boyayabiliyorsa Gök Tanrı Tengri korusun yarın bir gün silâh da alır terörist de olur.
Bu yıl da Marmaray'a zam İki Ağustos İkibinyirmibir günü geldi, ilk yedi istasyonluk kısım Dört Türk Lirası Üç Türk Kuruşu, hattın tamamı Sekiz Türk Lirası Doksanbir Türk Kuruşu gibi çok küsüratlı bir sayı oldu.
Zamdan sonra Marmaray'ın istasyonlarında bulunan ekranları amaçlar doğrultularında işletilmeğe başlandı. Artık istasyona gelecek trenlerin kaç dakika sonra geleceğini gösteriyordu.
En sonunda baştan beri eksik olduğunu iddia ettiğim, yukarıda da birkaç değişik düzenden bahsettiğim Ara İşletme kısmı Pendik - Ataköy olarak güncellendiği için başta Bakırköy Kartal Pendik gibi ilçe merkezi istasyonların yoğunluğu biraz daha azalmağa başladı.
İşte bu altyazı da Marmaray'ın Resmi Web-Sitesi'nden ekran görüntüsüdür.
Marmaray'ın ara işletmesinin boyu uzayınca tren sefer süreleri de uzamağa ve gece biraz daha geç sonlandırılmağa başlandı tabi.
Artık günün ilk treni Gebze'den 6:05 Halkalı'dan 5:58 saatinde başlayarak son trenleri Gebze'den 22:50 Halkalı'dan 22:58 saatlerinde hareket etmektelerdi ve sefer müddetleri yüzde on oranında azalarak yüzyirmi dakikadan yüzsekiz dakikaya inmişti.
Marmaray bu yıl Cümhûriyet Bayramımızda beleş olarak yolcu taşıdı, gerek Onbeş Temmuz gerekse de Kurban Bayramında da keza ücretsizdi, yani kısaca "Beleş"ti ama Kibar Feyzo'daki tuvalet gibi sadece "Ağaya Beleş" değil.
Bir güzel haber de Marmaray Tüp Geçidinde de artık cep telefonlarımız çekmeğe başladı, daha doğrusu internet bağlantısı ve dışarıdan içeriyi aranınca telefonlarımızın ulaşılabilir olması sağlandı.
Her ne kadar bu düzenin Metroya da uygulanması düşünülmekteyse dâhi henüz bu konuda somut bir adım bulunmamakta.
Derken zaman geldi geçti, Yılbaşı akşamı geldi çattı, Marmaray da gece vakti üç yıl önceki Ara İşletme Bölgesinde dört sefer Söğütlüçeşme'den Zeytinburnu'ya, beş sefer de Zeytinburnu'dan Söğütlüçeşme'ye tren işletti.
Tabi hiçbir zaman paraya doymak bilmeyen belediyenin zamlı tarifesi üzerinden işletildi bu seferler, ki aşağıda yeni ücretlerini göreceksiniz.
Marmaray'ın üçüncü yaşına Bir Ocak İkibinyirmiiki günü kallâvi bir zam geldi, en kısa mesafe olan ilk yedi istasyonluk kısmı Beş Türk Lirası Kırksekiz Türk Kuruşu ya da eski paramızla Beşmilyondörtyüzseksenbin Türk Lirasıcık, hattın tamamına da Oniki Türk Lirası Oniki Türk Kuruşuluk ya da yine eski paramızla Onikimilyonyüzyimibin Türk Lirasıcıklık ücrete terfi ettirildi.
İşin tuhafı Marmaray'ın Resmi Web-Site'sindeki ilgili sayfasında bu ücret tarifesi yayınlanmamakta ve arama sayfasında taşıma ücreti olarak "Sıfır Türk Lirası" gözükmekte.
Biz de merak ettik baktık, hâlâ bir değişiklik bulunmamakta olduğunu hayretler içinde görmüş olduk.
Anlayacağınız üzere canımız ciğerimiz Marmaray ne yazık ki bizi dolandırıyor.
Ama elbette ki trenlerin üzerine boyalarla kendince sanet yaptığını zanneden serseri takımını bile trenlere erişmesini önleyemeyen idare ücret listesini nasıl yayınlasın değil mi ama?
İstasyonlarında sürekli "Yassah Hemşehrim" tarzı kurallar koyacağına önce trenlermizi bu pislik teröristlerden korumasını öğrense daha iyi olacak kanımca.
Bu yıl bir de her şeyimiz tamamdı bir de Marmaray İntaharları çıktı başımıza.
Madem intahar edeceksin, ne diye Marmaray'ı tercih edersin be adam?
Millet trene işine evine hızlı gidebilmek için biniyor Marmaray'a, sen intahar edeceksin diye saatlarca beklemek için değil.
Üstelik intahar etmek için seçtiğin Marmaray istasyonuna gireceksin diye girişte ödediğin Onikimilyonyüzyirmibin Türk Lirasın da boşa gitti, Marmaray'a kâr kaldı, ondan haberin var mı?
Bu da başkaca bir intahar vakası, işin tuhafı o günü ben de trenin içindeydim.
Neyse can sıkmayalım da güzel şeylerden de bahsedelim.
İstanbul'un Lodos'u oldukça ünlüdür, Vaporları iskelelerine hapseder. Gerçi artık ortada vapor da kalmadı ve seferlerin çoğunluğu Mopur ile yapılmakta.
Mopurlar da bilirsiniz Lodos'a pek dayanıklı değiller Vaporlar gibi.
Marmaray da bu yoğunlukta imdada yetişti ve hemen Göbek İşletme olan Söğütlüçeşme - Yenikapı işletmesini devreye soktu.
Ve tabi ki en büyük sürprüz en sona saklandı, çünkü Marmaray Kedilerle güzel ve özel.
İster turnike üzerinde olsun isterse istasyonlarda olsun olmazlarsa olmazlarımızdır onlar bizim.
Bu sefer turnikenin üzerine oturmuş gelenleri karşılamakla meşgul.
Elbette istasyonda trenimi beklerken gördüğüm özgür ruhlu Sarı Çizgiyi bile takmayan Sarman Kedi de Marmaray'ımızın gözbebeklerinden biri olmağa aday.
Ben her zaman diyorum ki kedisiz bir Marmaray düşünülemez.
Kısaca üç yıldan beridir hayatımızda olan Marmaray bakalım gelecek yılında bizlere neler neler yaşatacak veya bizim yaşantılarımızda nelere şahit olacak?
Yaşayalım görelim, anılarını yazalım, resimlerle destekleyelim.
Haydi pastamızı da keselim, afiyetle yummilenelim.