Bu Blogda Ara

Çekirdek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çekirdek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

06 Ağustos 2021

Ağustos Meyveleri

Hepimizce mâlumdur ki Ağustos-u Şerif Ayı meyve bakımından oldukça verimli ve hasadı bol bir ayımızdır.
İçinde bulunduğumuz Ağustos-u Şerif Ayı içerisinde başta Üzüm olmak üzere birçok meyve yummilenilmeğe hazır hâle gelir. Hasat ettiğimiz ve kutsadığımız zaman da bol gıdalı beslenmeğe başlayabiliriz.


Ağustos meyveleri deyince aklımıza ilk gelenler ahanda bu listede bulunmakta:
Üzüm, Şeftali, Nektarin, Kayısı, Mürdüm Eriği, Böğürtlen, Elma, Armut, Kızılcık, İncir, Hünnap, Yaban Mersini, Kavun, Karpuz, Taze Ceviz, Taze Fındık, Ayçiçeği, Vişne
Unutmayın ki beslenme yanlışsa ilacın yararı yok, beslenme doğruysa ilâca gerek yok.

21 Temmuz 2021

Bayramı Bilememek

 Biz bayramları bilemedik. Onu deniz kenarında bir tatil sandık.
Hele bir de aradaki günler de eklendiyse tatile ve uzadıysa uzaklara gittik, hem de çok uzaklara.
Bizi dört gözle bekleyen büyükleri unuttuk.
Mendillere konan harçlık nedir bilmeden büyüdü çocuklarımız, yeni elbiseleri başucuna koyup uyumanın ne olduğunu kendi çocuklugumuzda bıraktık.
Bayramların birlik ve beraberlik olduğunu unuttuk. Çekirdek ailemizle arabaya atlayıp kalabalık akraba toplantılarından kaçtık.
Kartpostalları ve tebrik kartlarını mazide bıraktık. Taslaklardaki hazır bayram mesajlarını aynı anda birçok kişiye atarak bayramlarını kutladığımızı sandık.
Arefe gecesinde kına yaktığımız ellerimiz yetim şimdi.
Özenle açılan ev yapımı baklavalar yerini hazır yufkalarla yapılan tatlılara bıraktılar.
Kapı kapı dolaşıp yapılan bayram ziyaretlerini de çoktan rafa kaldırdık.
Biz ne çok şeyi bıraktık bilsen, ne çok şeyi.
Büyüğe saygıyı, küçüğe sevgiyi, dostça sarılmayı, ahde vefayı, binbir telâşla hazırlandığımız arefeyi ve bayramı.


Her neyse ne diyeceğim, yine de bir bayrama daha eriştik çok şükür.
İnşallah bu seferki bayram bizlerin bazı değerlerimizi anımsayacağımız ve önümüzdeki dönemde hiç umudum olmasa bile uygulayacağımız ve anacağımız güzel günlere erişmek istiyorum, söyleyin çok mu şey istiyorum?
Bayramımız Kutlu Olsun.

06 Nisan 2021

Kabak Çekirdeği

 Son zamanlarda birkaç aydan beridir fena hâlde Cennet Mahâllesi'ne sarmış vaziyette ben.
Günde bir zaman izlemezsem çatlıyorum, ama dizinin ana kahramanı Pembe Erdağı Ablamız neredeyse en başından beri sürekli Kabak Çekirdeği çitliyor, üstelik çitlemekle de kalmayarak kabuklarını tükürüyor. Bazı sahnelerde ailesine de aşıladı bu tutkusunu ama biz konumuzdan dışarı çıkmayalım Cnmcm.
Ben de araştırmağa başladım ki ne varmış Kabak Çekirdeğinde ve ahanda işbu mâlumatfuruşu buldum:


