Bu Blogda Ara

23 Ocak 2020

Yüz Ve Vücut Temizliği

Bu akşam sizlere temizlenmenin kestirme yollarından birini anlatacak sizlere ben.
Aslına bakarsanız insanı sadece iki şey yıkar: Su ve Sabun.
Mâlum-u âliniz ki temizlik imandan vukua avdet eyler.
Bir fincan kahve içmenin de kırk yıl hatırı bulunmaktadır. Ancak geçtiğimiz günlerde yapılan "Bindokuzyüzseksen yılında içilen kahvelerin hatırlarının İkibinyirmi yılında dolduğu" hakkında espiri olduğunu umduğum deyimin işbu yazımla ilgisi bulunmamaktadır.
Ara sıra keselenmek için ve köpüklenmek için hamama gideriz, gittiğimiz hamamda keseciye güzel ve kallâvi bir miktar Türk Lirasını bayılıveririz. Ancak buna rağmen Fin Hamamı'nda ya da daha doğru bir deyimle buhar odasında geçirdiğimiz onbeş dakika bu aralar yaşadığımız soğuk havalarda biraz olsun ısınmak için birebir olduğunu belirtmeli ben.
Yazımın önsözünü kıraat ettiniz, bundan sonra açılımlarını yapacağım. Hazır mısınız sevgililer?


Aslında bazı şeyhler çok ama çok basit ve fasit.
Birçok okuyucum kahve içmeyi çok sever, ben de bir kahveciyim. Öyle ki kahve içmediğim günü yaşanmamış sayacak kadar kahve fanatiğiyimdir.
Sizlere yıllardan beridir uyguladığım bir yöntemi anlatacağım, konu aslında su bulunamadığında teyemmümle abdest almış sayılmayla eşdeğer sayılabilecek bir konudur.
Gittiğimiz bir kahvehanede kahvelerimizi içtik.


İçtikten sonra kahve fincanlarımızı tıpkı fal bakılacak şekilde kapatıyoruz.
Yaklaşık olarak bir saat kadar fincanın soğumasını bekliyoruz.
Hava eğer soğuksa fincan daha da hızlı soğuyabilir.
Bu esnada kahvelerimizin telvesi fincanımızın içinde katılaşmaya ve kurumaya başlıyor.


Fincanımız soğuyup açma zamanı geldiğinde kahvemizin telvesi fal bakılmaya müsait bir hâle gelir.
Buraya kadar olanları aslında hepimiz biliriz, ancak ben bu yazımda faldan değil bambaşka bir şeyden bahsetmeye başlıyorum.
Üstelik de tıpkı Bilâl Oğlan'a anlatır gibi.


Diyelim ki arkadaşımız falımıza baktı, kendi düşüncesiyle geleceğe dair bir şeyler söyledi, kısaca fala inanmadık ama falsız da kalmadık.
Bundan sonra bir kaşık yardımıyla fincanımızın içindeki telveyi çıkartıyoruz.
Burada dikkât etmemiz gereken konu kahveyi şekersiz içmeliyiz, çünkü şekersiz kahve temizlikte daha etkilidir.
Şekeri temizlemek o kadar da kolay değildir, şeker kahve telvesindeki temizleyici özelliği tam olarak bitirmez ama bir derece köreltir.


Çıkartınca da peçeteye boşaltıyoruz.
Peçetenin adedi kalınlığına göre değişir, ama en az üç adet peçete olması şart, yoksa biraz sonra göreceğiniz şekilde henüz tam olarak kurumayan telvedeki su çevreye bulaşır.


Çıkan telve her ne kadar katılaşmaya başlamışsa da henüz içindeki su tam olarak kurumadı.


Bundan sonra telvenin içinde bulunduğu peçeteyi katlıyoruz ve üzerine en az iki adet daha peçeteyle bir daha sarıyoruz, çünkü bu sayede evde uzun bir süre kurumaya bırakılacak.


İşte burada da gördüğümüz gibi içindeki su çevreye bulaşmış.
İkinci kat peçeteyi ben bunun için söylemiştim.


Peçetenin içindeki telve yaklaşık bir gün sonra iyice kuruyup toz hâline gelir, hani yeniden bir kahve pişirilecek kadar kurur ve bu sayede kullanıma hazırdır.
Ancak telvenin miktarı olarak bir fincanın içindeki yetmez, en az üç fincandan alınmış telve kullanılmalı, bu da birkaç zaman geçmesi gerektiği demektir.
Kullanma ve nasıl temizlediği konusunda tavsiyelerimi de paylaşıyorum, çünkü dün bunu zaten yaptım.
Yine de sizlere göstermek için daha önceden yaptığım tozu elimin üzerine sürüyorum.


Önce vücudumuzun temizleyeceğimiz bölgesini ıslatıyoruz ve sabunlayıp duruluyoruz.
Bu ıslak bölgenin üzerine peçeteden çıkan toz hâlindeki telveyi sürüyoruz.
Her tarafa sürdükten sonra üzerine suyu veriyoruz.
İşte tertemiz aklanmış paklanmış olarak son bir kez daha sabunlanarak durulanıyoruz ve gerçek anlamdaki temizliğe kavuşmuş oluyoruz.
Hem parfüm gibi çevreye düşman malzemeler kullanmıyoruz, hem de çevremize mis gibi bir koku yayabiliyoruz.
Hepinize okuduğunuz ve bilgilendiğiniz için teşekkür ederim, bu yazımı arkadaşlarınızla da paylaşabilirsiniz.
Kısacası ucuza yaşamanın yollarından biri olarak Ekomoni ısrarla Tıkırında.