Bu Blogda Ara

Sarsıntı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sarsıntı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mart 2022

İstanbul'da Deprem Oldu

Bugün sizlere hiç güzel haberim yok, çünkü merkez üssü Avrasya Tüneli'nin bir yakadan diğer yakaya geçtiği nokta olan bölgede 8.0 şiddetinde bir zelzele vukua avdet eyledi.
İşin tuhafı bu deprem bundan uzun uzun yıllar hâttâ yüzyıllar önce El-Serhendi tarafından bizlere bildirilmişti:


Yaklaşık üç kocaman dakika boyunca kesintisiz olarak devam eden işbu muazzam sarsıntı esnasında Kız Kulesi'nin bulunduğu ada Marmara Denizi'nin serin ve derin sularının dibini boyladı.
Tabi sarsıntıya dayanamayan bir başka yüksek yer olan Çamlıca Kulesi yerinden çıkıp savrulurken kendisiyle birlikte önce Galata Kulesi'ni sonra da Bayazıd Kulesi'ni yıktı.
Yekpare mimariye sahip Aya Sofya Cami-i Şerifi'nin kubbesi ortadan tam dörde ayrıldı, kubbenin betonunun ağırlığı bölgede derin bir çukur açıp Yerebatan Sarnıcı'nın üstünü açtı.
Minâreler önce Topkapı Sarayı'nı ve Sultan Ahmet Cami-i Şerifi'ni dümdüz etti, tabi diğer minâreler de ait oldukları camileri yıktı, çevresindeki evleri de keza darmadağın ettiler.
İstanbul genelinde artık görmeğe alıştığımız bütün gökdelenlerin tamamı dayanamayarak yıkıldılar, yerleri ise bir ıssız hayâlet bölgesine döndü.


Bu korku dolu ve bitmek bilmeyen üç dakikanın sonunda herkesin şehir efsahanesi dediği yer altındaki tüneller ve gizli geçitlerin tamamı açığa çıktı.
Kısaca söylemek gerekirse Şehr-İstanbul'un içinde taş üstünde taş ve gövde üstünde baş kalmadı, bütün tarihi güzellikler olsun ya da sonradan eklenen gecekondular olsun veya gökdelen apartmanlar olsun daha da kötüsü efsahanelerden biri olan Yedi Tepe bile dümdüz arazi oldu.
Daha da fenası karanlık dehlizlerde saklanan fare ve böcekler artık yıkıntıların arasında canlarını veren kedilerin de yokluklarını fırsat bilerek sokaklarda cirit atmağa başladılar.
Şehr-İstanbul'un yöneticileri şimdiye kadar yaklaşık Birmilyonbeşyüzbin vatandaşımızın Hakk'ın rahmetine kavuştuğunu söylemelerine rağmen yaşanan büyük faciadan kurtulanların tahmini dedikleri sayının en az beş katı kadar olduğunu söylüyor.
Ancak her şeye ve yaşanan onca kaosa ve depreme rağmen İstanbul'un henüz "Afet Bölgesi" ilân edilmediğini de belirtmem gerekiyor.

16 Mart 2022

Japonya'da 7.3 Şiddetli Deprem

 Hepimizin bildiği gibi Japonya tam bir deprem ülkesidir, tıpkı Türkiye Cümhûriyeti gibi ama Japonya'daki depremler Türkiye'de olsa taş üstünde taş kalmayacağı konusu ayrı, çünkü bizim buradaki depremlerin çoğu genel olarak 3.0'ın üstüne pek çıkmaz.
Bu dediğime inanmayan Kândilli Rasathânesinin günlük raporuna bakabilir, adresi ise ahanda buradadır. Her gün 3.0 ve altında birçok deprem olmaktadır ama bu aralar Girit ve çevresinde deprem bakımından biraz fazla hareketlilik mevcut, ortalaması 4.0'ı bulmak üzere olduğunu belirteyim.
Ancak ben bu sefer memleketimizden oldukça uzak ama kâlplerimize o kadar yakın olan Japonya'dan bir haber getirdim sizlere.


Biraz önce merkez üssü Minamisoma olan 7.3 şiddetinde bir deprem vukua avdet eyledi, zelzele esnasında çekilen videolar olayın boyutunu anlatabilecek vaziyette, ancak genel olarak oranın halkı böylesi depremlere alışkın olduğunu söyleyebilirim.


İlk görüntülerimiz yolda seyir hâlinde olan bir motorsikletli vatandaşın tepe kamerasından kaydedilmiş, yolda giderken aniden elektriklerin kesilmesi anını kaydetmiş.