Kabak Çekirdeği adlı kuruyemişimiz B vitamini, E vitamini, K vitamini, omega üç, omega altı, manganez, magnezyum, demir, bakır, E vitamini ve çinkodan yana zengindir.
Kabak çekirdeğinin protein içeriği bedene dışardan alınması şart olan fenilalanin, triptofan, metiyonin gibi temel esansiyel amino asitler açısından çok zengindir.
Triptofan, noreadrenalin, serotonin ve GABA gibi beyin biyokimyasal düzeninde düzenleyicilerin ön maddesidir.
Noradrenalin eksikliği dikkât dağınıklığına neden olur. Serotonin eksikliği anksiyete, kaygı hâli, bunalıma ve depresyona neden olur.
Kabak çekirdeğinin zengin olduğu amino asitlerden biri de arginindir. Arginin C vitamini ve folik asit gibi nitrik oksit sentezini doğal yoldan artırır. Nitrit oksit genel olarak damar sağlığı için çok gereklidir.
Kabak çekirdeği içeriğinde doymamış yağ oranı yüksektir ve kandaki yağları azaltır.
Kabak çekirdeği içerdiği fitosterin ile kolesterolü azaltır, prostat büyümesine faydalıdır.
Yarım bardak kabak çekirdeği günlük magnezyum ihtiyacının yüzde kırkaltısını demirin yüzde yirmisekizini, manganezin yüzde ellikisini, çinkonun yüzde onyedisini ve proteinin yüzde onyedisini karşılar.
Bir bardak kabak çekirdeğinde onaltı miligram kadar çinko bulunur. Kabak çekirdeği alanin, glisin ve glutamik asit gibi amino asitler bakımından da zengindir.
Bazı B vitaminlerini içerdiği gibi kemik sağlığı ve kan pıhtılaşması için ihtiyaç olan K vitaminini önemli bir miktarda da içermektedir.
Arginin kâlp ve damar sağlığı, fazladan yağların depolanmasının azaltılması, beyindeki aktivitelerin hızlandırılması, üreme organlarının sağlığı, yaraların çabuk iyileşmesi için gereklidir.
Ayrıca kabak çekirdeği çok etkili bir antidepresandır.


Demek ki dizi yazarları da az değillermiş ki Pembe Abla'ya boşuna Kabak Çekirdeği sahneleri yazmamışlar.
O hâlde kış akşamlarında fırsat buldukça bol bolca çekirdek çitleyelim.

23 Ocak 2020

Yüz Ve Vücut Temizliği

Bu akşam sizlere temizlenmenin kestirme yollarından birini anlatacak sizlere ben.
Aslına bakarsanız insanı sadece iki şey yıkar: Su ve Sabun.
Mâlum-u âliniz ki temizlik imandan vukua avdet eyler.
Bir fincan kahve içmenin de kırk yıl hatırı bulunmaktadır. Ancak geçtiğimiz günlerde yapılan "Bindokuzyüzseksen yılında içilen kahvelerin hatırlarının İkibinyirmi yılında dolduğu" hakkında espiri olduğunu umduğum deyimin işbu yazımla ilgisi bulunmamaktadır.
Ara sıra keselenmek için ve köpüklenmek için hamama gideriz, gittiğimiz hamamda keseciye güzel ve kallâvi bir miktar Türk Lirasını bayılıveririz. Ancak buna rağmen Fin Hamamı'nda ya da daha doğru bir deyimle buhar odasında geçirdiğimiz onbeş dakika bu aralar yaşadığımız soğuk havalarda biraz olsun ısınmak için birebir olduğunu belirtmeli ben.
Yazımın önsözünü kıraat ettiniz, bundan sonra açılımlarını yapacağım. Hazır mısınız sevgililer?


Aslında bazı şeyhler çok ama çok basit ve fasit.
Birçok okuyucum kahve içmeyi çok sever, ben de bir kahveciyim. Öyle ki kahve içmediğim günü yaşanmamış sayacak kadar kahve fanatiğiyimdir.
Sizlere yıllardan beridir uyguladığım bir yöntemi anlatacağım, konu aslında su bulunamadığında teyemmümle abdest almış sayılmayla eşdeğer sayılabilecek bir konudur.
Gittiğimiz bir kahvehanede kahvelerimizi içtik.


