Sabah sizlere tepemizin d'amına Mart Karı yağdığını yazmıştı ben, imdı da siz sevgili okuyucularıma birkaç adet alıntı resim gönderecek.
İlk görünümümüz Cadde-i İstiklâl'den, İlçe-i Beyoğlu'nun belki de aydınlık yüzü olan ve 1990 yılında araç trafiğine kapatılan yolda o günden beridir işlemekte olan Nostâlcik Tramvay bile görünemeyebilecek hâle gelmiş.
Baştan başa İstanbul'u Batıdan Doğuya doğru geçmekte olan üç yoldan biri olan eski adı Londra Asfaltı yeni adı önceleri E-5 sonra D-100 Karayolu'nda tuzlama faaliyetleri tam gaz devam etmekte.
Boğaz tarafına uzanıyor ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü izliyoruz Otağtepe Parkı'ndan ve görüyoruz ki kar oldukça sağlam tutmuş vaziyette.
Havadan izlediğimiz güzergâhımızda sıradaki durağımız aslında Galata Kulesi olacaktı ama biz yine de geniş açılı olan resmi kullanmağa karar verdik, böylece Tarihi Yarımada'yı uzaktan da olsa izleyebilmekteyiz.
Yönümüzü kıvırıp da Tarihi Yarımada'ya çevirince diğer yerlerden çok da farklı bir manzara göremiyoruz, çünkü kar bu sefer İstanbul'un her tarafına yağmağa muvaffakiyet gösterdi.
Havadan yere konunca bazı yerlerde kaldırımlarda yürümenin tehlikelerinden bahsetmeli ben, çünkü ayakkaplarımız her an kayabilir dikkâtlı yürümezsek, sırf bu yüzden şemsiyelerimizi baston olarak kullanabilme yeteneğine sahip olmamız gerekmekte olduğunu belirtmeme hacet bulunmamakta.
Yeniden havaya kalkıp Ortaköy civarına geldiğimizde manzaranın aslında tam bir kartpostallık olduğunu görmekteyiz, her ne kadar kar güzel görünümler arz etse bile esasında hava oldukça soğuk.
İstanbul'u gezerken aslında İstanbul vilâyetinde her şeyin başladığı İlçe-i Kadıköy'e geçmeyecek miydik sizce?
Birkaç yıl önce adı General Asım Gündüz olarak değiştirilen ancak kamuoyunda hâlâ Bahariye Caddesi olarak bilinen caddede de Nostâlcik Tirenvay çalışıyor ama buradaki tramvay Almanya'dan alınan ikinci el taşıtlar, Gotha markalı ve İstanbul'daki ilk vazifeleri işte bu Moda hattından ibaret, yani bizim yıllar önce kullandığımız Özgün Tramvaylardan değil.
(Seceresini bir gün bahsedecek ben.)
Ve her şeyden önemlisi kedisiz bir İstanbul düşünülemez, düşünenin de aklından zoru vardır.
Kar da yağsa, Yağmur da yağsa, Güneş de açsa ve bizi ısıtsa dâhi kediler her zaman kedidirler.