Bir başka videoda bomboş Metroda yolculuk eden vatandaş bir şeyler kaydetmiş.


Bir genel kamera ya da Mobese kamerası da şehrin içinden bir şeyler kaydetmiş, sonradan bağladığı havalimanı görüntüsü sarsıntının boyutunu daha bir gözler önüne sermekte.


Bir başka kuruluşun paylaştığı videoda havalimanı görüntülerinin devamı da var.


Biraz da hâlkın arasına girelim ve evlerden birine konuk olalım ve de soralım:
Böyle bir zelzele İstanbul'da olsa hayatta kalabilir miydik?
Kaldı ki bir kaynakta okuduğum kehânette onbir gün sonra belki çok daha şiddetli bir deprem meydana geleceğini söylüyor İstanbul'da, ne yapalım ki korkunun ecele faydası bulunmuyor.


Bundan yıllar önce merkez üssü Gölcük olan depremi hatırlarsınız, hani Onaltı Ağustos tarihini Onyedi Ağustos gününe bağlayan gece Üçü İki Geçe açıklamaya göre Yedi nokta Dört şiddetinde Kırkbeş saniye boyunca sallanmıştık Bindokuzyüzdoksandokuz yılında.
O günden bu yana yeni dünyaya gelen okuyucularım da olabilir, aramızdan ayrılan vatandaşlarımız da olabilir, ama bilenler bilir Gölcük'ün Değirmendere'nin önemli bir bölümünde taş üstünde taş kalmamıştı, aynı zelzele İstanbul'daki ve özellikle de Avcılar mıntıkasında bulunan binaların üçte birini yıkmış, geri kalan binaların önemli bir bölümü yeniden yapılmıştı, o günden sonra "Kentsel Dönüşüm" çıkmıştı.
Japonya'daki deprem İstanbul'u tetikler mi bilinmez ama eğer İstanbul'da böyle bir deprem olursa Allah-u Te'âlâ hepimizi korusun. O bizi bizlerden çok daha iyi bilir.

02 Ekim 2019

İzmir'de Yedi Şiddetinde Deprem Uyarısı

Dünyanın canlı bir varlık olduğunu daha önce söylemişti ben.
Aynı yazımda dünyada depremin etkilemediği hiçbir noktanın mevcut olmadığını da.
Şu anlama geliyor bu deyişim: Dünyada her bir noktada tarih boyunca ama büyük ama küçük mutlaka bir deprem olmuştur.
Biz bir depremi belki İstanbul'da bekliyoruz, ama bu deprem bizi İzmir'den vurabilir mi?


Çünkü aynen İstanbul gibi İzmir çevresinde de arazi kırıkları mevcut.
Jeoloji Mühendisleri Odası'nın İzmir Şube Başkanı sayın Alim Murathan bugün basın mensuplarına İzmir ve çevresinde onüç ayrı fay hattının mevcut olduğunu, bunların güncel aktif ve diri olduğunu, önemli bir bölümünün de yerleşim yerlerinden geçtiğini söylemiştir.


İlkokulda Sosyâl Bilgiler, ortaokulda Coğrafya derslerinde işlediğimiz gibi Ege'de dağlar denize dik olarak uzanır, bu dik dağların oluşmasının da sebebi depremlerdir.
Haritayı dikkâtli inceleyen biri Ege Denizi'ndeki Gökçeada ve Bozcaada haricinde hepsi Yunanistan'a bağlı olan adaların nasıl oluştuğunu az çok çözebilir.
Ege Adaları'nın tamamı depremlerde çöken toprağın yerine dolan denizin seviyesinden daha yüksek olan tepeleri sayesinde ada olmuşlardır.


Gelelim olası bir depremde İzmir'deki en fazla etkilenecek yerlere:
Sâhil kesimleri başta olmak üzere Halkapınar tarafları, Konak çevresi, Kordon Boyu, İnciraltı civarları, Kaklıç yöresi en riskli bölgeler.
Geri kalan sâhil ve biraz yukarısı nispeten ikinci derece sayılıyor.
Buca, Balçova, Çiğli daha bir kurtarıyor, geri kalan Menemen Gaziemir gibi kıyıdan uzaklaştıkça daha güvenli olduğu meydana çıkıyor işbu haritadan.
Allah-u Te'âlâ hepimizi böyle felâketlere rağmen câhill cühelâ iş yapandan korusun.