İçtikten sonra kahve fincanlarımızı tıpkı fal bakılacak şekilde kapatıyoruz.
Yaklaşık olarak bir saat kadar fincanın soğumasını bekliyoruz.
Hava eğer soğuksa fincan daha da hızlı soğuyabilir.
Bu esnada kahvelerimizin telvesi fincanımızın içinde katılaşmaya ve kurumaya başlıyor.


Fincanımız soğuyup açma zamanı geldiğinde kahvemizin telvesi fal bakılmaya müsait bir hâle gelir.
Buraya kadar olanları aslında hepimiz biliriz, ancak ben bu yazımda faldan değil bambaşka bir şeyden bahsetmeye başlıyorum.
Üstelik de tıpkı Bilâl Oğlan'a anlatır gibi.


Diyelim ki arkadaşımız falımıza baktı, kendi düşüncesiyle geleceğe dair bir şeyler söyledi, kısaca fala inanmadık ama falsız da kalmadık.
Bundan sonra bir kaşık yardımıyla fincanımızın içindeki telveyi çıkartıyoruz.
Burada dikkât etmemiz gereken konu kahveyi şekersiz içmeliyiz, çünkü şekersiz kahve temizlikte daha etkilidir.
Şekeri temizlemek o kadar da kolay değildir, şeker kahve telvesindeki temizleyici özelliği tam olarak bitirmez ama bir derece köreltir.


Çıkartınca da peçeteye boşaltıyoruz.
Peçetenin adedi kalınlığına göre değişir, ama en az üç adet peçete olması şart, yoksa biraz sonra göreceğiniz şekilde henüz tam olarak kurumayan telvedeki su çevreye bulaşır.


Çıkan telve her ne kadar katılaşmaya başlamışsa da henüz içindeki su tam olarak kurumadı.


Bundan sonra telvenin içinde bulunduğu peçeteyi katlıyoruz ve üzerine en az iki adet daha peçeteyle bir daha sarıyoruz, çünkü bu sayede evde uzun bir süre kurumaya bırakılacak.


İşte burada da gördüğümüz gibi içindeki su çevreye bulaşmış.
İkinci kat peçeteyi ben bunun için söylemiştim.


Peçetenin içindeki telve yaklaşık bir gün sonra iyice kuruyup toz hâline gelir, hani yeniden bir kahve pişirilecek kadar kurur ve bu sayede kullanıma hazırdır.
Ancak telvenin miktarı olarak bir fincanın içindeki yetmez, en az üç fincandan alınmış telve kullanılmalı, bu da birkaç zaman geçmesi gerektiği demektir.
Kullanma ve nasıl temizlediği konusunda tavsiyelerimi de paylaşıyorum, çünkü dün bunu zaten yaptım.
Yine de sizlere göstermek için daha önceden yaptığım tozu elimin üzerine sürüyorum.


Önce vücudumuzun temizleyeceğimiz bölgesini ıslatıyoruz ve sabunlayıp duruluyoruz.
Bu ıslak bölgenin üzerine peçeteden çıkan toz hâlindeki telveyi sürüyoruz.
Her tarafa sürdükten sonra üzerine suyu veriyoruz.
İşte tertemiz aklanmış paklanmış olarak son bir kez daha sabunlanarak durulanıyoruz ve gerçek anlamdaki temizliğe kavuşmuş oluyoruz.
Hem parfüm gibi çevreye düşman malzemeler kullanmıyoruz, hem de çevremize mis gibi bir koku yayabiliyoruz.
Hepinize okuduğunuz ve bilgilendiğiniz için teşekkür ederim, bu yazımı arkadaşlarınızla da paylaşabilirsiniz.
Kısacası ucuza yaşamanın yollarından biri olarak Ekomoni ısrarla Tıkırında.