Geçen yıl tam da bugün hatırlarsanız bir yazı yazmıştı ben, tabi ki aradan geçen kocaman bir yıl boyunca fikrim değişmeği başaramadı tabi, zaten bu yüzden aynı yazımın arkasında ve sözümün askeri ben.
Evet bugün Dünya Kadınlar Günü ama esası Dünya Emekçi Kadınlar Günü, yani kısacası öğretmen, hemşire, uçuş görevlisi, pilot, market kasa görevlisi, overlokçu, dikişçi, doktor, avukat, emlâkçı, kâtibe, temizlik görevlisi, hizmetçi, çaycı, hemşire, garson, aktris, bankacı, mâliyeci, çiftçi, ev kadını, diş doktoru gibi bir emek harcayan ve kapitâlizmin hüküm sürdüğü günümüz dünyasında verdiği emeğin karşılığını doğru düzgün almağı başaramayan kadınlarımızın günü.
Hani ünlü şairimiz rahmetli Nazım Hikmet Ran'ın dizelerinde ahırdaki öküzlerimizden sonra sıra gelen, sırtından sopası karnından sıpası eksik edilmemesi gerekenlerin günü.
Esasında üzerinde yaşadığımız dünya bile kadın kavramı üzerine kurulmuştur, çünkü bir canlının dünyaya gelmesi ancak kadınlar sayesindedir.
Buna kediler köpekler kuşlar ve bilumumu hayvanatın tamamı dâhildir.
Kadınlar için Erkeklerin varlık nedeni sadece kadını hâmile bırakıp anne olmak vazifesini yerine getirmesini sağlamaktan ibarettir, ama bu konuda en belirgin davranan Kadın Örümcek'tir, çünkü vuslat ve hâlvet sonrası kadın erkeğini öldürür, yani Erkek Örümcek bir anlık zevkinin doruğundaki başarısının bedelini ne yazık ki hayatını kaybedip şehitlik mertebesine erişerek öder, yine de tek tesellisi sevdiği kadın tarafından işbu mertebeye eriştirilmiştir.
Tüm okuyucularımdan özür dilerim ama hayatın gerçeklerinden biridir bu konu.
Yani bugün yirmi santim topuklu ayakkabısını giyince boy gompileksinden kurtulabilen, bu boy gompileksi yüzünden giydiği yüksek topuklu ayakkaplarıyla ancak yeni doğmuş ördekler gibi paytak paytak yürüyebilen, doğru düzgün yürümeği beceremediği üç adımlık yola taksi veya tomofilden başka türlü gidebilmeği beceremeyen, arkadaşlarıyla gittiği mekânda elinden telefonu bir türlü düşmeyen ve telefonun içindekilerden kafasını kaldırmağı başaramayan ve de iki kelimeyi bir türlü bir araya getiremeyen, getirdiğinde de sürekli külotlu çorabını değiştirir gibi değiştirdiği sevgililerinden bahseden, yüzünde bir kova dolusu boya sürülmüş saçı uzun memeleri büyük beyni belden aşağıdan kafasına gelmeği başaramayan ve her şeyden önemlisi dünyanın kendi çevrelerinde döndüğünü sananların günü değil.
Hele bir de çıkarlarına uymayınca ister sevgilisi veya tokmakçısı olsun isterse sadece arkadaşı ya da kankisi olsun anında hemen peşin peşin satan ve bu satıştan elde ettiği ödülü hemen içlerinde hissedenlerin de değil.
Ancak her şeye rağmen herkes ikinci bir şansı hak eder, Şımarık tipitipinde hayatlarımıza giren Üçhârfliler bile.
Eminim ki kadınlar gününü kutlama hakkına bugüne kadar sahip olmağı başaramayanların bugünden sonra da başaramayacakları konusunda herhangi bir kanun veya günümüze kadar yazılmış bütün kanunların muhteviyatında herhangi bir madde bulunmamaktadır.
Hayat işte bir şekilde öyle ya da böyle geçip giderken kadınlarla olmuyor ama kadınlar olmadan hiç olmuyor.
Bu arada kapitâlizmin bize yanlış olarak emrettiği şekilde kadınlar melek değillerdir, çünkü melekler hâmile kalamazlar.
Gerçekten dünyaya emek vermeğe gelen tüm kadınlarımızın günü kutlu olsun, geri kalan içten yanmalıların da en kısa zamanda yaşadıkları kokuşmuş hayattan kurtularak adam sırasına geçmeleri nâsip olsun.