Bugünün anlam ve önemini sadece ve sadece tarih bilgisi gelişmiş kişiler anlayabilirler.
Size Wikipedia'dan konunun maddesini özetliyorum.
Türk ordusu İzmir'i hallettikten sonra Fahrettin Paşa komutasındaki Beşinci Süvari Kolordusu İtilaf Devletleri kontolündeki tarafsız bölgeye doğru yol almaya başladı. Bunun üzerine müttefiklerdeki Fransız ve İtalyan birlikleri geri çekildiler, Çanakkale'deki İngiliz ordusu da savunmaya geçti.
İngiltere ise TBMM ile anlaşmanın yollarını aramaya başladı.
Ankara Hükümeti İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının denetimini istedi. İngiliz başbakan Lloyd George red etti ve birliklere savaşma pozisyonu almalarını emretti.
Fakat Fenerbahçe'den hayatının sonuna kadar unutamayacağı bir ders almış olan General Charles Harrington emre itaatsizlik edip ateş açılmamasını emretti.
Türk birlikleri de hiçbir direnişle karşılaşmadan Çanakkale'ye geldiler.
Savaşmayı istemeyen Sir Winston Churchill'in başını çektiği bir grup bakan da vazifelerinden istifa ettiler.
4 Ekim 1923 günü son kalan düşman birlikleri Dolmabahçe Sarayının önünde düzenlenen bir törenle Türk Alay Sancağını selâmlayarak İstanbul'u terk ettiler.
İki gün sonra, 6 Ekim 1923 günü de Selahattin Adil Paşa komutasındaki Türk Ordusu İstanbul'u tekrardan geri aldı.
Dört yıl on ay yirmiüç gün süren işgâl Mustafa Kemâl'in sağduyusu sayesinde sona ermiş oldu.
Her yılın Ekim ayının Altıncı günü İstanbul'un kurtuluş günü olarak kutlanır.
Bu zaferde Mustafa Kemâl'in "İstanbul'u vermezseniz zorla aldıktan sonra ta Bağdad'a kadar güneye iner alırım" ihtarı etkili olduğu söylenir.
Not: Keşke alsaymış.